Barnabas İncili Ve Şüpheli Ölümler

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Barnabas İncili, Roma Katolik Kilisesi tarafından yasaklanan İncillerden birisi. Asıl adı Yusuf olan, İsa'nın öğrencilerinden Barnabas tarafından yazıldığı iddia edilmektedir.

Barnabas İncil’inde teslis inancı reddedilmiş ve İsa'nın ilahlığı kabul edilmemiştir. İkinci olarak, Barnabas İncil’inde İbrahim tarafından kurban edilmek istenen kişi İsmail olarak gösterilmiştir. Oysaki Hıristiyanlık inancında İbrahim'in İshak'ı kurban etmek istediği benimsenmiştir. Barnabas İncil’inin yasaklanması 325 yılında gerçekleşmiştir.

Bazı kişilerin iddialarına göre İznik Konsili'nin toplanmasından çıkan karar doğrultusunda teslis inancı resmiyetleştirilip Katolik Kilisesi için o ana kadar yazılan üçyüz farklı İncil'den sadece teslis inancını benimseyen dört tanesi kullanılmak üzere seçilerek diğer bütün İncillerin yok edilmesi kararı verilmiştir. Barnabas İncili de bu yasaklanıp yok edilen İncillerin içerisinde bulunmaktadır fakat bu iddia herhangi bir şekilde kanıtlanamamıştır.

Bugün elde mevcut olan en eski Barnabas İncili nüshası, 1709 yılında Prusya Kralı'nın sarayında danışman olarak çalışan Krimer'in elinde bulunmuş olup İtalyanca olarak yazılmıştır.

İsa'nın anadili olduğuna inanılan Aramice kullanılmış olması Barnabas İncil’inin en önemli özelliğidir. Vatikan tarafından "apokrif" İncil olarak tanımlanmaktadır; yani varlığı kabul edilen ancak içeriği Vatikan tarafından kabul edilmeyen İnciller sınıfındadır. Ayrıca Türk Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda orijinal bir nüshasının bulunduğu ve özel olarak korunduğu da bilinmektedir.

Barnabas İncil’inin peşine bugüne kadar kim düştüyse maalesef sonu şüpheli ölümle bitmiştir. Bu İncil’i okuyan ama kimsenin bilmediği bazı kişiler de vardır. Çoğunlukla bu kişiler kayıptır. Çok sevdiğim emekli bir astsubay ağabeyim bana okuyanlar hakkında kısa bir bilgi vermişti. Lakin bu bilgiyi buraya yazmayacağım çünkü malum bu husus çetrefilli bir konu. Bu İncil’in peşine düşenlerden bazılarını inceleyecek olursak, özellikle Abdullah Çatlı ve Muhsin Yazıcıoğlu suikastlarına çok dikkat etmek gerekir. Öncelikle baktığımız zaman, Susurluk Kazası'nın ardında saklı büyük sır bir türlü ortaya çıkarılamadı.

O kazada kaybolan çanta, hep ideolojik tartışmalara kurban gitti. İçinde faili meçhul cinayetlerde kullanılan Emniyet'e ait kayıp silahlarının bulunduğu iddia edildi. Oysa gelinen noktada, o çantada Barnabas İncil’inin bulunma ihtimalinin çok daha yüksek olduğu bilinmektedir. Ama sözde özgür basınımızın, sözde özgür ve birçoğu ABD ve İsrail menşeili gazetecilerimiz bunu çok da gündeme getirmedi maalesef… Tabii ki burada Vatikan Derin Devleti’nin de payı büyük!

Özellikle, yine yakın tarihe damga vuran suikastlardan olan Merhum Muhsin Yazıcıoğlu suikastı da Barnabas İncil’i ile alakalıdır. Her ne kadar bunu da pek gündeme getiren veya suikastla ilişkilendiren fazla kişi olmasa da, bu husus araştırılması gereken ve üstünde durulması gereken bir husustur. Yine bu bağlamda baktığımız zaman, Büyük Birlik Partisi yetkilileri helikopter kazasında hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu'nun Barbanas İncili ile ilgili çalıştığını belirterek ve ölümüyle bunun bağlantılı olabileceği gündeme getirmişti fakat bu da kamuoyunda çok üstünde durulan bir konu olmadı. Her zaman ki gibi bazı güçler bunun gündeme gelmesini veya gündemde olmasını istemiyordu.

Yazıcıoğlu, kazadan 3 gün (22 Mart 2009) önce yanındaki kişilerle sohbet ediyordu. Sohbet ettiği kişilere Barnabas İncil’inden bahsediyor ve bunun önemini sık sık belirtiyordu. Onlara, 1981’de Şırnak’ta bir çoban tarafından bulunan Barnabas İncil’inden bahsetti. Bu eser, şimdi Genelkurmay’da dedi. Bu İncil’in peşine ne olursa olsun düşeceğim dediği de bilinmektedir. Bu açıklamalar belki de merhumun sonunu hazırladı. Netice de o üzücü Helikopter kazası, yani suikastı meydana geldi ve şüpheli bir suikast sonucu Muhsin Yazıcıoğlu hayatını kaybetti.

Bu arada Gazeteci-Yazar sevgili ağabeyim Çetin Agaşe’de, Yazıcıoğlu suikastı ile ilgili önemli anekdotları son zamanlarda paylaşıyor. Bu anekdot ve bilgilerin en ilginç olanı ise Mahmud Yıldırım’ın (Yeşil) Yazıcıoğlu suikastı ile bağlantısı olduğudur. Özellikle Kayseri’ye giden ambülânsta Yeşil’in de olduğu söyleniyor. Yeşil ile alakalı hem canlı yayın yaptığım programda hem de geçmişte yazdığım bir yazı da ölmediğini, yaşadığını ve sık sık İstanbul’a geldiğini de belirtmiştim. Çok sevdiğim ve eski bir Cumhurbaşkanımızın (İsmini yazmıyorum) zamanında görev yapmış bir emekli Devlet görevlisi ağabeyim, beraber kahve içip sohbet ettiğimiz bir sırada söz Yeşil’e gelince, Yeşil’in ölmediğini ve hatta sık sık eski bir Cumhurbaşkanımıza ait Bostancı’da bir eve geldiğini ve zaman zaman orada kaldığını söyledi. Tabii ilk başta bende çok şaşırmıştım ama sonradan başka şeyler de söyleyince bu bilginin doğruluğuna inandım.

