Tanrı Kimdir?

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
Rahmen ve Rahim olan Allahin adiyla
3 lü birlik /trinity aciklamasi zor hatta kiliseye göre aciklanamaz bir iddiadir. Zamandan ve mekandan münnezzeh oldugunu söylediginiz tanri , maddesel forma sokularak, bir mekana ve zamana konmus olunuyor. Hem şöyle bir soru akla gelmez mi? Tanri neden böyle bir şeye ihtiyac duysun, size göre maddesel forma bürünmesindeki amac her neyse , onu böyle bir şeye ihtiyac duymadan da gerşeklestirmeye gücü pekala yeter.

....

Hz. Isa´nin tanri oldugu iddiasina gelince, Hz. Isa böyle birseyi söyledigi asla rivayet olunmamistir. Bu daha sonralari "pavlus*" tarafindan ortaya atilmis, daha sonrada resmi görüs olarak kabul ettirilmis bir görüstür. Oysa biliyoruzki, bu görüse karsi cikan ve Isanin tanri olmadigini söyleyen görüsler vede Isevi cemaatlar olmustur, günümüzdede mevcuttur.

*Pavlus esasen güvenilir bir karakter degildir.
Hz.Isa ve ögrencilerine düsmanlik beslemis birisidir.


Önce ilk iddianıza cevap vereyim. Tanrı neden böyle bir şey yapsın. "Günahlarınızı sildim" dese olmaz mıydı? Olmazdı. Çünkü Tanrı adildir. Tanrı her zaman adil olduğunu söylemiştir. Bir suçu cezasız bırakmak adalet değildir. Çok pişman da olsa bir katil hapse girer. Çok pişman diye haline acıyıp serbest bırakılırsa maktule ve ailesine haksızlık yapılmış olur. Aynı şekilde sırf pişman oldu diye insanın günahları silinirse bu adalet olmaz. Aynı zamanda Tanrı merhametlidir. Adil sıfatını bozmadan merhamet göstermesi nasıl mümkün olabilir? Günahın ücreti ölümdür. İnsanoğlu hiç bir çabasıyla Tanrı'nın standartlarına ulaşamaz hep günahkar kalır. Dolayısıyla Tanrı'nın kuzusu kurban edilmeden kimse Cennet'e gidemez. Her günahın cezası çekilmelidir. Adalet bunu gerektirir. Birisi bir başkasının yerine ceza çekerse bu da adil olmaz. Ancak ve ancak tüm varlığın kaynağı olan yüce Tanrı bunu üstlenirse artık cezayı biz çekmiş oluruz. Bu yüzden, adil olmak için Tanrı bunu yapmıştır. Başka türlü yapamaz mıydı? Muhtemelen yapabilirdi. O zaman da "niye öyle yapmış da böyle yapmamış" diyecektiniz. İnanmayanların bahanesi bitmez çünkü.

Tanrı'nın mükemmel planı işlemektedir. Bunların gerçekleşeceği Adem'den beri çeşitli yollarla insanlara bildirildiği halde insanlar hep bu gerçekten kaçmışlardır.

İsa Mesih'in Tanrı olduğunu Pavlus değil bizzat İsa Mesih söylemiştir ve idam sebebi de budur. Pavlus'a gelene kadar Matta, Markos, Luka, Yuhanna, Yakup (İncil yazarı elçiler) yazılarında açıkça bunu dile getirmişlerdir. İsa Mesih'in kendi sözleri de bu noktada açıktır. Daha ciddi bir delil ise İsa Mesih'e inanmayan Yahudiler'in bile inkar edemediği İsa Mesih'ten yüzyıllar önce yazılmış, gelecek Mesih'in Tanrı olduğunu belirten Yeşaya peygamberin peygamberlikleridir.

Yuhanna 30:
"Yahudi yetkililer O’nun çevresini sararak, “Bizi daha ne kadar zaman kuşkuda bırakacaksın?” dediler. “Eğer Mesih isen, bize açıkça söyle.”
[SUP]25[/SUP]İsa onlara şu karşılığı verdi: “Size söyledim, ama iman etmiyorsunuz. Babam’ın adıyla yaptığım işler bana tanıklık ediyor.
[SUP]26[/SUP]Ama siz iman etmiyorsunuz. Çünkü benim koyunlarımdan değilsiniz.
[SUP]27[/SUP]Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler.
[SUP]28[/SUP]Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz.
[SUP]29[/SUP]Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba’nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez.
[SUP]30[/SUP]Ben ve Baba biriz.”
[SUP]31[/SUP]Yahudi yetkililer O’nu taşlamak için yerden yine taş aldılar.
[SUP]32[/SUP]İsa onlara, “Size Baba’dan kaynaklanan birçok iyi işler gösterdim” dedi. “Bu işlerden hangisi için beni taşlıyorsunuz?”
[SUP]33[/SUP]Şöyle yanıt verdiler: “Seni iyi işlerden ötürü değil, küfrettiğin için taşlıyoruz. İnsan olduğun halde Tanrı olduğunu ileri sürüyorsun.”"

Yuhanna 1:
"

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı’yla birlikteydi ve Söz Tanrı’ydı.
[SUP]2[/SUP]Başlangıçta O, Tanrı’yla birlikteydi.
[SUP]3[/SUP]Her şey O’nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O’nsuz olmadı.
[SUP]4[/SUP]Yaşam O’ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı.
[SUP]5[/SUP]Işık karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemedi." (Kelimetullah, Tanrı'nın Sözü , İslam'da dahi İsa Mesih'tir.)

Yeşaya 9:6 "


[SUP]6[/SUP]Çünkü bize bir çocuk doğacak,
Bize bir oğul verilecek.
Yönetim onun omuzlarında olacak.
Onun adı Harika Öğütçü, Güçlü Tanrı,
Ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak."

Yetmiyorsa Kutsal Kitap'tan daha onlarca kanıt getirebilirim. İsa Mesih kendi ağzıyla veya elçilerin ağzından Tanrı olduğu defalarca tekrar edilmiştir. İsa Mesih'e tapınan insanlara İsa Mesih karşı koymamıştır. Kendisine Rab ve Tanrı diye seslenildiğinde bunun doğru olduğunu söylemiştir. Ayrıca İsa Mesih gelmeden yüzyıllar önce onunla ilgili kehanetler hep bu yöndedir. Eski ve Yeni Ahit tam bir uyum içinde gerçeği söylemektedir. Araştırmayan İslam alimleri hala 1300 lerden kalma savunmalarla topu Pavlus'a atıyorlar. Oysa Pavlus'tan çok İsa Mesih'in yanından ayrılmayan havarileri onun Tanrılığına şahitlik ettiler.
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Önce ilk iddianıza cevap vereyim. Tanrı neden böyle bir şey yapsın. "Günahlarınızı sildim" dese olmaz mıydı? Olmazdı. Çünkü Tanrı adildir. Tanrı her zaman adil olduğunu söylemiştir. Bir suçu cezasız bırakmak adalet değildir. Çok pişman da olsa bir katil hapse girer. Çok pişman diye haline acıyıp serbest bırakılırsa maktule ve ailesine haksızlık yapılmış olur. Aynı şekilde sırf pişman oldu diye insanın günahları silinirse bu adalet olmaz. Aynı zamanda Tanrı merhametlidir. Adil sıfatını bozmadan merhamet göstermesi nasıl mümkün olabilir? Günahın ücreti ölümdür. İnsanoğlu hiç bir çabasıyla Tanrı'nın standartlarına ulaşamaz hep günahkar kalır. Dolayısıyla Tanrı'nın kuzusu kurban edilmeden kimse Cennet'e gidemez. Her günahın cezası çekilmelidir. Adalet bunu gerektirir. Birisi bir başkasının yerine ceza çekerse bu da adil olmaz. Ancak ve ancak tüm varlığın kaynağı olan yüce Tanrı bunu üstlenirse artık cezayı biz çekmiş oluruz. Bu yüzden, adil olmak için Tanrı bunu yapmıştır. Başka türlü yapamaz mıydı? Muhtemelen yapabilirdi. O zaman da "niye öyle yapmış da böyle yapmamış" diyecektiniz. İnanmayanların bahanesi bitmez çünkü.
müsadenizle iki bölüme ayirarak yazicam ;

anladigim kadariyla günahlarin ortadan kalkmasi icin böyle bir seye gerek vardi diyorsunuz.

Ancak böyle bir seye gerek olmadigi kanisini bende devam ediyor. Cünkü bunu adil olmanin bir geregi gibi sunmak tatmin edici degil. Aksine bu bir baska adaletsizligi ortaya cikarir .Bütün insanlarin günahinini birisi tarafindan cekilmesinden bahsediyorsunuz. Kendiniz bahsettiniz; "her sucun cezasi cekilmelidir" dediniz. Yine "herkes kendi sucunun cezasini cekmelidir" dediniz. Oysa burda bunun tersi söz konusu. Bu adalet degil, aksine adaletsizliktir. Hatta cok tehlikeli bir durumdurki, öyle anlasiliyor ki tarihte yasanan derin yaralarin dayandigi bir anlayistir. "Isa bizim isledigimiz ve isleyecegimiz günahlar icin kendini feda etti" anlayisi " ne yaparsak yapalim yanimiza kardir" fikrini tetikler.

Birde su var tabi, bilindigi gibi hristiyanlikta günah cikarma diye bir sey var, peki herkes cezasini cekerek adalet saglanilacaksa , parayi basan nasil günahlardan kurtulabiliyor? Yine Hz, Isa insanlarin günahi icin kendini feda etmisse böyle bir sey ne gerek var.?

