Agbi gene güzelleme yapmış...Agbi bu sitenin renkli simalarından...ona hiç kızamıyorum..
Ben Cübbeliyle neden helaleşeyim..Onu anlıyorum...Evlad iyal meselesi var, karşısında büyük bir güç var..hoca ne yapsın..
Hala anlamamışsın
CÜBBELİ HOCA ALLAH cc başka hiçbir gücü güç olarak kabul etmez.
Yahıu Agbi itikadi olarak kabul etmez..doğru..Ama hayat bu..insan başına belalar gelirse, yumuşayabilir.Hoca güce taptı demiyorumki helalleşeyim..Hoca yumuşamış diyorum...ve hoş görüyorum...
Yahu agbi, yumuşama nezamandan beri hakaret oldu..ben cübbeli hocayı seviyorum...sadce önceden bir meselede tenkid ettim onda da haklıydım..Hoca , zor durumda, önceki diyalog tenkidlerinde yumuşamış olabilir..neyi hakaret anlamdım..kafaya taktın bu hakaret kelimesini ...sende fikri sabite olmuş ,anlaşılan
Sorsun kardeşimSor fedai ağbine ve fakiri ye sor bakalaım MAHMUT Efendi ve cemeati için ne düşünüyorlar ? SOR BAKALIM.
Adam bu benim görüşüm demiyor...bana bunu F.Hoca söyledi diyor, yahu...Uyuma YOsmanlı, uyuma...sözü iyi anla..
İlginç...ne söylemis fethullah Gülen hoca?
...
"Hıristiyanlık Hak bir din idi ve elinde Allah'tan gelme hak bir kitap vardı. Fakat zamanla bir anlamda muvazene bozuldu. Yaratıcı Allah'tır dedikleri halde,Hz. Mesih'e de ulûhiyet isnat etmeye durdular. Allah "Göklerin ve yerin yaratıcısı,ezeli ve ebedi Hâlıktır." dedikleri halde Hz. Meryem'i -hâşâ- Allah'ın hanımı gibi gösterdiler ve Hz. Mesih'e Allah'ın oğlu deyiverdiler. Bütün bunlar tevhitte muvazeneyi bozma manasına geliyordu."
fethullah Gülen
http://tr.fgulen.com/content/view/18663/18/
Peygamber olmayana "peygamberdir" demek küfür olduğu gibi,peygamber olana da "değildir" demek yine küfürdür.(Fethullah Gülen)
İlginç...
Peki madem bunlar tevhidi bozdular, Madem Haşa Hz. İsa AS ye uluhiyet güttüler, madem paygambere peygamber değildir demek küfürdür peki kardeşim nasıl oluyor da bunlarla aramızda o da amentüde ittifak oluyor
Nasıl oluyor da Fethullah hocacılar ağzını şapırdata şapırdata "Say bakayım imanın şartlarını" diyebiliyor? Hala savunabiliyor bu fikri?
Bir müslümanın tevhidi bozanla arasında amentüde nasıl ittifak olabilir?
Peygamberi, kitabı reddeden kafirle bir müslüman inançta nasıl ortak olabilir?
Soru: Günümüzde itikad-i kamil noktasında İslam'dan başka bir din yokken "Ehl-i Kitapla Amentüde İttifakımız Var" sözü ile ne ifade edilmeye çalışılmaktadır?
Bazı çevreler tarafından kasıtlı olarak saptırılan ve bir takım çevreler tarafından ise gerçek manada anlaşılmasında güçlük çekilen bu konuda, evvela bahse mevzu konunun(1) sadece "başlığı" itibari ile değerlendirilmeyip, tüm içeriği ile bir bütün olarak ele alınması, mülahaza edilmesinde fayda olacağı kanaatindeyiz.
Ehli kitap ile ortak noktalarda ittifak etmek için o ortak noktaların ön plana çıkarılması veya ortak noktaların koyu ve altı çizili yapılması ayrı mevzudur, öne çıkarılan noktaların "hak" yada "batıl" olduğunu söylemek veyahut ifade etmek ayrı bir mevzudur.
Mesela Hristiyanlıkta Allah inancı vardır, yine kitap ve peygamber, melek ve öldükten sonra dirilmek gibi...
onların Allah inancı bizim için batıl olabilir, onların inandığı kitap bizim için tahrif edilmiş, onların peygamber inacı bize göre hak değildir vs., fakat Hristiyanlık için saydığımız bu rükünlerin bizim inancımızın temel esasları olması hasebi ile bunlar birer ortak noktalardır. Yani "amentüde ittifakımız var" derken burada kasdedilen de budur. Yoksa onların inandıklarını "hak" noktasında tutmak değildir.
Batıl dahi olsa, onlarda da Allah inancı, kitap inancı varsa, bu bizim amentüde belirtilen hususlar dahilinde ittifak edebileceğimizi gösterir ki Ahmet Şahin hocamızın köşe yazısında belirtmek istediği noktada burasıdır.
Başta da belirttiğimiz gibi konu muhteviyatı bakımından bir bütün olarak ele alındığında görülecek ki; anlatılmak istenen, bir kesimi batıl yada hak gibi göstermek değil, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin uhuvvete dair risalesinde, bir Hadisi sahihin açıklamasında(3) belirtilmek istenen noktanın önemi belirtilmiştir.
Daha önceden aynı konu için gelen itirazlara gerekli cevabı "Amentüde ittifakımız" kimlerle var? (3) başlığı altında bulabilirsiniz..
