Tolstoy Kitapları

Serdar55

Asistan
Katılım
16 Mar 2008
Mesajlar
425
Tepkime puanı
60
Puanları
0
Okuduğum halde eserden doğru düzgün karakterleri, konuyu hatırlamıyorum.Hatırlamamam kitabı o kadar beğenmediğimin göstergesidir.

Dediklerim, size görede ''Klasiklerden anlam çıkarman için bir fırın ekmek yemen lazım'' cümlesini söylettirebilir.
 

yosika

Doçent
Katılım
4 Kas 2007
Mesajlar
594
Tepkime puanı
52
Puanları
0
Okuduğum halde eserden doğru düzgün karakterleri, konuyu hatırlamıyorum.Hatırlamamam kitabı o kadar beğenmediğimin göstergesidir.

Dediklerim, size görede ''Klasiklerden anlam çıkarman için bir fırın ekmek yemen lazım'' cümlesini söylettirebilir.

Tekrar okuyun bence ,kendimizi güncelleştirmek gerekiyor,belki isabetli bir psikoloji döneminde okumamışsınızdır ? :)

Diriliş 'i okumak kolay değildir,zaten kitap okumak güç.
 

Bîçâre

Profesör
Katılım
23 Şub 2008
Mesajlar
951
Tepkime puanı
57
Puanları
0
Konum
Simeranya...
Dünya klasikleri ,batı klasikleri gitmiyor burda :pokey:
Kültür yozlaşması mı acep :D

Batı klasiklerinin kıymet bulmamasının ya da ilgi görmemesini nedeni "kültür yozlaşması" değildir diye düşünüyorum. Kültür belki evrensel tanımlarla açıklanabilir (bazı TDK tanımları da bunu destekler niteliktedir), lakin ülkemiz ele alındığında "batı klasikleri"nden evvel "Türk klasikleri" hatta "İslâm klasikleri" kültür yozlaşmasında daha büyük tesirler gösterir.

Kendi memleketinin 50-100-200 yıl evvelini tahminde zorlanan ve insan tahlillerinden bi haber birinin Rus gibi düşünmesi, Fransız akımlarını yorumlaması, Alman geleneklerine aşina olması kültür ise, bu kültür müspet kültür olmaz. Bu demek değildir ki Dosto, Tolstoy, Balzac, Hugo okunmasın.

Gelelim Türk klasiklerinin kıymeti harbiyesine... Benim tercihim genelde Türk klasikleri olmuştur, özelikle de Peyami Safa. Suç ve Ceza'yı okuduğumda, bunları anlatabilecek, istidatlı bir Türk varken neden Dosto'dan daha az kıymeti var diye az sormadım kendime. Batı klasiklerinde Türk klasiklerinde bulamayacağınız şeyler çoktur, fakat aynı Türk klasikleri içinde geçerlidir. Raskolnikov, Matmazel Noraliya kadar pişmanlık duymamıştır ya da cezası onun kadar ağır olmamıştır bence. Meseleye "kültür" nazarıyla yaklaşacaksak öncelikli tercihimiz "milli manevi" eserler olmalı kanaati taşıyorum. Bu sebeple Balzac'tan önce Balzac'ı bize getiren Cemil Meriç'i kişisel ve fikri gelişimde daha faydalı görüyorum. :)

Dünyadaki bütün kitaplar yakılacak, yok olacak ve sadece bir ülkenin kitapları, onların çevirileri dünya kültür mirası olarak kalacak dense ben memleketimin kitaplarını tercih ederim. Jack'in ya da Yuri'nin gözünün yaşına bakmam, evladımı ve onun evladını düşünürüm.

Batı klasiklerine düşman değilim ama Türk klasiklerine dostum. Tuzu, şekeri farklı kıvamlarda olsa da hamburgerden evladır iskender. ;)
 

yosika

Doçent
Katılım
4 Kas 2007
Mesajlar
594
Tepkime puanı
52
Puanları
0
Bende bir Cemil Meriç hayranıyım
Bende bir Peyami Safa hayranıyım.