Hazir günah cikarmaya gelmisken, günahlarin aff olunmasinda kalalim. Herkesin yaptigi sucun cezasini cekecegini söylemistiniz. Peki bunun gerceklesmesini neden önlensin? Yani niye peki herkes günahlarinin cezasini ölümden sonra Cehennemde cekmesin? Yine sizin kurguladiginiz fikre göre cehenneminde bir manasi kalmamis oluyor. Bildigimiz kadariyla cehennem diye bir sey hristiyan inancinda mevcut.

Tekrar basa dönecek olursak, tanrinin maddesel hale gecmesine gecerli bir sebep olmadigi konusunda israrciyim.
Pek ala madem illa bir kurban olacak, aynen Hz. Ibrahim kissasinda oldugu bir "koc" veyahutta baska bir kurban göndererek bu haledilebilirdir. Demek istedigim maddesel forma bürünmeye gerek yok. Yine bütün insanlarin günahini birisinin üstlenmeside sizin dediginiz gibi adalet anlayisiyla tamamen ters. Bunu sizde kabul edersiniz herhalde.


Cok kisa bir anektod dah . Allah cezayi hak etmis olanlarin cezasinda (toplu)indirim yaparakta adaleti pek ala saglayabilir.
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
müsadenizle iki bölüme ayirarak yazicam ;

anladigim kadariyla günahlarin ortadan kalkmasi icin böyle bir seye gerek vardi diyorsunuz.

Ancak böyle bir seye gerek olmadigi kanisini bende devam ediyor. Cünkü bunu adil olmanin bir geregi gibi sunmak tatmin edici degil. Aksine bu bir baska adaletsizligi ortaya cikarir .Bütün insanlarin günahinini birisi tarafindan cekilmesinden bahsediyorsunuz. Kendiniz bahsettiniz; "her sucun cezasi cekilmelidir" dediniz. Yine "herkes kendi sucunun cezasini cekmelidir" dediniz. Oysa burda bunun tersi söz konusu. Bu adalet degil, aksine adaletsizliktir. Hatta cok tehlikeli bir durumdurki, öyle anlasiliyor ki tarihte yasanan derin yaralarin dayandigi bir anlayistir. "Isa bizim isledigimiz ve isleyecegimiz günahlar icin kendini feda etti" anlayisi " ne yaparsak yapalim yanimiza kardir" fikrini tetikler.

Birde su var tabi, bilindigi gibi hristiyanlikta günah cikarma diye bir sey var, peki herkes cezasini cekerek adalet saglanilacaksa , parayi basan nasil günahlardan kurtulabiliyor? Yine Hz, Isa insanlarin günahi icin kendini feda etmisse böyle bir sey ne gerek var.?

Hazir günah cikarmaya gelmisken, günahlarin aff olunmasinda kalalim. Herkesin yaptigi sucun cezasini cekecegini söylemistiniz. Peki bunun gerceklesmesini neden önlensin? Yani niye peki herkes günahlarinin cezasini ölümden sonra Cehennemde cekmesin? Yine sizin kurguladiginiz fikre göre cehenneminde bir manasi kalmamis oluyor. Bildigimiz kadariyla cehennem diye bir sey hristiyan inancinda mevcut.

Tekrar basa dönecek olursak, tanrinin maddesel hale gecmesine gecerli bir sebep olmadigi konusunda israrciyim.
Pek ala madem illa bir kurban olacak, aynen Hz. Ibrahim kissasinda oldugu bir "koc" veyahutta baska bir kurban göndererek bu haledilebilirdir. Demek istedigim maddesel forma bürünmeye gerek yok. Yine bütün insanlarin günahini birisinin üstlenmeside sizin dediginiz gibi adalet anlayisiyla tamamen ters. Bunu sizde kabul edersiniz herhalde.


Cok kisa bir anektod dah . Allah cezayi hak etmis olanlarin cezasinda (toplu)indirim yaparakta adaleti pek ala saglayabilir.

Korkarım yazdıklarımı hiç anlamamışsınız. Günahların toplu veya tek tek silinmesi adalet değildir. Adalet herkesin günahının bedelini bizzat çekmesidir. Bu da elbette cehennemde mevcuttur. Koç veya başka bir şeyin kurban edilememesinin sebebi herhangi bir yaratılmışın başka bir yaratılmış yerine ceza çekmesinin de anlamsız ve adaletsiz olmasıdır. Tüm yaratıkları temsil edebilecek olan onları kendinden yaratan Tanrı'dan başkası olamaz. Tanrı beni içerir ama ben onun yarattığı başka birini içeremem. Dolayısıyla Tanrı beni temsilen her şeyi yapabilir ama ben başkasını temsilen ceza çekemem. Bir koç da çekemez. Dilerim anlatabilmişimdir.

Hristiyan inancında sizin anladığınız manada "günah çıkarma" diye bir şey yoktur. Günah çıkarmak günahları itiraf etmek anlamına gelir. Kişi günahlarını itiraf eder ve tövbe eder. Bunun için para da ödemez. Papaz ise günahları affedemez. Tanrı'ya tövbe ve pişmanlıklarımızı sunmamızın sebebi onun yüceliğine karşı düştüğümüz durumdan utanıp, acı çekmemizdir.

Cehennem hala mevcuttur. İmansızlar sonsuza dek orada kalacaklardır. Tanrı'nın aklamadığı hiç kimse ne kadar iyilik yaparsa yapsın kurtulamaz. Siz iyilik yaparak Tanrı'nın kutsallığına ulaşabileceğinizi zannediyorsunuz. Sevap puanı toplayarak tartıda günaha ağır gelirse Cennete gitmeyi hayal ediyorsunuz. Oysa cennette Tanrı da vardır. Oraya ancak günahsız varlıklar gidebilir. Hiç kimse Tanrı'nın standartlarına kendi emeğiyle ulaşamaz. Bunun için Rabbin kuzusuna sarılmaya mecburdur insan. Günahının bedelini bizzat öder veya Tanrı'nın sunusunu kabul eder. Başka bir yolu yoktur.

Tanrı günahlarımız için kurban olduysa biz günah işlemekte serbest miyiz? Buna en güzel cevabı Tanrı Kutsal Kitabı'nda veriyor.

Romalılar 6:
"
1Öyleyse ne diyelim? Lütuf çoğalsın diye günah işlemeye devam mı edelim?
[SUP]2[/SUP]Kesinlikle hayır! Günah karşısında ölmüş olan bizler artık nasıl günah içinde yaşarız?
[SUP]3[/SUP]Mesih İsa’ya vaftiz edildiğimizde, hepimizin O’nun ölümüne vaftiz edildiğimizi bilmez misiniz?
[SUP]4[/SUP]Baba’nın yüceliği sayesinde Mesih nasıl ölümden dirildiyse, biz de yeni bir yaşam sürmek üzere vaftiz yoluyla O’nunla birlikte ölüme gömüldük.
[SUP]5[/SUP]Eğer O’nunkine benzer bir ölümde O’nunla birleştiysek, O’nunkine benzer bir dirilişte de O’nunla birleşeceğiz.
[SUP]6[/SUP]Artık günaha kölelik etmeyelim diye, günahlı varlığımızın ortadan kaldırılması için eski yaradılışımızın Mesih’le birlikte çarmıha gerildiğini biliriz.
[SUP]7[/SUP]Çünkü ölmüş kişi günahtan özgür kılınmıştır."

"

[SUP]15[/SUP] Öyleyse ne diyelim? Yasa’nın yönetimi altında değil de, Tanrı’nın lütfu altında olduğumuz için günah mı işleyelim? Kesinlikle hayır!
[SUP]16[/SUP]Söz dinleyen köleler gibi kendinizi kime teslim ederseniz, sözünü dinlediğiniz kişinin köleleri olduğunuzu bilmez misiniz? Ya ölüme götüren günahın ya da doğruluğa götüren sözdinlerliğin kölelerisiniz.
[SUP]17[/SUP]Ama şükürler olsun Tanrı’ya! Eskiden günahın köleleri olan sizler, adandığınız öğretinin özüne yürekten bağlandınız.
[SUP]18[/SUP]Günahtan özgür kılınarak doğruluğun köleleri oldunuz."
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Korkarım yazdıklarımı hiç anlamamışsınız. Günahların toplu veya tek tek silinmesi adalet değildir. Adalet herkesin günahının bedelini bizzat çekmesidir. Bu da elbette cehennemde mevcuttur. Koç veya başka bir şeyin kurban edilememesinin sebebi herhangi bir yaratılmışın başka bir yaratılmış yerine ceza çekmesinin de anlamsız ve adaletsiz olmasıdır. Tüm yaratıkları temsil edebilecek olan onları kendinden yaratan Tanrı'dan başkası olamaz. Tanrı beni içerir ama ben onun yarattığı başka birini içeremem. Dolayısıyla Tanrı beni temsilen her şeyi yapabilir ama ben başkasını temsilen ceza çekemem. Bir koç da çekemez. Dilerim anlatabilmişimdir.

tekrarlamis gibi olacak ama neyse;

sizin de dediginiz gibi birisinin bütün insanlarin cezasini cekmesi , üstlenmesi adalet degildir. Yine herkeste kendi cezasi cekmesi gerekir diyorsunuz. Ancak teoriniz bu söylediklerinize tamda ters. . Hz. Isa bütün inasanlarin günahini üstlendi ve onlar icin öldü. Bu adaletmidir? Hani herkes kendi cezasini kendisi cekmesi gerekirdi? Bu mu adalet? Hem nasil olurda sadece Isanin cile cekmesi ,ölmesi geride kalan insanlara denk düser?

Aciklamalariniz ne yaziki yeni sorulari, problemleri doguruyor, ve vurgu yaptiginiz adalet anlayisina uymuyor.



