Yeni Sınıfın Dini; Abdestli Kapitalizm...

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
Yeni Sınıfın Dini; Abdestli Kapitalizm...



Kul habire malım malım der,
Halbuki onun sadece yiyip hazmettiği,
Giyip eskittiği ve sevap için dağıttığıdır.
Geriye kalanı, öteki insanlara bırakıp gidecektir.
(Hz. Muhammed - Bkz. Müslim)
Allah ve Peygamber'e düşmanlığın bugün ki adı, Abdestli Kapitalizm'dir.
Abdestli Kapitalizm, din elbisesini tersten giyenlerin siyasi ideolojisidir. Bir zulüm ve talan organizasyonudur.
Abdestli Kapitalizm'in ele başları için tasavvuf dilinde ''kutte'i tarik'' ifadesi kullanılır. Bu kavramın manası; Allah'a götürdüğünü iddia edip, Allah'tan uzaklaştıran manasındadır.
Ve Kuran'ın Tevbe Suresinin 35. ayetinde; din adamlarının/ din sınıfının; Altın ve Gümüşü kenz ederek, insanları Allah yolundan alıkoyduğu ifade edilip, bu güruh elim bir azapla müjdelenir.
Bu güruhun temel icraatı, kenzdir. Kenz; Kuran dilinde; mal istiflemek, stoklamak manasına gelir. Ve şiddetli biçimde lanetlenir. (Bkz. Tevbe Suresi 34 ve 35. ayetler)
Abdestli Kapitalizmin bürokrasi sınıfının genel adı; kenzodur. Genel olarak incelendiğinde; dindarlık maskesi takan bir dinsizliğin örgütlü tipolojisi olan ''kenzolar'', Allah adına konuşmak sureti ile zulmetme mesleğinin failidirler.
Kuran'da; bu zulmün failleri için kullanılan bir diğer kavram da ''ashabu'ş-şimal''dir. Kavramsal anlamı itibari ile; servet ve iktidar ile azıp şımaranlar manasına gelen bu kavram, abdestli kapitalizmin ürettiği üst sınıfın genel karakteristiğini tanımlar.
Yine Kuran; bu unsurların ürettiği hegemonyayı; bozgun ve talan sistemi olarak tanımlar. (Bkz. Neml Suresi 34. ayet)
Tarihsel metinlerde ise bu durum için 3 kavram öne çıkmaktadır;

  • Havel
  • Düvel
  • Değel
Bu üç kavram, Cahız'da Muaviye'yi tanımlamak için kullanılır;
Muaviye, Hz. Peygamber tarafından hem kendisi hem de babası lanetlenmiş bir adamdı. Allah'ın kullarını havel, Müslümanların mallarını düvel, Allah'ın gönderdiği dini değel yaptı. Sonra da yok olup gitti. (el-Beyan vet-Tebyin; 2/123)
Havel, kelime anlamı itibari ile ''köleleştirmek'', düvel; halkın malını gasp ederek saltanat kurmak, değel ise; bir değeri ya da bir kurumu pusu kurma aracı haline getirmek manasına gelir.
Kabrinden hortlayan Muaviye, bugün de aynı mesleği icra etmektedir. Üstelik; sayıca çoğalmış ve zulmün elebaşları ile ittifak etmiş bir halde.
Muaviye'nin en büyük silahı; ''gulüvv'', yani dinde aşırılık, radikalleşmedir.
Bu kavram; dinin sembol ve ritüellerinin salt anlamda ''ön planda tutulması'' gibi bir anlama işaret eder ki, bugünün dinsel çerçevesi bu daire içindedir. Zamanın dindarlığı; mutlak anlamda ''şekil ve ritüeller ile ilgilenip'', dinin gerçeklerinden uzak durma durumuna denk düşmektedir.
Üstelik, Allah elçisinin şu beyanına rağmen;
Paranın, kadifenin, süslü giysilerin kulu olan, yüzü koyun yere çakılıp gebersin! Yüzükoyun yere çakılsın da yerlerde sürünsün! Vücudunun her yanına dikenler batsın da o dikenleri çıkartamasın!
Ve Kuran'da belirtilen;
Mal ve nimetler, sizden sadece zenginler arasında dolaşan bir kudret aracı olmasın (Haşr Suresi 7. ayet) Ayetine rağmen.
İslam'a göre ''mülk Allah'a aittir''. Öyle ki, İslam'da çok ilginç bir uygulama bünyesinde bunu net biçimde görürüz;
HACİR
Hacir, gençlerin, bunayanların, akli yetersizliği olanların ve müsriflerin mallarına devletin el koyup, bir kayyüm/kurul belirleyerek; mülkün israf edilmemesi, dolanım dışı kalmaması, fakirlerin mülkteki haklarının yanlış yerlere gitmemesi adına korunması anlamındadır. (Mecelle; mad. 941)
Bu hususta en çarpıcı ifade şu biçimdedir;
Ciddiyetsiz hoca/din adamı, ehliyetsiz hekim ve mal kiraya veren müflis hacir altına alınır. Çünkü bunlardan birincisi halkın dinini, ikincisi bedenini, üçüncüsü de malını bozguna maruz bırakmaktadır. (Serahsi - El-Mebsüd, 24/175)
Nitekim Kuran'a göre, insan için ''alınteri dışında bir karşılık yoktur.'' (Necm Suresi 39. ayet) Bu bağlamda Halife Ömer'in şu ifadesi çarpıcı ve niteliklidir;
Bir kişi bir araziyi üç yıl işletmeden elinde tutar ve bir başkası çıkıp bunu işletirse, toprak işleten kişinin olur. (Yahya bin Adem, Kitab'ul Harac 91)
Allah Elçisine göre Müslümanlar 3 şeye ortaktırlar;
Su, ateş ve toprak.
Hatta şöyle bir rivayet nakledilir ki, meseleye uygun ve çarpıcıdır;
Susuzluktan kendileri ve hayvanları ölmek üzere olan bir grup insan, bir sudan faydalanmak istemişler; suyun sahipleri izin vermemiş. Aralarından birkaçı gelip Halife Ömer'e durumu anlatınca, Halife Ömer; su içmenize engel olanlara karşı silah kullansaydınız ya, diyerek karşılık vermiş. ((Kitab'ul Harac, 97)
Bugün Allah elçisini takip ettiğini iddia edip, gösterip ve servet içinde yüzen kenzolar; acaba şu gerçeği biliyorlar mı ;
Fatıma, ev işlerinde zorlandığını ve babasına (Resulullah'a) kendisi için bir hizmetkar tutmasını rica ettiğinde şu yanıtı alır;
Suffa ehlinin açlıktan karnı büzüşürken, sana hizmetçi falan tutamam (İbni Hanbel)
Suffa ehli peygamberin mescidine sığınanlardır. Ebuzer'de Suffa ehlinden bir kişidir ki; Peygamberin bu noktadaki tutumunun onda hangi nedenlerden ötürü açığa çıktığı bu ve benzer hadiselerde gözlenebilir.
Buhari'de yer alan başka bir rivayet şu biçimdedir;
Hazreti Peygamber Fatıma'yı ziyaret eder, ama içeri girmeden geri döner. Bunun üzerine Fatıma, eşi Ali'yi gönderip bu durumun nedenini sordurur ve şu yanıtı alır;
Geldiğimde, Fatıma'nın kolunda iki tane gümüş bileklik gördüm. Ondan içeri girmedim.
Bunun üzerine Fatıma bileklikleri 2,5 dirheme satıp, parasını fakirlere dağıtır. (Buhari)
Ve bugünün kenzolarına şöyle seslenelim;
Siz bugün, namaz ve benzeri ibadetlerde, Muhammed'in sahabilerinden çok daha ileridesiniz; o ibadetleri daha çok yapıyorsunuz, ama onlar sizden çok daha hayırlıydılar. Çünkü onların bir farkı vardı; Dünya malına karşı sevgileri sizden daha az, ebediyete olan sevgileri sizden daha fazlaydı. (İbn Mübarek; Kitabu'z Zühd, 182)
Bu zamana kadar yüzlerce ayet gösterdik. Hadis dediler hadisleri gösterdik. Fıkıh dediler onu da getirdik.
Daha ne yapalım ?
Hâlâ akıllarını işletmiyorlar mı? (YÂSÎN suresi 68. ayet)
Küresel elitlerle işbirliği yapıp, Vatikan papazları ile kol kola yürüyenler; Allah'ın ayetlerinden bihaberdirler. Esas sıkıntı ise; halkın, bu zorbalarca dillendirilen meseleleri ''din sanarak'', dinin gerçeğinden uzaklaşmasıdır.
Tam olarak Tevbe Suresindeki ayet hayata geçmiştir. Bir avuç kenzo; mal ve mülk edinmek için; halkı Allah yolundan uzaklaştırmış, Kurani ve Muhammedi hakikatleri insanlık vicdanında esirgemiştir.
Bugün, özgürlük diye yırtınıp, kenz ettiği servetin üstünde kuluçkaya yatan ulema(!)dan, 3 kelimesinden birine ''besmele'' ile başlayıp, George Soros'un ismiyle iş bitiren ihanet şebekesinden, Allah'ın ve Resulünün dinini pusu kurma aracı haline getiren zorbalardan, Abdestli ve Abdestsiz Kapitalistlerden Allah'a sığınırım.
Uyanışımız temennisi ile.

