Arka Sayfa Şiirleri

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
wwwantolojicom26287733xy5.jpg

Özlem
Özlem sevdaya yürek açmaktır
Özlem açılan yürekte hayat bulmaktır
Özlem aynı heyecanla canana ulaşmaktır
Özlem yoklukta var olmaktır
Özlem uzandığında tutmaktır
Özlem geceyi gündüz gündüzü gece yapmaktır
Özlem sevgiye koşulsuz bağlanmaktır
Özlem kavrulup yanmaktır
Özlem ne uzak ne yakındır
Özlem her anında sevdiğini anmaktır
Özlem kalbini sorgusuz açmaktır
Ve ben
Karşılık beklemeden
Kalbime ruhuma hayat veren
Gecemi gündüz eden
Her anımda
Yanımda hissettiğim
Düşündüğüm
Düşündüğünü bildiğim
Gülümsemeyi
Gülümsetmeyi
Sevmeyi
Sevgiye değer vermeyi
Öğreten
Beni benden alıp götüren
Pırlanta yürekli meleği
Özlüyorum
Çok özlüyorum

Ünal Kar
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
Merhaba!


Merhaba!
doğan gün
dalucları tomurcuklar
dağların esen rüzgarı
sıvırcık kuşlarının sevinci bahar
güneşe koşan çocuklar
bahardalım
merhaba !

Merhaba !
sevgi düşüm
utangaç gülüşüm
ilk yaşam çığlığı
gelin duvağı
türkü tadındaki yaşam
yürekteki sevda, gözlerdeki ışıltı
dudaktaki şarkı,
özlemi çekilen yarınlar
İçerdekiler dışardakiler
hasreti kanayan dostlar
merhaba !

Merhaba !
ağaçta göveren dal
güllerin güne gülüşü
yerdeki çiy, gökteki ay
yağmurun çimlere dökülüşü
salkım-saçak bulut
yedi iklim dört mevsim
evrenin renk renk cümbüşü
ısıtan umut
ey günüm, günaydınım, gülaydınlığım
merhaba

Merhaba!
ey dostluk,iyilik, güzellik
ey insanlık,merhamet, barış
sevgiye susayan yürek
yanakta gözyaşı ıslağı
dudakta kanayan şiir
kalbe dolan aşk
ey sevda yolcuları
sevgi bostanı gönlüm
merhaba

Merhaba !
güneşle beslediğim
sevgiyle süslediğim
gönlümün sultanı yar
dostluk diyarı ülkem
sevgi bahçem, duygu pınarım
hasretim, asyam, anadolum
yüreğim, sevdam, yenigelinim
merhaba


Nuri Can
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
Destina
Aşklara vurur bülbülüm, yuvalanır gönlümün gülüstanına
gülüşün can sıcaklığımdır üşüdüğümde, soluğun ateş
yak savur küllerimi çölüme döneyim.

orman fısıltıları kulağımda, rüzgar ıslıkları
yağmur tutuşmaları, sevgi buluşmaları
aşkın düştüğü yer… yangın
yalnızca nefesin dindirebilir volkanımı
rüzgarın merhem olur yarama süründüğüm

bilki derin kuyularında hasretimin suyu sensin
ve nasılsan öylece gel salınışın rüzgarıyla
ırmakların sesiyle ay serenatları dökülsün kulağıma
dudağıma işlesin meltem meltem seher yağmurları
gözlerinin içinde sönmüş bir tutam yıldız gibi kalayım

uçurumlara tutsak bir rüzgarım, yağmurlarla yaralı sesim
fırtınalarda çırpınan suyum, hıçkıran ışık
karlı dağlarda uzak bir ses gibi
solgun bir anıyım şimdi bu uzak kentte
kuşların göçüp gittiği mevsimlere benziyor yüzüm
ömrümün bütün dallarını silkeledi hayat
umudun bütün bahçelerinden kovuldum
bir acıyı aşmak için, bin acıyı sırtıma vurdum

uzak düştüm saçlarıma karanfil eken yıldızlardan
sahipsiz mezarlıklar ülkesinde çıplak dolaşıyorum şimdi
içinden kırılmış bir gölge
başka hangi duvara yaslanabilirki aşktan öte
ve nasıl dayanabilirki
sevinçler yoksa terkisinde çekilen acıların