Hristiyan inancında sizin anladığınız manada "günah çıkarma" diye bir şey yoktur. Günah çıkarmak günahları itiraf etmek anlamına gelir. Kişi günahlarını itiraf eder ve tövbe eder. Bunun için para da ödemez. Papaz ise günahları affedemez. Tanrı'ya tövbe ve pişmanlıklarımızı sunmamızın sebebi onun yüceliğine karşı düştüğümüz durumdan utanıp, acı çekmemizdir.

Cehennem hala mevcuttur. İmansızlar sonsuza dek orada kalacaklardır. Tanrı'nın aklamadığı hiç kimse ne kadar iyilik yaparsa yapsın kurtulamaz. Siz iyilik yaparak Tanrı'nın kutsallığına ulaşabileceğinizi zannediyorsunuz. Sevap puanı toplayarak tartıda günaha ağır gelirse Cennete gitmeyi hayal ediyorsunuz. Oysa cennette Tanrı da vardır. Oraya ancak günahsız varlıklar gidebilir. Hiç kimse Tanrı'nın standartlarına kendi emeğiyle ulaşamaz. Bunun için Rabbin kuzusuna sarılmaya mecburdur insan. Günahının bedelini bizzat öder veya Tanrı'nın sunusunu kabul eder. Başka bir yolu yoktur.

Tanrı günahlarımız için kurban olduysa biz günah işlemekte serbest miyiz? Buna en güzel cevabı Tanrı Kutsal Kitabı'nda veriyor.
"

Burda bir celiskiyi sanirim gözden kaiciriyorusunuz. Biryandan günahlar icin kurban diyorsunuz, öbür yandan pismanliktan, tövbeden söz ediyorsunuz.
Madem pismanlikla tövbeyle oluyor o halde madde formuna ne gerek var.
Siz her nekadar kabul etmesenizde günah cikarma isleminde belli bir ücret alindigi malumdur.

Cehennem konusunda sanirim sorumu anlamadiniz. Adalet icin her günahkarin ceza cekmesi sartsa -ki siz öyle diyorsunuz- o zaman pek ala bunu cekebilirler. Bir insan sirf Isanin tarniligina ve günahlari icin kurban olduguna inanandi diye yedigi her türlü nane kalmadigi halde bu adam ne yani cennete mi girecek? Böyle bir sey olabilir mi? Bu adalet iddianiza tamamen zittir. Kendi iddianizi cürüttügünüzün farkindasiniz umarim.

NOT: siz benim ne düsündügümü neye inandigimi ne bilebilirsiniz. Su ana kadar bu konuda bir sey anlatmis degilim. Sizin bu tavriniz ne yaziiki üstüne vurgu yaptiginiz adalete hic sigmiyor. Sunuda unutmayin Müslümanlarin inanci sizin sandiginiz gibi degildir.

PS: Umarim teorinizdeki celiskileri görmüssünüzdür. Basit sorularla bu noktalara dikkat cekmeye calistik, kendimizce.
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
tekrarlamis gibi olacak ama neyse;

sizin de dediginiz gibi birisinin bütün insanlarin cezasini cekmesi , üstlenmesi adalet degildir. Yine herkeste kendi cezasi cekmesi gerekir diyorsunuz. Ancak iddianiz tamda bu . Hz. Isa bütün inasnlarin günahini üstlendi ve onlar icin öldü. Bu adaletmidir? Hani herkes kendi cezasini kendisi cekmesi gerekirdi? Hem nasil olurda sadece Isanin cile cekmesi ,ölmesi geride kalan insanlara denk düser?

Aciklamalariniz ne yaziki yeni sorulari, problemleri doguruyor.





Burda bir celiskiyi sanirim gözden kaicirioyrusunuz. Biryandan günahlar icin kurban diyorsunuz, öbür yandan pismanliktan, tövbeden söz ediyorsunuz.
Madem pismanlikla tövbeyle oluyor o halde madde formuna ne gerek var.
Siz her nekadar kabul etmesenizde günah cikarma isleminde belli bir ücret alindigi malumdur.

Cehennem konusunda sanirim sorumu anlamadiniz. Adalet icin her günahkarin ceza cekmesi sartsa -ki siz öyle diyorsunuz- o zaman pek ala bunu cekebilirler. Bir insan sirf Isanin tarniligina ve günahlari icin kurban olduguna inanandi diye yedigi her türlü nane kalmadigi halde bu adam ne yani cennete mi girecek? Böyle bir sey olabilir mi? Bu adalet iddianiza tamamen zittir. Kendi iddianizi cürüttügünüzün farkindasiniz umarim.

NOT: siz benim ne düsündügünü neye inandigimi ne bilebilirsiniz. Su ana kadar bu konuda bir sey anlatmis degilim. Sizin bu tavriniz ne yaziiki üstüne vurgu yaptiginiz adalete hic sigmiyor.

Madem ısrarla tekrar ediyorsunuz. Bende tekrar edeyim. İsa Mesih'in bizlerin yerine günahları üstlenmesi adildir çünkü o bizlerin kaynağı olan Tanrı'dır. Başka biri bunu yapamazdı. Başkası bunu yapsa da adil olmazdı. Tanrı formundayken acı çekemeyeceğine göre, insan formuna girip bunu yaptı. Onun yüceliği bu sonsuz sevgisi ve alçak gönüllüğüdür.

Pişmanlıkla tövbeyle oluyor demedim. Pişmanlık ve acı duyuyoruz tövbe ediyoruz dedim. Gerçek bir imanlı günahtan kaçar ve günah işlediği zaman Tanrı'ya ihanet ettiği için pişmanlık ve acı duymalıdır. Gönül rahatlığıyla günah işleyen birinin imanı yalandır.Tövbe etmemiz, Tanrı'nın tövbeden dolayı günahları sildiği anlamına gelmez.

Benim kilisemde ve mezhebimde günah çıkarma diye bir eylem yoktur. Katolikler de vardır. Eğer parayla günahları affettik diyorlarsa yalan söylüyorlar. Günahları itiraf et, kiliseye de bağış yap diyorlarsa bilemeyeceğim. Kendilerine sormak lazım aslını. Kutsal Kitap'ta günah çıkarma diye bir eylem yoktur. Hristiyanlığın kaynağı onun bunun ne yaptığı değil, Kutsal Kitap'tır. İslam aleminde ne saçmalıklar vardır ama Kur'an da yoktur.

Cehennem konusunu esas siz anlamadınız. Herhangi bir günahın cezası sonsuza dek ölümdür. Yani sonsuza dek cehennemde kalmaktır. Cehennemde bir süre kalıp Cennet'e geçemezsiniz. Cennete girmenin tek yolu ise tertemiz olmaktır. O da insan için mümkün değildir. O halde bunu Rabbin kurbanı sayesinde sağlarsınız. Ona iman etmeyen ne yaparsa yapsın cehennemde sonsuza dek kalacaktır.

Size Romalılardan paylaştığım ayetleri kasıtlı olarak alıntılamamışsınız. Her naneyi yeyip aklanacak mı gibi saçma bir soruyu hala sorabiliyorsunuz o ayetleri okuduktan sonra. Her naneyi özgürce yiyen birisi zaten hiç kurtulmamıştır. İman da etmemiştir. Gerçek bir imanlı gönül rahatlığıyla günah işleyemez. Günahtan kaçma sebebi cehennem korkusu değil Rab sevgisidir.

Siz defalarca açıkladığım şeyleri sanki hiç söylememişim gibi baştan baştan sorup kafanızda benim çeliştiğim, çürüdüğüm gibi bir hayal dünyası yaratıyorsunuz. Üstelik bir sorunuza tam cevap aldığınızda da sanki o soru hiç var olmamış gibi davranıyorsunuz. İlk sorunuzdan itibaren klasik İslami önyargılar ve tipik Müslüman Türk yanılgılarını tekrar ediyorsunuz. Sizin Müslüman olduğunuz gün gibi ortada. Hiç birimiz çoluk çocuk değiliz burada. "Ben inancımı söylemedim ama..." gibi bir söylem komik duruyor.

Aklınız sıra küçük oyunlarla beni haksız çıkarıyorsunuz. Bakın size şunu söylemek istiyorum. Bu siteyi kandırırsınız, kendinizi kandırırsınız, belki beni de kandırırsınız. Ancak Rabbi kandıramazsınız. Neye inananacağınızı ve nasıl inanacağınızı Rab'bin sizin içinizdekileri bildiğini unutmadan değerlendirin. Bu konuda kendinize karşı açık olun.

Esenlikler
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Önce ilk iddianıza cevap vereyim. Tanrı neden böyle bir şey yapsın. "Günahlarınızı sildim" dese olmaz mıydı? Olmazdı. Çünkü Tanrı adildir. Tanrı her zaman adil olduğunu söylemiştir. Bir suçu cezasız bırakmak adalet değildir. Çok pişman da olsa bir katil hapse girer. Çok pişman diye haline acıyıp serbest bırakılırsa maktule ve ailesine haksızlık yapılmış olur. Aynı şekilde sırf pişman oldu diye insanın günahları silinirse bu adalet olmaz. Aynı zamanda Tanrı merhametlidir. Adil sıfatını bozmadan merhamet göstermesi nasıl mümkün olabilir? Günahın ücreti ölümdür. İnsanoğlu hiç bir çabasıyla Tanrı'nın standartlarına ulaşamaz hep günahkar kalır. Dolayısıyla Tanrı'nın kuzusu kurban edilmeden kimse Cennet'e gidemez. Her günahın cezası çekilmelidir. Adalet bunu gerektirir. Birisi bir başkasının yerine ceza çekerse bu da adil olmaz. Ancak ve ancak tüm varlığın kaynağı olan yüce Tanrı bunu üstlenirse artık cezayı biz çekmiş oluruz. Bu yüzden, adil olmak için Tanrı bunu yapmıştır. Başka türlü yapamaz mıydı? Muhtemelen yapabilirdi. O zaman da "niye öyle yapmış da böyle yapmamış" diyecektiniz. İnanmayanların bahanesi bitmez çünkü.

