Ey Muhammed!) Sana da o Kitab'ı (Kur'an'ı) hak, önündeki kitapları
doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık Allah'ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp ta onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir. (maide-48)
Kuran-ı kerimde ki ayetlerin içinden hüküm çıkarmak için ayet'in siyak ve sibakına(önceden ve sonradan gelen ayetlere)de bakmak gerekmektedir.
Maide surasi 48. ayet de Cenab-ı Hakk buyuruyor ki:
Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi elbette sizi tek bir ümmet yapardı.
Burada kastedilen sizin dediğiniz değil benim dediğim.Ben demiştim ki Cenab-ı Hakk her ümmete şeriat vermiştir,sizde dediniz ki her kavme şeriat verilmiştir.Zaten ayet de yazıyor ki ALLAH sizi isteseydi tek bir ümmet yapardı ama sizi şeriatlara böldü,demek ki şeriat kavimle alakalı değil ümmet olmak ile alakalıdır.Malesef yine yorumlarınız da isabetsizsiniz.İsabetsiz olmanın ötesinde birde sizin dediklerinizi kabul etmeyenleri sırf eleştiri yapmak için bunları yazdıklarını düşünerek tuhaflık yapıyorsunuz.Zaten 48 ayetden önce Cenab-ı Hakk Ümmet-i Muhammed(aleyhis salatu ves selam)'dan önce ki ümmetlerden bahsetmektedir:
Onda (Tevrat'ta) üzerlerine şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir. (Maide/45)
O peygamberlerin izleri üzere Meryemoğlu İsa'yı, önündeki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak gönderdik. Ona, içerisinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat'ı doğrulayan, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için doğru yola iletici ve bir öğüt olarak İncil'i verdik.(Maide/46)
İncil ehli Allah'ın onda indirdiği ile hükmetsin. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir. (Maide/47)
48. ayetde bahsedilen "sizin hepinize Şeriat vermiştik"den kasıt,her ümmettir,her kavim değil.Kavim ile,ümmet arasında ki farkı bilmiyorsanız ayetleri yorumlamaya kalkmayın.
İkinci ayete gelecek olursak:
Mealini verdiğiniz ayet yanlış tercume edilmiştir.Ayet'in arapça aslı şöyledir:
Ve yekulüllezıne keferu lev la ünzile aleyhi ayetüm mir rabbih innema ente münziruv ve likülli kavmin had (Rad/7)
li külli kavmin had:Li arapça "için" manasına gelir,külli "bütün,hepsi" demek,"kavmin" ifadesi kavm ifadesinin "in" eki almış halidir.Arapça "li" ifadesi atfetttiği kelimenin sonunu "in,un,en"diye okutur.Mesela "li Muhammedin" muhammed için demek,li külli kavmin,bütün kavimler için demek.Had ifadesi ise uyarıcı manasında değildir.Hidayete erdiricidir.Uyarıcı demek "nazır" demek.Müddessir suresinde geçer ki "Kum fe enzır"(kalk ve uyar,inzar et) buradan anlaşılacağı gibi "nazır" uyaran,inzar eden manasındadır.Hidayete erdiren bir olay veya bir mucize olabilir.Zaten ayetin başında geçtiği gibi mucizelerden bahsedilmektedir.Oysa ki nazır olan muhakkak "insan" olması gerekmektedir.
Oysa ki benim örnek olarak verdiğim ayetde denmektedir ki:
Li tünzira kavmem ma ünzira abaühüm fehüm ğafilun (Yasin/6)
li tünzira kavmem(aslında arapça kavmen diye yazılır ama tecvid kurallarına göre nun sakin olduğundan dolayı kendisinden sonra gelen mim ile idgam olur ve kevmen yerine kavmem diye okunur,manası şudur:uyarman için,inzar etmen için)
ma ünzira abaühüm fehüm ğafilun(yani ataları(abaühüm) hiç inzar edilmemiş(ünzira) ve gatlet içinde olan bir topluluk(fehüm ğafilun)
dolayısı ile sizin delil olarak getirdiğiniz inzar etmek,yani uyarmak ile alakalı olmayıp yaptığınız yorumda yine hatalı olmaktadır.
Yarım doktor candan,yarım hoca imandan alırmış,iyi bildiklerinizi yazmanız sizin için daha iyi olacaktır.