Ah Destina yaralı kızım, utangaç yıldızım
yaslı gelinim, anadolum, sarı sızım, sorma beni
baktığım her pencerede doğulu ezikliğim
yurdundan kovulmuş bir coğrafyasızım
çıktığım her yolculukta türküler tutuşur içimde

şimdi uzak bir sızıda nar ile közlenip
çoğalan yalnızlıklarla yeryüzüne dağılıyor kalbim
kalbimki, zemherinin ortasında kanatları üşümüş yavru bir kuş
nereye uçsun, bir umut yoksa kanadında esen yellerin

bırak bende başlasın bu ateş sende bitsin
aşktan öte ne varsa kalbimde savur gitsin
gecelerin uzun kirpiklerine yalnızlığımı iliştirip ağlayayım

ey göğsümde nar sıcağı, çığlığıma sinen duman
içime soğurmuş küllerini bırak kızıl bir sabahın
bırak ki, dağılsın ıstırap yüklü bulutlar
ateş oflayan ormanında bu ahın

gün ışığıyla işlenmiş bir çiçeği
koparıp göğsümün üstüne bastırıyorum her akşam
dindirsin diye yüreğimdeki sızıyı
tam da usumun ortasına düşerken gülbaharülkem

Ah Destina’m, kara kızım, uzun saçlı hasretim
kül rengi kirpiklerinde nehirler yürüyenim
gelirsen sevdiğim çiçekleri getir
gönlünün güneşli bahçelerinden, nilüferlerin zülüflerinden
ve derin kuyularından hasretin, su getir

koca İstanbulu getir bana gelirken
mis sokağını, karanfil konağı, kitapçı dükkanlarını
üç beş dergi, diline dolanan bir şarkıyı, bir çınar altını
mor salkımlı düşlerini getir
istiklal caddesinde el ele dolaşan yeniyetme sevdalıları
yıldızlarını getir bana kaygısız bir gecenin
ayışığı gülüşünle sarıl içimdeki feryada
aşkın ateşlerinde sınanmış bir semenderim ben.

düşsüzüm düşlerine al beni, soluksuz sevişmelerine sakla
dudaklarınla kapat dudaklarımı, soluduğumda
uyuduğumda, alnımdan öperek uyandır beni
ki, denizlerin sevgiyle köpürdüğü saatlerde
şiirin yedirenk çakılları vursun kıyılarıma
aşk bir yanımı alıp götürsün, özlem bir yanımı
bir ömür sevgi yağmurunla ıslanayım

şimdi ayışığıyla süslenmiş penceremde
sen gecegözlü güvercinimsin, özlem yüklü şiir’im
bırak güllere vursun gülüşün, harelensin denizlerin yüreğine
yanaklarında aşkın solmayan rengi
saklayıp gecelere gizini, yıldızlara uzansın mavi düşlerin

Bense çevire çevire dört duvarımı, bir ömür aşkınla böyle yanar kalayım

Nuri CAN
 

eee1984

Üye
Katılım
1 Ocak 2007
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Burayı yeni keşfettim ne kadar çok şiir varmış
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
seni zamansız çağırdığım için bağışla beni

yağmur yağıyor,
mevsim sonbahar
soğuk işler iliklerime kadar.
bir bekçi düdüğü böler geceyi,
ayın aydınlığı resmini sunar.
ve ben hayalinle avunurum
puslu bir sokakta
çağrırım seni

dilimde suzinak makamında bir beste
adını ezberlettim seher yeline
esip kulağıma fısıldasın diye
bir nikotin nöbetinde
sensizliğin katran döken bezminde
gel!
ey vakitlerimin hasna perisi
gecelerimi dizdiğim tesbihim
soluk yaprağa inen çiğ tanesi
gözlerine gitmek diler gözlerim
ve mahfice süzül meftunu olduğum
bir dirhem de olsa gel dembedem
hicrandır kanıma dolan kızgın kum
teşrifin bahardır, firkatin elem
bu saatlerde
ben hep sen olurum
ve ben hayalinle avunurum
puslu bir sokakta
çağırırım seni

bir nehir akar durur
bir nehir sular uyur
uyumaz bir damlayım
vuslatına kıvrım kıvrım akan
köpüklü bir damlayım
omuzlarımda taşırım hüznü
dilimde isminin terennümü
çağırırım seni
siyah gözlerinde asude ateş
canı kuru yaprak eder savurur
gündüzüm kaybolmuş, geceler serkeş
''gong''layan saatler hasreti vurur
gelmezsin içime düşer ateş
yine de uyumaz bir damlayım
çağırırım seni