Tanrı'nın mükemmel planı işlemektedir. Bunların gerçekleşeceği Adem'den beri çeşitli yollarla insanlara bildirildiği halde insanlar hep bu gerçekten kaçmışlardır.

İsa Mesih'in Tanrı olduğunu Pavlus değil bizzat İsa Mesih söylemiştir ve idam sebebi de budur. Pavlus'a gelene kadar Matta, Markos, Luka, Yuhanna, Yakup (İncil yazarı elçiler) yazılarında açıkça bunu dile getirmişlerdir. İsa Mesih'in kendi sözleri de bu noktada açıktır. Daha ciddi bir delil ise İsa Mesih'e inanmayan Yahudiler'in bile inkar edemediği İsa Mesih'ten yüzyıllar önce yazılmış, gelecek Mesih'in Tanrı olduğunu belirten Yeşaya peygamberin peygamberlikleridir.
.......

Yetmiyorsa Kutsal Kitap'tan daha onlarca kanıt getirebilirim. İsa Mesih kendi ağzıyla veya elçilerin ağzından Tanrı olduğu defalarca tekrar edilmiştir. İsa Mesih'e tapınan insanlara İsa Mesih karşı koymamıştır. Kendisine Rab ve Tanrı diye seslenildiğinde bunun doğru olduğunu söylemiştir. Ayrıca İsa Mesih gelmeden yüzyıllar önce onunla ilgili kehanetler hep bu yöndedir. Eski ve Yeni Ahit tam bir uyum içinde gerçeği söylemektedir. Araştırmayan İslam alimleri hala 1300 lerden kalma savunmalarla topu Pavlus'a atıyorlar. Oysa Pavlus'tan çok İsa Mesih'in yanından ayrılmayan havarileri onun Tanrılığına şahitlik ettiler.

Bu sizin yorumunuz. Tercümeye bakarak bunu söyledigini iddia edebilirsiniz. Kaldiki tercümeye bakarak hüküm cikarma gayreti dogru bir tutum degildir. Cünkü tercümelerin her nekadar istensede tam manasiyle bir baska dile aktarilmalari mümkün degildir. Dogru hüküm icin orjinal metne bakmak sarttir, tabi buda baska bir sorun.
Tekrar tercümeye dönecek olursak "Ben ve tanri biriz " gibi ifadeler baska türlüde anlasilabilir. Nitekim bunu baska türlü anlamis bundan dolayi Isanin tanri omadigina inanan isevi cemaatler vardir. Dilin bir geregi olarak kitapda gecen bazi mecazi veya cok manali kelimeler, soyut anlatimlar somuta ve tek manaya indirgendiginde sizin vardiginiz sonuclar ortaya cikabilir. Yine tekrar ediyorum söylenilen Isanin "ben tanriyim" diye bir ifade kullanmadigir. Kaldiki sizin kutsal kitap kabul ettiginiz kitab, Hz. Isa tarafindan kaleme alinmamistir. Orda gecen ifadelerin kim tarafindan kaleme alindigi dahi süphelidir veya belli degildir. Isadan en erken 70-80 sene sonra kaleme alinmistir.

Pavlusa gelince Pavlus Isanin tanri oldugu inancini, yayan adamdir. Bunu gittigi her yerde yaymaya calismis, karsi görüsü savunanlari tasviye etmis birisidir. Lütfen biraz Pavlus üstüne arastirma yapin. Bugünkü hristiyanlik Pavlusun ögretilerine yorumlarina dayanir. Halbuki bu adam Hz. Isaya ve ögrencilerine düsmanlik yapmis birisidir. >> http://tr.wikipedia.org/wiki/Pavlus http://www.fikribeyan.net/1978_Din-de-Merkez-Kim--Pavlus-mu-Isa-mi---
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Madem ısrarla tekrar ediyorsunuz. Bende tekrar edeyim. İsa Mesih'in bizlerin yerine günahları üstlenmesi adildir çünkü o bizlerin kaynağı olan Tanrı'dır. Başka biri bunu yapamazdı. Başkası bunu yapsa da adil olmazdı. Tanrı formundayken acı çekemeyeceğine göre, insan formuna girip bunu yaptı. Onun yüceliği bu sonsuz sevgisi ve alçak gönüllüğüdür.

Pişmanlıkla tövbeyle oluyor demedim. Pişmanlık ve acı duyuyoruz tövbe ediyoruz dedim. Gerçek bir imanlı günahtan kaçar ve günah işlediği zaman Tanrı'ya ihanet ettiği için pişmanlık ve acı duymalıdır. Gönül rahatlığıyla günah işleyen birinin imanı yalandır.Tövbe etmemiz, Tanrı'nın tövbeden dolayı günahları sildiği anlamına gelmez.

Benim kilisemde ve mezhebimde günah çıkarma diye bir eylem yoktur. Katolikler de vardır. Eğer parayla günahları affettik diyorlarsa yalan söylüyorlar. Günahları itiraf et, kiliseye de bağış yap diyorlarsa bilemeyeceğim. Kendilerine sormak lazım aslını. Kutsal Kitap'ta günah çıkarma diye bir eylem yoktur. Hristiyanlığın kaynağı onun bunun ne yaptığı değil, Kutsal Kitap'tır. İslam aleminde ne saçmalıklar vardır ama Kur'an da yoktur.

Cehennem konusunu esas siz anlamadınız. Herhangi bir günahın cezası sonsuza dek ölümdür. Yani sonsuza dek cehennemde kalmaktır. Cehennemde bir süre kalıp Cennet'e geçemezsiniz. Cennete girmenin tek yolu ise tertemiz olmaktır. O da insan için mümkün değildir. O halde bunu Rabbin kurbanı sayesinde sağlarsınız. Ona iman etmeyen ne yaparsa yapsın cehennemde sonsuza dek kalacaktır.

Size Romalılardan paylaştığım ayetleri kasıtlı olarak alıntılamamışsınız. Her naneyi yeyip aklanacak mı gibi saçma bir soruyu hala sorabiliyorsunuz o ayetleri okuduktan sonra. Her naneyi özgürce yiyen birisi zaten hiç kurtulmamıştır. İman da etmemiştir. Gerçek bir imanlı gönül rahatlığıyla günah işleyemez. Günahtan kaçma sebebi cehennem korkusu değil Rab sevgisidir.

Siz defalarca açıkladığım şeyleri sanki hiç söylememişim gibi baştan baştan sorup kafanızda benim çeliştiğim, çürüdüğüm gibi bir hayal dünyası yaratıyorsunuz. Üstelik bir sorunuza tam cevap aldığınızda da sanki o soru hiç var olmamış gibi davranıyorsunuz. İlk sorunuzdan itibaren klasik İslami önyargılar ve tipik Müslüman Türk yanılgılarını tekrar ediyorsunuz. Sizin Müslüman olduğunuz gün gibi ortada. Hiç birimiz çoluk çocuk değiliz burada. "Ben inancımı söylemedim ama..." gibi bir söylem komik duruyor.

Aklınız sıra küçük oyunlarla beni haksız çıkarıyorsunuz. Bakın size şunu söylemek istiyorum. Bu siteyi kandırırsınız, kendinizi kandırırsınız, belki beni de kandırırsınız. Ancak Rabbi kandıramazsınız. Neye inananacağınızı ve nasıl inanacağınızı Rab'bin sizin içinizdekileri bildiğini unutmadan değerlendirin. Bu konuda kendinize karşı açık olun.

Esenlikler
cok kisa tutarak ;
galiba ortak bir noktada bulusamayacagiz. Cünkü kendi koydugunuz kurala dahi karsi görüs beyan ediyorsunuz .
Siz kendiniz dediniz kimse bir baskasinin günahini cekemez diye . Aslinda cok mantikli bir sey söylediniz. Yine herkes kendi günahini cekmeli dediniz.
Ancak bütün insanlarin günahini Isaya yüklemekte bir sorun görmüyorsunuz. Yine böyle olunca esas günahkarlar günahlarini cekmemis oluyor.


Günah cikarma yani cikarmama konusunda sizi tebrik ederim. Bu konuda anlastik .

Bilmiyorum belki ben fazla mantikli mi düsünüyorum nedir.
Cennete girmenin yolu tertemiz olmaktir , buda kulaga hos gelen birsey. Bu islamdaki " Rabbin rahmeti olmaza kimse cennete giremez" sözüne tekamül ediyor sanki.
Evet ben müslüman bunu söylemekten gocunacak degilim, ancak sizin üstüne basadurdugunuz " ADALET " anlayisi önyargilarinizi yaziaya dökmenize endel olmadi ne yazikki. Müslümanlik sevap biriktirmek degildir. Orasini yanlis biliyorsunuz. Bu baglamda haksiz ithamda bulunmus oldunuz.

Konuya dönecek olursak esasen ben soruma cevap almis degilim. Sizin anlatiginiz islamin ögretisine benziyor bu noktada. "her naneyi yiyen zaten kurtulmamistir. Imanda etmemistir" . gibi. Ama bu ilk bastaki görüse karsi bir söylem. Niye kurtulmasinki, Isa onun icin kendini kurban etti, günahlari aff olundu. Burasi gercekten üstüne basarak söylüyorum . Olacak degil, birisinin günahinin yükünü baskasina yüklüyorsunuz. Kabul edilecek sey degil bu. Neyse devam edeyim ben; bir imanli gönül rahatligiyla isleyemez demistiniz , güzel bir söylem. Ama sizin ögretinize göre niye islemesin, Isa onun icin kendini kurban etti. Zaten pratiktede günlük hayattada insanlar bunu sizin gibi algilamiyor.