Ancak kültür yozlaşması bir kinaye idi.öyle olmadığını bende düşünüyorum :)
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
TOLSTOY-Hz.Muhammed



Muhammed her zaman Evangelizm'in (Hıristiyanların) üstüne
çıkıyor. O, insanı Allah saymıyor ve kendini de Allah ile bir
tutmuyor. Müslümanların Allah'tan başka ilâhı yoktur ve
Muhammed onun peygamberidir. Burada hiçbir
muamma ve sır yoktur.'​

Lev Nikolayeviç TOLSTOY

"...
Benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan (Hıristiyanlıktan) mukayese edilemeyecek kadar yüksekte duruyor. Eğer insan,seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her Provoslav ve her bir insan, şüphe ve tereddüt etmeden Mııhammediliği; tek Allah'ı ve onun Peygamberini kabul ederdi..."


Lev Nikolayeviç TOLSTOY

(L. N. Tolstoy, 1908 yılında, "Abdullah El-Sühreverdi"nin
Hindistan'da basılmış "Hz. Muhammed'in Hadisleri" kitabını
okumuştur. Okuduğu hadislerden bir kitapçık derlemiş, bunu Rusya'nın "Posrednik" adlı yayınevinde bastırmıştır. Kitap, 1908 yılının ekim ayında "Muhammed'in Kur'an'a Girmemiş Hadisleri" isminde okuyucuya sunulmuştur. 1. Bölüm Tolstoy'un derlediği bu hadis kitapçığından oluşmaktadır. Kitapçığın ismi metodolojik olarak yanlış olduğu için daha sonra Hz.Muhammed olarak değiştirilmiştir.)

 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Hadisler Bölümü ;

"Hz. Muhammed'den sordular ki:
"Dinin esası ne üzerine kurulmuştur?" O da şöyle cevap
verdi:
"Kendiniz için istediğinizi başkaları için de isteyin; kendiniz

için istemediklerinizi başkaları için de istemeyin." (18).

"Kendisi için istediğini, mü'min kardeşi için de istemeyen

gerçek mü'min değildir."(70).

İnsanlara merhamet edin ki, Allah da size merhamet etsin!"

(91).

_________________________

MEKTUPLAR


Dönemin Rusya'sında, çocukların, kendi halkının (Azeri-
Türk toplumu) huzuru için İslâm'ı kabul etmek istemeleri
halinde; anne ve baba farklı dine mensup dahi olsa çocuklarının din değiştirmeleri konusunda baskı yapmazmış. Yelena Vekilova, bu yaklaşımdan hareketle durumu düşüncelerine değer verdiği çağdaşı Tolstoy'a bildirip çocuklarının kimliklerine hangi dinî yazdırmasının daha iyi olacağını, "bu konuda ne tavsiye edersiniz, acaba ben ne yapayım?" diyerek danışmıştır. Tolstoy da bu çağrıya cevap vermekte gecikmemiştir.



'En son ve en büyük din olan İslâm...'
Tolstoy

Tolstoy'un Cevap Mektubu



"...
Muhammediliğe, Provoslav (Rusya'da Hıristiyanlığın

bir kolu) dininden daha fazla önem vermelerine gelince,
ben bütün kalbimle buna katılıyorum.



Bunu söylemek ne kadar tuhaf olsa da benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan (Hıristiyanlıktan) mukayese edilemeyecek kadar yüksekte duruyor.



Eğer insan, seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında

olan her Provoslav (Hıristiyan) ve her bir insan, şüphe ve tereddüt
etmeden Muhammediliği; tek Allah'ı ve onun Peygamberini
kabul ederdi.



Neden?



Çünkü zor ve anlaşılmaz bir ilâhiyatçılık olan Toritsa(*)

(Baba-Oğul ve Kutsal Ruh), sırlarla dolu Meryem Ana,
Mukaddesler ve onların resimleri, tasvirleri ve zor ayinlerle dolu...
Başka türlü de olamazdı. Yani Muhammediliğin, dinî öğretilerin
aslının yerine geçen birçok batıl inançların, kilise inançlarına
çevrildiği bir dönemde, kilise inancından yüksekte durmaması
mümkün değildi.



