gayet güzel bir türkçe ile yazılmış basit bir kanun getireyim ve yorum isteyeyim
biz hukukçu değiliz ki dersiniz
çünkü hukukçu olmak için
liseyi hukuk fakültesini bitirmeniz yetmez
bu alanda yıllarca pratik ve teorik eğitim görmeniz lazım
peki
sadece okuma yazma bilerek
bir hukukçu gibi kurandan hukuki sonuçları
çıkarmak hadsizlik değil de nedir
Kendi adına konuş güzel kardeşim.
Asıl mealci tayfa dediklerinizin bir çoğu ortada bir konu varsa önce, hadis, geleneksel kaynak, mezhep ne varsa araştırıyor. Elektronik ortamda data arama imkanı diye bir şey yokken bir hususa bakmaları için o zatın bir kütüphane içinden 10-15 kitabı günlerce taraması gerekiyor, birlikte mütalaa etme ve çok yönlü düşünme imkanı iyice azalıyor ve bakış açısı daralıyor bu haliyle.
Şimdi çok daha kolay veri tarayabiliyor, tarihsel kaynaklara inebiliyor, karşılaştırma yapabiliyoruz.
Örneğin benim mesleğimde önceden bilgisayar imkanları daha kısıtlı ve el yordamı ile defter tutulurken bir mali müşavir 30 defter tutabiliyorken, şimdi biz gelişmiş yazılım, Net yardımı ile 150 defter tutabiliyoruz, bir usul konusu tetkik edileceği zaman eskiler lebib yalkın mevzuat derlemesinden saatlerce sirküler bulmaya çalışırken, şimdi biz Türkiye genelinde verilmiş özelgeleri, temyiz kararlarına kadar kesin yargı sonuçlarına ulaşabiliyoruz,
bu da böyle bir olay.
Çok yönlü düşüneme ve daha fazla kaynağa ulaşma imkanı olan insanları neden araştırma yapıyorsunuz diye suçluyacaksınız neredeyse.
Yazınızın başka bir boyutu kur'andan delil getirenlere karşı, daha açık bir ifade ile eğer Kur'anda yeterli seviyede açıklık varsa Kur'anın kaynak olarak öncelenmesi ve diğer muhalif kaynakların dikkate alınmaması gerektiğini düşünen insanları kastediyorsanız bu sizin kafanızda tasarladığınız gibi bakkaldan şeker almak kadar basit değil, insanları basit düşünüyorlar derken kendiniz bu tenakuza düşüyor çok basit düşünüyorsunuz.
Bu husus genelde belli başlı konular üzerinde döner...
# Recm Hususu
# Cihad ayetlerinin meşru müdafayı mı yoksa güçlü olduğunu hissettikleri anda müşrik kafir ne kadar toplum varsa kılıçtan geçirip cariye, ganimet ve köle edinmeyi mi emrettiği.
# Mürtedin öldürülmesi
# Peygamber ve Salih insanlardan şefaat beklentisi
Ve bir kaç belli başlı ana konu...
Örneğin öldürme üzerine hükümlerden Mürted, Recm hükümleri mezheplerin tamamında ittifak ile hüküm altına alınmıştır. Hâlbuki zaten mezhepler kaynakları zaten o onun, bu bunun talebesi şeklinde birbiri ile ilintili üç beş ulema üzerinde oluşmuştur.
Tümünün bir olayı delillendirirken en baştan kendine temel ilke olarak aldığı ana prensipleri vardır, az çok araştıran bunları görür.
Bir örnek vereceğim
O müçtehid sen mi daha iyi bileceksin denilen bir mezhep sahibi ve Müsned gibi fiziki olarak en fazla sayıda hadis barındıran bir hadis kaynağı sahibi Ahmed Bin Hanbelin mezhebinde, bir vakit farz namazı terkettiği (inkar, hafife alma değil namazı terketme) sabit olan bir Mü'min mürted olduğu gerekçesi ile başı kesilmek sureriyle had cezası uygulanmasını, bir çuvala yıkanmadan necis olarak konulmasını ve ikamet alanına en yakın mezrada bir çukura atılmasına hükmetmiştir. Amel ile İmanı ilişiklendirmiş ve ameli ile mürted olabileceğine hükmetmiştir, aslında ehli sünnetin temel görüşü amel ve imanın birbirinden ayrılığıdır. Şafi ve Maliki ise tevbe davet edilir yine terketmeye devam ederse yine öldürülür ama müslüman merasimi yapılır, müslüman mezarlığına koyulur demişlerdir.