(Yeni kitabım Abdestli Kapitalizm'de bu meseleler geniş biçimde ele alınmıştır.)


http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/haber27994-Yeni_Sinifin_Dini_Abdestli_Kapitalizm.html


 
  • Beğen
Tepkiler: fas

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
“Mülke Endekslenmiş İbadetsiz Din” Semineri

Özgür-Der İzmir Şubesi'nce düzenlenen alternatif eğitim seminerlerinin bu haftaki konusu 'Mülke Endekslenmiş İbadetsiz Din' oldu.

Konunun sunumunu Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay yaptı.
Kenan Alpay, sunumunda özetle şunları anlattı:
Bu seneki Ramazan ayında, Ebu Zerr-i Gıfari’nin misyonunu yaşadığımız dönem ve toplumda ifa amacıyla bir grup insan, 'Müslümanlar haksız bir biçimde zenginleşiyor, kapitalistleşiyor; araba, yazlık, Hicaz'daki lüks oteller vs' diyerek bir dizi etkinlikler düzenledi. Lüks otellerde yapılan pahalı iftarları, otelin hemen önünde zeytin ekmekle iftar açarak protesto ettiler. Müslüman olup da özellikle Ramazan münasebetiyle sergilenen israf ve gösterişlerden rahatsız olmamak, bunlara tepki göstermemek mümkün değil. Ama olayları salt mülkiyete veya muhafazakar-dindar kesimlerin zenginleşmesine endeksleyerek eleştiri konusu yapmaya itirazımız var.
Sergilenen israf ve gösterişin İslam ahlakıyla ne kadar alakası varsa bu yanlışlara dair mülkiyet ve zenginlik karşıtlığı temelinde gösterilen tepkilerin de o kadar alakası vardır. Mesele mülkiyet veya zenginlik meselesi değil; en temelde zihniyet, itikad ve takva meselesidir.
Hz. Muhammed (a.s.) yanında İranlı, Habeşli, Gıfarlı sahabeler olduğu gibi iktidarı elinde bulunduran Kureyş ailesine mensup olanlar da vardı. Köleler ve kirler kadar zenginler, güçsüzler gibi güçsüzler de vardı. Mesela çok zengin oldukları halde Hz. Ebu Bekir (ra) ve Hz. Osman (ra) gibi sahip oldukları zenginlikleri, malı-mülkü Allah yolunda sarf eden sahabeler de vardı. Bu Allah yolunda infak etme ameliyesi sürekli olarak teşvik ediliyor ve bu salih amelin sahipleri Kur’an’da açıkça övülüyordu. Bazılarının iddia ettiği gibi zenginlik sadece hak gaspı veya fakirlerin hakkın gasp edilmesi olarak anlatılmıyor Kur’an ve siyerde.
Mesele bir şahıs ya da çevre meselesinden önce zihniyet, perspektif ve tercih meselesidir. Siyasal, sosyal veya ekonomik göstergelerin oluşum ve seyrini değerlendirirken hangi kaynağa dayanarak ve hangi hedefe varmak amacıyla harekete ettiğiniz kritik bir işlev görür. Salt objektivite, değerden bağımsız bir bakış açısı mümkün değildir.
1908'den itibaren Osmanlı devletinin yönetimi fiilen sona ermiş yapılan askeri darbe ile birlikte yönetim İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne geçmiştir. Ziya Gökalp, Abdullah Cevdet, Kılıçzade Hakkı gibi pozitivist-Türkçü kişilerin ana gündemi İslam'ın özleştirilmesiydi. Batı modernleşmesini, bilimsel ilerlemesini yakalayabilmek amacıyla İslam’a dair planlar yapıyorlardı. Laik, aydınlanmacı, akılcı, mantıklı ve olabildiğince ibadet ve ahlaki kuralları azaltılmış bir İslam olursa biz de modernleşip ilerleyebiliriz görüşü hâkimdi. Bunun daha radikal ve kurumlaşmış hali, Mustafa Kemal ve etrafındakiler tarafından söylendi ve icra edildi. Cumhuriyet tarihinde Rıfat Börekçi, Fuat Köprülü, Şemsettin Günaltay gibi isimler tarafından olabildiğince kaba haliyle Türkçü-laik İslam modeli inşa edilmeye çalışıldı. Bahriye Üçok, Turan Dursun gibi kimi resmi kimi sivil devlet görevlileri eliyle sürdürülen bu kaba, itici hatta nefret uyandırıcı süreç de bir devlet politikasıydı.
1980’lerin sonu ve 1990'ların başlarından itibaren devreye ilahiyatçı karakteri daha ağır basan aktörler devreye sokuldu. Mesela Yaşar Nuri Öztürk, Zekeriya Beyaz gibi isimler tarafından iletişim imkânları seferber edilerek kamuoyuna taşınan tartışma konularının masum bir doğru din arayışı, güzel bir dini yaşam temini gibi amaçları yoktu. 'Başörtüsü farz değildir, Hac kurban bayramına denk gelmek zorunda değildir, tavuktan-hindiden kurban olur gibi en kışkırtıcı hatta komik konular üzerinden Müslümanlara ibadeti küçümseyen laik ve Türkçü bir Müslüman tipi inşa etmek üzere misyon ifa ettiler.
Bu söylem ve teklifler gerçek İslam, hakiki İslam, öz İslam gibi söylemleriyle esasen İslam'ı ve Müslümanları Kemalist Türkçü statükoyla uyumlu hale getirmeyi amaçlıyordu. Devlet eliyle oluşturulmuş kapitalist sermayeye itirazı olamayan fakat bir biçimde İslami söylemlere sahip insanların siyasal ve iktisadi açıdan büyümelerinden rahatsız olan bir konsept yürürlükteydi.. Medyada bu İlahiyatçı hocaların görüşleri üzerinden Müslümanların siyasal ve iktisadi çabaları üzerinde bir aşağılama, ayıplama, nefret duyguları oluşturma üzerine psikolojik savaş teknikleri icra edildi.
Müslümanların inanç ve çabalarını küçük düşüren, Kemalist ideoloji ve devlet siyasetini yücelten bu ilahiyatçı tipleri merkez medya çok seviyordu. Çapkın ilahiyatçı, komik ilahiyatçı değil de devlet ve merkez medya nezdinde gerçek ve makbul ilahiyatçılar olarak el üstünde tutuluyorlardı. Çünkü bu türden makbul ilahiyatçıların TSK’ya, Kemalizme, laikliğe, modernliğe uyumlu İslam söylemi devlet krizinin yaşandığı dönemlerde çok fonksiyoneldi.
Bu tip ilahiyatçılar İslam düşmanlığı olarak kullanılan laiklik, otoriter ve totaliter kudretlerle donatılmış modern bir totem olarak Mustafa Kemal, cunta ve darbe geleneği üzerinden askeri vesayeti teamül haline getirmiş TSK’ya ima yoluyla olsun itiraz edemiyorlardı. Sermayenin Türkleştirilmesi sayesinde kamu imkânlarını devlet desteğiyle sömürerek oluşan TÜSİAD ve toplumsal bünyeyi ahlaksızlaştırmak gibi en kirli görevlerle donanmış merkez medya üzerine hiçbir muhalefet söz konusu edilmiyordu. Tam tersine kendileri gibi toplumu da statükonun tüm kurumlarına şükran duymaya davet diyorlardı.
Günümüze geldiğimizde artık bu develet tandaslı ilahiyatçı tipinin malulen emekliye evkedildilklerini görüyoruz Fakat İslam ve Müslümanlara dair oluşan bu boşluğun bir biçimde doldurulması gerekiyordu. Devlet imkânlarının dışından ama pek çok konuda devletin misyonuyla paralelleşen enteresan durumlar ve tartışmalar sürüp gitti.
Burada zikredilmesi gereken isimlerden biri de yazar İhsan Eliaçık’tır. Söylem ve teklifleriyle Kur'an'la, siyerle, siyasî tahlille ciddi bir biçimde tanışmamış gençler üzerinde etkili oldu. 'İhtiyaçtan fazlasını biriktirme kapitalizmdir, cehennemi hak eder' gibi sözler sarf edildi. Zenginlik özellikle Müslümanların zenginliği üzerinden odaklanan bir tarz ortaya konuldu. Müslümanların değeri zenginlik-fakirlik ayrımı çerçevesinden değerlendirilir oldu. Oysa Kur’andan anladığımıza göre iman-amel ilişkisi kopmaz bir biçimde birbirine raptedilmiştir. Düşünce ve söylem, söylem ve siyasal bağlam arasında ayrım yapmayız.
Mesela Kur’anın anlaşılması ve yaşanması ile ilgili konularda Eliaçık’ın gündeme getirdiği görüşlerde ciddi sıkıntılar hatta ciddi sapmalar söz konusudur. Kur'an'daki tüm kıssaları sembolik olarak nitelemektedir. Kıssalar vaki olmamış, yaşanmamıştır diyerek Kur’an’ın üçte birini anlatıya, hikayeye çevirmektedir. Bizlere vakitli olarak farz kılındığı açıkça ifade edilen namaz için üç, beş, yedi daha olmadı multi vakit formüller icad ediyor. Peygamberin yaşamadığı bir din, ibadetler için teklif etmediği bir vakitsizlik meselesi basit bir ayrıntı, hele hele içtihat hi değildir. Bambaşka bir dinden, hiç işitilmedik bir ibadetten bahsediyor sanki bize. Hamr başörtüsü değil göğsün örtülmesidir, başörtüsünün farziyeti söz konusu değildir derken açıkça Kur’an’daki kelimeleri yerlerinden kaydırmaktadır.
