Allah önceden takdir etti ve yarattı gibi bir söylem, Allahı da kulları gibi zaman kaydı ile kayıtlamaya girer.
Halbuki O zamandan münezzehtir. O'nun evveli de yoktur, ahiri de yoktur.
O'nun kendisi hem evveldir, hem ahirdir.
O'nun evveli, ahiri, önü sonu, altı üstü yoktur.
O yarattıklarından münezzehtir, hiç birine benzemez.
------------
O'nun yaratmasıi insanın bir robot yapıp programlayıp, ortaya salmasına benzemez.
O an, an yaratır.
Tıpkı bir filmde, her film karesinin ayrı ayrı geçmesi gibi.
Tüm kainat, bir film karesi gibi, bir var bir yok. Her bir kare aynı anda yok edilip, tekrar yaratılıyor.
Anlayacağınız, bir varız bir yokuz.
İki an arasına rastlasaydık şayet, tüm kainatın yok olduğunu görürdük.
Yok edilen tüm kainat, aynı mükemmelikte, hiç bir şey unutulmadan, tekrar yaratılır.
Önünüzde duran bilgisayarın yaratılışı devamlıdır. Yaratılış, biterse şayet, bir sonraki film karesinde bilgisayarı göremezsiniz.
Demek ki yaratılış devamlı ve sürekli...
Hal böyle olunca...
Kainatın bir ucundaki toz zerresi, nasıl unutulmadan tekrar tekrar yaratılıyorsa, yerin derinliklerindeki her bir atom zerresi de, hatta beyinlerimizden geçen düşünceler bile, tekrar tekrar yaratılıyor...
Abdulaziz beyin düşüncelerinden mi habersiz... Gülerim buna...
------------------
Peki imtihan bunun neresinde:
Her kesin bir AYAN-I SABİTESİ vardır. Değişmez.
Bir örnek:
Güneş ışığı dünyaya eşit gelir.
Kimi kırmızı güldür, kırmızı gül gibi görünür. Yeşil göremezsiniz. Onun ayanı sabitesi, kırmızı gül olarak görünmektir.
Kimisi ise bir insan pisliğidir. Güneş ışığı vurduğu zaman kırmızı gül gibi göremezsin. Pislik olarak görürsün.
----------------
İşte insanlarda bunun gibi.
Mis olan mis kokar,
Pis olan pis kokar...
----------------
Ama şurası muhakkak ki, Yaratan, Yarattıklarını çok iyi bilir.
Yaratan o bilmesinden daha doğal ne olabilir ki...
