Eliaçık: Osmanlı Padişahları halife değil zorbadır

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
“Allah her gece dünya semasına iner.” Sahih Hadis

Allahü Teala dünya semasına nereden iniyor..?
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
“Gökteki Allah’ın sizi yere geçirmesinden emin mi oldunuz ? ”(Mülk, 16)

Gök neresi..???
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Hirahos kardeş, neyin izahını yapacak....Müslümanları ne hale getirmişler....Yarabbi çoluk çocuğumuzu muhafaza et....

Ahter, ben ıstılaha hakimim havasında. Benim ilmim var diye ima ediyor. (Varlık veren ilimden de amelden de Allah'a sığınırız) Hazır meftun'u bulmuşken hem ona öğretsin hem de biz Ahter'in ilminden istifade edelim.
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
O, gökleri ve yeri altı günde (altı evrede) yaratan, sonra Arş’a kurulandır. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir.(Hadid/4)


"O odur ki Gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra arş üzerine istiva buyurdu, Yere gireni ve ondan çıkanı, Gökten ineni ve ona yükseleni hepsini bilir ve her nerede olsanız sizinle beraberdir, hem Allah her ne yaparsanız görür" (Elmalı)


O, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'ın üzerine istivâ edendir. Yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görür. (Diyanet Vakfı)

Abdullah BİRİSİ'ne...

Çıkmaktan kastım, ayette Sema'dan sonra (onun üzerinde) ayette ifade edilen "arşın üzerine istiva etti" anlamındadır.

Bu ayette arş, semanın üzerinde olduğu anlaşılıyor.
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Ahter, ben ıstılaha hakimim havasında. Benim ilmim var diye ima ediyor. (Varlık veren ilimden de amelden de Allah'a sığınırız) Hazır meftun'u bulmuşken hem ona öğretsin hem de biz Ahter'in ilminden istifade edelim.

İyi olur faydalanırsınız... Ücrete gerek yoktur... Allah ecrinizi arttırsın...
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
“Her kim, Rabbim gökte midir bilmiyorum derse kafir olmuştur. Aynı şekilde O, arşının üzerindedir, fakat arş gökte midir, yerde midir bilmiyorum derse kafir olmuştur.” (Fıkhul Ekber, sf, 46)

İmam Ebû Hanîfe, el-Fıkhu'l-Ebsat'ta şöyle diyor:

"Rabbimin gökte mi yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum diyen kimse kâfir olur. Aynı şekilde, "Allahü teâlâ Arş'ın üzerindedir; Arş'ın gökte mi yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum" diyenin durumu da böyledir."

el-Bayâdî rahimehullah İşârâtu’l-Merâm’ında bunu şöyle îzâh eder:

"Bunun sebebi, kâilin bu söz ile Hâlık-ı Zülcelâl (celle celâluhû)’ya cihet ve hudud tâyin etmesidir; zîra ciheti ve hudûdu olan her şey bizzarûre mahlukdur. Binâenaleyh bu söz, Allah (celle celâluhû)’ya kusûr atfetmekdir. İlâhî cismâniyyete ve cihete inanan o kimsedir ki, hevâss ile idrâk edilemeyen her şeyin varlığını münkîrdir. Onlar, fevkettabî‘a olan ulûhiyyet cevherini reddederler. Bu da onları kat‘î sûretde îmânsızlığa götürür." (el-Kevserî, Makâlât, s.368-369; nakleden: Yusuf Hanîf)

Molla Aliyyülkârî de İmam-ı a'zam Ebu Hanife'nin bu sözü hakkında şu açıklamayı yazmaktadır:

"İmam İzz bin Abdusselâm, Hillu'r-Rumûz adlı kitabında İmam Âzam'ın şu sözünü kaydediyor: Kim Allah'ın yerde mi gökte mi olduğunu bilmiyorum derse, kâfir olur. Çünkü bu söz, Allah'ın bir mekânı olduğu düşüncesini akla getirir. Allah'ın mekânı olduğunu düşünen kimse ise Allah'ı yaratıklara benzeten kişidir. Şüphe yok ki İbn Abdusselâm alimlerin büyüklerinden biri olup sika (güvenilir) bir âlimdir." (bkz. Fıkh-ı Ekber Şerhi, "Miraç ve Allah'a Mekân İsnadı" kısmı)

