korakademik
Ordinaryus
- Katılım
- 17 Ağu 2009
- Mesajlar
- 2,236
- Tepkime puanı
- 63
- Puanları
- 0
Zaman'ın 3 milyon satması dış politikamıza da yarar
Herkesin kampanyası fıtratınca... Bazıları gerçekçi; hedefini idealden çok imkân dairesine yakın telaffuz ediyor.
Belki amirlere de böylesi yakışır. Bense hayallerinden sorumlu olmayan bir memurum. Ben üç milyon Zaman kampanyası yapıyorum. Beş milyonu hayal edenler de vardır elbet. Benim ruhum da beş milyonu hayal ediyor ama, ancak üç milyonu planlayabiliyorum. Bu gazete üç milyon satar. Satmalı da. Hem öyle uzak bir gelecekte değil, yeni yepyeni anayasamız referanduma sunulmadan satmalı.
İç politika yordu biliyorum. Lakin Zaman'ın üç milyon satması dış politikamız için de önemli. Büyük devletlerin büyük medyaları olur. 72 milyon insan topu topu 5 milyon gazete okuyorsa, bunun da bir milyonu okunmaktan daha ziyade seyrediliyorsa bu millet büyük bir devleti taşıyamaz.
Dünyanın meselelerine yön veren bir büyük devletin medyası dünyayı eve taşır. Dış haberleri iç haber sıcaklığıyla sunmaya çalışır. Afganistan'daki bir seçim bakmışsınız yarım sayfada incelenmiş. 'O olursa ne olur, bu olursa ne kaçar,' tartışılmış. Dış politikanın toplumun kanaatleriyle yönlendirildiği bir dönemde yaşıyoruz. Artık iç, dış, ekonomi politika gibi izole siyasetler yürütülemiyor. Entegre politika üretecek yöneticiler istiyoruz. Hem şimdi var. Bunları entegre bir bakış açısıyla destekleyecek, bilgilendirecek, yeri gelince eleştirecek bir medya lazım. Sürekli hariciye personelinden bilgi alan değil, onların gözünü açan bir medya!
Şimdiye kadar bu görevi ifa eden Zaman'dan başka gazete olmadı. Bundan sonra olacaksa da ancak Zaman'ın açtığı kulvarı takip eden gazeteler sayesinde olacak. Zaman bunun için üç milyon satmalı. Bir ekol olabilmesi için, dünya gazeteciliğine bir okul olabilmesi için üç milyon satmalı Zaman.
Büyük devlet olmak her şeyden önce bilinç işi... Bir trilyon dolarlık dış ticaretiniz olabilir ama bir dünya telakkiniz oluşmamışsa, dünya meselelerine vakıf bir toplum tabanınız yoksa, yazarlarınızın makaleleri dünyanın dört bir yanında tartışmalar başlatmıyorsa, sizin yazarlarınız bile adam yerine konulmak için makalelerini Batılı başkentlerin gazetelerinde yayınlatmaya çalışıyorlarsa büyük devlet olamazsınız.
Büyük devlet olmak önce dünyanın haber haritasını çıkaran, bu haritada hiçbir ülkeyi atlamayan bir medyanızın olmasına bağlı. Bunu Türkiye'de yapabilecek bilinç ve kararlılık şimdilik sadece Zaman'da mevcut. Refikleri yurtdışındaki magazin haberlerini dış politika haberi sanırken Zaman "Strateji" sayfasını yayınlıyordu. An oldu dış politikaya üç tam sayfa ayırdı. Bir dönem en güzide muhabirlerini yurtdışına gönderdi. İşte şimdi Brüksel'de meyvelerini topluyor. Zaman ve Zaman'ın Brüksel temsilcisi Selçuk Gültaşlı olmasaydı, Türkiye'nin muhafazakâr-demokrat ana kitlesi AB üyeliğini anlayamaz ve süreci destekleyemezdi. Aynı yorum Avrupalılar için de doğrudur. Zaman'ın sırtladığı Today's Zaman projesi olmasaydı Avrupalı bürokratlar da siyasiler de Türkiye'deki süreçleri doğru okuyamazlardı. Zaman üç milyon satmalı ki Türkiye'nin dışa açılan bu penceresinin Rusçası da olsun, Arapçası da olsun, İspanyolcası da olsun.
İşte Zaman'ın Washington temsilcisi Ali Aslan: İddia ediyorum Amerikan başkentinde görev yapan pek çok yabancı diplomattan daha "well-connected"dır; daha sağlam bir networku vardır. Arkasında üç milyon satan bir Zaman olsaydı çok daha fazlasını da başarırdı. Aynı şeyler Arap dünyasını dolaşan Cumali Önal için de, Rusya ve yakın çevresini dolaşan Faruk Akkan için de doğrudur. Zaman üç milyon sattığında bu listede daha nice dünya başkenti olacak.
Üç milyon satan bir Zaman, dünya medyası tarafından da daha özenle takip edilecektir. Bugün Zaman'ın makalelerinin Arap basınında çevrilip yayınlandığı olur. Today's Zaman Türkiye'yi takip eden, Türkiye hakkında raporlar hazırlayan akademisyenlerin bir numaralı referans kaynağıdır. Ama üç milyon satan bir Zaman sadece Türkiye'ye bakan içeriğiyle değil, dünyayı yorumlayış tarzıyla da, İslam ve siyaset ilişkisini okuyuş tarzıyla da, gazeteciliğe getirdiği sorumlu gazetecilik yaklaşımıyla da örnek alınan, taklit edilen bir gazete olacaktır.