bir gar uyur durur
hayalinle avunurum
çağırırım seni
faydasız seslenmeler
hiçbir tren getirmez bana seni

seni zamansız çağırdığım için bağışla beni
 

eylül

Veled-i kalbî
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
5,223
Tepkime puanı
1,026
Puanları
0
Konum
mavera...
Çekip gittin işte
herşey öyle umarsız ki
değişen hiç bir şey yok
diyorsam da inan/ma
çok şey değişti
gecelerin eski tadı kalmadı
ya gündüzlerin...
aynaya bakıyorum da
gördüğüm yüz kimin
diye sormaktan alamıyorum kendimi
saçlarım azalmış rengim solmuş...
çekip gittin işte
şarkıların bile tadı yok artık
tadı yok sombaharın
ya sen ...kimbilir nasılsın
gittiğin yerde
bensiz yaşamak zordur
biliyorum sensiz yaşamak gibi
çekip gittin işte
kaç mevsim geçti saymadım...

Umman Şahiner
 

efsun hayal

Profesör
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
1,175
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
...
seni zamansız çağırdığım için bağışla beni

yağmur yağıyor,
mevsim sonbahar
soğuk işler iliklerime kadar.
bir bekçi düdüğü böler geceyi,
ayın aydınlığı resmini sunar.
ve ben hayalinle avunurum
puslu bir sokakta
çağrırım seni

dilimde suzinak makamında bir beste
adını ezberlettim seher yeline
esip kulağıma fısıldasın diye
bir nikotin nöbetinde
sensizliğin katran döken bezminde
gel!
ey vakitlerimin hasna perisi
gecelerimi dizdiğim tesbihim
soluk yaprağa inen çiğ tanesi
gözlerine gitmek diler gözlerim
ve mahfice süzül meftunu olduğum
bir dirhem de olsa gel dembedem
hicrandır kanıma dolan kızgın kum
teşrifin bahardır, firkatin elem
bu saatlerde
ben hep sen olurum
ve ben hayalinle avunurum
puslu bir sokakta
çağırırım seni

bir nehir akar durur
bir nehir sular uyur
uyumaz bir damlayım
vuslatına kıvrım kıvrım akan
köpüklü bir damlayım
omuzlarımda taşırım hüznü
dilimde isminin terennümü
çağırırım seni
siyah gözlerinde asude ateş
canı kuru yaprak eder savurur
gündüzüm kaybolmuş, geceler serkeş
''gong''layan saatler hasreti vurur
gelmezsin içime düşer ateş
yine de uyumaz bir damlayım
çağırırım seni

bir gar uyur durur
hayalinle avunurum
çağırırım seni
faydasız seslenmeler
hiçbir tren getirmez bana seni

seni zamansız çağırdığım için bağışla beni

bu şiir için ayrıca teşekkür etmek isterim abla
güzel şiir imiş...

selametle
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
Sen İstanbul Kokardın

Martıların gözlerinden dinledim
İstanbul'un boğazı yanmış dün gece
Yıldızlar şahitlik etmiş, güya suçlu benmişim
Oysa can, yemin olsun yanağımdan süzülen denize
Ben bu şehre yüreğimi içirmedim

Göklerden hicran yağdı, İstanbul'lu bir geceydi
Yere düşen her damlanın yüreğinde sen vardın
İsmin dudaklarımda idamlık bilmeceydi
Yalansa kahrolayım, sen İstanbul kokardın

Sevda dediğin gülüm bir busedir dudağımda
Bıçak gibi, yasak gibi, kan gibi...
Utanır, intihar ederdi ölüm,
Hayata rest çekip ağladığımda,
Korkak gibi, tutsak gibi, yaşanmamış an gibi...
Ben lal olmuş bülbülüm, sen deli gülsün bağımda
Toprak gibi, yaprak gibi, candan özge can gibi
Kuş uçmaz kervan geçmez dağımda,
Kah aşkı yağan kar tanesi
Kah Leyla tüten rüzgardın
Zambak gibi leylak gibi,
Sigaramda duman gibi
Sevdiceğim, sen İstanbul kokardın

Dayadım ondörtlüyü İstanbul'un şakağına
İstediğim gül içmekti gözlerinden bir yudum
Seni sordum gündüzlerce bu şehrin her sokağına
Söylemedi, inat ettim gece seni uyudum

Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim
Ayla toprak şahittir, şahittir denizle gece
Sensizken, İstanbul'da bir kez olsun gülmedim
Yıllar kapımı çaldı, ellerinde vur emri
Yokluğun var sen yoktun, ölüm geldi ölmedim
Ağladım yüreğimde sen, sende divane İstanbul
Aşkından hatıra dedim göz yaşımı silmedim
Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim
Belki de can ben bu şehri güller için çok sevdim

Gözlerimden dökülen yaş denizi ıslatıyor
Sevda kilim, hasret nakış, gönül derdi dokuyor
Çatlayası deli yürek 'sen sen' diye atıyor
Oy gece gözlüm oy, İstanbul SENİ kokuyor


Serdar Tuncer
 

eylül

Veled-i kalbî
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
5,223
Tepkime puanı
1,026
Puanları
0
Konum
mavera...
sessizim ben
tıpkı
uzak bir yoldan
koşarak gelmiş
ve söylemeden önce
getirdiği gizli haberi
dünyaya
ve kendine yabancı kalan
biri gibi
***
şiirle
kendi yalnızlığıma kaçıyorum
ve yalnızlığımdan daha fazla gidiyorum
dünyanın sonuna kadar

Bijen Celali
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
BAHAR YELİ

Esme bahar yeli esme bu akşam,
İçimde acilar,dertler yoğundur,
Bakma konuşmayıp hep sustuğuma,
Gözümde damlalar,yaşlar yoğundur.



Umutsuz sevgiyi bilirmisin sen,
Bilirmisin neler çekiyor seven,
Yokki şu halimi anlayan,bilen,
Bağrıma bastığım taşlar yoğundur.



Sevdimde ne oldu şu halime bak,
Yaş ol gözlerimden damla,damla ak,
Yalvarırım artık esmeyi birak,
Gönlümde baharsız kışlar yoğundur.



Sahte umutlarla avundum durdum,
Bir mutlu an için hayaller kurdum,
Gördüğüm her düşü hayıra yordum,
Ellerimde cansız kuşlar yoğundur.



Alıntı...
 

Tuncay ÖZ

Profesör
Katılım
3 Kas 2006
Mesajlar
2,566
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Konum
32
Hayat Nedir Anne
benim hiç sapanım olmadı anne,
ne kuşları vurdum,
ne de kimsenin camını kırdım...
çok uslu bir çocuk değildim ama,
seni hiç kırmadim, hep boynumu kırdım.
ben hayatım boyunca
bir tek kendimi vurdum! ..

suskun görünsem de,
fırtınalı ve mağrurdum anne.
bir mızrak gibi,
aynada hep dik durdum anne! ..
ben sana hiç bir gün laf getirmedim,
leke sürmedim.
ama göğsümü çok hırpaladım,
kalbimi çok yordum...
ben hayatım boyunca, en çok kendimi sordum! ...

benim hiç sevgilim olmadı anne,
ne bir yuva kurdum,
ne bir gün şansım güldü...
öpemeden bir bebeğin gidişini,
tükendi gitti çağım...
kimi yürekten sevdiysem,
yüreğini başkasına böldü...
bir muhabbet kuşum vardı,
o da yalnızlıktan öldü...

sen beni göğsünde
hep acılarla mı soğurdun anne?
yoksa evlat diye,
koca bir taş mı doğurdun anne?
eziyet degilim, zahmet değilim,
musibet hiç değilim;
bir senin mi balına sinek kondu, söylesene!
doğurdun da beni,
ne ile yoğurdun anne?

benim hiç hayalim olmadı anne...
ne seni rahat ettirdim,
ne kendim ettim rahat...
BİR MUTLULUK FOTOĞRAFI BİLE ÇEKTİRMEDİ BU HAYAT!
kaybolmuş bir anahtar kadar
sahipsizim anne...
ne omuzumda bir dost eli,
ne saçımda bir şefkat...

say ki yollardan akan,
şu faydasız çamurdum anne...
say ki ıslanmaktım, üşümektim,
say ki yağmurdum anne!
bunca yıldır gözyaşlarını,
hangi denizlere sakladın?
oy ben öleyim,
SEN BENİ NE DİYE DOĞURDUN ANNE? ? ?

Yusuf Hayaloğlu
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
YAĞMURDA BENİ SEVMEDİĞİNİN KOKUSUNDA...