Netice itibari ile, ülkemizde birçok Devlet’in derin faaliyetlerinden bahsediliyor ancak, Vatikan Derin Devlet’inden bahsedilmiyor. Vatikan Ortadoğu’da ve özellikle Türkiye merkezinde çok önemli faaliyetler yürütüyor. Vatikan’ın Ortadoğu’daki Kardinal’inin kim olduğu ortaya çıkarsa yer yerinden oynar. Bunu araştırmak lazım diye düşünüyorum!

Evet, peşindeki herkesi ölüme sürükleyen Barnabas İncil’ini en çok araştıranlardan biri de İskenderpaşa cemaati lideri Mahmut Esad Coşan'dı. Esad Hoca (Coşan) da bu işi çok araştırdı. O da bu konunun açıklığa kavuşmasını çok istiyordu. Ancak, ömrü vefa etmedi.

Neden? Çünkü Esad Coşan da Muhsin Yazıcıoğlu ile aynı kaderi paylaştı. 28 Şubat sürecinin ardından Avustralya'da bir "kazada" hayatını kaybetti. Esad Coşan, 4 Şubat 2001'de, Sidney'in 500 kilometre batısındaki Dubbo Kenti'nin girişinde, içinde bulunduğu araca bir kamyonun çarpması sonucu damadı Prof. Dr. Ali Yücel Uyarel ile birlikte vefat etti. Cemaatin büyük bölümü, olayın kaza olduğuna inanmadı. Hep, "Esad Hoca trafik kazası süsü verilerek öldürüldü" iddiaları ortalıkta dolaştı. Bu konuda pek çok yazı yazıldı. İlginçtir, olay mahalli, profesyonel kişiler yerine orada hiç bulunmaması gerekenler tarafından temizlendi. Bütün deliller yok edildi. Durum bu olunca, iddialara rağmen "kaza" ile ilgili olarak ciddi bir araştırma yapılamadı.(yapılmadı) Esad Coşan'ın, Türkiye'ye getirilen naaşı da 9 Şubat 2001'de Eyüp Sultan Mezarlığı'nda toprağa verildi. Olay, sadece "ölümlü bir trafik kazası" olarak kayıtlara geçti. Fakat Barnabas İncil’inden pek bahsedilmedi…

Evet, sevgili okurlarım, Barnabas İncil’inin akıbeti ise tam bir muamma... Kitabın 1981'de bir mağarada bulunmasının ardından, akıllara durgunluk verecek ve film senaryolarına konu olacak gelişmeler yaşandı: İncil, köylülerden korucu başlarının eline geçti. Tam eski bir milletvekiline satılacakken, Jandarma tarafından alındı.

İncil'i bir süre elinde tutan Jandarma, daha sonra Genelkurmay Özel Harp Dairesi'ne gönderdi. İncil, kimseye gösterilmedi ve herkesten saklandı. Eski Başbakanlardan Turgut Özal'ın devreye girmesiyle tercüme çalışmalarına başlanabildi. Ancak, bu çalışma da uzun sürmedi; bir türlü sonuçlandırılamadı. Bu konu hakkında yazılacak çok husus var ancak ben şu soru ile yazımı bitirmek .

Koray Kamacı
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
Barnabas İncili denen uyduruk kitap bir Müslüman tarafından, İslami propoganda amacıyla yazılmıştır. Yukarıda yazanlar baştan sona yalan olmakla birlikte barnabas incili o kadar komik hatalarla doludur ki ancak sizin gibileri kandırabilir. Uyduruk bir şey olduğunu diyanet bile kabul etmiştir. Size bunu anlatıp vaktimi boşa mı harcayacağım? Elbette hayır. Aksine çok haklısınız deyip sizi düştüğünüz kuyuda bırakacağım. Zira pek seviyorsunuz o çukuru...
 

cihad38

Profesör
Katılım
4 Nis 2013
Mesajlar
1,087
Tepkime puanı
18
Puanları
0
mesihçi sen neyden bahsediyon,

kaç tane incil var şu anda? 4 tane mi?

evet ...

iznik konsilinde kaç bin tane incil arasından seçildi bu dördü ?

ben bilmiyorum,çok da önemli değil zaten.

Allah 4 tane mi incil indirdi?

hayır...

o halde sen neyin uyduruğundan bahsediyon ?

asıl uyduruk olan sen olmayasın...
 

Mahpeyker

Kıdemli Üye
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
4,456
Tepkime puanı
742
Puanları
0
Barnabas İncili denen uyduruk kitap bir Müslüman tarafından, İslami propoganda amacıyla yazılmıştır. Yukarıda yazanlar baştan sona yalan olmakla birlikte barnabas incili o kadar komik hatalarla doludur ki ancak sizin gibileri kandırabilir. Uyduruk bir şey olduğunu diyanet bile kabul etmiştir. Size bunu anlatıp vaktimi boşa mı harcayacağım? Elbette hayır. Aksine çok haklısınız deyip sizi düştüğünüz kuyuda bırakacağım. Zira pek seviyorsunuz o çukuru...






asil siz gidinde kendi cukurunuzda debelenin. barnabas incili mevcuttur ve er veya gec ortaya cikacaktir. bu konuda opus dei tarikatini tekrar zikr etmekte de fayda var
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Barnabas İncili denen uyduruk kitap bir Müslüman tarafından, İslami propoganda amacıyla yazılmıştır. Yukarıda yazanlar baştan sona yalan olmakla birlikte barnabas incili o kadar komik hatalarla doludur ki ancak sizin gibileri kandırabilir. Uyduruk bir şey olduğunu diyanet bile kabul etmiştir. Size bunu anlatıp vaktimi boşa mı harcayacağım? Elbette hayır. Aksine çok haklısınız deyip sizi düştüğünüz kuyuda bırakacağım. Zira pek seviyorsunuz o çukuru...