Şuna dikkat edelim ki:



Muhammedilik, Hıristiyanlıktan 600 yıl sonra ortaya

çıkmıştır. Dünyada her şey gelişiyor, mükemmelleşiyor. Her
bir insanın geliştiği gibi bütün insanlık da gelişip mükemmelleşiyor.


İnsan hayatının anlamı, esası, onların dinî anlayışları
dır. Dinin mükemmelleşmesi ise, onun anlaşılmasını kolaylaştırmaktan
ve her türlü gizli kalan düşünceleri açıklamaktan

ibarettir.
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
TOLSTOY

9 Eylül 1828’de Rusya Yasnaya Polyana’da doğdu. 20 Kasım 1910’da Astopova’da yaşamını yitirdi. Asıl ismi Lev Nikolayeviç Tolstoy. Soylu, tanınmış bir ailenin çocuğuydu. Babası konttu. Kendisinin de kont unvanı vardı. Çocuk yaşta anne-babasını yitirdi. Akrabalarının yanında yetişti. Bir süre Kazan Üniversitesi’nde öğrenim gördü. Ama Çarlık yönetimine karşı büyük tiksinti duyuyordu. Okulu bırakıp doğduğu topraklara Yasnaya Polyana’ya döndü. Topraklarını yönetti, kendini yetiştirmeye çalıştı. Daha sonra Moskova ve Petersburg’un hareketli ortamını tercih etti. 1851’de Kafkaslar’da asker olan kardeşi Nikolay’ın yanına gitti. Ertesi yıl orduya katıldı. İlk kitabı Detstvo’yu (Çocukluk) 1852’de yazdı. Kırım Savaşı’ndan sonra ordudan ayrıldı. 1857’de Fransa, İsviçre ve Almanya’yı kapsayan bir geziye çıktı. Dönüşte köylülerin eğitimine ağırlık verdi. 1860-1861 arasında bir Avrupa gezisi daha yaptı. Çeşitli ülkelerdeki eğitim sistemlerini inceledi. Ülkesine dönüşte bir eğitim dergisi ve basit, anlaşılır ders kitapları yayımladı. Sonraki 15 yılı mutlu bir aile babası olarak geçirdi. Topraklarını yönetti, tam 13 çocuk babası oldu. Anna Karenina (1875), Savaş ve Barış’ı (1865) bu dönemde yazdı. Dünya edebiyatının en büyük romanlarından Savaş ve Barış’ın yazımı 7 yıl sürdü. Anna Karenina’yı bitirden sonra bunalıma girdi. İntiharın eşiğinden döndü. 1900’lerden sonra zamanının büyük bölümünü dini düşüncelere ayırdı. Bir tür Hıristiyan anarşizmi savunduğu için 1901’de kilise tarafından aforoz edildi. Öyküler, çocuk kitapları, tiyatro oyunları yazdı. Ölümü ıssız bir tren istasyonunda zatürreeden oldu. Bugün dünyanın bütün dillerinde en çok okunan, en çok beğenilen yazarlardan biri.

TÜRKÇE'YE ÇEVRİLEN ESERLERİ:

ROMAN:
Ölümden Sonra Diriliş (1949) - Diriliş (1959)
Kazaklar (1937)
Harp ve Sulh (1938) Savaş ve Barış (1988)
Serge Baba (1942)
Hacı Murat (1943)
Anna Karenina (1949, 1987)

ÖYKÜ:
Nerede Sevgi Orada Allah (1934)
İnsan Ne İle Yaşar (1934)
Samimi Saadet (1934) - Aile Mutluluğu (1977)
İvan İlyiç'in Ölümü (1935)
Efendi ile Uşak (1936)
Katya (1940)
Halk İçin Hikayeler (1946)
Polikuşka (1946)
Budala İvan (1947) - Akılsız Oğlan (1960)
Balodan Sonra (1948)
Kröyçer Sonat (1958)
Sivastopol (1966)
Üç Ölüm (1969) Baskın (1974)

OTOBİYOGRAFİ:
Yaşayan Ölü (1943)
Çocukluk (1945)
İlkgençlik (1946)
Gençlik (1947)
Çocukluk ve Ergenlik Yılları (1970)-Çocukluk Delikanlılık Gençlik (1985)

OYUN:
Karanlığın Kudreti (1945)
 
Üst