Evet, Talib kardeşimiz güzel meselelere temas etmiş.Mesela ''Dinlerin Temel birliği'' gibi süslü laflar son zamanlarda sıklıkla telafüz edilmeye başlandı.
Tabi burada demogojiye müsait bir durum var.Bunu söylediğinizde, hemen ''semavi dinler'' deki temel esaslar gündeme getirilecek.Yani ehli kitabın orijinalinde bulunulan esaslarda birlik yokmu diyecekler.Lakin , hocanın muhatabları , herhalde zaman tünelinden geçip, Hazreti İsanın havarileri olmadılar!
Şu anda mevcut hıristiyanlık akaidindeler.Bir hıristiyan , şu anda, eğer İsa aleyhisselamın haşa tanrı özelliklerine sahip(lahutilik) sahip olduğuna inanmıyorsa , dinden aforoz edilirler.Yani Hıristiyan sayılmaz.Üstad Hazreleride Mektubat isimli eserinde ''Şimdiki hıristiyanlar velediyet akaidindeler'' demektedir.Ayaaa! Şimdi nasıl oluyorda, Allah Tealaya oğul isnadında bulunan, Hazreti İsa aleyhisselama bizim inandığımız gibi bir 'peygamber'' olarak inanamayan , Hıristiyan muhatablarına , Fethullah Efendinin islam dinini tebliğ etmesi gerekirken(Tıpkı üstadın yaptığı gibi)
''Hz. İsa gibi, bizim nazarımızda ülü'l-azm, yani tarih boyu gelmiş peygamberler arasında en büyük beş peygamberden biri olan bir zatın ardından gitmek, onu takip etmek, yapılabilecek en güzel şeylerdendir.” demesi şayanı dikkattir.Bufikirde olan birisinin ''dinlerin temel birliği'' nden bahsetmesi, Ahmet Şahinin, Zaman Gazetesinde yazdığı ''Ehli Kitabla amentüde ittifakımız var'' hezeyanının, hoca tarafından da kabula mazhar görüldüğünün , bir ifadesi olsa gerek!
Görüldüğü gibi, meseleler çok ciddi, daha Mehdi aleyhisselama konuyu getirecek ahval ortada görülmüyor.