Bazıları göz yanılsaması ile zirveyi çukur görebilir. İslam zirvedir. Yürürlükten kalkan ve bozulan dinler çukurdur:)))))))
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
Hahaha Opus dei falan diyorlar. :D Ciddiye almakta zorlanıyorum sizleri ama şansımı deneyeyim. Bakın bizim elimizdeki Yeni Ahit tek kitaptır. Sizin 4 incil zannettiğiniz bölümler, bu kitabın ilk 4 bölümüdür. Daha Kitabın kapağını açmamışsınız. İznikte yüzlerce İncil falan seçilmemiştir. Size bunları anlatıp değerli vaktimi kaybetmeye niyetim yoktur.
Piyasadaki en eski olduğu iddia edilen Barnabas İncili İsa Mesih'ten 500, İznik'ten 200 yıl sonra yazılmıştır. Oysa bizim elimizdeki metinler ilk yüzyılda yazılmıştır. Barnabas İncili gizli falan değildir. Vatikan kütüphanesinde mevcuttur. Sahte inciller kısmında :) Orta çağda Müslüman olan bir Avrupalı tarafından İslami propoganda amacıyla yazılmıştır. Çok komik hatalarla doludur. Ayrıca Aramice İsa Mesih'in anadili değildir. İsa Mesih'in anadili İbranicedir. Aramice bugün Süryani dediğimiz milletin dilidir. O dönemde de yaygındır. Gelelim Barnabasın saçmalıklarına... Elbette bunu yazmakla uğraşmam. Copy-paste yapıyorum. Zahmet edin de bir iki bilgi edinin.(Barnabası tenzih ederim, uyduruk barnabasın saçmalıklarına...)
Barnabas incili aslında 16. yüzyılda İtalya’da yazılmıştır ve yazarının Hristiyanlıktan İslamiyet’e geçmiş birisi olduğu bilinmektedir. Barnabas incili, Hristiyanlığı kötülemek ve Müslümanlığı yüceltmek için İ.S. 16. yüzyılda yazılan sahte bir eserdir. 17.yüzyıla kadar, Hristiyan olsun Müslüman olsun, hiçbir yazar bu eserden alıntı yapmamış, hatta adından bile söz etmemiştir! Bu eserin sahte olduğu inkâr edilmeyecek kadar somut bir şekilde ispatlanmıştır.
Barnabas incili Tarih ve Coğrafya ile İlgili Çelişkileri

İncil’deki gerçek Barnabas aslen Kıbrıslı olup asıl adı Yusuf’tu ve Yahudilerin en eğitimli kavmi olan Levililerden gelmekteydi. İsa’nın havarileri ona Barnabas “Cesaret Verici” adını vermişlerdi (İncil: Elçilerin İşleri 4:36-37). Barnabas incili yazarının yaşadığı yurdu ve 1.yüzyıldaki şartları çok iyi biliyordu. Barnabas incili yazarı da bunları bildiği iddiasındadır, buna karşın eser 1.yüzyılda yaşamış Barnabas gibi tahsilli bir Yahudi’nin yapamayacağı tarihi ve coğrafi hatalarla doludur. Bu eserin 1.yüzyılda Filistin yöresini değil, ortaçağ Avrupasının toplumunu anlattığı çok açıktır. Birkaç örnek vermek gerekirse:
1. Ne Kudüs ne de Nasıra deniz kıyısında değildir:

Barnabas incili kitabının bizi hayrette düşüren ilk hatası, Nasıra ve Kudüs şehirlerinin bir göl ya da deniz kıyısında bulunduğunu sanmasıdır. İsa Mesih’in büyüdüğü Nasıra kenti, en yakın göl olan Celile Gölü’nden 600 metre kadar yüksekte ve 25 kilometre kadar uzakta bulunmaktadır ve ulaşım imkanlarının günümüze göre daha kısıtılığı olduğu antik çağda böylesi bir mesafe ciddi bir uzaklıktı. Kudüs(Yeruşalim) ise 811 metre yükseklikte ve en yakın göl olan Lut Gölü’nden 23 kilometre kadar uzaktaydı. Bütün bunlara rağmen Barnabas incili 20. bölümüne şu ifadeler yer alır, “İsa Galile denizine gitti ve bir gemiye binerek Nasıra’ya doğru yola çıktı… Nasıra kentine gelince denizciler, İsa ne yaptıysa hepsini yaydılar.” Dahası var, 151. bölüme göre İsa Mesih’in bindiği gemi Nasıra “limanından” (!) çıkıp uzaklaşır. Bu gemi yolculuğu nerede son buluyormuş biliyor musunuz? Kudüs’te! Bölüm 152′de şunları okuyoruz, “İsa Kudüs’e gelip de…” Anlaşılan, Barnabas’a göre Nasıra’dan Kudüs’e gemiyle gidilebilmektedir! Böylesi bir ifade, “Ankara’dan vapura binip Adana’ya gittim” demekten farksızdır!
2. İsa’nın Zamanında Filistin’de Şeker Yoktu:

Barnabas incili 119. bölümünde İsa’nın şekerden söz ettiği yazılıdır. Oysa şeker Akdeniz yöresine ancak İ.S. 7. yüzyılda, Müslüman Araplar sayesinde girmiştir. Şeker sanayini Araplar İranlılardan, İranlılar ise İ.S. 6. yüzyılda Hintlilerden öğrenmişlerdi. Avrupalılar ise şekeri Müslüman Araplardan öğrendiler. Şeker 1. yüzyıl Filistin yöresinde yoktu. İsa’nın şekerden söz etmesi, otomobilden söz etmesi gibi bir durum olurdu. Böylece Barnabas İncilinde şekerden söz edilmesi yazarın sahtekârlığını açığa vurmaktadır.
3. Para Birimleri ile ilgili Çelişkiler:

Barnabas incili 54. bölümünde 60 “minuti”ye bölünen bir altın dinardan söz ediliyor. Oysa İsa’nın zamanında Roma İmparatorluğu’nda dinar, altından değil gümüşten yapılırdı. Her Roma dinarı 16 “as”a, her “as” da 4 “kuadrans”a eşitti. “Minuti” diye bir para birimi yoktu. “Minuti” denilen para birimi yüzyıllar sonra ortaya çıkmış ve Roma İmparatorluğu’nda değil, İspanya’da kullanılmış bir para birimidir. Barnabas incili yazarı 1. yüzyılda Filistin’de var olmayan bir paradan söz etmekte ve uydurma kitabında para birimi olarak bunu kullanmaktadır. Alınan tüm tedbirlere rağmen, her sahte eser kendini ele verir. Barnabas İncili de bu konuda bir istisna değildir.
4. Yargılama Usulü Ortaçağa Özgüdür:

Barnabas incili 121. bölümünde anlatılan mahkeme işlemi ancak yüzyıllar sonra ortaçağda kullanılan usuldür. Sanık, yargıç tarafından sorguya çekilirken noter onun tanıklığını özetleyip kaydeder. İsa’nın yaşadığı 1. yüzyılda böyle bir kayıt usulü yoktu.
5. O Dönemde Ahşap Fıçı Yoktu:

Barnabas incili 152. bölümünde “ahşap fıçılar” dan bahsediliyor, ancak 1. yüzyılda şarabı korumak ve saklamak için ahşap fıçı kullanması hiç bilinmeyen bir yöntemdi. O dönemde yaşayan insanlar bu işlem için deriden tulumlar kullanırlardı (Bkz. İncil: Matta 9:17).
6. Anlatım Tarzından Kaynaklanan Çelişkiler:

Barnabas incili anlatım tarzı da dikkat çekici niteliklere sahiptir. 222 bölümden oluşan bu eserin İtalyanca metni, Toskanalı ve Venedikli ‘Diatessaron’ları örnek almıştır. Diatessaron’lar gerçek İncil’de İsa’nın hayatını anlatan ilk dört bölümü özetleyip tek cilt haline getiren eserlerdir. İ.S. 13. ve 14. yüzyıllarda hazırlanan bu tür İtalya’da çok rağbet görmüştü. Bu ebatta diatessaronlar ilk defa olarak 13. yüzyılda yazıldığına göre Barnabas İncili de ortaçağda yazılmış olmalıdır.
Dahası sahte Barnabas sık sık büyük Hristiyan bilgini Jerom’un İ.S. 4 yüzyılda yaptığı Tevrat, Zebur ve İncil’in Latince Vulgat çevirisinden alıntı yapmaktadır. (Bkz. bölüm 74 ve Zebur: Mezmur 84:6; bölüm 12 ve Zebur: Mezmur 110:3; bölüm 118 ve Tevrat: Yeremya 3:51, Yeremya 4 ve İncil: Luka 2:15). Ayrıca, Barnabas incili Dante’nin şiirlerinden (İ.S. 1265-1321) pek çok alıntının bulunması, bu eserin ortaçağda yazıldığına dair bir başka kanıttır (Bkz. bölüm 60, 78, 106, 135, 217).
Barnabas incili kitabının Kutsal Kitap ile Çelişkileri

7. Pontiyus Pilatus İsa’nın Doğumunda Vali Değildi:

Sahte Barnabas’ya göre (bölüm 3 ve 217) Pontiyus Pilatus, İsa’nın hem doğumunda hem de ölümünde Yahudiye (Filistin) ilinin Romalı valisiydi. Oysa İncil (İncil: Luka 3:1), İ.S. 1 yüzyılda yaşayan Yahudi tarihçisi Yosefus ve diğer 1. yüzyıl Roma tarihi kayıtlarına göre Pilatus, İ.S. 26 yılında, Roma İmparatoru Tiberyus’un döneminde vali atandı.
8. Başkahin ve Vali Pilatus İsa’nın Önünde Eğilmek İstememiştir:

Sahte Barnabas, 93. bölümde diyor ki, Yahudi başkahini (en yüksek din görevlisi), kral Hirodes ve vali Pilatus’la birlikte “İsa’nın önünde rükuya varıp tapınmak istiyordu!” Ama başkâhin ile diğer Yahudi din adamları İsa’nın can düşmanlarıydı. İkiyüzlülüklerini açığa vurduğu için O’nu yakalayıp ölüme mahkûm etmek istiyorlardı. Doğal olarak, İsa’ya eğilip tapınmak istediklerini söylemek oldukça gülünç bir durumdur! (İncil: Luka 22:47-54, 66-71; 23:1-23)
9. Sahte Barnabas İsa’nın Mesih Olduğunu İnkar Etmektedir:

İncil’de İsa’nın, “Mesih” (Tanrı’nın seçtiği Kurtarıcı) olduğu defalarca belirtiliyor (Tevrat: Danyel 9:24-26; Zebur: Mezmur 22:7-12; İncil: Matta 16:13-17; İncil: Yuhanna 1:41; 4:25-26), ama sahte Barnabas incili (bölüm 96) bunu inkâr ediyor. Kur’an-ı Kerim dahi en az 7 kez İsa’nın “Mesih” olduğunu açıkça kabul ederken sahte Barnabasnın inkar etmesi düşündürücüdür (Sure 3:45; 4:157, 172; 5:17, 72; 9:30- 31).
10. Sahte Barnabas’a göre Pavlus Aldatılmış bir Kişidir:

Pavlus, İncil’de büyük yer tutan mektupları Tanrısal vahiyle kaleme alan kişidir. Oysa Barnabas incili Pavlus’un aldatılmış biri olduğunu söylemektedir (bölüm 222). Bunun gibi sözler, sahte Barnabas’nın bu kitabı tamamen Hristiyanlık karşıtı bir propaganda amacıyla yazdığını gösterir.
Barnabas incili Kur’an ile Çelişkileri

11. Göklerin Katları İle İlgili Uyuşmazlık:

Kuran’a göre (Kur’an: Bakara 2:29) yedi gök vardır. Oysa sahte Barnabas incili kitabına göre göklerin sayısı dokuzdur. (bölüm 178)
12. Meryem’in Doğum Sancısı Çekmesi ile İlgili Çelişki:

Kur’an’a göre (Kuran: Meryem 19:23) doğum sancısı Meryem’i, bir hurma dalı(nın altı)na getirdi: “Keşke dedi, bundan önce ölseydim, unutulup gitseydim!” Ama sahte Barnabas’ya göre “Bakire (Hz. Meryem) çocuğunu sancısız doğurdu.” (bölüm 3)
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
Hahaha Opus dei falan diyorlar. :D Ciddiye almakta zorlanıyorum sizleri ama şansımı deneyeyim. Bakın bizim elimizdeki Yeni Ahit tek kitaptır. Sizin 4 incil zannettiğiniz bölümler, bu kitabın ilk 4 bölümüdür. Daha Kitabın kapağını açmamışsınız. İznikte yüzlerce İncil falan seçilmemiştir. Size bunları anlatıp değerli vaktimi kaybetmeye niyetim yoktur.
Herhangi bir kitabın kapağını açtığınızdan da şüpheliyim ya neyse... Piyasadaki en eski olduğu iddia edilen Barnabas İncili İsa Mesih'ten 500, İznik'ten 200 yıl sonra yazılmıştır. Oysa bizim elimizdeki metinler ilk yüzyılda yazılmıştır. Barnabas İncili gizli falan değildir. Vatikan kütüphanesinde mevcuttur. Sahte inciller kısmında :) Orta çağda Müslüman olan bir Avrupalı tarafından İslami propoganda amacıyla yazılmıştır. Çok komik hatalarla doludur. Ayrıca Aramice İsa Mesih'in anadili değildir. İsa Mesih'in anadili İbranicedir. Aramice bugün Süryani dediğimiz milletin dilidir. O dönemde de yaygındır. Gelelim Barnabasın saçmalıklarına... Elbette bunu yazmakla uğraşmam. Copy-paste yapıyorum. Zahmet edin de bir iki bilgi edinin.(Barnabası tenzih ederim, uyduruk barnabasın saçmalıklarına...)
Barnabas incili aslında 16. yüzyılda İtalya’da yazılmıştır ve yazarının Hristiyanlıktan İslamiyet’e geçmiş birisi olduğu bilinmektedir. Barnabas incili, Hristiyanlığı kötülemek ve Müslümanlığı yüceltmek için İ.S. 16. yüzyılda yazılan sahte bir eserdir. 17.yüzyıla kadar, Hristiyan olsun Müslüman olsun, hiçbir yazar bu eserden alıntı yapmamış, hatta adından bile söz etmemiştir! Bu eserin sahte olduğu inkâr edilmeyecek kadar somut bir şekilde ispatlanmıştır.
Barnabas incili Tarih ve Coğrafya ile İlgili Çelişkileri

İncil’deki gerçek Barnabas aslen Kıbrıslı olup asıl adı Yusuf’tu ve Yahudilerin en eğitimli kavmi olan Levililerden gelmekteydi. İsa’nın havarileri ona Barnabas “Cesaret Verici” adını vermişlerdi (İncil: Elçilerin İşleri 4:36-37). Barnabas incili yazarının yaşadığı yurdu ve 1.yüzyıldaki şartları çok iyi biliyordu. Barnabas incili yazarı da bunları bildiği iddiasındadır, buna karşın eser 1.yüzyılda yaşamış Barnabas gibi tahsilli bir Yahudi’nin yapamayacağı tarihi ve coğrafi hatalarla doludur. Bu eserin 1.yüzyılda Filistin yöresini değil, ortaçağ Avrupasının toplumunu anlattığı çok açıktır. Birkaç örnek vermek gerekirse:
1. Ne Kudüs ne de Nasıra deniz kıyısında değildir:

Barnabas incili kitabının bizi hayrette düşüren ilk hatası, Nasıra ve Kudüs şehirlerinin bir göl ya da deniz kıyısında bulunduğunu sanmasıdır. İsa Mesih’in büyüdüğü Nasıra kenti, en yakın göl olan Celile Gölü’nden 600 metre kadar yüksekte ve 25 kilometre kadar uzakta bulunmaktadır ve ulaşım imkanlarının günümüze göre daha kısıtılığı olduğu antik çağda böylesi bir mesafe ciddi bir uzaklıktı. Kudüs(Yeruşalim) ise 811 metre yükseklikte ve en yakın göl olan Lut Gölü’nden 23 kilometre kadar uzaktaydı. Bütün bunlara rağmen Barnabas incili 20. bölümüne şu ifadeler yer alır, “İsa Galile denizine gitti ve bir gemiye binerek Nasıra’ya doğru yola çıktı… Nasıra kentine gelince denizciler, İsa ne yaptıysa hepsini yaydılar.” Dahası var, 151. bölüme göre İsa Mesih’in bindiği gemi Nasıra “limanından” (!) çıkıp uzaklaşır. Bu gemi yolculuğu nerede son buluyormuş biliyor musunuz? Kudüs’te! Bölüm 152′de şunları okuyoruz, “İsa Kudüs’e gelip de…” Anlaşılan, Barnabas’a göre Nasıra’dan Kudüs’e gemiyle gidilebilmektedir! Böylesi bir ifade, “Ankara’dan vapura binip Adana’ya gittim” demekten farksızdır!
2. İsa’nın Zamanında Filistin’de Şeker Yoktu:

Barnabas incili 119. bölümünde İsa’nın şekerden söz ettiği yazılıdır. Oysa şeker Akdeniz yöresine ancak İ.S. 7. yüzyılda, Müslüman Araplar sayesinde girmiştir. Şeker sanayini Araplar İranlılardan, İranlılar ise İ.S. 6. yüzyılda Hintlilerden öğrenmişlerdi. Avrupalılar ise şekeri Müslüman Araplardan öğrendiler. Şeker 1. yüzyıl Filistin yöresinde yoktu. İsa’nın şekerden söz etmesi, otomobilden söz etmesi gibi bir durum olurdu. Böylece Barnabas İncilinde şekerden söz edilmesi yazarın sahtekârlığını açığa vurmaktadır.
3. Para Birimleri ile ilgili Çelişkiler:

Barnabas incili 54. bölümünde 60 “minuti”ye bölünen bir altın dinardan söz ediliyor. Oysa İsa’nın zamanında Roma İmparatorluğu’nda dinar, altından değil gümüşten yapılırdı. Her Roma dinarı 16 “as”a, her “as” da 4 “kuadrans”a eşitti. “Minuti” diye bir para birimi yoktu. “Minuti” denilen para birimi yüzyıllar sonra ortaya çıkmış ve Roma İmparatorluğu’nda değil, İspanya’da kullanılmış bir para birimidir. Barnabas incili yazarı 1. yüzyılda Filistin’de var olmayan bir paradan söz etmekte ve uydurma kitabında para birimi olarak bunu kullanmaktadır. Alınan tüm tedbirlere rağmen, her sahte eser kendini ele verir. Barnabas İncili de bu konuda bir istisna değildir.
4. Yargılama Usulü Ortaçağa Özgüdür:

Barnabas incili 121. bölümünde anlatılan mahkeme işlemi ancak yüzyıllar sonra ortaçağda kullanılan usuldür. Sanık, yargıç tarafından sorguya çekilirken noter onun tanıklığını özetleyip kaydeder. İsa’nın yaşadığı 1. yüzyılda böyle bir kayıt usulü yoktu.
5. O Dönemde Ahşap Fıçı Yoktu:

Barnabas incili 152. bölümünde “ahşap fıçılar” dan bahsediliyor, ancak 1. yüzyılda şarabı korumak ve saklamak için ahşap fıçı kullanması hiç bilinmeyen bir yöntemdi. O dönemde yaşayan insanlar bu işlem için deriden tulumlar kullanırlardı (Bkz. İncil: Matta 9:17).
6. Anlatım Tarzından Kaynaklanan Çelişkiler:

Barnabas incili anlatım tarzı da dikkat çekici niteliklere sahiptir. 222 bölümden oluşan bu eserin İtalyanca metni, Toskanalı ve Venedikli ‘Diatessaron’ları örnek almıştır. Diatessaron’lar gerçek İncil’de İsa’nın hayatını anlatan ilk dört bölümü özetleyip tek cilt haline getiren eserlerdir. İ.S. 13. ve 14. yüzyıllarda hazırlanan bu tür İtalya’da çok rağbet görmüştü. Bu ebatta diatessaronlar ilk defa olarak 13. yüzyılda yazıldığına göre Barnabas İncili de ortaçağda yazılmış olmalıdır.
Dahası sahte Barnabas sık sık büyük Hristiyan bilgini Jerom’un İ.S. 4 yüzyılda yaptığı Tevrat, Zebur ve İncil’in Latince Vulgat çevirisinden alıntı yapmaktadır. (Bkz. bölüm 74 ve Zebur: Mezmur 84:6; bölüm 12 ve Zebur: Mezmur 110:3; bölüm 118 ve Tevrat: Yeremya 3:51, Yeremya 4 ve İncil: Luka 2:15). Ayrıca, Barnabas incili Dante’nin şiirlerinden (İ.S. 1265-1321) pek çok alıntının bulunması, bu eserin ortaçağda yazıldığına dair bir başka kanıttır (Bkz. bölüm 60, 78, 106, 135, 217).
Barnabas incili kitabının Kutsal Kitap ile Çelişkileri

7. Pontiyus Pilatus İsa’nın Doğumunda Vali Değildi:

Sahte Barnabas’ya göre (bölüm 3 ve 217) Pontiyus Pilatus, İsa’nın hem doğumunda hem de ölümünde Yahudiye (Filistin) ilinin Romalı valisiydi. Oysa İncil (İncil: Luka 3:1), İ.S. 1 yüzyılda yaşayan Yahudi tarihçisi Yosefus ve diğer 1. yüzyıl Roma tarihi kayıtlarına göre Pilatus, İ.S. 26 yılında, Roma İmparatoru Tiberyus’un döneminde vali atandı.
8. Başkahin ve Vali Pilatus İsa’nın Önünde Eğilmek İstememiştir:

Sahte Barnabas, 93. bölümde diyor ki, Yahudi başkahini (en yüksek din görevlisi), kral Hirodes ve vali Pilatus’la birlikte “İsa’nın önünde rükuya varıp tapınmak istiyordu!” Ama başkâhin ile diğer Yahudi din adamları İsa’nın can düşmanlarıydı. İkiyüzlülüklerini açığa vurduğu için O’nu yakalayıp ölüme mahkûm etmek istiyorlardı. Doğal olarak, İsa’ya eğilip tapınmak istediklerini söylemek oldukça gülünç bir durumdur! (İncil: Luka 22:47-54, 66-71; 23:1-23)
9. Sahte Barnabas İsa’nın Mesih Olduğunu İnkar Etmektedir:

İncil’de İsa’nın, “Mesih” (Tanrı’nın seçtiği Kurtarıcı) olduğu defalarca belirtiliyor (Tevrat: Danyel 9:24-26; Zebur: Mezmur 22:7-12; İncil: Matta 16:13-17; İncil: Yuhanna 1:41; 4:25-26), ama sahte Barnabas incili (bölüm 96) bunu inkâr ediyor. Kur’an-ı Kerim dahi en az 7 kez İsa’nın “Mesih” olduğunu açıkça kabul ederken sahte Barnabasnın inkar etmesi düşündürücüdür (Sure 3:45; 4:157, 172; 5:17, 72; 9:30- 31).
10. Sahte Barnabas’a göre Pavlus Aldatılmış bir Kişidir:

Pavlus, İncil’de büyük yer tutan mektupları Tanrısal vahiyle kaleme alan kişidir. Oysa Barnabas incili Pavlus’un aldatılmış biri olduğunu söylemektedir (bölüm 222). Bunun gibi sözler, sahte Barnabas’nın bu kitabı tamamen Hristiyanlık karşıtı bir propaganda amacıyla yazdığını gösterir.
Barnabas incili Kur’an ile Çelişkileri

11. Göklerin Katları İle İlgili Uyuşmazlık:

Kuran’a göre (Kur’an: Bakara 2:29) yedi gök vardır. Oysa sahte Barnabas incili kitabına göre göklerin sayısı dokuzdur. (bölüm 178)
12. Meryem’in Doğum Sancısı Çekmesi ile İlgili Çelişki:

Kur’an’a göre (Kuran: Meryem 19:23) doğum sancısı Meryem’i, bir hurma dalı(nın altı)na getirdi: “Keşke dedi, bundan önce ölseydim, unutulup gitseydim!” Ama sahte Barnabas’ya göre “Bakire (Hz. Meryem) çocuğunu sancısız doğurdu.” (bölüm 3)

Barnanaba incilinin çevirilerini ve orjinalinin taramalarını piyasada görürsek bu karşılaştırmaları yapabiliriz...Siz gördünüz mü?..
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
Barnabas İncili Genelkurmay'da mı?

Star yazarı Aziz Üstel Hristyanlığı dünya çapında etkileyecek öneme sahip olan kayıp Barnabas İncili hakkında ilginç bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı:

Aziz Üstel / Star

Barnabas İncili ve illa da Veli Küçük Paşa!

Yıl 1981... Yer Şırnak, Uludere!..Avdan dönen köylüler bir mağaraya giriyor.
Babat Aşiret Reisi Korucubaşı Hazım Babat'ın babası Ferhat Babat bir kitap buluyor bu mağarada. Kitap elden ele dolaşıyor. Derken dönemin Malatya Milletvekili Hakkı Şengüler'in eline geçiyor. Parşömene yazılmış. Hiçbir şey anlamayınca papazlar alıyor ele. Onlar da çözemiyor hangi dilde yazıldığını. Derken
filolog Hamza Hocagil'e gidiyor kitap.

Hocagil Aramice dilini sular seller gibi biliyor. Yani Hz. İsa döneminde konuşulan dili! Kitap,Aramice yazılmış ve Süryabi alfebesi kullanılmış. Kitabın ilk sayfası şöyle başlıyor:
'Ben Kıbrıslı Barnabius. Tespihe layık alemlerin rabbinden bir bütün olarak, Ruhu'l Kudüs'le Meşaha'ya vahyolunan tıpkı İsa'dan duyduğum gibi, sadakatle, 48 gök yılları sonunda, dördüncü nüsha olarak aynen yazıyorum!'

Hocagil, 'Bu Kitap Barnabas İncili' diyor!
Yani 2000 yıldır kaybolan Hz. İsa'nın katibi, Aziz Barnabas yazmış.
Hocagil, İncil'le ilgili şunları söylüyor:
'Lût kavmiyle ilgili bazı uyarıcı bilgiler vardı. Ancak bir ayet dikkatimi çekti: 'Bir Peygamber gelecek, ona tabi olanlar, dolgun başaklar (!) gibi büyüyüp gelişecek!'
Buraya kadar her şey iyi..

Hocagil, tam İncil'in tümünü çeviriye başlayacakken, Jandarma gelip el koyuyor kitaba. Tam iki yıl kilit altında kalıyor. Sonra
Genelkurmay Özel Harp Dairesi gelip alıyor İncil'i Jandarma'dan.

Hocagil işin peşini bırakmıyor; 1986'da Turgut Özal'a gidiyor, anlatıyor olan biteni. Turgut Bey de, özel harpçi Orgeneral Sami Karamısır'a gönderiyor. ' Önce beni sorguya çektiler. Amacımın ne olduğunu sordular? Ben saedece çeviriyle ilgilendiğimi söyledim...'

Ve 1987 yılında Özel Harp Dairesi Başkanlığı'nın kapısını çalıyor. Sami Karamısır Paşa'yla Hayri Ündül Paşa'nın bilgileri kapsamında çeviriye oturuyor. Çeviri parasını Harp Akademileri Komutanı Nahit Şenoğul Paşa ödüyor. Ancak İncil'in 19 sayfasını inceleyebiliyor.
'Başımda Özel Harp Dairesine bağlı subaylar var.'

Ve 19'uncu sayfadan sonra, çeviri bitti yapı paydos diyorlar... Diyenler!
Ancak İncil'in son sayfasına da göz atıyor Hocagil.
Aziz Barnabas, İncil'i dört nüsha yazdığını, birinin İsrail'de, diğerinin Arabistan Yarımadası'nda üçüncüsünün ise Kuzey Irak'ta, Zaho taraflarında olduğu belirtilmiş. 'Bu son sayfada Hz Davut'un kendi eliyle yazdığı Arapça Zebur ve Hazreti Harun'un bakır levhalara yazdığı On Emir'in de nerede olduğuna ilişkin bilgiler de vardı!'

Ve karşınızda Veli Küçük!