Bugün gökyüzü bir başka ağlıyordu,
Yüreğimin sıkılacağını
O bile önceden sezmiş olmalıydı ki
İnsanın üzerine değen her damla
Sanki kemiklere dokunur gibi
sancı veriyordu.

Küçük bir hikayeydi bu aslında
Ama
Devlerin aşkı gibi
Büyük bir aşkı anlatıyordu.

Sen yağmurları sevmiyorsun
Oysa onlar benim gözyaşlarım
Sen beni de sevmiyorsun!

Sen hiç yıldızlara dokunabildin mi?
Sen hiç ekvatordaki kızgın kumlara
bastın mı?
Sen hiç rüzgarla dans ettin mi?
Sen hiç gökyüzünde açan bir çiçek
gördün mü?
Sen hiç ıssız ormanda kayboldun mu?
Sen hiç büyük dalgalar arsında yok
oldun mu?
Hayır!
Sen bunların hiçbirini yapmadın
Hiçbirini yapamazsın
Belki ben de...
Ama
Sen
O ulaşılmazlardın benim için
Ve ben
"seni seviyorum"

Ne kadar da mutluydum bugün
Senin yanında
Sen benden uzaklarda da olsan
Yüzünü görmek
Nefesini hissetmek
Ara sıra
şaka yollu da sana dokunmak.
Ama o da ne?
Mahvettin beni yine
O da ne aşkım?
O da nereden çıktı
söylesene?
...

Yine yağmur yağıyor
Beni sevmediğinin kokusunu duyuyorum.
Sen yağmurları sevmiyorsun
Oysa onlar benim gözyaşlarım
Sen beni de sevmiyorsun!

Aşkım;
Sehpada votka bardağı
Bir elimde sigaram
Bir elimde de
Hiç olmazsa dost kalemim var.
Sen olmasan da bunların içinde
Sen olmasan da yanımda
Daima yüreğimdesin
ve daima
yüreğimde kalacaksın.

Utanırım söyleyemem sevgimi sana,
Utanırım sevdiceğim.
Utanırım söyleyemem aşkımı sana,
Utanırım sevdiceğim.
Ama uzaklarda da olsan
seni seviyorum.
Sen bana erken,
Ben sana geç kalsam da,
"seni seveceğim"

Keşke gel deseydin bana
İnan deseydin gelirdim sana.
Yalnızca bakışlarınla yetindim yıllarca,
Keşke gel diyebilseydin.
Öyle içten gibiydi ki bakışların...
Kimi zaman sevecen
Kimi zaman bir kış rüzgarı
misali sert.
Yalnızca bana sandım yıllar yılı,
Oysa herkese bakışların aynıydı,
Görmek istemediğim.
Tıpkı yağmurda
beni sevmediğinin kokusunu
İnkar ettiğim gibi.
Sen yağmurları sevmiyorsun
Oysa benim gözyaşlarım
Sen beni de sevmiyorsun!

Bakışlardır anlatan hislerini,
Bir göz kırpış geçerken,
Eriten için için içini.
Hiçbir şey söylemesen de
Gelip geçerken,
Bakışlardır anlatan hislerini...

Oysa neler düşünmüştüm
Senli benli,
Oysa neler hayal etmiştim.
Beraber mücadele edip
Aşkların en güzelini yaşayabilirdik.
Çok güzel anlamı olabilirdi
yaşayacaklarımızın,
Paylaşacak duygularımızın güzel
anlamları olabilirdi.
Aşkım ya şimdi?

İşte yine beni sevmediğinin kokusu geldi,
Yine sevmediğin sevmediğin yağmur başladı,
Oysa onlar benim gözyaşlarım,
Ve
Sen bana erken,
Ben sana çooook geç kalmışım!


Sema KATIRCI
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
YAŞAMAK
Yaşamak fırsattır, yararlanmayı bil.
Yaşamak güzelliktir, kıymetini bil.
Yaşamak mutluluktur, tatmayı bil.
Yaşamak rüyadır, gerçekleştirmeyi bil.
Yaşamak meydan okunmasıdır sana, karşı çıkmayı bil.
Yaşamak görevdir, tamamlamayı bil.
Yaşamak oyundur, oynamayı bil.
Yaşamak servettir, korumayı bil.
Yaşamak aşktır, sevgidir, keyfini çıkarmayı bil.
Yaşamak bilmecedir, çözmeyi bil.
Yaşamak verilmiş bir sözdür, tutmayı bil.
Yaşamak hüzündür, aşmayı bil.
Yaşamak şarkıdır, söylemeyi bil.
Yaşamak mücadeledir, kabullenmeyi bil.
Yaşamak şanstır, kullanmayı bil.

