devletteki gelir adaletsizliği kul hakkı olur mu?

hokucu

Üye
Katılım
14 Haz 2016
Mesajlar
15
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Efendimiz S.A.V. bir hadis-i şeriflerinde : "boynuzsuz koyun, boynuzlu koyundan hakkını alacaktır" buyurmuşlardır.

Elbet ki bu ahiretin bize çok çetin ve zor olduğunu göstermektedir. Bırakın insanı hayvanların bile birbirinden ahlarını alacağını belirtmektedir.

Ayrıca Efendimiz S.A.V.'in sözünün gereği olarak zulme uğrayan hayvanlarda dahil olmak üzere tüm mazlumların kendisine zulmadenlerden hakkını alacağı anlaşılmaktadır. Kimsenin yaptığı haksızlığın yanına kalmayacağı anlaşılmaktadır.

Konumuza uyarlayacak olursak bizler yani belediyeler dışında çalışan ve (koyulan kanunlar neticesinde) belediyeye nazaran daha az maaşlı ve daha rezil ortamlarda çalışan biz bakanlık v.s. memurları mazlum konumunda oluyoruz. çünkü gücümüz kendimize yapılan haksızlığı düzeltmeye yetmiyor. Yani başka bir deyişle benzetmede"boynuzsuz koyun" oluyoruz. İşte bu adaletsizlie ve çifte standarda neden olup bizi haksızlığa uğratanlarda ve bizlerin hakkımızı aramamız yolunda adeta manen ekimizi kolumuzu bağlayanlarda benzetmede "boynuzlu koyun" oluyor.

YANİ BU HADİS'İ ŞERİFTEN VE KURAN'DAKİ ADALETLE İLGİLİ EN BELİRGİN AYETLERDEN OLAN ŞURA SURESİ 15.AYET'E GÖRE ARTIK RAHATLIKLA SÖYLEYEBİLİRİZ Kİ.. DEVLETTİN FARKLI KURUMLARINDA AYNI STATÜDEKİ MEMURLARINA YAPTIĞI GELİR,ORTAM ADALETSİZLİĞİ ALENİ VE 100% KUL HAKKIDIR. BUNU DA FETVA GİBİ DE SÖYLER VE SAVUNURUM.

Not : Hakkınız helal edin..Amacım bu konu hakkında başka mağdur olmuş insanları bir nebze olsun rahatlatmak.belki bu dünya hakettiğimiz parayı (belediyedeki adama kıyasla konuşuyorum) alamayacağız ama öteki tarafta bu haksızlığa neden olanlardan çatır çatır hakkımızı alacağız..

çünkü bende ilk başlarda emeğim zayi oluyor ve gerek Allah gerek kul katında emeğimizin hiç önemi yok diye üzülüyor ve hatta çoğu zaman iftar vakti ağlıyordum.çünkü çok sinirlerim bozuluyordu. Ve bu konuyu araştırdım ve konu ile ilgili ayet ve hadisleri topladım ve bunları mantık çerçevesinde değerlendirince gördüm ki "bize yapılan kul hakkıdır ve bunun başka izahati yoktur,başka yönde izahatlar Allah'ın kuranda belirttiği ayeti inkara kadar görür ki (haşa) bu çok tehlikelidir.
 

berduş

Yeni
Katılım
21 Mar 2012
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İddia 2- Belediyelerin devletin kanunla verdiği yetkiler nedeniyle kendi özel bütçeleri vardır ve istediğini yapar,istediği kişiye istediğini verir.

Selamunaleyküm ve hayırlı iftarlar herkese
bu husus ile ilgili bir cevap daha geldi aklıma onu da belirtmek istedim.

Cevap 2 - 2 : Belediyeler yetkilerini (tamamını) devletin koyduğu kanunlara dayanarak alırlar. Dolayısıyla kanunundaki maddelerin sonucu fiiller gerçekleştirirler. Yani demek isterim ki kamudaki bu maaş ayrımcılığının bu haksızlığın nedeni de devletin ta kendisidir.

Şöyle düşünün; siz un,su,şeker,maya,fındığı karıştırıp fırında pişirirseniz, kek yapmış olursunuz. Fırından çıkardığınızda çorba,iskender,kebap ile karşılaşmazsınız. çünkü koyduğunuz malzeme ve metot belli ve sonuç üründe bellidir. Yani durum en başından beri sizdedir. mesela o kek kömür olduğunda sorumlusu siz olursunuz. çünkü fırında fazla tutmuş veya ısısını gereğinden fazlaya ayarlamışsınızdır.

İşte devletin, belediye konusundaki tutumu da böyle. dolayısı ile belediyenin yaptığı uygulamalarda, diğer memurlarla her türlü ayrıma neden olmasının sorumlusu,devletin koyduğu yasalar ve dolayısı ile devletin ta kendisidir diyebilirsiniz.

hal böyle oluşan maaş adaletsizliği yani kul hakkının sorumlusunun kim olduğunu söylememe gerek yok sanırım :)

herkese hayırlı ramazanlar..
 

hokucu

Üye
Katılım
14 Haz 2016
Mesajlar
15
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Akitleşmenin kaidelerine uygunsa kul hakkı olmaz. Size vereceği maaşı önceden söylemiş ve siz işe başlamışsanız bu böyledir. 1 lira dahi dese ve siz kabul edip işe başlarsanız kul hakkına girmez.