Yusuf-i Nebhanî de bu açıklamayı nakletmektedir:

"Bir kimse, "Allah'ın yerde mi gökte mi olduğunu bilmiyorum" derse, kâfir olur. Zira bu söz, Allahü teâlâ için bir mekân var da o kimse bunda şüphede imiş vehmini verir." (Şevahidü'l-Hakk, s.218)

Allahü teâlâya cihet ve mekân isnad eden Haşviyye taifesi, İmam-ı a'zam Ebû Hanîfe'nin sözlerini saptırmaktadır. Halbuki, İmam buyuruyor ki:

"Cennet ehlinin Allahü teâlâya keyfiyet, teşbih ve cihet olmadan mülaki olmaları haktır." (el-Vasıyye)
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
“Allah her gece dünya semasına iner.” Sahih Hadis

Allahü Teala dünya semasına nereden iniyor..?


İmam-ı Kurtubî, "nüzul hadisini" şu şekilde açıklıyor:

"Bu buyruğun te'vili hakkında farklı görüşler vardır. Buna dair yapılan açıklamaların en uygunu Nesâî'nin Kitabında müfesser olarak gelen şu rivayettir: Ebu Hureyre ile Ebu Said'den (Allah ikisinden de razı olsun) rivayete göre şöyle demişlerdir: Rasûlullah (aleyhisselam) buyurdu ki: "Şüphesiz aziz ve celil olan Allah gecenin ilk yarısı geçinceye kadar mühlet verir. Sonra bir münâdiye emrederek şöyle der: Dua eden var mı? Duası kabul olunacak. Mağfiret isteyen var mı? Ona mağfiret olunacak. İstekte bulunan var mı? İstediği ona verilecek." Ebu Muhammed Abdulhak bunun sahih olduğunu ifade etmiştir. İşte bu hadisteki ifadeler bir önceki hadisteki müşkilliği kaldırmakta ve her türlü ihtimali açıklamaktadır. Birinci hadisteki ifadeler muzafın hazfedilmesi kabilindendir. Yani Rabbimizin meleği iner ve der ki... anlamındadır. Yine buradaki "iner" kelimesi "indirilir" şeklinde de rivayet edilmiştir ki, bu da bizim sözünü ettiğimiz hususa açıklık getirmektedir. Başarımız Allah'tandır." (Al-i imran 17 tefsirinde)

Zamânının tefsîr, hadîs ve fıkıh âlimi Muhammed Zâhid bin Hasen el-Kevserî rahimehullah (vefatı m. 1951) şöyle yazmıştır:

"Rivayetlerde zikredilen, Yüce Allah'ın gece dünya semasına inmesi, yukarıdan aşağıya doğru bir iniş olarak düşünülmemelidir. Bunu böyle düşünmek cehaletin ifadesidir. Dolayısı ile buradaki "nüzul", ya mecazî bir anlatımla Allahü teâlânın, bahse konu hadisin kimi varyantlarında zikredilen nidayı yapan bir melek göndermesi, ya da bu gece yapılan dua ve istiğfarları kabul etmesi olarak anlaşılmalıdır. Bu kelimenin bu şekilde kullanılması, Arap dili açısından da sahih bir kullanımdır." (Makâlât, 62-63; bkz. Ehl-i Sünneti Müdafaa ve Bid'atleri Tenkid, Bedir Yayınevi, İst., 2005; s. 121)

Hâfız Celâleddîn Süyûtî (vefatı m. 1505) rahmetullahi teâlâ aleyh diyor ki:

"Allahü teâlâ hareket ve intikâlden [yer değiştirmekden] münezzehdir." (Şerh üs-Sudur ["Kabir Alemi" ismiyle tercüme edilmiştir], Kahraman Yayınları, İst., 1992, s. 392; Ayrıca bkz. Mevlânâ Muhammed Fadlurresul, Tashih'ül Mesail, Berekât Yay., İst, 1976, s. 143)
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Allah'ın eli yoktur dersen kafir olursun...

İmam-ı A'zam Ebû Hanife rahimehullah "yed kelimesini Farsça [Arapça dışında] olarak söylemek caiz değildir" (el-Fıkhu'l-ekber) ve "...Allahü teâlânın yed'i, keyfiyetsiz olarak sıfatıdır, denilir" (el-Fıkhu'l-ekber) buyurmuştur.