Gayba dair görüşlerinde de ultra aşırılıklar, gulat duruşlar sergiliyor. Vahiy meleği başta olmak üzere Allah-u Teala tarafından yaratıldıkları açıkça beyan edilen melekleri başlı başına varlıklar değil Allah'ın melekeleridir şeklinde izah ediyor. İbadetlere dair olabildiğince lakayt, gaybe dair olabildiğince karanlığı taşlayıcı bir din tasvir ediliyor. Bu anlatılanların ne Kur’anda ne de Hz. Muhammed’in hayatından bir karşılığına rastlamadım.
Bu basit fakat kışkırtıcı söylemden etkilenip namazı bırakan, tesettürü terk eden gençlere şahit oluyoruz maalesef. Namazı ikame etmeyi hafife alan, tesettürün farziyetini inkâra ve amelini terk etmeye teşvik eden bir söylemimin her tarafı infakla dolup taşsa kime ne fayda sağlar. İslam’ın bütünlüğünü parçalayan, bir kısım ayetleri sembolize sayıp saf dışı bırakan, salih amellerin başında sayılan emel ibadetleri önemsizleştirip sermaye, zenginlik düşmanlığından bir İslami duruş modellemek mümkün değildir. İslami mücadele değil de bir sınıf mücadelesi için zemin oluşturuluyor. Fakat bu sınıf mücadelesi de özellikle Kemalist sermayeye karşı değil de muhafazakâr-dindar sermayeye karşı öfkeleri kabartıp bileniyor.
TÜSİAD’ın adını anmayan, Kemalist sistemin teşvik edip koruduğu besleme sermayeye dokunmayan bu tarz tutarsız, samimiyetsiz ve sonuçsuz doldur-boşalt Ebuzercilik oyunu ancak merkez medyanın desteğiyle popüler olabilir. Popüler olur, heyecanlı olur ama sadra şifa olmaz, hakkın şahidi hiç olmaz. 'Hırsız, zenginin malını çalan kişi değildir, yoksulun emeğini çalan zengindir' sloganına bakalım mesela. Oysa Kur'an'ın neresinde servet sahibi, servet sahibi olması hasebiyle kâfir olarak tanımlanır. Kur’an ve sünnete rağmen neredeyse zenginin malının yağma edilmesine yönelik teşviklerden bahsedecekler.
Kur'an'da ille de bir şey bulmak istiyorsanız şartları biraz zorlayarak aradığınızı bulabiliyorsunuz. Ebu Zerr-i Gıfari kendi döneminde haklı olarak israfı, gösterişi ve servet yığmayı eleştirdi. Biz ölçü olarak israf etmemeye bakarız. Önemli olan size bahşedilen nimetlerle tekebbür etmemeniz, tuğyan etmemenizdir. Nimetler sebebiyle şükürden uzaklaşmak günahtır, büyüklenme ve azgınlık olmamalıdır. Diyelim ki Hz. Ebu Bekir (ra) ve Hz. Ömer’in (ra) miras bırakmamıştır. Böyle olsa bile Kur’anı Kerim’in birçok yerinde miras ve vasiyet ayetleri vardır. Miras ve vasiyet edecek kadar mülkiyet haktır. Allahu Teala yeryüzünde eşitliği değil adaleti ikame etmemizi istiyor.
Sermayeye, mülkiyete endekslenmiş bu sınıfsal bakışa göre Hz. Süleyman (a.s.) da kapitalist sınıflara(!) giriyor. Örnek alınması gereken Hz. Süleyman (a.s.)’da, kınanıp helak edilen Karun da zengindir Fakat kriter zenginlik üzerinden değil zenginliğin kaynağı ve sarfında nasıl bir tercihte bulunacağınızdır. Zenginliği insanoğluna bahşeden Allah, zenginliğin zekat ve infak yoluyla arınmaya ve toplumsal dengenin tesisine yönlendirmektedir.
Genelkurmay Başkanlığı dokuz tane daire başkanlığı kurup Dursun Çiçek gibi kurmay albay düzeyindeki kişilerin kontrolünde internet siteleri kurarak irtica adı altında hepimizle, İslam’la, Müslümanlarla savaşıyordu. AK Parti Hükümeti üzerinden siyaset ve iktisat alanlarında mesafe kateden ‘İslamcılar’a karşı psikolojik harekât düzenleniyor. Andıçların, brifinglerin ardı arkası kesilmiyor.
TÜSİAD ve CHP çizgisi TSK imkânlarıyla koruyup kollanıyor. Bu merkezlerin oluşturduğu İslamcı kakterlerin hepsi hastalıklıdır, zararlıdır ve yok edilmelidir. Düşünebiliyor musunuz İslamcıların hepsi hepsi ABD işbirlikçisi, hepsi ABDestli kapitalist! En ılımlı İslamcı Fethullah Gülen de, en radikal İslamcı rahmetli Usame bin Laden de ABD ajanı kategorine girmekten kurtulamıyor. Kemalistler ve sol-sosyalist kesimlerin tamamı tam bağımsızlıktan yana, tepeden tırnağa anti-kapitalist ve adalet timsali olarak karakterize edilirken İslamcılar en iğrenç bir biçimde lanse ediliyorlar
İslam düşmanı Ergenekon Cuntası’nın gönüllü elemanı Eren Erdem Odatv ve Ulusal Kanal’da ABDestli Kapitalizm diye iğrenç bir psikolojik harekât sloganı peydahlıyor İhsan Eliaçık ve çevresi de bu nevzuhur şeytani planı bizim mahalleye pazarlıyor. Bu bir özeleştiri, ıslahat kaygısı filan değil düpedüz Ergenekon Cuntasının psikolojik harekâtına destek vermektir. Karargâhta tezgâhlanan tuzaklar sözde Kur’ancı tipler eliyle bizim mahallenin gençlerine yutturuluyor. Laik Kemalist kadroların statükolarını tahkim etmek üzere İslam ve Müslümanları zayıflatma, küçük düşürme, itibarsızlaştırma girişimlerine Eliaçık da destek veriyor.
'Kibir kuleleri' önünde değil TÜSİAD sermayesine söz söyleyemeyen bir Ebuzer mümkün mü? Aynı şekilde bu kibir kuleleri diken ‘Ulu Önder’in kibir heykellerinin önünde eylem yapmak niçin akledilemiyor? Kibir heykelleri dokunulmaz mı yoksa dokunursanız yanacağınızdan mı korkuyorsunuz? Hani Maide suresinde bu kibir heykelleri bu anıt heykeller şeytan işi birer pislik olarak nitelendiriliyordu, unuttunuz mu yoksa?
Peki ya zorunlu askerlik hizmetindeki emek sömürüsü neden gündeminize girmiyor? Milyonlarca gencin seksen yıldır bir buçuk yılının hem de ücretsiz ve sosyal güvencesiz bir şekilde heba olmasından habersiz misiniz? Peki ya vergiden, denetimden, paylaşımdan muaf OYAK? Ülker'in her şeyini toplasanız Koç'un belki de otuzda biri etmez. Koç'u, Sabancı'yı, Enka'yı, Doğuş'u es geçersen elbette Ece Temelkuran, Edip Yüksel, Nuray Mert, Tuna Kiremitçi, Sırrın Süreyya Önder, Hidayet Şefkatli, İlhami Güler hemen yanında yürür, safları sıklaştırır. Bu steril sosyal adaletçiler koşup gelirler, alkış tutarlar hemen ve 'Evet, evet! İşte gerçek İslam budur' derler.
Allah Ebu Leheb'in, Ebu Cehil'in ellerii kurusun diyor, bu zihniyetin takipçilerini de lanetleniyor. Ama Allah'a borç verenleri yani fakire, yetime, yolda kalmışa vd. infak edenler övülüyor. Cennette kat kat fazlasının verileceği anlatılıyor. Müslümanların hatalarını, kusurlarını burjuvaziye, emperyalizme, Kemalizme malzeme edenler utanılacak bir iş üzeredirler. Bazı irili ufaklı gruplarla birlikte olabilmek ve iş yapabilmek için, popülaritelerini muhafaza edebilmek için Müslümanları vahşice eleştirmenin, küçük düşürmeye yeltenmenin ayıbı giderilebilir değildir.
Eliaçık'ın bir de ‘Benim Gözümde Mustafa Kemal' yazısına bakmak gerekir. İnsanî, İslamî, ahlakî değerlendirme yok bu yazısında, övgü ise gırla gidiyor. Karunlaşmaya muhalefet eden arkadaş Samirîleşmeye yelken açıyor. Tamam, liberal, muhafazakar, Kemalist sermayenin peşine takılmayız., Muhafazakar veya dindar diye hiç kimsenin günahını, kusurunu ayıbını da mazur görmeyiz. Önemli olan, sahip olunanın, başkaları tarafından da erişilebilir olmasıdır.
Vasat olmak, insanların size bakarak istikamet belirlemesidir. Bir lokma bir hırka edebiyatının hiçbir İslami temeli yoktur. Kur'an'da hiçbir ayette fakirlik övülmüyor.
Soru cevap ve katkı faslının ardından etkinlik sona erdi.
kenan_alpay-izmir02.jpg