YAŞAMAK YAŞAMAKTIR, UĞRUNA SAVAŞMAYI BİL
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
Ave Maria
Rüzgar tersine esiyor... Niçin?
Eski günler geri mi gelecek?
Kımıldıyor kozasında böcek
Bildiği hayata doğmak için.

Neden içimize doldu vehim?
Ah ümit, ümit yollar boyunca
Düşünmez miydi akşam olunca
Hacer'in kollarında İbrahim

Ve gemisinde Kleopatra?
Neden yine kaynaştı havalar?
Saadet mi getiriyor rüzgar
Dolarak erguvan atlaslara?

Elimize değen kimin eli?
Kimdir bu muammalarla gelen?
O mu helezonlara yükselen,
Saba ellerinin en güzeli?

Sesler mi çözülüyor derinde,
Nedir durup dinlediklerimiz,
Şarkı mı söylüyor semiramis
Babil'in asma bahçelerinde?

Omzundan örtüler kaydı yere.
Kim bu, kim? alnımızdaki yazı:
Gözlerinde günahının hazzı
Gülüyor saz benizli bakire.

Orhan Veli Kanık
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
ZİNDANDAN MEHMEDE MEKTUP
Zindanda iki hece.Mehmed'im lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de geri adam,boynunda yafta...

Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mi?..Belki ..Daha ölmedim!

Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...

Git ve gel... Yüz adım...Bin yıllık konak
Ne ayak dayanır buna ,ne tırnak!

Bir alem ki, gökler boru içinde.
Akıl almazların zoru içinde
Üstüste sorular soru içinde.

Düşün mü,konuş mu, sus mu ,unut mu?
Buradan insan mı çıkar,tabut mu?

Bir idamlık Ali vardı,asıldı
Kaydını düştüler,mühür basıldı.
Geçti gitti,birkaç günlük fasıldı

Ondan kalan,boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...

Müdür bey dert dinler,bugün"maruzat"!
Çatık kaş...Hükumet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş kim eder azat?

Anlamaz;yazısız,pulsuz,dilekçem...
Anlamaz!ruhuma geçti bilekçem!

Saat beş dedi mi,bir yırtıcı zil
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekun içinde yazıl ve çizil!

Insanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik,mintanlarla et.

Somurtuş gibi bıçak,nara gibi tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccademin yönünde şefkat

Beni kimsecikler okşamaz madem
Öp beni alnımdan,sen öp seccadem!

Çaycı getir ilaç kokulu çaydan!
Dakika düşelim,senelik paydan!
Zindanda dakika farksız aydan

Karıştır çayını zaman erisin
Kopuk kopuk,duman duman erisin!

Peykeler,duvara mihli peykeler
Duvarda,başlardan yağlı lekeler
Gömülmüş duvara,bas bas gölgeler...

Duvar,katil duvar yolumu biçtin
Kanla dolu sünger... Beynimi içtin

Sukut...Kıvrım kıvrım uzaklık uzar
Tek nokta seçemez dünyada nazar
Yerinde mi acep,ölü ve mezar?

Yeryüzü boşaldı habersiz miyiz?
Güneşe göç varda ,kalan biz miyiz?

Ses demir,su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir.
Ne gelir ki elden,kader bu,emir...

Garip pencerecik,küçük daracık;
Dünyaya kapalı,Allah'a açık

Dua,dua eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış
Gözyaşı bir tarla,hep yoncalanmış

Bir soluk,bir tütsü,bir uçan buğu
İplik ki incecik,örer boşluğu

Ana rahmi zahir ,şu bizim koğuş
Karanlığında nur,yeniden doğuş....
Sesler duymaktayım;Davran ve boğuş!

Sen bir devsin,yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa,dimdik doğrul ve sevin!

Mehmed'im,sevinin ,başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin,eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!

