ankakusu
Asistan
En önemlisi yıllarca doldurduğumuz kabı boşaltıp temiz su ile dolduralım tabiiki ilk önce kabın içini güzelce kalaylatmak parlatmak lazım değilmi. o kabın dışı parlak olmuş ne ifade eder ki.
biraz daha açık dayı ya.yeğen zaman gerek dedi ama zaman ne kadar gerçeğe yaklaştırırki..bilmiyorum aklım karmakarışık gene
Yukarıdaki şiirin Harabi'ye ait olduğu kesin midir acaba? Bazılarının tefrika çıkartmak için ona isnat ettiği sözler de olabilir.
Abdestimi alir, tastan duvare karsi bir kalkar bir yatardim(Yani Kabeye karşı namazda yönelmesinden bahsediyor). Savmi salati birakmazdim(oruç ve namaz). Cennetle huri, gilman sevdasi vardi gönülde. Bes vakte bes katardim, çok namaz kilardim, camileri gezerdim. Allaha vasil olmak böyle olur sanirdim.
Yani Harabi'nin suratına baktığın zaman Haşa Cenab-ı Hakk'ın rüyetini görürsün)
böyle sözler söyleyen tek kişi harabimidir... bunlar yüksek makamlardır.. kişinin kendi benliğiyle yüzleşmesiyle ilgilidir... o yüzden umuma sölenmiş sözler değil kendisiyle yüzleşmek isteyenlere söylenmiştir..
Sanırım tasavvufi terimleri bilmiyorsun.Tasavvuf erbabının bazı halleri vardır ki,kendilerinden geçerler ve hallerinin farkında olmayan hareketlerde bulunurlar.Bu kendinden geçme durumuna "sekr" denir ve bu hal içinde ki insanın yaptığı yanlış davranışlarada "sehv" denir.Sekr,sarhoşluk,ne yaptığınını bilememe demektir.Mesela bir insanın ölüm anına en yakın olduğu zaman ve kendinden geçtiği an'a "sekerat"denir.Ben sana bu halin her zaman olduğundan bahsetmedim,bu bir aşkın hal durumudur,bir önce ki yazımda belirttiğim gibi.Mesela Muhyiddin-i Arabî'nin Füsus'ul Hikem adlı eserinde bazı yazdığı şeyler Mutasavvıflar tarafından deniliyor ki "sekr" anında yazılmış.Sekr anında insan "sehv" edebilir.Yani sehv,hata,yanılma demek.Namaz da hataen bir şey yaptın mı "sehiv"secdesi yaparsın.
Terimleri derinlemesine öğrenip, yazılanlara ona göre cevap vermen daha iyi olur.
Tasavvufun içinde olanlar için sekr de sehv de yok. Bu tanımlamalar bizim onlara yakıştırmalarımız. Ehl-i Sünnet mizanlarına uygun hale getirmek için yaptığımız tanımlamalar.
Ancak ehl-i tasavvuf için bizim sekr dediğimiz şey hakikatin ta kendisi olmuş oluyor. Dolayısıyla sehiv de olmuyor. Yine onlara göre batıni anlamda da onların söz ve davranışları ehli sünnete tam mutabık oluyor.
Bu iki mesleğin bir biriyle uyum içinde olabilmesi önemli olan bence. Bizim onların halini anlayabilmemiz, onların da bizim tavrımızı hoşgörebilmeleriyle bütünlük sağlanır inşallah.
Ayrıyeten dedikleriniz şu sebepten dolayı hatalıdır.Dünya yüzeyinde her kavme uyarıcı gelmemiştir ki,her kavmin şeriatı olsun