http://www.ozgurder.org/ sitesinden 08.04.2013 tarihinde yazdırılmıştır.
 
Katılım
15 Kas 2006
Mesajlar
6,088
Tepkime puanı
637
Puanları
0
Ahlaksızlar yine Hazreti MUAVİYE RADİYYALLAHU TEALA ANHa ismiyle hitap etmişler Allahu zülcelalin laneti ashabı küçümseyenlerin üzerine olsun amin.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
@AynAlı

Ayet getirmişsiniz konu ile birleştirirsek kişileri yanlış yönlendirirsiniz buda BİR VEBAL dir.

Bu güruhun temel icraatı, kenzdir. Kenz; Kuran dilinde; mal istiflemek, stoklamak manasına gelir. Ve şiddetli biçimde lanetlenir. (Bkz. Tevbe Suresi 34 ve 35. ayetler)

Bugünün ekonomi şartlarına göre mal istiflemek veya stoklamak TİCARİ AKIL olarak yanlış bir yöntemdir.

Ve Kuran'ın Tevbe Suresinin 35. ayetinde; din adamlarının/ din sınıfının; Altın ve Gümüşü kenz ederek, insanları Allah yolundan alıkoyduğu ifade edilip, bu güruh elim bir azapla müjdelenir. DEMİŞSİNİZ de bu şuan bir çok HİZMET için gönül verenlerin infak ettiği oluşumları TÖHMET ALTINDA BIRAKIR.

SİZ NE YAPMAK İSTİYORSUNUZ.

Konu başlığı demicem ama bir yerde şunu söylerim.

ALLAH cc na hizmet için gönül verdikleri oluşumlara infak edenlerin İNFAK larını şahsi veya bazı kişilerin çıkarı için kullananlardan veya İSLAM a hizmet için kullanmayanların ALLAH cc gazabı üzerlerinde olsun.

AynAlı Şimdilik bu kadar bölüm bölüm istişare etmek bence ikimiz için ve okuyanlar için daha uygun olur kanısındayım.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
@AynAlı

Ayet getirmişsiniz konu ile birleştirirsek kişileri yanlış yönlendirirsiniz buda BİR VEBAL dir.

Bu güruhun temel icraatı, kenzdir. Kenz; Kuran dilinde; mal istiflemek, stoklamak manasına gelir. Ve şiddetli biçimde lanetlenir. (Bkz. Tevbe Suresi 34 ve 35. ayetler)

Bugünün ekonomi şartlarına göre mal istiflemek veya stoklamak TİCARİ AKIL olarak yanlış bir yöntemdir.

Ve Kuran'ın Tevbe Suresinin 35. ayetinde; din adamlarının/ din sınıfının; Altın ve Gümüşü kenz ederek, insanları Allah yolundan alıkoyduğu ifade edilip, bu güruh elim bir azapla müjdelenir. DEMİŞSİNİZ de bu şuan bir çok HİZMET için gönül verenlerin infak ettiği oluşumları TÖHMET ALTINDA BIRAKIR.

SİZ NE YAPMAK İSTİYORSUNUZ.

Konu başlığı demicem ama bir yerde şunu söylerim.

ALLAH cc na hizmet için gönül verdikleri oluşumlara infak edenlerin İNFAK larını şahsi veya bazı kişilerin çıkarı için kullananlardan veya İSLAM a hizmet için kullanmayanların ALLAH cc gazabı üzerlerinde olsun.

AynAlı Şimdilik bu kadar bölüm bölüm istişare etmek bence ikimiz için ve okuyanlar için daha uygun olur kanısındayım.


@AynAlı

Aşağıdaki cümle sizin ikinci mesajınızdan alınma KONU BAŞLIĞI ile çok uyumlu ?



İslam düşmanı Ergenekon Cuntası’nın gönüllü elemanı Eren Erdem Odatv ve Ulusal Kanal’da ABDestli Kapitalizm diye iğrenç bir psikolojik harekât sloganı peydahlıyor


@Dut_agaci Bu konuda mesajınızı anlıyamadım açarmısınız.
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
şuan bir çok HİZMET için gönül verenlerin infak ettiği oluşumları TÖHMET ALTINDA BIRAKIR.
ya sengiller töhmet altında kalsanız ne kalmasanız ne, ülkeyi yediniz bitirdiniz be ya.siz parayı kullanıp bu vatandaşın sırtından geçinen insanlarsınız.devlet kadrolarının %90ı sizin elinize geçmiş durumda bu kapitalizm değilde nedir? ben cemaatçi bir memur olsaydım ve dini bir hassasiyete sahip olsaydım iftifa ederdim.cemaat gücüyle,torpille bu kadrolara yerleşenler düşünmezler mi bu aldıkları maaşı 75 milyon ödüyor ve aldıkları bu maaşlara onlara hak değildir, hepsinde bu ülkenin vatandaşlarının hakk vardır. bu hakkı nasıl ödeyecekler? işgal ettikleri koltukları bırakıp derhal istifa etmelidirler ,artık harama bulaşmadan yaşamanın yolunu bulmalıdırlar.

bu cemaat para gücünü kullanıp özellikle yoksul öğrencilerin beynini yıkıyor, zengin kişilerin evlatlarını onlardan koparmaya varacak çalışmalarla bu çocukları kendisine yetiştiriyor.zengin olan bu vatandaşların dini duygularını sömürüp para tırtıklıyor.hep zenginden yana çalıp oynayan bu cemaat siyasi gücünüde kullanıp kendi yandaşlarını yine halkın parasıyla zengin ediyor.zengin ettiği bu yandaşlarınından yine para tırtıklıyor.özellikle gazete abonesi yaptığı vatandaşları zorla abone yaptığı bilinen bir gerçektir.aksi takdirde o esnafı beynini yıkadığı o öğrencilerle ve diğer esnaflarla birlikte boykot edip boyun eğdirmeye itiyor.

hep güçlüden yana olmuş bu cemaat şu anda iktidarı bile sindirmiş durumdadır, hükümetin ağababası durumuna gelmiş,insanları ve siyaseti istediği gibi yönlendiren, bunu yaparkende müthiş paraların sahibi olan, dini sömürü aracı olarak kullanan , amacına ulaşmak için büyük propagandalar yapan bu cemaat kapitalist rejimin türkiye ayağıdır.
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
agbi;1224503 ALLAH cc na hizmet için gönül verdikleri oluşumlara infak edenlerin İNFAK larını şahsi veya bazı kişilerin çıkarı için kullananlardan veya İSLAM a hizmet için kullanmayanların [B' Alıntı:
ALLAH cc gazabı üzerlerinde olsun.[/B]
yaptıkları tüm hak gaspına kılıf uydurarak buna HİZMET diyen gruh islama hizmet etmek deyimini ağzından çıkarmamaktadır.bunlar kafa yıkama toplantıları yapıp , iş vaadiyle,para vaadiyle,güç vaadiyle insanları etrafına toplayıp ,bunların beynini ve kalbini çürütüyorlar.karşılarına çıkan diğer insanları "bize karışma biz islama hizmet ediyoruz" sözleriyle etkisiz hale getirmek en büyük düzenekleridir.