Dipnotlar
___________________
1-http://arsiv.zaman.com.tr/2000/04/17/yazarlar/14.html
http://tr.fgulen.com/content/view/2852/12/
2-Hattâ, hadis-i sahihle, âhirzamanda İsevîlerin hakikî dindarları ehl-i Kur'ân ile ittifak edip, müşterek düşmanları olan zındıkaya karşı dayanacakları gibi; şu zamanda dahi ehl-i diyanet ve ehl-i hakikat, değil yalnız dindaşı, meslektaşı, kardeşi olanlarla samimî ittifak etmek, belki Hıristiyanların hakikî dindar ruhanîleriyle dahi, medar-ı ihtilâf noktaları muvakkaten medar-ı münakaşa ve nizâ etmeyerek, müşterek düşmanları olan mütecaviz dinsizlere karşı ittifaka muhtaçtırlar. (Lemalar | Yirminci Lem'a | 155)
3-http://www.gencadam.com/akademik/sss/140-amentude-ittifakimiz-kimlerle-var/
http://www.gencadam.com/akademi/sss...tude-ittifakimiz-var-ile-ne-kasdedilmektedir/
kafirler le ilgili ne söyleniyorsa hocam da aynı şeyi söylüyor
Pardon da Allahu zülcelal kafirler benim düşmanımdır buyuruyor sizin hocanız cennet ehli yaptı bu ne demektir??
Soru: Günümüzde itikad-i kamil noktasında İslam'dan başka bir din yokken "Ehl-i Kitapla Amentüde İttifakımız Var" sözü ile ne ifade edilmeye çalışılmaktadır?
Bazı çevreler tarafından kasıtlı olarak saptırılan ve bir takım çevreler tarafından ise gerçek manada anlaşılmasında güçlük çekilen bu konuda, evvela bahse mevzu konunun(1) sadece "başlığı" itibari ile değerlendirilmeyip, tüm içeriği ile bir bütün olarak ele alınması, mülahaza edilmesinde fayda olacağı kanaatindeyiz.
Ehli kitap ile ortak noktalarda ittifak etmek için o ortak noktaların ön plana çıkarılması veya ortak noktaların koyu ve altı çizili yapılması ayrı mevzudur, öne çıkarılan noktaların "hak" yada "batıl" olduğunu söylemek veyahut ifade etmek ayrı bir mevzudur.
Mesela Hristiyanlıkta Allah inancı vardır, yine kitap ve peygamber, melek ve öldükten sonra dirilmek gibi...
onların Allah inancı bizim için batıl olabilir, onların inandığı kitap bizim için tahrif edilmiş, onların peygamber inacı bize göre hak değildir vs., fakat Hristiyanlık için saydığımız bu rükünlerin bizim inancımızın temel esasları olması hasebi ile bunlar birer ortak noktalardır. Yani "amentüde ittifakımız var" derken burada kasdedilen de budur. Yoksa onların inandıklarını "hak" noktasında tutmak değildir.
Batıl dahi olsa, onlarda da Allah inancı, kitap inancı varsa, bu bizim amentüde belirtilen hususlar dahilinde ittifak edebileceğimizi gösterir ki Ahmet Şahin hocamızın köşe yazısında belirtmek istediği noktada burasıdır.
Başta da belirttiğimiz gibi konu muhteviyatı bakımından bir bütün olarak ele alındığında görülecek ki; anlatılmak istenen, bir kesimi batıl yada hak gibi göstermek değil, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin uhuvvete dair risalesinde, bir Hadisi sahihin açıklamasında(3) belirtilmek istenen noktanın önemi belirtilmiştir.
Daha önceden aynı konu için gelen itirazlara gerekli cevabı "Amentüde ittifakımız" kimlerle var? (3) başlığı altında bulabilirsiniz..
Dipnotlar
___________________
1-http://arsiv.zaman.com.tr/2000/04/17/yazarlar/14.html
http://tr.fgulen.com/content/view/2852/12/
2-Hattâ, hadis-i sahihle, âhirzamanda İsevîlerin hakikî dindarları ehl-i Kur'ân ile ittifak edip, müşterek düşmanları olan zındıkaya karşı dayanacakları gibi; şu zamanda dahi ehl-i diyanet ve ehl-i hakikat, değil yalnız dindaşı, meslektaşı, kardeşi olanlarla samimî ittifak etmek, belki Hıristiyanların hakikî dindar ruhanîleriyle dahi, medar-ı ihtilâf noktaları muvakkaten medar-ı münakaşa ve nizâ etmeyerek, müşterek düşmanları olan mütecaviz dinsizlere karşı ittifaka muhtaçtırlar. (Lemalar | Yirminci Lem'a | 155)
3-http://www.gencadam.com/akademik/sss/140-amentude-ittifakimiz-kimlerle-var/
http://www.gencadam.com/akademi/sss...tude-ittifakimiz-var-ile-ne-kasdedilmektedir/
Anlaşılmasında güçlük çekilen kelimeler kullanıp ta insanları anlamıyor diye, ya da yanlış anladı saptırdı diye suçlayamazsınızBazı çevreler tarafından kasıtlı olarak saptırılan ve bir takım çevreler tarafından ise gerçek manada anlaşılmasında güçlük çekilen bu konuda, evvela bahse mevzu konunun(1) sadece "başlığı" itibari ile değerlendirilmeyip, tüm içeriği ile bir bütün olarak ele alınması, mülahaza edilmesinde fayda olacağı kanaatindeyiz.