Üç milyon satan bir Zaman, büyük Türkiye'nin büyük gazetesi olacaktır.
Kerim BALCI
Herkesin kampanyası fıtratınca... Bazıları gerçekçi; hedefini idealden çok imkân dairesine yakın telaffuz ediyor.
Belki amirlere de böylesi yakışır. Bense hayallerinden sorumlu olmayan bir memurum. Ben üç milyon Zaman kampanyası yapıyorum. Beş milyonu hayal edenler de vardır elbet. Benim ruhum da beş milyonu hayal ediyor ama, ancak üç milyonu planlayabiliyorum. Bu gazete üç milyon satar. Satmalı da. Hem öyle uzak bir gelecekte değil, yeni yepyeni anayasamız referanduma sunulmadan satmalı.
İç politika yordu biliyorum. Lakin Zaman'ın üç milyon satması dış politikamız için de önemli. Büyük devletlerin büyük medyaları olur. 72 milyon insan topu topu 5 milyon gazete okuyorsa, bunun da bir milyonu okunmaktan daha ziyade seyrediliyorsa bu millet büyük bir devleti taşıyamaz.
Dünyanın meselelerine yön veren bir büyük devletin medyası dünyayı eve taşır. Dış haberleri iç haber sıcaklığıyla sunmaya çalışır. Afganistan'daki bir seçim bakmışsınız yarım sayfada incelenmiş. 'O olursa ne olur, bu olursa ne kaçar,' tartışılmış. Dış politikanın toplumun kanaatleriyle yönlendirildiği bir dönemde yaşıyoruz. Artık iç, dış, ekonomi politika gibi izole siyasetler yürütülemiyor. Entegre politika üretecek yöneticiler istiyoruz. Hem şimdi var. Bunları entegre bir bakış açısıyla destekleyecek, bilgilendirecek, yeri gelince eleştirecek bir medya lazım. Sürekli hariciye personelinden bilgi alan değil, onların gözünü açan bir medya!
Şimdiye kadar bu görevi ifa eden Zaman'dan başka gazete olmadı. Bundan sonra olacaksa da ancak Zaman'ın açtığı kulvarı takip eden gazeteler sayesinde olacak. Zaman bunun için üç milyon satmalı. Bir ekol olabilmesi için, dünya gazeteciliğine bir okul olabilmesi için üç milyon satmalı Zaman.
Büyük devlet olmak her şeyden önce bilinç işi... Bir trilyon dolarlık dış ticaretiniz olabilir ama bir dünya telakkiniz oluşmamışsa, dünya meselelerine vakıf bir toplum tabanınız yoksa, yazarlarınızın makaleleri dünyanın dört bir yanında tartışmalar başlatmıyorsa, sizin yazarlarınız bile adam yerine konulmak için makalelerini Batılı başkentlerin gazetelerinde yayınlatmaya çalışıyorlarsa büyük devlet olamazsınız.
Büyük devlet olmak önce dünyanın haber haritasını çıkaran, bu haritada hiçbir ülkeyi atlamayan bir medyanızın olmasına bağlı. Bunu Türkiye'de yapabilecek bilinç ve kararlılık şimdilik sadece Zaman'da mevcut. Refikleri yurtdışındaki magazin haberlerini dış politika haberi sanırken Zaman "Strateji" sayfasını yayınlıyordu. An oldu dış politikaya üç tam sayfa ayırdı. Bir dönem en güzide muhabirlerini yurtdışına gönderdi. İşte şimdi Brüksel'de meyvelerini topluyor. Zaman ve Zaman'ın Brüksel temsilcisi Selçuk Gültaşlı olmasaydı, Türkiye'nin muhafazakâr-demokrat ana kitlesi AB üyeliğini anlayamaz ve süreci destekleyemezdi. Aynı yorum Avrupalılar için de doğrudur. Zaman'ın sırtladığı Today's Zaman projesi olmasaydı Avrupalı bürokratlar da siyasiler de Türkiye'deki süreçleri doğru okuyamazlardı. Zaman üç milyon satmalı ki Türkiye'nin dışa açılan bu penceresinin Rusçası da olsun, Arapçası da olsun, İspanyolcası da olsun.
İşte Zaman'ın Washington temsilcisi Ali Aslan: İddia ediyorum Amerikan başkentinde görev yapan pek çok yabancı diplomattan daha "well-connected"dır; daha sağlam bir networku vardır. Arkasında üç milyon satan bir Zaman olsaydı çok daha fazlasını da başarırdı. Aynı şeyler Arap dünyasını dolaşan Cumali Önal için de, Rusya ve yakın çevresini dolaşan Faruk Akkan için de doğrudur. Zaman üç milyon sattığında bu listede daha nice dünya başkenti olacak.
Üç milyon satan bir Zaman, dünya medyası tarafından da daha özenle takip edilecektir. Bugün Zaman'ın makalelerinin Arap basınında çevrilip yayınlandığı olur. Today's Zaman Türkiye'yi takip eden, Türkiye hakkında raporlar hazırlayan akademisyenlerin bir numaralı referans kaynağıdır. Ama üç milyon satan bir Zaman sadece Türkiye'ye bakan içeriğiyle değil, dünyayı yorumlayış tarzıyla da, İslam ve siyaset ilişkisini okuyuş tarzıyla da, gazeteciliğe getirdiği sorumlu gazetecilik yaklaşımıyla da örnek alınan, taklit edilen bir gazete olacaktır.
Üç milyon satan bir Zaman, büyük Türkiye'nin büyük gazetesi olacaktır.
Kerim BALCI