Allah'ın gazabı O'nu kullanarak bir yerlere gelmeyi huy edinmiş,para hırsıyla müslümanları bölüklere ayıranların üzerine olsun.

 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
yaptıkları tüm hak gaspına kılıf uydurarak buna HİZMET diyen gruh islama hizmet etmek deyimini ağzından çıkarmamaktadır.bunlar kafa yıkama toplantıları yapıp , iş vaadiyle,para vaadiyle,güç vaadiyle insanları etrafına toplayıp ,bunların beynini ve kalbini çürütüyorlar.karşılarına çıkan diğer insanları "bize karışma biz islama hizmet ediyoruz" sözleriyle etkisiz hale getirmek en büyük düzenekleridir.

Allah'ın gazabı O'nu kullanarak bir yerlere gelmeyi huy edinmiş,para hırsıyla müslümanları bölüklere ayıranların üzerine olsun.


@AynAlı

Vatan Haini bebek katili ATEİST SİYONİZM in kanlı maşası pkk liderine GÜL veren PERİNÇEK in yazarına Eren Erdem e ASLA DEĞER VERMEM.

Size daha evvel tipik bir ULUSAL cısınız demiştin yani tanımlamanızı yaptım.DOĞRUMUŞ.


Bakın ikinci mesajınızdan bir alıntı mesaj size ait İslam düşmanı Ergenekon Cuntası’nın gönüllü elemanı Eren Erdem Odatv ve Ulusal Kanal’da ABDestli Kapitalizm diye iğrenç bir psikolojik harekât sloganı peydahlıyor
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
“Mülke Endekslenmiş İbadetsiz Din” Semineri

Özgür-Der İzmir Şubesi'nce düzenlenen alternatif eğitim seminerlerinin bu haftaki konusu 'Mülke Endekslenmiş İbadetsiz Din' oldu.