Nitekim,
Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî rahimehullah "yed gibi sıfatları başka dile çevirmek caiz değildir" bilgisini aktarıyor (Camiu'l-Mütun, Bedir Yayınevi, 7. Baskı, İstanbul 1996; s.64).

Hâfız İbni Hacer el-Askalânî rahimehullah, Fethu'l-Bari eserinde diyor ki:

قال حذاق المتكلمين ما عرف الله من شبهه بخلقه أو أضاف إليه اليد أو أضاف إليه الولد فمعبودهم الذي عبدوه ليس هو الله وإن سموه به

Hazık [Uzman/önde gelen] kelâm âlimleri dediler ki: Allahü teâlâyı mahlukatına benzeten, veya O'na [uzuv veya parça ma'nâsında] el veya çocuk atfeden kişinin tapdığı Allahü teâlâ değildir; ona "Allah" dese bile.

Kaynak: Fethu'l-Bari, 359/3, Dar al-Ma'rifa, Beyrut.
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
"O odur ki Gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra arş üzerine istiva buyurdu, Yere gireni ve ondan çıkanı, Gökten ineni ve ona yükseleni hepsini bilir ve her nerede olsanız sizinle beraberdir, hem Allah her ne yaparsanız görür" (Elmalı)


O, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'ın üzerine istivâ edendir. Yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görür. (Diyanet Vakfı)

Büyük alim Zâhid el-Kevserî rahimehullah diyor ki:

"Cenâb-ı Hakkın, meâlen (Göklerle yeri ve aralarındakileri altı günde yaratan O'dur. Sonra Arş'a istivâ etti. Yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve ona yükseleni hep bilir. Her nerede olsanız sizinle beraberdir. Allah bütün yaptıklarınızı görendir.) [el-Hadid, 4] buyurduğu ayet-i kerimede "istivâ" ile "ma'iyyet"i (kullarla beraber olmayı) birlikte zikretmiş olması, istivânın bir mekâna yerleşme anlamında olmadığının kesin delillerinden birisidir." (Makâlât, 366-367; bkz. Ehl-i Sünneti Müdafaa ve Bid'atleri Tenkid, Bedir Yayınevi, İst., 2005, s. 122)
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Selefin akidesini, yani Ehl-i sünnet itikadını izah eden İmam-ı Gazalî rahime-hullahü teâlâ buyuruyor ki:

"Bu konuda hak, doğru olan Allahü teâlânın ve Resûlünün “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurduklarıdır. Allahü teâlâ Tâhâ sûresi beşinci âyet-i kerîmesinde meâlen, (Rahmân Arş üzerine istivâ etdi) buyurmuş ve doğru söylemişdir. Kat’î olarak bilinmelidir ki, istivâ, cisme mahsûs olan oturma ve karâr kılma değildir. İstivâ kelimesi ile Allahü teâlânın murâdının ne olduğunu bilmeyiz ve bilmekle de mükellef değiliz. Allahü teâlâ, En’âm sûresi, onsekizinci âyet-i kerîmesinde meâlen, (O kullarının fevkınde yegâne kudret ve tasarruf sâhibidir) buyurmuşdur. Bu da doğrudur. Burada mekân olarak fevkıyyet, üstde olmak muhâldir. Çünki, O mekândan önce vardı, şimdi de dahâ önce olduğu gibi vardır. Fevk ile ne murâd etdiğini biz bilmeyiz. Ey suâl soran, bu ma’nâyı bilmek senin de bizim de üzerimize lâzım değildir." (İlcâm-ül avâm an ilm-il kelâm)

Bizim inancımız budur.

Not: Bu kitabın başından itibaren uzunca bir kısım şurada bulunabilir:

http://muratyazici.blogspot.com.tr/2008/02/kelm-ilminin-tehlikesinden-halkn.html
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Sanırım insan aklı, ayetler açık olmasına karşın, Allah'ın nerede olduğuna dair bilgisini çözme noktasında, "aciz"dir...

Bu bilgi tamamen Kıyamet'e kalmış bir bilgidir...