Yarın elbet bizim,elbet bizimdir!
Gün doğmuş ,gün batmış ,ebed bizimdir


NECİP FAZIL KISAKÜREK
 

Tuncay ÖZ

Profesör
Katılım
3 Kas 2006
Mesajlar
2,566
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Konum
32
senle açamam
iste böyle gideceksin salina salina
Ardina baka baka
Kimi bekliyorsun da bakarsin ardina demezler mi adama
sen bir gurursuzu sevmedin ki guzelim
ki gelsin ardindan
O asilce sevdi ve asilce gitti

Yaptigini cekeceginden ku$kun mu vardi da
Simdi elem icinde aglarsin
görunen köy misali var miydi gerek klavuza

Simdi yerli yersiz aglama vaktidir
cevrene ne yapacagim diye sorma vaktidir
Aalacagin cevabi ben söyleyim guzelim
bilmiyorum diyecekler

kimin gucu yeterki zamani geri cevirmeye
öleyse sen sadece susmayi dene

ilk gittigin gibi guclu sansinlar seni
bu beni daha mutlu eder
bir caresizimi sevmisim dememem icin
Sen öyle olmasanda ve ben bilsemde
sen gucluymus gibi yap


simdi hoscakal deme zamani amma sen hoscakal kalmayi haketmiyorsun
sevmenin ve sevilmenin hakkini verebilenendir o
Sana söylenecek tek sözum var
bu ömru sevgiye hasret
mecnun misali yasaman dilegiyle...
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
DÖNEMEÇ

Bir gündü, hava ılık
Ve cadde kalabalık...
Bir kadın sapıverdi önümden dönemece;
Yalnız bir endam gördüm, arkasından, ipince.
Ve görmeden sevdiğim, işte bu kadın dedim,
Çarpıldım sendeledim.

Bir gündü mevsim bayat
Ve esnemekte hayat....
Dönemeçten bir tabut çıktı ve üç beş adam;
Yalnız bir âhenk sezdim, çerçevede bir endam.
Ve tabutta, incecik, o kadın var, anladım;
Bir köşede ağladım



Necip Fazıl Kısakürek
 

Tuncay ÖZ

Profesör
Katılım
3 Kas 2006
Mesajlar
2,566
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Konum
32
ELLERİM ÜŞÜRDÜ
ellerim üşürdü, üşürdüm.
şehrin vitrinlerinden kayardı düşlerim
seni düşünürdüm.
sense, bir başka mevsimde sağanak halinde yağardın
başka ülkelere sımsıcak.
ellerim üşürdü.
nikotin kokan ellerim üşürdü ve...
bir sigara daha yakardım.
şehir ıslanırdı duman duman.
çocuklar uyanmış olurdu
düşlerini kaybetmeden uykularından
benimse kabuslarım kese kağıdı buruşukluğunda
asılı kalırdı gündoğumlarına.
ellerim üşürdü
ellerim üşürdü, donardı.
donardım teninin yokluğuna değince ve
bıçak ağzı bir yalnızlık ikiye bölerdi her şeyi.
bir yarısı sen olurdun her şeyin, bir yarısı ben olurdum
hiçbir şeyin.

ellerim üşürdü, üşürdüm.
bir bardak çay ve taze bir simit gibi kokardı rutubetli
geçmişim.
küçük bir saçak altı kahvesinde güneşi soğuturdum. sonra
denize karşı
kimsesiz bir adam gibi dalgalar hıçkırıklarımı boğardı.
Varlığına açken, muhtaçken bir lahza görmeye seni.
ellerim üşürdü, üşürdüm ve doyardım yokluğuna.
donardım. martılar göç ederdi,
demirlerdi tüm gemiler limana boşalırdı deniz
yürüyüp çıkardı balıklar tuzlu bir yaşamın soluk aralarından.
seni düşünürdüm. su olurdum, toprak olurdum, kus olurdum ama
yasam olmayı beceremezdim. sensizliğinde acemi bir ölümü
karşılardım.
beceremezdim ölmeyi.

ellerim üşürdü,üşürdüm.
tanıdık bir adam sesine karışırdı hüzünlerim.
kapanan bir kapı sesine kilitlenirdim.
duvar, duvar karanlık büyürdü içimde yollar,
ne bir köşe başı, ne bir viraj ne dur ne durak
adımlarım soluklarını arardı kayıp yollar da
sonra, bir kadın çığlığı kayardı yıldız yıldız.
önce ilk bahar defnedilirdi karınca ayazında
sonra bir pervane yanardı.
gözlerimin sırılsıklam aydınlığında
kanatlarına islerdi yaşanmamış bir yaz kelebeklerin.
sonbahar geçerdi, kar yağardı.
ellerim üşürdü üşürdüm
ve şubatla biterdi bir masalın son cümlesi
seni düşünürdüm..


Ali Uluraspa
 
Üst