Konunun sunumunu Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay yaptı.
Kenan Alpay, sunumunda özetle şunları anlattı:
Bu seneki Ramazan ayında, Ebu Zerr-i Gıfari’nin misyonunu yaşadığımız dönem ve toplumda ifa amacıyla bir grup insan, 'Müslümanlar haksız bir biçimde zenginleşiyor, kapitalistleşiyor; araba, yazlık, Hicaz'daki lüks oteller vs' diyerek bir dizi etkinlikler düzenledi. Lüks otellerde yapılan pahalı iftarları, otelin hemen önünde zeytin ekmekle iftar açarak protesto ettiler. Müslüman olup da özellikle Ramazan münasebetiyle sergilenen israf ve gösterişlerden rahatsız olmamak, bunlara tepki göstermemek mümkün değil. Ama olayları salt mülkiyete veya muhafazakar-dindar kesimlerin zenginleşmesine endeksleyerek eleştiri konusu yapmaya itirazımız var.
Sergilenen israf ve gösterişin İslam ahlakıyla ne kadar alakası varsa bu yanlışlara dair mülkiyet ve zenginlik karşıtlığı temelinde gösterilen tepkilerin de o kadar alakası vardır. Mesele mülkiyet veya zenginlik meselesi değil; en temelde zihniyet, itikad ve takva meselesidir.
Hz. Muhammed (a.s.) yanında İranlı, Habeşli, Gıfarlı sahabeler olduğu gibi iktidarı elinde bulunduran Kureyş ailesine mensup olanlar da vardı. Köleler ve kirler kadar zenginler, güçsüzler gibi güçsüzler de vardı. Mesela çok zengin oldukları halde Hz. Ebu Bekir (ra) ve Hz. Osman (ra) gibi sahip oldukları zenginlikleri, malı-mülkü Allah yolunda sarf eden sahabeler de vardı. Bu Allah yolunda infak etme ameliyesi sürekli olarak teşvik ediliyor ve bu salih amelin sahipleri Kur’an’da açıkça övülüyordu. Bazılarının iddia ettiği gibi zenginlik sadece hak gaspı veya fakirlerin hakkın gasp edilmesi olarak anlatılmıyor Kur’an ve siyerde.
Mesele bir şahıs ya da çevre meselesinden önce zihniyet, perspektif ve tercih meselesidir. Siyasal, sosyal veya ekonomik göstergelerin oluşum ve seyrini değerlendirirken hangi kaynağa dayanarak ve hangi hedefe varmak amacıyla harekete ettiğiniz kritik bir işlev görür. Salt objektivite, değerden bağımsız bir bakış açısı mümkün değildir.
1908'den itibaren Osmanlı devletinin yönetimi fiilen sona ermiş yapılan askeri darbe ile birlikte yönetim İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne geçmiştir. Ziya Gökalp, Abdullah Cevdet, Kılıçzade Hakkı gibi pozitivist-Türkçü kişilerin ana gündemi İslam'ın özleştirilmesiydi. Batı modernleşmesini, bilimsel ilerlemesini yakalayabilmek amacıyla İslam’a dair planlar yapıyorlardı. Laik, aydınlanmacı, akılcı, mantıklı ve olabildiğince ibadet ve ahlaki kuralları azaltılmış bir İslam olursa biz de modernleşip ilerleyebiliriz görüşü hâkimdi. Bunun daha radikal ve kurumlaşmış hali, Mustafa Kemal ve etrafındakiler tarafından söylendi ve icra edildi. Cumhuriyet tarihinde Rıfat Börekçi, Fuat Köprülü, Şemsettin Günaltay gibi isimler tarafından olabildiğince kaba haliyle Türkçü-laik İslam modeli inşa edilmeye çalışıldı. Bahriye Üçok, Turan Dursun gibi kimi resmi kimi sivil devlet görevlileri eliyle sürdürülen bu kaba, itici hatta nefret uyandırıcı süreç de bir devlet politikasıydı.
1980’lerin sonu ve 1990'ların başlarından itibaren devreye ilahiyatçı karakteri daha ağır basan aktörler devreye sokuldu. Mesela Yaşar Nuri Öztürk, Zekeriya Beyaz gibi isimler tarafından iletişim imkânları seferber edilerek kamuoyuna taşınan tartışma konularının masum bir doğru din arayışı, güzel bir dini yaşam temini gibi amaçları yoktu. 'Başörtüsü farz değildir, Hac kurban bayramına denk gelmek zorunda değildir, tavuktan-hindiden kurban olur gibi en kışkırtıcı hatta komik konular üzerinden Müslümanlara ibadeti küçümseyen laik ve Türkçü bir Müslüman tipi inşa etmek üzere misyon ifa ettiler.
Bu söylem ve teklifler gerçek İslam, hakiki İslam, öz İslam gibi söylemleriyle esasen İslam'ı ve Müslümanları Kemalist Türkçü statükoyla uyumlu hale getirmeyi amaçlıyordu. Devlet eliyle oluşturulmuş kapitalist sermayeye itirazı olamayan fakat bir biçimde İslami söylemlere sahip insanların siyasal ve iktisadi açıdan büyümelerinden rahatsız olan bir konsept yürürlükteydi.. Medyada bu İlahiyatçı hocaların görüşleri üzerinden Müslümanların siyasal ve iktisadi çabaları üzerinde bir aşağılama, ayıplama, nefret duyguları oluşturma üzerine psikolojik savaş teknikleri icra edildi.
Müslümanların inanç ve çabalarını küçük düşüren, Kemalist ideoloji ve devlet siyasetini yücelten bu ilahiyatçı tipleri merkez medya çok seviyordu. Çapkın ilahiyatçı, komik ilahiyatçı değil de devlet ve merkez medya nezdinde gerçek ve makbul ilahiyatçılar olarak el üstünde tutuluyorlardı. Çünkü bu türden makbul ilahiyatçıların TSK’ya, Kemalizme, laikliğe, modernliğe uyumlu İslam söylemi devlet krizinin yaşandığı dönemlerde çok fonksiyoneldi.
Bu tip ilahiyatçılar İslam düşmanlığı olarak kullanılan laiklik, otoriter ve totaliter kudretlerle donatılmış modern bir totem olarak Mustafa Kemal, cunta ve darbe geleneği üzerinden askeri vesayeti teamül haline getirmiş TSK’ya ima yoluyla olsun itiraz edemiyorlardı. Sermayenin Türkleştirilmesi sayesinde kamu imkânlarını devlet desteğiyle sömürerek oluşan TÜSİAD ve toplumsal bünyeyi ahlaksızlaştırmak gibi en kirli görevlerle donanmış merkez medya üzerine hiçbir muhalefet söz konusu edilmiyordu. Tam tersine kendileri gibi toplumu da statükonun tüm kurumlarına şükran duymaya davet diyorlardı.
Günümüze geldiğimizde artık bu develet tandaslı ilahiyatçı tipinin malulen emekliye evkedildilklerini görüyoruz Fakat İslam ve Müslümanlara dair oluşan bu boşluğun bir biçimde doldurulması gerekiyordu. Devlet imkânlarının dışından ama pek çok konuda devletin misyonuyla paralelleşen enteresan durumlar ve tartışmalar sürüp gitti.
Burada zikredilmesi gereken isimlerden biri de yazar İhsan Eliaçık’tır. Söylem ve teklifleriyle Kur'an'la, siyerle, siyasî tahlille ciddi bir biçimde tanışmamış gençler üzerinde etkili oldu. 'İhtiyaçtan fazlasını biriktirme kapitalizmdir, cehennemi hak eder' gibi sözler sarf edildi. Zenginlik özellikle Müslümanların zenginliği üzerinden odaklanan bir tarz ortaya konuldu. Müslümanların değeri zenginlik-fakirlik ayrımı çerçevesinden değerlendirilir oldu. Oysa Kur’andan anladığımıza göre iman-amel ilişkisi kopmaz bir biçimde birbirine raptedilmiştir. Düşünce ve söylem, söylem ve siyasal bağlam arasında ayrım yapmayız.
Mesela Kur’anın anlaşılması ve yaşanması ile ilgili konularda Eliaçık’ın gündeme getirdiği görüşlerde ciddi sıkıntılar hatta ciddi sapmalar söz konusudur. Kur'an'daki tüm kıssaları sembolik olarak nitelemektedir. Kıssalar vaki olmamış, yaşanmamıştır diyerek Kur’an’ın üçte birini anlatıya, hikayeye çevirmektedir. Bizlere vakitli olarak farz kılındığı açıkça ifade edilen namaz için üç, beş, yedi daha olmadı multi vakit formüller icad ediyor. Peygamberin yaşamadığı bir din, ibadetler için teklif etmediği bir vakitsizlik meselesi basit bir ayrıntı, hele hele içtihat hi değildir. Bambaşka bir dinden, hiç işitilmedik bir ibadetten bahsediyor sanki bize. Hamr başörtüsü değil göğsün örtülmesidir, başörtüsünün farziyeti söz konusu değildir derken açıkça Kur’an’daki kelimeleri yerlerinden kaydırmaktadır.
Gayba dair görüşlerinde de ultra aşırılıklar, gulat duruşlar sergiliyor. Vahiy meleği başta olmak üzere Allah-u Teala tarafından yaratıldıkları açıkça beyan edilen melekleri başlı başına varlıklar değil Allah'ın melekeleridir şeklinde izah ediyor. İbadetlere dair olabildiğince lakayt, gaybe dair olabildiğince karanlığı taşlayıcı bir din tasvir ediliyor. Bu anlatılanların ne Kur’anda ne de Hz. Muhammed’in hayatından bir karşılığına rastlamadım.
Bu basit fakat kışkırtıcı söylemden etkilenip namazı bırakan, tesettürü terk eden gençlere şahit oluyoruz maalesef. Namazı ikame etmeyi hafife alan, tesettürün farziyetini inkâra ve amelini terk etmeye teşvik eden bir söylemimin her tarafı infakla dolup taşsa kime ne fayda sağlar. İslam’ın bütünlüğünü parçalayan, bir kısım ayetleri sembolize sayıp saf dışı bırakan, salih amellerin başında sayılan emel ibadetleri önemsizleştirip sermaye, zenginlik düşmanlığından bir İslami duruş modellemek mümkün değildir. İslami mücadele değil de bir sınıf mücadelesi için zemin oluşturuluyor. Fakat bu sınıf mücadelesi de özellikle Kemalist sermayeye karşı değil de muhafazakâr-dindar sermayeye karşı öfkeleri kabartıp bileniyor.
TÜSİAD’ın adını anmayan, Kemalist sistemin teşvik edip koruduğu besleme sermayeye dokunmayan bu tarz tutarsız, samimiyetsiz ve sonuçsuz doldur-boşalt Ebuzercilik oyunu ancak merkez medyanın desteğiyle popüler olabilir. Popüler olur, heyecanlı olur ama sadra şifa olmaz, hakkın şahidi hiç olmaz. 'Hırsız, zenginin malını çalan kişi değildir, yoksulun emeğini çalan zengindir' sloganına bakalım mesela. Oysa Kur'an'ın neresinde servet sahibi, servet sahibi olması hasebiyle kâfir olarak tanımlanır. Kur’an ve sünnete rağmen neredeyse zenginin malının yağma edilmesine yönelik teşviklerden bahsedecekler.
Kur'an'da ille de bir şey bulmak istiyorsanız şartları biraz zorlayarak aradığınızı bulabiliyorsunuz. Ebu Zerr-i Gıfari kendi döneminde haklı olarak israfı, gösterişi ve servet yığmayı eleştirdi. Biz ölçü olarak israf etmemeye bakarız. Önemli olan size bahşedilen nimetlerle tekebbür etmemeniz, tuğyan etmemenizdir. Nimetler sebebiyle şükürden uzaklaşmak günahtır, büyüklenme ve azgınlık olmamalıdır. Diyelim ki Hz. Ebu Bekir (ra) ve Hz. Ömer’in (ra) miras bırakmamıştır. Böyle olsa bile Kur’anı Kerim’in birçok yerinde miras ve vasiyet ayetleri vardır. Miras ve vasiyet edecek kadar mülkiyet haktır. Allahu Teala yeryüzünde eşitliği değil adaleti ikame etmemizi istiyor.
Sermayeye, mülkiyete endekslenmiş bu sınıfsal bakışa göre Hz. Süleyman (a.s.) da kapitalist sınıflara(!) giriyor. Örnek alınması gereken Hz. Süleyman (a.s.)’da, kınanıp helak edilen Karun da zengindir Fakat kriter zenginlik üzerinden değil zenginliğin kaynağı ve sarfında nasıl bir tercihte bulunacağınızdır. Zenginliği insanoğluna bahşeden Allah, zenginliğin zekat ve infak yoluyla arınmaya ve toplumsal dengenin tesisine yönlendirmektedir.
Genelkurmay Başkanlığı dokuz tane daire başkanlığı kurup Dursun Çiçek gibi kurmay albay düzeyindeki kişilerin kontrolünde internet siteleri kurarak irtica adı altında hepimizle, İslam’la, Müslümanlarla savaşıyordu. AK Parti Hükümeti üzerinden siyaset ve iktisat alanlarında mesafe kateden ‘İslamcılar’a karşı psikolojik harekât düzenleniyor. Andıçların, brifinglerin ardı arkası kesilmiyor.
TÜSİAD ve CHP çizgisi TSK imkânlarıyla koruyup kollanıyor. Bu merkezlerin oluşturduğu İslamcı kakterlerin hepsi hastalıklıdır, zararlıdır ve yok edilmelidir. Düşünebiliyor musunuz İslamcıların hepsi hepsi ABD işbirlikçisi, hepsi ABDestli kapitalist! En ılımlı İslamcı Fethullah Gülen de, en radikal İslamcı rahmetli Usame bin Laden de ABD ajanı kategorine girmekten kurtulamıyor. Kemalistler ve sol-sosyalist kesimlerin tamamı tam bağımsızlıktan yana, tepeden tırnağa anti-kapitalist ve adalet timsali olarak karakterize edilirken İslamcılar en iğrenç bir biçimde lanse ediliyorlar
İslam düşmanı Ergenekon Cuntası’nın gönüllü elemanı Eren Erdem Odatv ve Ulusal Kanal’da ABDestli Kapitalizm diye iğrenç bir psikolojik harekât sloganı peydahlıyor İhsan Eliaçık ve çevresi de bu nevzuhur şeytani planı bizim mahalleye pazarlıyor. Bu bir özeleştiri, ıslahat kaygısı filan değil düpedüz Ergenekon Cuntasının psikolojik harekâtına destek vermektir. Karargâhta tezgâhlanan tuzaklar sözde Kur’ancı tipler eliyle bizim mahallenin gençlerine yutturuluyor. Laik Kemalist kadroların statükolarını tahkim etmek üzere İslam ve Müslümanları zayıflatma, küçük düşürme, itibarsızlaştırma girişimlerine Eliaçık da destek veriyor.
'Kibir kuleleri' önünde değil TÜSİAD sermayesine söz söyleyemeyen bir Ebuzer mümkün mü? Aynı şekilde bu kibir kuleleri diken ‘Ulu Önder’in kibir heykellerinin önünde eylem yapmak niçin akledilemiyor? Kibir heykelleri dokunulmaz mı yoksa dokunursanız yanacağınızdan mı korkuyorsunuz? Hani Maide suresinde bu kibir heykelleri bu anıt heykeller şeytan işi birer pislik olarak nitelendiriliyordu, unuttunuz mu yoksa?
Peki ya zorunlu askerlik hizmetindeki emek sömürüsü neden gündeminize girmiyor? Milyonlarca gencin seksen yıldır bir buçuk yılının hem de ücretsiz ve sosyal güvencesiz bir şekilde heba olmasından habersiz misiniz? Peki ya vergiden, denetimden, paylaşımdan muaf OYAK? Ülker'in her şeyini toplasanız Koç'un belki de otuzda biri etmez. Koç'u, Sabancı'yı, Enka'yı, Doğuş'u es geçersen elbette Ece Temelkuran, Edip Yüksel, Nuray Mert, Tuna Kiremitçi, Sırrın Süreyya Önder, Hidayet Şefkatli, İlhami Güler hemen yanında yürür, safları sıklaştırır. Bu steril sosyal adaletçiler koşup gelirler, alkış tutarlar hemen ve 'Evet, evet! İşte gerçek İslam budur' derler.
Allah Ebu Leheb'in, Ebu Cehil'in ellerii kurusun diyor, bu zihniyetin takipçilerini de lanetleniyor. Ama Allah'a borç verenleri yani fakire, yetime, yolda kalmışa vd. infak edenler övülüyor. Cennette kat kat fazlasının verileceği anlatılıyor. Müslümanların hatalarını, kusurlarını burjuvaziye, emperyalizme, Kemalizme malzeme edenler utanılacak bir iş üzeredirler. Bazı irili ufaklı gruplarla birlikte olabilmek ve iş yapabilmek için, popülaritelerini muhafaza edebilmek için Müslümanları vahşice eleştirmenin, küçük düşürmeye yeltenmenin ayıbı giderilebilir değildir.
Eliaçık'ın bir de ‘Benim Gözümde Mustafa Kemal' yazısına bakmak gerekir. İnsanî, İslamî, ahlakî değerlendirme yok bu yazısında, övgü ise gırla gidiyor. Karunlaşmaya muhalefet eden arkadaş Samirîleşmeye yelken açıyor. Tamam, liberal, muhafazakar, Kemalist sermayenin peşine takılmayız., Muhafazakar veya dindar diye hiç kimsenin günahını, kusurunu ayıbını da mazur görmeyiz. Önemli olan, sahip olunanın, başkaları tarafından da erişilebilir olmasıdır.
Vasat olmak, insanların size bakarak istikamet belirlemesidir. Bir lokma bir hırka edebiyatının hiçbir İslami temeli yoktur. Kur'an'da hiçbir ayette fakirlik övülmüyor.
Soru cevap ve katkı faslının ardından etkinlik sona erdi.
kenan_alpay-izmir02.jpg