Gelir adaletsizliği noktasında iyica bakmak lazım. Sizden fazla maaş alan memurların muhakkak üstlendikleri bir sorumluluk falan olsa gerek. Zira serbest ekonomi sisteminin rekabet kuralları karşılıksız bir maaş ödeme lüksüne müsade etmez. En azından uzun vadede müsade etmez..

peki sayın dostundostu akitleşme kul hakkı olmaz diyorsunuz,peki bu sizin mantığınıza yatıyormu:

1 - bu ülke insanları çaresizlikte bıraktı ve insanlar mecbur karın tokluğuna çalıştı hakları yenile yenile. ve bu kul hakkı olmuyor öyle mi?

2 - eğer akitleşme allah katında mübah ise, faiz yemekte caiz o zaman. tamam allah yasaklıyor ama yasalarımız faiza legal kılıyor.

3 - günümüzde kadın devletteki yasalar nedeniyle ömrünün sonuna kadar nafaka alıyor(çocuğu olmayan için konuşuyorum). ama kurana göre 3 hayız dönemi sonuna kadar diyor. yani sonrası kurana göre uygun değil

dediklerim de bir nevi akitleşmedir. peki akitleşme,kanun,sözleşme v.s. diye bir durumu CAİZ OLMADIĞI HALDE CAİZDİR demek sizce doğru mu? yani yasalarımızda "ALLAHIN UZAK DURMAMIZI EMRETTİĞİ HUSUSLAR" mübah sayılmaşsa bu caiz olur mu?

siz bir zümreyi diğerine üstün tutan, haksızlığa neden olacak bir kanun çıkarın,bir sözleşme yapın ve yenilen haklar caiz olsun öyle mi? kusura bakmayında bu çok abes.. ve bana çok saçma geliyor. VE BEN BİLİYORUM Kİ YÜCE MEVLAMIZIN KARARLARI (HAŞA)SAÇMA OLMADI VE OLAMAZ DA.

EĞER YÜCE ALLAH, BİR ÜLKENİN YASASINDA,AKİTİNDE VS. KUL HAKKI YEMEYİ MÜBAH SAYAN DETAYLAR VAR DİYE HAK YEMEYİ MÜBAH GÖRECEKSE. PEKİ BU ONUN EN ADALETLİ ANLAMINDAKİ "EL-ADL" İSMİNE TERS DÜŞMEZ Mİ.. KESİNLİKLE DÜŞER.
 

hokucu

Üye
Katılım
14 Haz 2016
Mesajlar
15
Tepkime puanı
1
Puanları
0
bir de çok özür diliyerek söylüyorum zina durumu var. yani kadın ve erkeğin nikahsız birlikte olmaları durumu. şimdi zina durumunda iki tarafta buna razı. illa ki hemen akla cinsellik gelmemeli. tamam evlilik öncesi cinselliği yasalarımız yasaklıyor yani yüce mevlanın kanunları ile uyum gösteriyor.

peki onun dışındakiler ne olacak... yani sevgilisi ile elele yürümek, ulu orta veya gözlerden uzakta(gizliyi da allah görür) öpüşmek, sarmaş dolaş gezmek. evde (cinsellik olmasa bile) başbaşa kalmak v.s. v.s. .. peki bunlar kanunlarımızda yasak mı. hayır değil. peki bu yazdıklarımda her iki tarfta razı mı.. evet razı. yani bir nevi yazılı olmasa da sözlü veya manevi bir akitleşme sözkonusu.

ancak yukarıda saydıklarımı yüce mevlamız ZİNA SINIFINDA değerlendiriyor ve yasak ediyor. Peki o zaman o yukarıda saydıklarım bizim yasalarımıza uygun, alan razı veren razı dıurumları. Şeriate uygun değil ve yasak. Peki o zaman yasamızda var bu akitleşme diye uygun mu diyeceğiz. peki buna uygun diyebilecek bir din büyüğü hoca v.s. çıkabilir mi.. çıkarsa helal olsun derim. ama çıkamaz.

İşte devletteki sds,yan ödeme v.s. gibi adaletsiz hak yiyen uygulamalarda böyledir. siz istediğiniz kadar akitleşme,alan razı veren razı deyin. Sonuçta türk veya dünya kanunlarına uygun olsada içerisinde kul hakkı barındıran bir uygulama (sds, yan ödemeler v.s.) allah katında geçerli olamaz ve mutlaka (ben inanıyorum) bu art niyetli uygulamalar ile iki zümreden birini diğerine üstün kılanlar ve buna da çanak tutan fetvacı tayfasına, yüca rabbim elbet öteki tarafta hesap sorup en ağır cezayı verecektir.

selam ve dua ile kalın.
 
Üst