Neden bilmiyorum ama, defalarca acikladigim seyler dediginiz halde defalarca sormama ragmen can alici seylere dair bir sey ifade emediniz. Üstelik buna karsin kendi önyargilarinizi dillendirerek aklinizca islami elestirdiniz. Olabilir bunuda yaparsiniz kaldiki, ben bazi hristiyanlarin hic hristiyanligi anlatmayip sirf islami kötüleyerek insanlarin imanini calmaya calismalarinada sahit oldum Onlara göre siz en azindan kendi inanciniz hakkinda bir seyler sölüyorsunuz.
Son olarak isterseniz cevap verirsiniz, kendi teorinizde iki noktada celiskide oldugunuz görüyorum. Ilk bölümde alti cizili sekilde ifade ettigim gibi. Bunun disinda daha baska bu teorinin elestirilecek yani var, ancak bu iki noktaya odaklamak bile yeterli olabilir.

NOT: dikkat ettiyseniz , esasen sadece sizin söylemlerinize dair sorular sordum. Daha kendi inancimin görüsünden bahsetmis falan degilim.
---------------------------------
Sunu unuttum, belkide en önemlisini.
Kulun Allaha karsi isledigi bir günah icin pisman olmasi ve tövbe emesi ve bunun kabul edilmesi. Diger kullara bir adaletsizlik degildir.
Ayni imkan onlara taninmistir. Bu adaletsizlik falan degildir. Kullar arasinda hak gecme söz konusu ise (hirsizlik gibi ) bunlar kullar arasinda hal edilir.Bunun icindirki bunlarin cezasi dünyadadir.
Buda baska bir karsi argumandir, yani kullarin affi icin maddeye gecis diye bir sey gerekli degildir.
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
Bu sizin yorumunuz. Tercümeye bakarak bunu söyledigini iddia edebilirsiniz. Kaldiki tercümeye bakarak hüküm cikarma gayreti dogru bir tutum degildir. Cünkü tercümelerin her nekadar istensede tam manasiyle bir baska dile aktarilmalari mümkün degildir. Dogru hüküm icin orjinal metne bakmak sarttir, tabi buda baska bir sorun.
Tekrar tercümeye dönecek olursak "Ben ve tanri biriz " gibi ifadeler baska türlüde anlasilabilir. Nitekim bunu baska türlü anlamis bundan dolayi Isanin tanri omadigina inanan isevi cemaatler vardir. Dilin bir geregi olarak kitapda gecen bazi mecazi veya cok manali kelimeler, soyut anlatimlar somuta ve tek manaya indirgendiginde sizin vardiginiz sonuclar ortaya cikabilir. Yine tekrar ediyorum söylenilen Isanin "ben tanriyim" diye bir ifade kullanmadigir. Kaldiki sizin kutsal kitap kabul ettiginiz kitab, Hz. Isa tarafindan kaleme alinmamistir. Orda gecen ifadelerin kim tarafindan kaleme alindigi dahi süphelidir veya belli degildir. Isadan en erken 70-80 sene sonra kaleme alinmistir.

Pavlusa gelince Pavlus Isanin tanri oldugu inancini, yayan adamdir. Bunu gittigi her yerde yaymaya calismis, karsi görüsü savunanlari tasviye etmis birisidir. Lütfen biraz Pavlus üstüne arastirma yapin. Bugünkü hristiyanlik Pavlusun ögretilerine yorumlarina dayanir. Halbuki bu adam Hz. Isaya ve ögrencilerine düsmanlik yapmis birisidir. >> http://tr.wikipedia.org/wiki/Pavlus http://www.fikribeyan.net/1978_Din-de-Merkez-Kim--Pavlus-mu-Isa-mi---

İncil'in yazarları bellidir. Tabii ki İsa Mesih yazmamıştır. Peygamberler ve havariler yazmıştır. İncil yazarlarının hepsi İsa Mesih'in çevresinde bulunmuş öğrencileridir. Yalnız Pavlus sonradan iman ettirilmiştir (Rab tarafından) ancak o da İsa Mesih hayattayken kendisini tanımıştır. Matta, Petrus'un öğrencisi Markos, Luka, Yuhanna, Pavlus ve (Meryem anamızla Yusuf'un oğlu) Yakup yazmıştır. Çok kulaktan dolma ifadeler kullanıyorsunuz. Araştırın diye verdiğiniz linkler biri önüne gelenin bir şeyler eklediği vikipedi öteki İslami bir site... Ciddiye bile alamayacağım kusura bakmayın. Benim okuduğum kitap kadar yazı yoktur o sitelerde.

Dilin manasından dem vurmuşsunuz. Çeviri hatası diyorsunuz, sonra "zaten yalan o İncil" diyorsunuz. Karar verin çeviri mi kötü, İncil mi sahte? :D Komikleşiyorsunuz. İncil'de İsa Mesih açıkça Tanrı olduğunu söyler ve bu fikir Pavlus'a ait değildir. Tüm havarilerin ortak inancıdır. Pavlus'u benden iyi bildiğinizi iddia ediyorsunuz. Daha sonra Pavlus adını alan Saul'un hikayesi aşağıdadır. İsa Mesih'e inananlara zulmederken aşağıda yazanlardan sonra en sıkı imanlılardan biri olmuştur. İsa Mesih'in öğrencileriyle sürekli iletişim halinde ve birlikte çalışmıştır. İsa Mesih'in Tanrı olduğu Pavlus iman ettiğinde çoktan diğer havariler tarafından yazılmıştır.

Elçilerin İşleri 9:
"9Saul ise Rab’bin öğrencilerine karşı hâlâ tehdit ve ölüm soluyordu. Başkâhine gitti, Şam’daki havralara verilmek üzere mektuplar yazmasını istedi. Orada İsa’nın yolunda yürüyen kadın erkek, kimi bulsa tutuklayıp Yeruşalim’e getirmek niyetindeydi.
[SUP]3[/SUP]Yol alıp Şam’a yaklaştığı sırada, birdenbire gökten gelen bir ışık çevresini aydınlattı.
[SUP]4[/SUP]Yere yıkılan Saul, bir sesin kendisine, “Saul, Saul, neden bana zulmediyorsun?” dediğini işitti.
[SUP]5[/SUP]Saul, “Ey Efendim, sen kimsin?” dedi.“Ben senin zulmettiğin İsa’yım” diye yanıt geldi.

[SUP]6[/SUP]“Haydi kalk ve kente gir, ne yapman gerektiği sana bildirilecek.”
[SUP]7[/SUP]Saul’la birlikte yolculuk eden adamların dilleri tutuldu, oldukları yerde kalakaldılar. Sesi duydularsa da, kimseyi göremediler.
[SUP]8[/SUP]Saul yerden kalktı, ama gözlerini açtığında hiçbir şey göremiyordu. Sonra kendisini elinden tutup Şam’a götürdüler.
[SUP]9[/SUP]Üç gün boyunca gözleri görmeyen Saul hiçbir şey yiyip içmedi.
[SUP]10[/SUP]Şam’da Hananya adında bir İsa öğrencisi vardı. Bir görümde Rab ona, “Hananya!” diye seslendi.“Buradayım, ya Rab” dedi Hananya.

[SUP]11[/SUP]Rab ona, “Kalk” dedi, “Doğru Sokak denilen sokağa git ve Yahuda’nın evinde Saul adında Tarsuslu birini sor. Şu anda orada dua ediyor.
[SUP]12[/SUP]Görümünde yanına Hananya adlı birinin geldiğini ve gözlerini açmak için ellerini kendisinin üzerine koyduğunu görmüştür.”
[SUP]13[/SUP]Hananya şöyle karşılık verdi: “Ya Rab, birçoklarının bu adam hakkında neler anlattıklarını duydum. Yeruşalim’de senin kutsallarına nice kötülük yapmış!
[SUP]14[/SUP]Burada da senin adını anan herkesi tutuklamak için başkâhinlerden yetki almıştır.”
[SUP]15[/SUP]Rab ona, “Git!” dedi. “Bu adam, benim adımı öteki uluslara, krallara ve İsrailoğulları’na duyurmak üzere seçilmiş bir aracımdır.
[SUP]16[/SUP]Benim adım uğruna ne kadar sıkıntı çekmesi gerekeceğini ona göstereceğim.”
[SUP]17[/SUP]Bunun üzerine Hananya gitti, eve girdi ve ellerini Saul’un üzerine koydu. “Saul kardeş” dedi, “Sen buraya gelirken yolda sana görünen Rab, yani İsa, gözlerin açılsın ve Kutsal Ruh’la dolasın diye beni yolladı.”
[SUP]18[/SUP]O anda Saul’un gözlerinden balık pulunu andıran şeyler düştü. Saul yeniden görmeye başladı. Kalkıp vaftiz oldu.
Saul, Şam’da ve Yeruşalim’de[SUP]19[/SUP]Sonra yemek yiyip kuvvet buldu.Saul birkaç gün Şam’daki öğrencilerin yanında kaldı.