Hepsinin temelden üstüne bindikleri bir ekol edindikleri bir görüşleri vardır ve genelde aynı ekolü üzerinde hüküm çıkartma eğilimindedirler.
Aynı ulema Recm konusunda tabiki ihtilaf etmeden onayı basmıştır.
Halbuki delil olan hadis kaynaklarında bir keçinin yemesi ile ortadan kaybolan ama hükmü halâ baki olan bir ayetten (Kur'anın lafız olarak eksik olduğu) tutun, Ömer R.A nın bu ayeti insanların kınamasından korkmasam tekrar musfaha Yazardım diye iftiralardan tutun her türlü iddia bulursunuz.
Halbuki Kur'an açık ve net ne evli ne bekar zina cezasını ayırd etmeksizin hükme bağlamış, devam eden ayetlerde evlilerin nasıl uygulayacağını da hükme bağlanmıştır. Diğer bir ayette hür kadınlar için verilecek ceza, yarısıdır derken Recm'in aslında uygulama alanı olmadığını bariz şekilde ortaya koymuşken, her ne olursa olsun gelenekseli muhafaza mantığında olan insanlara baktığında ise ya sünnetin kuran ayetlerini neshettikleri iddiasını görürsün, ya da bunlar sadece bekarlar için der Allah'ı ayetini eksik bırakmak ve unutucu olmakla itham ederler.
Şimdi bu hükümlerin Kur'an kapsamında araştırıp, Kur'anın meseleye nasıl baktığını anlama adına ayetlere başvuranlara siz mealci zındık gözü ile bakıyorsanız gözünüzde bir problem var, baktığınız insanlarda değil.
Mürted olup inandıktan sonra küfre dönenler için Allah ayeti ile tevbe kapısını sonuna kadar açık bırakırken, bu zatlar Allah adına hükmü bağlayıp öldürme peşine düşerler.
Mürted konusunda Halid bin Zeyd'in yaptığı hata karşısında Resulullah'ın Allah'ım bundan sana sığınıyorum dediği örneği bir inceleyiniz.
Bu insanlar Kısas ayetinin bile sadece Mü'minler arasında olacağını, haksız yere gayri müslim öldüren bir Müslümana kısas gerekmediğini bile hükme bağlamışlardır, Hâlbuki açık ve seçik haksız yere bir cana kıyan diye ayetine başlayan Allah'a karşı, bunlar insan sayılmaz diye delil getirerek.
Hâlbuki bu olayların tamamında anakronik olarak içinde bulunulan zaman ve insan toplumunun kronik sorunlarının etkileri görlmektedir.
Bu şekilde Kur'an ile taban tabana zıt uygulamalar için yeni içtihadlar ve ilim adamlarının istişareleri gerekir diyenleri de reformist ve zındık olarak suçlayarak atalarından ne gördüler ise muhafaza etmeyi, taklidi iman sanan bağnaz bir insan güruhu mevcuttur, genel ekseriyet ise konulara ne ilgisi ne de araştırması olmadığından nötr dür, ama kaynaklar döküldüğünde insanların büyük kısmı gelenek kapsamında çatırdar, çatırdamamasının nedeni zaten hali hazırda bunları tatbit edecek bir siyasi erk olmamasıdır, olana karşı bakış açısını da görüyoruz Işid.
Söyle bakalım taklidi bir iman ve pratik ile, insan olma vasfı olan muhakemat özelliğini inkar mı etsin insanlar, onlar insan değil kısas gerekmez diyen bir zihniyete karşı durmak zındıklık ise bu iftira size ait ve sizi bağlar.