Selamunaleyküm.
Ben, bir bakanlık bünyesinde istanbul taşra teşkilatında çalışan bir mühendisim. kıyafet mecburiyeti, yan ödemelerin azlığı, tayin tehlikesi gibi sıkıntılarım var.(yine allaha çok şükürler olsun elbet ki)
Yine benimle aynı meslekte derece kademede yani herşeyiyle aynı olan, aynı çalışma saatlerinde çalışan ve benimle aynı zorluk derecesinde çalışan bir mühendis istanbul belediyelerinde (belediyelerde olsa devlet kuruluşudur) benim neredeyse 1.5 katım maaş alıyor. Yol, yemek, ikramiye v.s. alıyorlar. bunun yanısıra kıyafet serbestlikleri var, nezih ortamlarda çalışıyorlar, tayin dertleri yok.
Benden çok çalışsa gıkım çıkmaz ama benle aynı çalışıp benim 1.5 katım maaş alıp onun yanısıra başka avantajları olması inanın beni o kadar üzüyor ki. çünkü onlarda aynı devletin başka bir kurumunun memuru ben de başka bir kurumunun memuruyum. İkimiz de bu devlet için hizmet ediyoruz.ama bu ayrımcılık bu adaletsizlik neden? bizler de onlarla aynı saatlerde çalışıyoruz ve onlarla aynı emeği veriyoruz.
inanın çalışma azmim kalmadı. hayata sevgim ve inancım kalmadı.umutlarım tükendi..yaşayan ölü gibi işe gidip geliyorum .ve istanbulu çok sevdiğim ve bu işe ihtiyacım olduğu için mecburen adeta bir yaşayan ölü gibi işe gidiyorum ve geliyorum.
Ben bunun kul hakkı olabileceğini düşündüm. çünkü benimle aynı çalışan ve benimle aynı derece ve kademede çalışan adama devlet benim 1.5 katım maaş veriyorsa benim hakkımda onunla aynıdır diye düşündüm ve Dolayısı ile benim ve benim gibi memurların hakkı yendiğini ve bunun da haliyle kul hakkı olduğunu düşünmüştüm.
Ve sevinmiştim de. hiç değilse hakkımı böyle alabileceğimi düşünmüştüm. ama çevremde sorduklarım kul hakkı olmadığını ve devletin yasa ile bunu böyle yaptığını ve benimde bu koşulları kabul ederek işe girdiğim için, kul hakkının söz konusu olmadığını söylediler.yani aynı alışverişteki gibi "alan razı veren razı" durumu olduğunu söylediler. yani kulun hakkının, üst düzey kişilerin kendi inisiyatifinde koyduğu kanunlarla yok edilmesinin de Allah katında makbul olduğu gibi bir anlamda sözler söylediler..bu beni daha çok üzdü ve moralimi daha çok bozdu inanın. çünkü kulun koyduğu kanunun, hatasına ve yanlışlarına rağmen Allah'ın katında makbul olabileceği gibi bir sonuç çıkıyor ki mantıken buda çok kötü bir şey.size şöyle sormak istiyorum:
1 – devlette konulan bu kanunlar yüzünden sebep olunan gelir adaletsizliği ve mağduriyet bize karşı yapılan bir kul hakkımıdır. Eğer kul hakkıysa hakkımızı kanunları koyan insanlardan mı alacağız.
2 – eğer kul hakkı değilse bizim mağduriyetimizin Allah katında değeri varmı? Yani bu mağduriyetimiz Allah tarafından ödüllendirilecek mi? Eğer bu da mümkün değilse bizim emeğimiz boşa gidiyor. bu da Allah’ın “el-adl” sıfatına ters düşen bir durum değil mi? Çünkü yüce Rabbimiz her şeyi işiten ve bilendir, haliyle bu yapılan hareket biz memurlara karşı yapılan haksızlık ve adaletsizliktir. eğer bu adaletsizlik ne bu tarafta ne de ahirette karşılık bulmuyorsa,o zaman biz müslümanların emeği yok olmul oluyo. haliyle emek kayboluyorsa adaletten bahsedemezsiniz.
3 – eğer bu durum kul hakkı değilse, birkaç insanın kendi inisiyatiflerine göre kanun koymaları Allah katında geçerlidir gibi bir anlam çıkıyor. Peki bu durumda yapılan hatanın mağduriyetini kul çekmiş ve hatta boşu boşuna çekmiş olmuyor mu?
4 – yaşadığımız bu adaletsizliğe Allah’ın musibeti diyebilir miyiz? Eğer bu musibetse günahlara kefaret olabilir mi?ya da dini açıdan başka durumlara neden olabilir mi?
5 – (konu dışı olacak ama merakımdan soruyorum) Şeriatin yönetim olarak kabul edilmemesi yani medeni kanun,anayasa v.s. gibi kanunları kabul etmek Allahın kanunu reddetmek gibi bir şey oluyor mu? ve bu durumun islamda hükmü nedir.(mesela islam dışında başka bir din kabul eden kişi islama göre otomatikman kafir oluyor. Onun benzeri bir durum)
Bilgilendirirseniz çok sevinirim. inanın bu konu benim için çok önemli. bu konu yüzünden psikolojik bunalıma girdim ve Allah’ın katında önemsiz ve değersiz bir varlık olduğumu hissetmeye başladım ve tüm umutlarımı hayallerimi yitirdim. İnanın yaşamak istemiyorum.
Ramazanınız mübarek olsun.