[SUP]20[/SUP]Havralarda İsa’nın Tanrı’nın Oğlu olduğunu hemen duyurmaya başladı.
[SUP]21[/SUP]Onu duyanların hepsi şaşkına döndü. “Yeruşalim’de bu adı ananları kırıp geçiren adam bu değil mi? Buraya da, öylelerini tutuklayıp başkâhinlere götürmek amacıyla gelmedi mi?” diyorlardı.
[SUP]22[/SUP]Saul ise günden güne güçleniyordu. İsa’nın Mesih olduğuna dair kanıtlar göstererek Şam’da yaşayan Yahudiler’i şaşkına çeviriyordu.
[SUP]23[/SUP]Aradan günler geçti. Yahudiler Saul’u öldürmek için bir düzen kurdular.
[SUP]24[/SUP]Ne var ki, kurdukları düzenle ilgili haber Saul’a ulaştı. Yahudiler onu öldürmek için gece gündüz kentin kapılarını gözlüyorlardı.
[SUP]25[/SUP]Ama Saul’un öğrencileri geceleyin kendisini aldılar, kentin surlarından sarkıttıkları bir küfe içinde aşağı indirdiler.
[SUP]26[/SUP]Saul Yeruşalim’e varınca oradaki öğrencilere katılmaya çalıştı. Ama hepsi ondan korkuyor, İsa’nın öğrencisi olduğuna inanamıyorlardı.
[SUP]27[/SUP]O zaman Barnaba onu alıp elçilere götürdü. Onlara, Saul’un Şam yolunda Rab’bi nasıl gördüğünü, Rab’bin de onunla konuştuğunu, Şam’da ise onun İsa adını nasıl korkusuzca duyurduğunu anlattı.
[SUP]28[/SUP]Böylelikle Saul, Yeruşalim’de girip çıktıkları her yerde öğrencilerle birlikte bulunarak Rab’bin adını korkusuzca duyurmaya başladı.
[SUP]29[/SUP]Dili Grekçe olan Yahudiler’le konuşup tartışıyordu. Ama onlar onu öldürmeyi tasarlıyorlardı.
[SUP]30[/SUP]Kardeşler bunu öğrenince onu Sezariye’ye götürüp oradan Tarsus’a yolladılar.
[SUP]31[/SUP]Bütün Yahudiye, Celile ve Samiriye’deki inanlılar topluluğu esenliğe kavuştu. Gelişen ve Rab korkusu içinde yaşayan topluluk Kutsal Ruh’un yardımıyla sayıca büyüyordu."
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
cok kisa tutarak ;
galiba ortak bir noktada bulusamayacagiz. Cünkü kendi koydugunuz kurala dahi karsi görüs beyan ediyorsunuz .
Siz kendiniz dediniz kimse bir baskasinin günahini cekemez diye . Aslinda cok mantikli bir sey söylediniz. Yine herkes kendi günahini cekmeli dediniz.
Ancak bütün insanlarin günahini Isaya yüklemekte bir sorun görmüyorsunuz. Yine böyle olunca esas günahkarlar günahlarini cekmemis oluyor.


Günah cikarma yani cikarmama konusunda sizi tebrik ederim. Bu konuda anlastik .

Bilmiyorum belki ben fazla mantikli mi düsünüyorum nedir.
Cennete girmenin yolu tertemiz olmaktir , buda kulaga hos gelen birsey. Bu islamdaki " Rabbin rahmeti olmaza kimse cennete giremez" sözüne tekamül ediyor sanki.
Evet ben müslüman bunu söylemekten gocunacak degilim, ancak sizin üstüne basadurdugunuz " ADALET " anlayisi önyargilarinizi yaziaya dökmenize endel olmadi ne yazikki. Müslümanlik sevap biriktirmek degildir. Orasini yanlis biliyorsunuz. Bu baglamda haksiz ithamda bulunmus oldunuz.

Konuya dönecek olursak esasen ben soruma cevap almis degilim. Sizin anlatiginiz islamin ögretisine benziyor bu noktada. "her naneyi yiyen zaten kurtulmamistir. Imanda etmemistir" . gibi. Ama bu ilk bastaki görüse karsi bir söylem. Niye kurtulmasinki, Isa onun icin kendini kurban etti, günahlari aff olundu. Burasi gercekten üstüne basarak söylüyorum . Olacak degil, birisinin günahinin yükünü baskasina yüklüyorsunuz. Kabul edilecek sey degil bu. Neyse devam edeyim ben; bir imanli gönül rahatligiyla isleyemez demistiniz , güzel bir söylem. Ama sizin ögretinize göre niye islemesin, Isa onun icin kendini kurban etti. Zaten pratiktede günlük hayattada insanlar bunu sizin gibi algilamiyor.

Neden bilmiyorum ama, defalarca acikladigim seyler dediginiz halde defalarca sormama ragmen can alici seylere dair bir sey ifade emediniz. Üstelik buna karsin kendi önyargilarinizi dillendirerek aklinizca islami elestirdiniz. Olabilir bunuda yaparsiniz kaldiki, ben bazi hristiyanlarin hic hristiyanligi anlatmayip sirf islami kötüleyerek insanlarin imanini calmaya calismalarinada sahit oldum Onlara göre siz en azindan kendi inanciniz hakkinda bir seyler sölüyorsunuz.
Son olarak isterseniz cevap verirsiniz, kendi teorinizde iki noktada celiskide oldugunuz görüyorum. Ilk bölümde alti cizili sekilde ifade ettigim gibi. Bunun disinda daha baska bu teorinin elestirilecek yani var, ancak bu iki noktaya odaklamak bile yeterli olabilir.

NOT: dikkat ettiyseniz , esasen sadece sizin söylemlerinize dair sorular sordum. Daha kendi inancimin görüsünden bahsetmis falan degilim.

İsa Mesih çekince günahları ben çekmemiş olmuyorum. O her şeyi yaratan Tanrı ise onun acısı her şeyin acısıdır. Israrla bu cümlemi görmezden geliyorsunuz. Her şeyi kendinden var eden Tanrı ancak bunu yapabilir diyorum. İmanlı bir insan neden günah işlemez. Çünkü imanlıdır. İmanlı olmak demek, İsa Mesih'in çarmıhta bizim için kurban olduğunu bilmek demektir. Böyle yüce ve kutsal Tanrı'yı sevdiğini söyleyip sonra tekrar isteyerek ona ihanet etmek nasıl açıklanabilir. Bir insan isteyerek günah işliyorsa, Tanrı'yı sevmiyordur. Tanrı'yı sevmiyorsa onun yüce kurbanına imanı da yoktur. İman edip Rabbe kavuşmayı bekleyen birisi nasıl günah işlemeye isteyerek,pişman olmadan devam eder. Esas ben sizi anlamıyorum. Nasıl böyle bir insanın pervasızca günah işleyebileceğini iddia ediyorsunuz. Siz günahı yaramaz bir çocuğun bakkaldan şeker çalması zannediyor olabilirsiniz ancak günah Tanrı'ya ihanet etmektir. Onun kutsal düzenini bozmak demektir. En önemlisi İsa Mesih'in çarmıhına bir çivi çakmak demektir. Nasıl bir imanlı bunu bile bile günah işler. İmanlılar Kutsal Ruh'u taşırlar. Cennete gitmek önemli değildir bir imanlı için. Önemli olan Rabbe kavuşmaktır. Rabbin sevdiği işleri yapmak ve ona itaat etmektir. Rabbi sevdiği için insan bunları yapmalıdır.

Ecevit affını hatırlar mısınız? Herkesi affettiler. O affedilenler dışarı çıkınca suç oranları patladı. Affedilenlerin kimi hırsızdı, kimi katil, kimi bilmemne bela. Malını çaldıkları, kardeşini öldürdükleri insanlara adaletsizlik olmadı mı şimdi? Az suç işleyen de çok suç işleyen de affedildi. Bu sefer az suç işleyene haksızlık olmadı mı? Adalet kavramının içinde af yoktur. Af insanidir.

Aslında anlamakta neden zorluk çektiğinizi anlıyorum. Kafanız ağzına kadar önyargılar ve antipati ile dolu. Hristiyanları insanları kandıran, mantıksız, çıkarcı insanlar olarak algılıyorsunuz. Sizin bunları anlamanızı beklemekle hata etsem de bunları yazmaya devam ederek okuyanlara bazı yanlış bilgilerin aksini gösterebilirsem ne mutlu bana...
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
İncil'in yazarları bellidir. Tabii ki İsa Mesih yazmamıştır. Peygamberler ve havariler yazmıştır. İncil yazarlarının hepsi İsa Mesih'in çevresinde bulunmuş öğrencileridir. Yalnız Pavlus sonradan iman ettirilmiştir (Rab tarafından) ancak o da İsa Mesih hayattayken kendisini tanımıştır. Matta, Petrus'un öğrencisi Markos, Luka, Yuhanna, Pavlus ve (Meryem anamızla Yusuf'un oğlu) Yakup yazmıştır. Çok kulaktan dolma ifadeler kullanıyorsunuz. Araştırın diye verdiğiniz linkler biri önüne gelenin bir şeyler eklediği vikipedi öteki İslami bir site... Ciddiye bile alamayacağım kusura bakmayın. Benim okuduğum kitap kadar yazı yoktur o sitelerde.

Dilin manasından dem vurmuşsunuz. Çeviri hatası diyorsunuz, sonra "zaten yalan o İncil" diyorsunuz. Karar verin çeviri mi kötü, İncil mi sahte? :D Komikleşiyorsunuz. İncil'de İsa Mesih açıkça Tanrı olduğunu söyler ve bu fikir Pavlus'a ait değildir. Tüm havarilerin ortak inancıdır. Pavlus'u benden iyi bildiğinizi iddia ediyorsunuz. Daha sonra Pavlus adını alan Saul'un hikayesi aşağıdadır. İsa Mesih'e inananlara zulmederken aşağıda yazanlardan sonra en sıkı imanlılardan biri olmuştur. İsa Mesih'in öğrencileriyle sürekli iletişim halinde ve birlikte çalışmıştır. İsa Mesih'in Tanrı olduğu Pavlus iman ettiğinde çoktan diğer havariler tarafından yazılmıştır.

