benim buna katılmam mümkün değil.değerlendirme şeriata göredir.malum böyle ileri geri konuşanlardan kimileride zamanın şeriat alimlerince şeriata muarız diye öldürülmüşlerdir.
Güzel kardeşim, eksik bilginiz şudur ki, Tasavvuf ehli bu konuda, yani şatahat konusunda maruz görülmüştür.Bu konuda mutedil fakihler ve fıkıh alimi tasavvuf ehli alimlerin görüşleri aynı doğrultudadır.
Şatahat konusunda bir çok farklı görüşler olsada Fakihler şatahat halini, aklın başında olmama, bulanık olma hali olarak kabul etmişlerdir.Bu mesele malum fıkhi eserlerde mevcuttur.
Fıkıh alimlerinin hüküm bildirmeleri ŞERİAT hükümleri doğrultusundadır.
Ancak, tasavvuf ehli de bu konuda boş durmamış ve böyle ağır sözleri insanların idrakine yaklaştırmak için izah ve tefsire gitmişlerdir.Çünkü Şeyh'ul Ekber gibi bir çok alimimiz mevcuttur ve onlarda Şeyh'in bahsettiği haller konusunda bilgi sahibidirler.Nitekim bir çoğu Şeyhi tasdik etmiş sadece Şeyh'in böyle konuları uluorta ilanından dolayı tenkid eder gibi olmuşlardır.Tenkid etmemişlerdir.Çünkü defalarca söylediğimiz ve bu konudada bir kaç kez ilan ettiğimiz gibi ;
Şeyh'ul Ekber Muhyiddin İbn-i Arabi KS, sadece şu kudsi hadis-i şerifin detaylı tefsirinden öte birşey yapmamaktadır ;
Kulum bana nafilelerle yaklaşmaya devam eder; nihayet ben onu severim. Ben onu sevince de, onun işiteceği kulağı, göreceği gözü, tutacağı ve vuracağı eli ve yürüyeceği ayağı olurum. Benden isterse, ona verir, bana sığınırsa onu korurum.” ( Buhari, Ravi : Ebu Hureyre radıyallahu anhu)
Bu ve buna benzer sözleri sadece Şeyh'ul Ekber Muhyiddin İbn-i Arabi KS'mi söylüyor ? Bilakis bir çok alimimiz böyle sözler söylemişlerdir.Tabiin'den de söyleyenler olmuştur.
İmam Rabbani KS'de söylemiştir, Gavs-ı Azam KS'da ve daha niceleride.Şeyh'ul Ekber Muhyiddin İbn-i Arabi KS ise bunları çok daha detaylandırmış ve çok daha beliğ ifadelerle söylemiştir.Ancak Şeyh'ul Ekber Muhyiddin İbn-i Arabi KS'in sözleri üzerinden Tasavvuf kerif gösterilmeye çalışılırsa elbette buna karşı çıkılması yadırganmamalıdır.
ebu bekir sifil şöyle diyor.
İmam Ebû Hanîfe, “Doğu tarafından bize iki bid’at geldi: Cehm’in (Cehm b. Safvân) ta’tili ve Mukâtil’in (Mukâtil b. Süleyman) teşbihi”1 derken şu noktaya dikkatimizi çekmişti: Allah Teala’nın sıfatlarını inkâr ifrat, mahlukatın sıfatlarına benzetmek ise tefrittir.
http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:CO1Eax_jMQQJ:www.islamforum.net/f4/selef-ve-mutesabihat-21125/+hadis+m%C3%BCte%C5%9Fabihat&cd=6&hl=tr&ct=clnk&gl=tr
link bakılırsa biraz daha ayrıntılıdır.
aslında benim derdim falancalar değiller.benim derdim onların şahsında kurumsallaşmış olan düşünceler.eğer çok paran varda ulu orta benim çok param var diye bağırıyorsan riyakar olursun,yok aslında paran yokta gene böyle bağırıyorsan ise yalancı.yani varsada yoksada beni ilgilendirmez.söylenen bizim karşı çıktığımız sözler çok önemli olsa idi efendimiz aleyhisselam söylerdi.söylemediyse beni de alakadar etmez diye bir anlayışım var.[/QUOTE]
İşte cevabta burada gizli zaten, cevabı verdiniz.Ehl-i sünnet itikadı ki Şeyh'ul Ekber Muhyiddin İbn-i Arabi KS de buna dahil olarak tenzih ve teşbih'in arasını birleştirir.
Ayrıca "Çok önemli olsaydı Aleyhisselatu Vesselam Efendimiz söylerdi" sözünüz yanlıştır.Nitekim dindeki bir çok kaidenin İslam Alimleri tarafından ortaya konduğunu sizde bilmektesiniz.Kur'an-Sünnet-İcma-Kıyas gibi Resulullah Aleyhisselam'ın birçok buyruğu delil alınmıştır, aynen yukarıda alıntıladığımız Kudsi Hadis gibi ;
Kulum bana nafilelerle yaklaşmaya devam eder; nihayet ben onu severim. Ben onu sevince de, onun işiteceği kulağı, göreceği gözü, tutacağı ve vuracağı eli ve yürüyeceği ayağı olurum. Benden isterse, ona verir, bana sığınırsa onu korurum.” ( Buhari, Ravi : Ebu Hureyre radıyallahu anhu)
Resulullah Aleyhisselam bu hadis-i kudsi'yi de buyurmuştur.
Malumdur ki , bir okul müdürü ana kaideleri belirler ve öğretmenlerde o kaideleri kendi uzmanlık alanları konusunda genişletir ve kullanırlar.
Anayasa'nın her konudan bahsetmesinin muhal olacağı gibi.
Ayrıca Ehl-i Sünnet fıkhı ve şeriatı "Kişilerin küfrüne delil aramaz, imanına delil arar,99 alim kafirdir dese, 1 alim değildir dese Müftü mü'mindir diye fetva verir" (Reddül Muhtar ve Cami'ul Mütun)
Şüphesiz en doğrusunu Allah Teala ve Tekaddes Hazretleri bilir.