Ben, bir bakanlık bünyesinde istanbul taşra teşkilatında çalışan bir mühendisim. kıyafet mecburiyeti, yan ödemelerin azlığı, tayin tehlikesi gibi sıkıntılarım var.(yine allaha çok şükürler olsun elbet ki)
Yine benimle aynı meslekte derece kademede yani herşeyiyle aynı olan, aynı çalışma saatlerinde çalışan ve benimle aynı zorluk derecesinde çalışan bir mühendis istanbul belediyelerinde (belediyelerde olsa devlet kuruluşudur) benim neredeyse 1.5 katım maaş alıyor. Yol, yemek, ikramiye v.s. alıyorlar. bunun yanısıra kıyafet serbestlikleri var, nezih ortamlarda çalışıyorlar, tayin dertleri yok.
Benden çok çalışsa gıkım çıkmaz ama benle aynı çalışıp benim 1.5 katım maaş alıp onun yanısıra başka avantajları olması inanın beni o kadar üzüyor ki. çünkü onlarda aynı devletin başka bir kurumunun memuru ben de başka bir kurumunun memuruyum. İkimiz de bu devlet için hizmet ediyoruz.ama bu ayrımcılık bu adaletsizlik neden? bizler de onlarla aynı saatlerde çalışıyoruz ve onlarla aynı emeği veriyoruz.
inanın çalışma azmim kalmadı. hayata sevgim ve inancım kalmadı.umutlarım tükendi..yaşayan ölü gibi işe gidip geliyorum .ve istanbulu çok sevdiğim ve bu işe ihtiyacım olduğu için mecburen adeta bir yaşayan ölü gibi işe gidiyorum ve geliyorum.
Ben bunun kul hakkı olabileceğini düşündüm. çünkü benimle aynı çalışan ve benimle aynı derece ve kademede çalışan adama devlet benim 1.5 katım maaş veriyorsa benim hakkımda onunla aynıdır diye düşündüm ve Dolayısı ile benim ve benim gibi memurların hakkı yendiğini ve bunun da haliyle kul hakkı olduğunu düşünmüştüm.
Ve sevinmiştim de. hiç değilse hakkımı böyle alabileceğimi düşünmüştüm. ama çevremde sorduklarım kul hakkı olmadığını ve devletin yasa ile bunu böyle yaptığını ve benimde bu koşulları kabul ederek işe girdiğim için, kul hakkının söz konusu olmadığını söylediler.yani aynı alışverişteki gibi "alan razı veren razı" durumu olduğunu söylediler. yani kulun hakkının, üst düzey kişilerin kendi inisiyatifinde koyduğu kanunlarla yok edilmesinin de Allah katında makbul olduğu gibi bir anlamda sözler söylediler..bu beni daha çok üzdü ve moralimi daha çok bozdu inanın. çünkü kulun koyduğu kanunun, hatasına ve yanlışlarına rağmen Allah'ın katında makbul olabileceği gibi bir sonuç çıkıyor ki mantıken buda çok kötü bir şey.size şöyle sormak istiyorum:
1 – devlette konulan bu kanunlar yüzünden sebep olunan gelir adaletsizliği ve mağduriyet bize karşı yapılan bir kul hakkımıdır. Eğer kul hakkıysa hakkımızı kanunları koyan insanlardan mı alacağız.
2 – eğer kul hakkı değilse bizim mağduriyetimizin Allah katında değeri varmı? Yani bu mağduriyetimiz Allah tarafından ödüllendirilecek mi? Eğer bu da mümkün değilse bizim emeğimiz boşa gidiyor. bu da Allah’ın “el-adl” sıfatına ters düşen bir durum değil mi? Çünkü yüce Rabbimiz her şeyi işiten ve bilendir, haliyle bu yapılan hareket biz memurlara karşı yapılan haksızlık ve adaletsizliktir. eğer bu adaletsizlik ne bu tarafta ne de ahirette karşılık bulmuyorsa,o zaman biz müslümanların emeği yok olmul oluyo. haliyle emek kayboluyorsa adaletten bahsedemezsiniz.
3 – eğer bu durum kul hakkı değilse, birkaç insanın kendi inisiyatiflerine göre kanun koymaları Allah katında geçerlidir gibi bir anlam çıkıyor. Peki bu durumda yapılan hatanın mağduriyetini kul çekmiş ve hatta boşu boşuna çekmiş olmuyor mu?
4 – yaşadığımız bu adaletsizliğe Allah’ın musibeti diyebilir miyiz? Eğer bu musibetse günahlara kefaret olabilir mi?ya da dini açıdan başka durumlara neden olabilir mi?
5 – (konu dışı olacak ama merakımdan soruyorum) Şeriatin yönetim olarak kabul edilmemesi yani medeni kanun,anayasa v.s. gibi kanunları kabul etmek Allahın kanunu reddetmek gibi bir şey oluyor mu? ve bu durumun islamda hükmü nedir.(mesela islam dışında başka bir din kabul eden kişi islama göre otomatikman kafir oluyor. Onun benzeri bir durum)
Bilgilendirirseniz çok sevinirim. inanın bu konu benim için çok önemli. bu konu yüzünden psikolojik bunalıma girdim ve Allah’ın katında önemsiz ve değersiz bir varlık olduğumu hissetmeye başladım ve tüm umutlarımı hayallerimi yitirdim. İnanın yaşamak istemiyorum.
Ramazanınız mübarek olsun.