"
Öncelikle uzun uzun kitaptan alinti yapmaniza gerek yok, konuya dair yeri alirsiniz olur biter !
"Incilin yazarlari bellidir" . Yeni bir iddia daha. Ancak birazda delil sunsaniz. Yazari belli dahi olsa 70-80 sene yazildigi halde ne kadar güvenilirdir. Yazilasiya kadar sözlü rivayet edilmistir. Incillerin yazarlarinin kim oldugu süphelidir.
Siz suraya bir bakin en iyisi >>> http://hristiyanlikgercegi.blogcu.com/incil-i-aslinda-kimler-yazdi/10771401

Son paragrafa dair, inancinizi dayandirdiginiz kitabin güvenilirligini sorgulamaktan kacinmanizi anlamis degilim. Bir bilgiden bahsediyorsnuz bunu delil olarak sunuyorsunuz, o halde bu delilin güvenilirligini sorgulamak gayet mantikli bir seydir. Bunu sizede tavsiye ederim . Dilin geregi mecazi anlattimlar ve soyut ifadeler kullanilmis olabilir elbette. " Ben ve tanri biriz" demeyi neden illa somut anliyorsunuz. Tanridan bahsederken, tanriyi neden aciz bir maddeye indirgiyorsunuz? Diger iddialariniza gelince , bunlar gercegi yansitmiyor. Teorinizi kanitlamak ugruna dogrulari görmezden geliyorsunuz.
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
Öncelikle uzun uzun kitaptan alinti yapmaniza gerek yok, konuya dair yeri alirsiniz olur biter !
"Incilin yazarlari bellidir" . Yeni bir iddia daha. Ancak birazda delil sunsaniz. Yazari belli dahi olsa 70-80 sene yazildigi halde ne kadar güvenilirdir. Yazilasiya kadar sözlü rivayet edilmistir. Incillerin yazarlarinin kim oldugu süphelidir.
Siz suraya bir bakin en iyisi >>> http://hristiyanlikgercegi.blogcu.com/incil-i-aslinda-kimler-yazdi/10771401

Son paragrafa dair, inancinizi dayandirdiginiz kitabin güvenilirligini sorgulamaktan kacinmanizi anlamis degilim. Bir bilgiden bahsediyorsnuz bunu delil olarak sunuyorsunuz, o halde bu delilin güvenilirligini sorgulamak gayet mantikli bir seydir. Bunu sizede tavsiye ederim . Dilin geregi mecazi anlattimlar ve soyut ifadeler kullanilmis olabilir elbette. " Ben ve tanri biriz" demeyi neden illa somut anliyorsunuz. Tanridan bahsederken, tanriyi neden aciz bir maddeye indirgiyorsunuz? Diger iddialariniza gelince , bunlar gercegi yansitmiyor. Teorinizi kanitlamak ugruna dogrulari görmezden geliyorsunuz.

Buraya kadar dolu geldiniz ama bu son mesajınız gerçekten bomboştu. Kusura bakmayın. Yine bir İslami siteden alıntı. Ben de size Hristiyan siteleri mi alıntı yapayım. İncil'in yazarları 2 bin yıldır belli. Sizinkilerin okuma yazması yoksa ben ne yapayım.

Bu adam Tanrı olduğunu iddia ediyor diyerek İsa'yı taşlamaya çalışan Yahudiler de nasıl bir mecaz olabilir acaba. Ya da gelecek olan Mesih Tanrıdır sözünde...

Önce o sözler mecazlı, siz anlamıyorsunuz deyip sonra da o kitap sahte demek teki tezatı göremiyorsanız sizi fazla ciddiye almışım demektir. Kitap sahteyse sözler mecazlı olsa ne olur olmasa ne olur... Sizin için üzülüyorum. İşiniz zor.
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
İsa Mesih çekince günahları ben çekmemiş olmuyorum. O her şeyi yaratan Tanrı ise onun acısı her şeyin acısıdır. Israrla bu cümlemi görmezden geliyorsunuz.
görmezden geliyorum diyorsunuz.Oysa bunun kabul edilecek, tutarli bir yani yok.Mantikli bir sey söylemiyorsunuz. Sizbir önceki söylediginizle celistiginizi dahi göremiyorsunuz. Buhaldene kadar konussak bos.


BuHer şeyi kendinden var eden Tanrı ancak bunu yapabilir diyorum. İmanlı bir insan neden günah işlemez. Çünkü imanlıdır. İmanlı olmak demek, İsa Mesih'in çarmıhta bizim için kurban olduğunu bilmek demektir. Böyle yüce ve kutsal Tanrı'yı sevdiğini söyleyip sonra tekrar isteyerek ona ihanet etmek nasıl açıklanabilir. Bir insan isteyerek günah işliyorsa, Tanrı'yı sevmiyordur. Tanrı'yı sevmiyorsa onun yüce kurbanına imanı da yoktur. İman edip Rabbe kavuşmayı bekleyen birisi nasıl günah işlemeye isteyerek,pişman olmadan devam eder.
Bastan beridir bir takim söylemler koyuyorsunuz. Ve söylemler üzerine baska söylemler insaa ediyorsunuz. Aynen burdada oldugu gibi. Imanli insan nasil günah islemez? Böyle birsey olabilirmi? Insan robutmudurki? Istemedende elbett günah isleyebilir. Insan hatayapar, dolayisiyla günahta isler. Yaptiginiz yeni aciklamalardahi celiskiyle dolu , kabul edilir degil. Ayrica imani Isanin carmihta sizin icin kurban oldugunu kabul etmeye indirgiyorsun.Halbuki imanin en önemli geregi yaraticinin varligini kabul etmek olmalidir.

Esas ben sizi anlamıyorum. Nasıl böyle bir insanın pervasızca günah işleyebileceğini iddia ediyorsunuz. Siz günahı yaramaz bir çocuğun bakkaldan şeker çalması zannediyor olabilirsiniz ancak günah Tanrı'ya ihanet etmektir. Onun kutsal düzenini bozmak demektir. En önemlisi İsa Mesih'in çarmıhına bir çivi çakmak demektir. Nasıl bir imanlı bunu bile bile günah işler. İmanlılar Kutsal Ruh'u taşırlar. Cennete gitmek önemli değildir bir imanlı için. Önemli olan Rabbe kavuşmaktır. Rabbin sevdiği işleri yapmak ve ona itaat etmektir. Rabbi sevdiği için insan bunları yapmalıdır.

iddiami ediyorum? Olanlari söylüyorum Ortalik pervasicagünah isleyenlerle dolu hatta bazilari bunu Isa benim günahlarin icin kendini nasil olsa fede ettigi mantigiyla yapiyor. Bu ögreti cok sakincali bir ögreti.

Ecevit affını hatırlar mısınız? Herkesi affettiler. O affedilenler dışarı çıkınca suç oranları patladı. Affedilenlerin kimi hırsızdı, kimi katil, kimi bilmemne bela. Malını çaldıkları, kardeşini öldürdükleri insanlara adaletsizlik olmadı mı şimdi? Az suç işleyen de çok suç işleyen de affedildi. Bu sefer az suç işleyene haksızlık olmadı mı? Adalet kavramının içinde af yoktur. Af insanidir.
bakiniz, son notda düsmüstüm. Allaha karsi islenen günahlari Allah affeder isterse, ancak insanlar arasinda islenen suclar insanlar arasinda degerlendirilir. Bukonuda islamin söylemine dikkat cekerim; "karsima kul hakkiyla gelmeyin " der Rabb. Ha gelirsene olur, derseniz onun hesabi öteki dünyaya kalir. Orada hak sahibi hakkini alir. Bukadar basit bir yol varken, siz tanriyi maddesel forma sokup olmayancak teoriler ortaya atiyorsunuz. Tekrar en basadönerek,ayni seyi söylüyorum, insanlarin günahlardan kurtulmasi icin, tanrinin maddehaline almasina gerek yok. Kaldiki madde bu yükü asla tasimaz. (bakiniz Hz. Musaya bana kendini göster dedigine maddenin nasil yok olduguna)

Aslında anlamakta neden zorluk çektiğinizi anlıyorum. Kafanız ağzına kadar önyargılar ve antipati ile dolu. Hristiyanları insanları kandıran, mantıksız, çıkarcı insanlar olarak algılıyorsunuz. Sizin bunları anlamanızı beklemekle hata etsem de bunları yazmaya devam ederek okuyanlara bazı yanlış bilgilerin aksini gösterebilirsem ne mutlu bana...

Bu iddialarinizi aynen size iade ediyorum. Ön yargilarla dolu oldugunuzu siz kendiniz gösterdiniz. Yine antipat iiddianizlada bir baska önyarginizi ortaya koymus oldunuz. Antipatik falan degilim, bizzat hristiyan alemin icinde yasayan, gören, gözlemleyen birisiyim Ve tutarsiz yanlarini sorgulayan birisiyim. Artik sizde biraz sorgulasaniz iyi olur derim. Cesitli hristiyan formlarinda bulunmus, nasil yalan dolanlarin anlatildigini, önyargilarin havada ucustugunada sahit olmus birisiyim. Bakiniz burda uzun uzun kitapdan alintilar yapip hristiyanligi anlatiyorsunuz. Oysa kendi dinini savunmak adina islama dair bir kelime bile söylemesine tahammül edilmeyen, makaslanan, banlanan, yasaklanan birisiyim. Üstelik bunu sevgi dininden söz eden dindaslariniz yapiyor. YIne siz hristiyanligi sevgi sevgi diye anlatmaniza , ragmen tanrinin rahmet/sevgisinden ötürü günahlarini aff etmesini kabul etmiyorsunuz. Acaba hangi din gercekte sevgi ve rahmet dini bunu kendinize bir sorun.

esenlikle, ve dogrulari görmeniz ümidiyle
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Buraya kadar dolu geldiniz ama bu son mesajınız gerçekten bomboştu. Kusura bakmayın. Yine bir İslami siteden alıntı. Ben de size Hristiyan siteleri mi alıntı yapayım. İncil'in yazarları 2 bin yıldır belli. Sizinkilerin okuma yazması yoksa ben ne yapayım.

o zaman elinizdeki kitabin önünü arkasini bir cevirin bakalim ,yazari sudur diye bir sey yaziyormu onu bi arayin. Ondan sonra tarihin özellikle konunun uzmanlarinin ne söyledigine iyice bir bakim. Size pekala islami olmayan bati kaynakli siteler, hatta isanin tanri oldugu inancinin sonradan hristiyanliga sokuldugu söyleyen hristiyan teologlarin oldugundan bahsetsem herhalde sasirmazsiniz. Bunlari bilmiyor olmazsiniz cünkü.