http://www.ozgurder.org/ sitesinden 08.04.2013 tarihinde yazdırılmıştır.

Evet Forum üyeleri

Yukarıdaki mesajn il paragrafı


Mülke Endekslenmiş İbadetsiz Din” Semineri

Konuya ismini veren ilk mesajda ki yazının yazarı Eren ERDEM

Eren ERDEM in yazar arkadaşlarından biri DOĞU PERİNÇEK & Selahattin ÖNKİBAR.

Lütfen düşünün ve @AynAlı nın hangi düşüncelere sahip olduğunu sizler karar verin.Alıntı yaptığım mesajda bazı cümleleri koyulaştırdım ve büyüttüm.

Derler ki agbi İhvan Forum da herkesle çatışıyor buradada AynAlı çatışıyorum ama kimse çatışmamış fikir yürütmemiş ÇOK MERAK ETTİM yoksa AynAlı nın düşüncelerini kabul mü ediyorlar.

Ne dersin @bakış ya siz @MÜTEŞEKKÜR veya bu konuda yazan Sn Yönetici @Dut_agaci
 

bakış

Kıdemli Üye
Katılım
22 Kas 2009
Mesajlar
4,717
Tepkime puanı
251
Puanları
0
Konum
İstanbul-Pendik
Aynalı sen neden ergenekonculardan alıntı getririyorsun defalarca uyardık seni.Bu ülkede başbakan,hükümlü ve hasta ergenekoncunun yanına gider ziyaret eder.Hükümlü apoyla muzakere yapar.Ama sen sanık doğu perinçeğin arkadaşından nasıl alıntı getirisin.

Ağbiyle aranın iyi olmasını istiyorsan zaman ve stv kanalını takip etmelisin.Diğerleri hep ergenekoncu...:)
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Aynalı sen neden ergenekonculardan alıntı getririyorsun defalarca uyardık seni.Bu ülkede başbakan,hükümlü ve hasta ergenekoncunun yanına gider ziyaret eder.Hükümlü apoyla muzakere yapar.Ama sen sanık doğu perinçeğin arkadaşından nasıl alıntı getirisin.

Ağbiyle aranın iyi olmasını istiyorsan zaman ve stv kanalını takip etmelisin.Diğerleri hep ergenekoncu...:)

@bakış

Gerçekten seni anlamıyorum.

ERDOĞAN gitsinde kim gelirse gelsin değilmi ?

Bana bundan sonra 28 ŞUBAT tan bahsetme ÇÜNKÜ ARANIYORSUN.

Sakın MAVİ MARMARADAN söz etme bu mesajını ARŞİVİME ALIYORUM

28 Şubat tan mavi marmaradan bahsettikçe BU MESAJINI GÜNDEME GETİRECEĞİM Herhalde bu mesajından UTANIRSIN.

Sen yoksa aynalının getirdikleri alıntıları okumadınmı ?
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
@bakış

Gerçekten seni anlamıyorum.

ERDOĞAN gitsinde kim gelirse gelsin değilmi ?

Bana bundan sonra 28 ŞUBAT tan bahsetme ÇÜNKÜ ARANIYORSUN.

Sakın MAVİ MARMARADAN söz etme bu mesajını ARŞİVİME ALIYORUM

28 Şubat tan mavi marmaradan bahsettikçe BU MESAJINI GÜNDEME GETİRECEĞİM Herhalde bu mesajından UTANIRSIN.

Sen yoksa aynalının getirdikleri alıntıları okumadınmı ?

@bakış

Bana saygın olmayabilir düşüncelerimi fi,kirlerimi kabul etmeyebilirsin fakat KENDİ DÜŞÜNCELERİNE SAVUNDUKLARINA SAYGIN OLSUN KENDİNE demi SAYGIN YOK ?
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Aynalı sen neden ergenekonculardan alıntı getririyorsun defalarca uyardık seni.Bu ülkede başbakan,hükümlü ve hasta ergenekoncunun yanına gider ziyaret eder.Hükümlü apoyla muzakere yapar.Ama sen sanık doğu perinçeğin arkadaşından nasıl alıntı getirisin.

Ağbiyle aranın iyi olmasını istiyorsan zaman ve stv kanalını takip etmelisin.Diğerleri hep ergenekoncu...:)

@bakış

Gerçekten seni anlamıyorum.

ERDOĞAN gitsinde kim gelirse gelsin değilmi ?

Bana bundan sonra 28 ŞUBAT tan bahsetme ÇÜNKÜ ARANIYORSUN.

Sakın MAVİ MARMARADAN söz etme bu mesajını ARŞİVİME ALIYORUM

28 Şubat tan mavi marmaradan bahsettikçe BU MESAJINI GÜNDEME GETİRECEĞİM Herhalde bu mesajından UTANIRSIN.