Bu acizlik de arz'ın yuvarlak olmasıyla alakalıdır.

Ama gene de sorular sorulmuş cevaplar verilmiştir...

Sora soranların akıbeti de... Cevap verenlerin akıbeti de...

Allah'ın mutlak bilgisindedir...

Dolayısıyla, bu baptan soru soranları ve bu sorulara iyi niyetiyle cevap verenlerin bir kısmını, falancalar kafir saymış... Falancalar sapık ifade etmiş... Falancalar ehl-i sünne dışına atmış...

İnsan bu, ne diyeceği belli mi olur..?

Bunların da hiç bir önemi toktur...

Çünkü bunların da bilgisi, Allah'ın mutlak bilgisindedir...

Ben ancak dua ederim...

Rabb'im bütün müslümanları bağışlasın... Amin...
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Mevdudi ve Seyit Kutub'u, hangi ölçülerine göre sağlam buldun da tavsiye ediyorsun? Veya tavsiye edildiği havası veriyorsun? Kendi ölçülerine göre mi?

Işid'den sonra bu ikinci ayak sürçmen. Dikkat et, tehlikeli sulara açılıyorsun. İtikad hatası/itikad vebali hiç bir günahla kıyas edilmez. Neyine güveniyorsun?


Hirahos benden alıntı yaptığına göre , galiba sözünün muhatabı bendeniz olmalıyım..Önceki mesajlarımı okursanız , islam şehidi merhum Seyyid Kutubun özellikle Fizilal i nin hangi konularda tavsiye edildiğini görürüsünüz.sadece üstad ismail çetin rahimehullah değil, bir çok alim tavsiye ediyor..maalesef, yıllar öncesinden hususen Hüseyin hilmi ışık taifesinin yaptığı karalamalar, toplumda etkili olmuş, sanki bu gibi zevat haşa dinsiz, sosyalistmiş gibi bir algının oluşmasına katkıda bulunmuşlardır.bu yüzden merhum Seyyid Kutub hakkın da ilmi bir eleştiri çok sınırlı kalmıştır..biz İslam şehidini ne göklere çıkarıyoruz , nede yerin dibine batırıyoruz.islam şehidi sosyolog olması hasebiyle tefsirindende sosyal meselelerde şayanı takdir izahatlar vardır..(önceki mesajımıza bakın)Günümüzde yaşayan ,son devrin büyük allamesi Şeyh Muhammed Zahid el Kevserinin son icazeli talebelerinden muhterem M.Emin saraç hocaefendi, allame Muhammed Ali sabuni, Muhammed salih Ekinci.....gibi bir çok ulema fizilali tavsiye ediyor..Siz beğenmezseniz okumazsınız , karalama yaparsanız bizde mecburen mudahale ederiz..İlmi eleştiri ise her zaman yapılır.

Işid konusuna gelinece , onlardan konjoktürel olarak ..türkiyenin faydalanmasının , menfaatimize uygun olduğunu söyledim.Bu onların fikirlerini tasdik ettiğim anlamına gelmez..
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Bu forumda @zebih var. Hak dilaram eski adı... İsmail Çetin merhumun talebelerindendir. Bir de ona danış bakalım, bir alimin bir eserden alıntı yapması ne anlama geliyor?

İsmail Aslana Allah şifa versin.ismail aslan üstadın bir eserinden(bu konuda) bir alıntı yapmamıştır.galiba gözünüzden kaçmış..Yaptığı özel bir şahsa yazılan mektubu (izin varmı yokmu belli değil) deşifre etmiş.Özel hususlar genele indirgenmeyebilir.Genele hitab edenler ise kitablardır.Kitablardan da alıntı yapan benim..Galiba anlaşılmıştır ..konuyla ilgili mesajlarımı okursan aydınlanırsın..
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Bu Murat Yazıcı kadar sayfalar dolusu mugalata, kitap yüklü merkebin kitapla ilişkisi nispetinde çıkarımlarda bulunan bir şahıs daha görmedim. Bir de ilmii gözükme kisvesi altında yapıyor.
Daha önce bir konuşmadan hatırlıyorum paraflar dolusu yazıyor, güya dini bir iş, bir akademik çalışma alanı kesbetmiş kendine ama seçe seçe, tercih edilebilecek en batıl yolları seçmiş.
En galiz Tarikatçıları bile aklayabilmek için makalemsi görünümlü koca bir yığın laf posası çıkarmış ortaya. Çıkarmaya da devam


Tapatalklandı.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Yaptığı özel bir şahsa yazılan mektubu (izin varmı yokmu belli değil) deşifre etmiş.Özel hususlar genele indirgenmeyebilir.Genele hitab edenler ise kitablardır.Kitablardan da alıntı yapan benim..