Hocagil anlatmayı sürdürüyor:
'Hz Davut'un sarayında bulunan İncil'i de tercüme ettim. Bu tercümeyi, Almanca ve İngilizce olarak, Yunanistan'daki Markos Yayıncılık için yaptım. Genelkurmay'daki İncil'le İsrail'de bulduğumuzun tek farkı tefsirli oluşuydu. Barnabas, Uludere'de bulunan İncil'e bazı şerhler düşmüştü. Çeviri parası olarak 15.000 dolar aldım!'
Peki, Hocagil'i Markos Yayıncılık ile tanıştıran kim? Adını son günlerde sıkça duyduğumuz, Ergenekon soruşturmasının başlıca kişileriden Adem Taşdemir.

Taşdemir şimdilerin hahamı Tuncay Güney'le birlikte 'cürüm işlemek için örgüt oluşturmak' savıyla göz altına alınıp serbest bırakılmıştı. Dahası, Taşdemir, Veli Küçük Paşa'nın yaveriydi.' Hamza Hocagil'in bir başka savıysa Barnabas İncili'nin hala Genelkurmay'da olduğu!

Bu işi daha iyi çözebilmek için Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi'ne bakacaksınız. Hani şu cemaati olmayan, garip yere!

Örneğin Romanya'da büyükelçi'ken Hamdullah Suphi Tanrıöver, bu 'Patrikhane' yaşasın, gelişip boy atsın diye, 1935'de, 70 kadar kızlı erkekli Hıristiyan gencini İstanbul'a getirir ve 1943'de bunların nüfus kağıtlarına Hıristiyan Türk Ortodoksu yazılır!

Ama başka kimse bu 'Patrikhanenin kapısını çalmaz.' Rum Ortodoks Patrikhanesi varken. Türk Ortodoks Patrikhanesi ne de mene bir gareabettir, bi düşünün hele! Hangi akıllara ziyan asarıdır ve de gelecekte başımıza ne işler açmıştır! Bu 70 Hıristiyan genç de, bir süre sıkılır, toptan Müslüman olur. Tanrıöver köpürür:'Benim yetmiş gencime sahip çıkamadınız! Müslümanlığın kitabında yetmiş kişi mi noksandı!!' diye sinirlenir.

Bu Türk Ortodoks Patrikhanesi hala var tabi. Var da cemaati yok! Basın Sözcüsü Sevgi Erenol, 'Ergenekon üyesi' olmakla suçlanıp tutuklandı! Boğaziçi Üniversitesi'ndeki Ermeni Sempozyumu'nu protesto edenler arasındaydı. Toprağı bol olsun, Hrant Dink'in 301'inci maddeden yargılandığı davaya da müdahil olmak istemişti.

Şimdi, bi yanda Barnabas İncili, öte yanda Veli Küçük Paşa'nın tercüme girişimleri. Ve de üçgenin öbür ucunu bağlayan, emniyet kayıtlarına göre 'Ergenekon yapılanmasının merkez üssü olarak kullanıldığı' öne sürülen tuhaf patrikhane. Gerisini siz düşünün...Benim başıma ağrılar girdi çünkü!

http://forum.memurlar.net/konu/596710/

 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Konuyla ilgili Aydogan Vatandas in "Apokrifal " adli kitabini tavsiye ederim.
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,085
Tepkime puanı
1,924
Puanları
113
Fotoğraf0359.jpg

Tehdit olarak algılamayın ama başlık Barnabas İncili Ve Şüpheli Ölümler dikkatinizi çekerim
smile[2].gif
)))






Adresi kime vereyim :gl
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,085
Tepkime puanı
1,924
Puanları
113
İlginç yaklaşık 20 yıldır bende ve kimse bir şey yapmadı bana. Tercüme olduğu içindir belki. :gl
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
İyide soru şu ?
İncilin sende ne işi var abi ?
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,085
Tepkime puanı
1,924
Puanları
113
İyide soru şu ?
İncilin sende ne işi var abi ?

Tek kelimeyle Merak...

Kitabı mukaddesi almıştım fakültede. İçinde incil olan Tevrata Kitabı Mukaddes diyorlarmış. Onları biraz okuyunca Barnabas İncilini de merak etmiştim. Bir kitap fuarında aldım netekim. Kültür Basın yayın birliği basmış. Mehmet YILDIZ tercüme etmiş, Ali ÜNAL önsöz yazmış. Hani biri kafaya koyduysa bunlarında ifadesini alsın hiç olmazsa.:D
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
Tek kelimeyle Merak... Kitabı mukaddesi almıştım fakültede. İçinde incil olan Tevrata Kitabı Mukaddes diyorlarmış. Onları biraz okuyunca Barnabas İncilini de merak etmiştim. Bir kitap fuarında aldım netekim. Kültür Basın yayın birliği basmış. Mehmet YILDIZ tercüme etmiş, Ali ÜNAL önsöz yazmış. Hani biri kafaya koyduysa bunlarında ifadesini alsın hiç olmazsa.:D
Aziz üstel'in yazısında geçen Filolog HOCAGİL'in dediklerini doğruluyor muydu? sendeki çeviride yazılanlar hocam?...

orjinal metnin taraması ile tercümesinin aynı anda elimizde olması her kesimin sesini keser...Aksi taktdirde gerek müslüman tarafından gerek hristiyan tarafından cümle yaklaşımlar taraflar arasında ciddiye alınmaz...Müslümanın dediğine hristiyan,hristiyanın dediğine müslüman inanmaz...

Aziz Üstel'in yazısına konu olan bilgilere göre dünya üzerinde bu incilden 4 nüsha var bu dört nüshadan birisinin orjinali er geç piyasaya çıkacaktır...Biz müslüman olarak kitabımız Kur'anda meseleye dair ayetlere iman ettiğimizden çok da merak etmiyoruz...Orjinal nüshalardan birisi ortaya çıktığında Filolog HOCAGİL'in aktardığı bilgileri gören hristiyan alemi çalkalanacaktır....
 
Üst