Sen yoksa aynalının getirdikleri alıntıları okumadınmı ?

@bakış

Bana saygın olmayabilir düşüncelerimi fi,kirlerimi kabul etmeyebilirsin fakat KENDİ DÜŞÜNCELERİNE SAVUNDUKLARINA SAYGIN OLSUN KENDİNE demi SAYGIN YOK ?

@bakış

HİÇ OLMASSA KENDİNE MÜCADELENE SAVUNDUKLARINA SAYGIN OLSUN.
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
Aynalı sen neden ergenekonculardan alıntı getririyorsun defalarca uyardık seni.Bu ülkede başbakan,hükümlü ve hasta ergenekoncunun yanına gider ziyaret eder.Hükümlü apoyla muzakere yapar.Ama sen sanık doğu perinçeğin arkadaşından nasıl alıntı getirisin.

Ağbiyle aranın iyi olmasını istiyorsan zaman ve stv kanalını takip etmelisin.Diğerleri hep ergenekoncu...:)
agbi gibi tek kafada olacak herkes.onun tek yapabildiği ortalığı karıştırmak, artık kimsede sitede ona prim vermiyor.çıldırdıkça çıldırıyor :D neye nasıl saldıracağını şaşırdı , psikolojik tedaviye ihtiyacı olabülü
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Aynalı sen neden ergenekonculardan alıntı getririyorsun defalarca uyardık seni.Bu ülkede başbakan,hükümlü ve hasta ergenekoncunun yanına gider ziyaret eder.Hükümlü apoyla muzakere yapar.Ama sen sanık doğu perinçeğin arkadaşından nasıl alıntı getirisin.

Ağbiyle aranın iyi olmasını istiyorsan zaman ve stv kanalını takip etmelisin.Diğerleri hep ergenekoncu...:)

@bakış

Gerçekten seni anlamıyorum.

ERDOĞAN gitsinde kim gelirse gelsin değilmi ?

Bana bundan sonra 28 ŞUBAT tan bahsetme ÇÜNKÜ ARANIYORSUN.

Sakın MAVİ MARMARADAN söz etme bu mesajını ARŞİVİME ALIYORUM

28 Şubat tan mavi marmaradan bahsettikçe BU MESAJINI GÜNDEME GETİRECEĞİM Herhalde bu mesajından UTANIRSIN.

Sen yoksa aynalının getirdikleri alıntıları okumadınmı ?

@bakış

Bana saygın olmayabilir düşüncelerimi fi,kirlerimi kabul etmeyebilirsin fakat KENDİ DÜŞÜNCELERİNE SAVUNDUKLARINA SAYGIN OLSUN KENDİNE demi SAYGIN YOK ?

@bakış

HİÇ OLMASSA KENDİNE MÜCADELENE SAVUNDUKLARINA SAYGIN OLSUN.

@bakış

Yukarıdaki mesajları tekrar oku ve aynalının mesajını oku sonra düşün BAŞKA BİRŞEY DEMİCEM SANA.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
agbi gibi tek kafada olacak herkes.onun tek yapabildiği ortalığı karıştırmak, artık kimsede sitede ona prim vermiyor.çıldırdıkça çıldırıyor :D neye nasıl saldıracağını şaşırdı , psikolojik tedaviye ihtiyacı olabülü

@AynAlı

Bu mesajınızı okuyunca gördüm ki İHVAN FORUM da PİSİKİYATRİ Dr ları çok.

@bakış gibileri ve o düşüncelere sahip kişiler oldukça sizler MEYDANLARDA FEYK atarsınız.

Siz Tipik bir ulusalcısınız halk deyimi ile SU KATILMAMIŞ buna saygı duyarım herkesin bir seçimi vardır.SAYGI DUYMADIĞIM ise ÖZÜ nün arkasında durmamak birde nefsinin esir i olup DÜŞMANIMIN DÜŞMANI DOSTUMDUR yani bakış ın size karşı yaptığı veya sizin bakış a tavrınız.

SİZ BAKIŞ ile taban taban a ters siniz ama dedim ya NEFİS ESİRİ olmuşsunuz MÜCADELENİZDE HERYOL MÜBAH ve gerekirse DOĞRU ya YANLIŞ YANLIŞ a ise DOĞRU dersiniz VARSIN SİZ SAĞLIKLI OLUN BEN BU DURUMUMDAN MEMNUNUM ÖNEMLİ OLAN KENDİME SAYGI DUYMAM dır BENİM İÇİN DOĞRU DOĞRUDUR YANLIŞ ise YANLIŞ tır.
 

bakış

Kıdemli Üye
Katılım
22 Kas 2009
Mesajlar
4,717
Tepkime puanı
251
Puanları
0
Konum
İstanbul-Pendik
Siz Tipik bir ulusalcısınız halk deyimi ile SU KATILMAMIŞ buna saygı duyarım herkesin bir seçimi vardır.SAYGI DUYMADIĞIM ise ÖZÜ nün arkasında durmamak birde nefsinin esir i olup DÜŞMANIMIN DÜŞMANI DOSTUMDUR yani bakış ın size karşı yaptığı veya sizin bakış a tavrınız.
Heheytt.Tmm işte.Zehrini en sonunda kustu.Az bir zorlamada @agbi hemen etiketi yapıştırdı.Aynalı sen bundan sonra ulusalcısın ona göre....
 

Okyanus

Profesör
Katılım
11 Şub 2008
Mesajlar
1,317
Tepkime puanı
163
Puanları
0
Agbi ye katılıyorum.Ulusalcıların ergenekoncuların eline bir daha fırsat geçerse müslümanların çekeceği var adamlar islam düşmanı.
ama agbi aynalının yazdıklarında kendi yazdıklarını kasdediyorum,alıntıyı geçelim.haklılık payı yokmu.Yani sen hizmet adı altında yapılanlardan hep memnun mu kalıyorsun.Bir kerede yanlışları olduğu zaman şöyle ortaya çıkıp arkadaş tmm ben bu cemaatı destekliyorum ama,insanları zorla (bi şekilde ),zaman gazetesine abone etmelerine karşıyım,
tmm destekliyorum amaRaşit haylamazın La i lahe illah deyip peygamberimizi kabul etmeyen birine cennet bileti kesmesi doğru değil.
bu cemaatin paraya bu kadar düşkün olmasıda doğru değil,
bu cemaatin islamı sadece kendilerinin temsil ettiği vehmine kapılmalarıda doğru değil,diğer müslümanlard a var vb.
kısacası bir yanlışta da arkadaş ne yapıyorsunuz bu iş yanlış deme hakkınız yok sayın Agbi.
saygılar.
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
@AynAlı

Bu mesajınızı okuyunca gördüm ki İHVAN FORUM da PİSİKİYATRİ Dr ları çok.

@bakış gibileri ve o düşüncelere sahip kişiler oldukça sizler MEYDANLARDA FEYK atarsınız.

Siz Tipik bir ulusalcısınız halk deyimi ile SU KATILMAMIŞ buna saygı duyarım herkesin bir seçimi vardır.SAYGI DUYMADIĞIM ise ÖZÜ nün arkasında durmamak birde nefsinin esir i olup DÜŞMANIMIN DÜŞMANI DOSTUMDUR yani bakış ın size karşı yaptığı veya sizin bakış a tavrınız.

SİZ BAKIŞ ile taban taban a ters siniz ama dedim ya NEFİS ESİRİ olmuşsunuz MÜCADELENİZDE HERYOL MÜBAH ve gerekirse DOĞRU ya YANLIŞ YANLIŞ a ise DOĞRU dersiniz VARSIN SİZ SAĞLIKLI OLUN BEN BU DURUMUMDAN MEMNUNUM ÖNEMLİ OLAN KENDİME SAYGI DUYMAM dır BENİM İÇİN DOĞRU DOĞRUDUR YANLIŞ ise YANLIŞ tır.
biz @bakış la birlikte elhamdulüllah müslüman grubuna giriyoruz. sen nesin? cemaatinin yaptığı pisliği örtmeye çalışan bir holigan gibisin.ben ulusalcı değilim olsaydım bile senin gözlerinin içine baka baka söylerdim bunu. hem ulusalcılar bile sizin cemaatinizden iyidir benim gözümde.
kitabın yazarı bir ulusalcı olabilir ama hakkaniyeti senden daha cesurca söylüyor.hadi sen ona müslüman demiyorsun ya adam seni katlamış,sen biraz vicdan ve hak hukuk tedavisi ol ondan sonra gel kendini savun.cemaatin sokağa çıkıp bomba patlatsa eyvallah diyecek kadar afyonlanmışsın.
 
Üst