"İlim ehlinin (veya bahsi geçen Mollanın) mektuplarında yazanlar özeldir, kitapları geneldir; özele itibar edilmeyebilir" böyle bir tefriki hiç okumadım, hiç duymadım. Galiba patenti zatınıza ait. :)

Biz deriz ki nerde yazarsa yazsın ilim ilimdir. Bazı ilimler, ehline (hazmedip taşıyanına) verilebilir, bunu kabul ederiz ama mevzumuz bu tarz bir ilim değil.



üstad ismail çetin rahimehullah
Muhterem M.Emin saraç hocaefendi,
allame Muhammed Ali sabuni,
Muhammed salih Ekinci.....

gibi bir çok ulema fizilali tavsiye ediyor.


biz İslam şehidini ne göklere çıkarıyoruz , ne de yerin dibine batırıyoruz.

Bu zatlar nerede ve nasıl tavsiye etmişler, naklediniz lütfen... Mahiyetini görmek istiyoruz.

Son kalın cümle: Demek ki siz de Mevdudi ve Kutup'da hatalı görüşler olduğunu kabul ediyorsunuz. Müzakeremizi şöyle nihayetlendirelim o zaman:

Mevdudi ve Kutup okuyanlar ve okumak isteyenler, eğer neresinde hatalar vardır, bilemiyorlarsa, dikkat etsinler. Gerekirse bilenlere danışıp öğrensinler.
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
"İlim ehlinin (veya bahsi geçen Mollanın) mektuplarında yazanlar özeldir, kitapları geneldir; özele itibar edilmeyebilir" böyle bir tefriki hiç okumadım, hiç duymadım. Galiba patenti zatınıza ait. :)

Biz deriz ki nerde yazarsa yazsın ilim ilimdir. Bazı ilimler, ehline (hazmedip taşıyanına) verilebilir, bunu kabul ederiz ama mevzumuz bu tarz bir ilim değil.



Bu zatlar nerede ve nasıl tavsiye etmişler, naklediniz lütfen... Mahiyetini görmek istiyoruz.

Son kalın cümle: Demek ki siz de Mevdudi ve Kutup'da hatalı görüşler olduğunu kabul ediyorsunuz. Müzakeremizi şöyle nihayetlendirelim o zaman:

Mevdudi ve Kutup okuyanlar ve okumak isteyenler, eğer neresinde hatalar vardır, bilemiyorlarsa, dikkat etsinler. Gerekirse bilenlere danışıp öğrensinler.

Tevafuk olmuş, bende bunu soracaktım, adı geçen bu zatlar ın beyanları nerdedir, bahsi geçen eseri okunabilir dedikleri kayıtlımıdır...
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Eli açığın ne olduğunu biliyoruzda burda yanlış bişey dememiş

saltanat için babasını kardeşini oğullarını kız kardeşlerinin kocalarını dahada vahımı hiç bişeyden bi haber erkek torunlarını yada yeğenlerini öldüren kişi Peygamberin halifesi olamaz olsa olsa zorbadır islam dininde böyle zorbalığın yeri yoktur hilafet makamı bu tıp katıalmlardam katillikten uzaktır
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
saltanat için babasını kardeşini oğullarını kız kardeşlerinin kocalarını dahada vahımı hiç bişeyden bi haber erkek torunlarını yada yeğenlerini öldüren kişi Peygamberin halifesi olamaz olsa olsa zorbadır islam dininde böyle zorbalığın yeri yoktur hilafet makamı bu tıp katıalmlardam katillikten uzaktır

Ameller niyetlere göredir. Saltanat için yaptıysa ki bunu Allah bilir, hesabını Allah'a verir. İslam ümmetinin parçalanmaması için yaptıysa ki bunu da Allah bilir o vakit bu ölümler caiz midir?
 
Üst