Buyrun size islami olmayan kaynak; Misalen Markus Incili >>> http://de.wikipedia.org/wiki/Evangelium_nach_Markus/wiki/Evangelium_nach_Markus
deniliyorki ; " markusevangelikasi bircok jahudi ve erken hristiyanlik yazilarinda oldugu gibi anonim aktarilmistir. Tarihsel Bibel uzmanlari(exegesse) yazarlarin kim olduklarini tespit etme konusunda simdilik bir asamaya kaydedememislerdir. En taninmis evangelika olan "Markusa göre olan evangelika" daha sonralari eklenmistir, ve eski hristiyan Gelenegine dahildir. Kilise tarihinde bu gelenege ait en eski aktarim/rivaye Eisbius von Caesareayada gecer ve Piskopos Papias von Hierapolistan sunu aktaririr: "Markus Petrusun tercümaniydi, ve hatirinda kalanlari dikkatlice yazmistir" .
Ancakyine Papias tarafindan bu gelenegin Johannes den Presbyter´e dayandigi daha dogrusu onun ögrencisine dayandigi söylenir. Papias göre Markus kuduslüdür ve Paulusun ögrencisidir, daha sonrada Petrusun ögrencisi olmustur. Ancak piskoposun bu söylemlerini tarihsel olarak kanitlamak mümkün degildir.
Bu adam Tanrı olduğunu iddia ediyor diyerek İsa'yı taşlamaya çalışan Yahudiler de nasıl bir mecaz olabilir acaba. Ya da gelecek olan Mesih Tanrıdır sözünde...

Önce o sözler mecazlı, siz anlamıyorsunuz deyip sonra da o kitap sahte demek teki tezatı göremiyorsanız sizi fazla ciddiye almışım demektir. Kitap sahteyse sözler mecazlı olsa ne olur olmasa ne olur... Sizin için üzülüyorum. İşiniz zor.

Siz neyazikki, hala kendi yorumlarinizi Isaya ve yahudilere söyletiyorsunuz.
Simdide "gelecek olan Mesih tanridir " diye bir yorumu agzina koydunuz. Orda öyle bir sey mi var," ben gitmezsen, o gelmez diyor," ha O kim onunda daha sonra konusuruz . Siz O´yi hemen tanri diye yorumladiniz. Kendi yorumlarinizi yazip duruyorsunuz.

Evet mecaza vurgu yaptim bu dogrudur. Kuranda dahi cok anlamli kelimeler kullanilmistir, bunlari somut manada yorumlayacak olursak, acik ayetlere yani Kontekse ters yorum yapmis oluruz.

Ayni anda hem yorum hatalarina ve hemde metnin güvenilirligini sorgulamami yadirganmis olabilirsiniz. Ancak bunlarin her ikisinin söz konusu olabilicegi asikardir. Illa sadece bir ihtimalin söz konusu olmasi gibi bir durum olamaz. Onun icin her iki ihtimal üstünde duruyoruz, ve yer yer bunlari görebiliyoruz.

NOT: esasen bende sizin icin üzülüyorum. Umarim dogru yolu bulursunuz. Allah yardimciniz olsun, siz yeterki biraz gayret gösterin.
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
@kilicarslan

Siz bu sitede yenisiniz. Beni tam anlamıyla tanımıyorsunuz. Hristiyan sitelerde konuşturulmadığınızdan ve sanırım İslam'a hakaret edildiğinden yakınmışsınız. Sizce ben neden buradayım. Site yönetimi neden bana müsade ediyor? Şikayetçi olduğunuz konularda bu sitede ilk yazan ve yanlış olduğunu söyleyen benim. Hristiyan forumlar, Hristiyanlara ve Hristiyanlığı merak edenlere özel açılıyor ve diğer inanç sahipleriyle tartışmaya girilmiyor. Ben bu tavırlarına karşıyım. Yanlış buluyorum. Zamanında Hristiyanlığın kutsal değerlerine çok fazla hakaret edildiği ve sürekli ölüm tehditleri alındığı için böyle bir yola gitmişler. Ama devir değişti. Yine densizler olacaktır. Engellersiniz olur biter.

Diğer konularda yazdıklarımı ne kadar eksik ve yanlış anladığınızın kanıtı olarak bir söyleminizi koyuyorum.
"Siz neyazikki, hala kendi yorumlarinizi Isaya ve yahudilere söyletiyorsunuz.
Simdide "gelecek olan Mesih tanridir " diye bir yorumu agzina koydunuz. Orda öyle bir sey mi var," ben gitmezsen, o gelmez diyor," ha O kim onunda daha sonra konusuruz . Siz O´yi hemen tanri diye yorumladiniz. Kendi yorumlarinizi yazip duruyorsunuz."

Sizin orada dediğiniz hangi ayet bilmiyorum ama ben Yeşaya 9:6 dan bahsediyorum.

"

[SUP]6[/SUP]Çünkü bize bir çocuk doğacak,
Bize bir oğul verilecek.
Yönetim onun omuzlarında olacak.
Onun adı Harika Öğütçü, Güçlü Tanrı,
Ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak."

Bunun neresi mecaz olabilir. Apaçık yazılmış diyorum.

Size bir başka kişisel tavsiyem kendinize kaynak olarak websiteleri ve wikipediayı almayın. Çok yanılırsınız ve çok hataya düşersiniz. Bu konuda değil her konuda böyledir. Web siteleri insanların kendi görüşlerini empoze etmek için kullandığı yerlerdir ve nadiren doğru bilgi içerirler. Wikipedia ise üye olan herkesin dilediği gibi güncelleyebildiği sıradan insanların yazdığı bir yerdir. Ben bir denemeye bizzat katıldım. Bir kaç bin kişi Türkiye dünyanın en güçlü ülkesidir diye önerince öyle yazıldı sitede. Wikipedia'dan yaptığınız hiç bir alıntı kaynak değildir. Ben akademik çevredeyim. Akademik çevrede kaynak kitaptır ama her kitap da değildir. Belgeli eserlerdir. Ya da bizzat belgedir.

Sizinle diğer konularda tartışmayacağım. Birimiz Japonca, öteki İspanyolca konuşuyor...
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
@Mesihçi

sizi tanimiyorum, onun icin sizin hakkinizda zanni bir tutum sergilemis degilim . Oysa bu tutumu sizden pekala görmüs bulunuyoruz.
Benim hristiyan sitelerden bahsetmemin nedeni, beni önyargilar ve antipatik oldugumu söylediginiz icindi. Yani sizin iddanizin aksin önyargi degil bizzat tecrüberler söz konusu. En iyisi kisisel olaylara hic girmeyin.
---
Anlasilan sadece anlatarak insanlarin dikkatini cekmek , gercekleri görmesini saglamak kolay degil. Belki konusmak yerine göstermek dinletmek daha isabetli olabilir. Ne kadar anlatilsada , söylenilene degil, söyleyenden ötürü refleksel duvarlar örme ihtiyaci hissediliyor. Ancak, dogruyu teyit etmek veya bulmak adina ön yargisiz ve samimi olmak en iyi tutum olsa gerek.

Allahin izniyle yakinda burada yeni bir konu acip, Inciller ve hristiyanlikla ilgili bati kaynakli videolarla bazi önemli noktalara dikkat cekmeye calisacagiz.
Nede olsa kimligimizden ötürü söylediklerimiz dogruda olsa kabul bulmuyor. O halde baskalari gercekleri anlatirsa, belki o zaman daha faydali olabilir..

selam ve dua ile...
 

dostluk

Kıdemli Üye
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
5,663
Tepkime puanı
304
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
Hz. İsa (as) Allah değildir, Allah'ın bir tecellisidir

Dün bir misyonerle geçen konuşmayı bildirmiştim. Bugün de başka birisinin görüşlerini bildiriyorum. Hz. İsa için tanrı, tanrının oğlu gibi tuhaf şeyler söylüyor.


Misyoner – Babasız insan olmaz. İsa babasız olduğuna göre, tanrı olmasa bile tanrının oğludur.
CEVAP
Babasız doğmak tanrının oğlu olmayı mı gerektirir?


Mis – Bu işte bir harikalık yok mu?
CEVAP
Elbette büyük bir harika bu. Ama bunun çocukla ilgisi ne?

M – Herkes öyle doğmadığına göre, büyük bir ilgisi var demektir.
CEVAP
Büyük ilgi, onu yaratandadır. Yaratılana tanrı veya tanrının oğlu demek yanlış olur.


M – Başka kimse babasız yaratılmadığına göre, onun tanrının oğlu olması niye anormal olsun ki?
CEVAP
Babasız kimse yok ama, hem anasız hem de babasız olanlar vardır. Hz. Âdem, Hz. Havva ve melekler ana babasız değil mi? O zaman Hz. İsa gibi hâşâ bunların da tanrı olmaları gerekmez mi?


M – Peki İsa’nın ölüleri diriltmesi onun tanrı olduğunu göstermez mi?
CEVAP
Bu bir mucizedir. Birçok peygamberde bu görülmüştür. Mesela Tevrat’ta yazıldığına göre, Benî İsrail Peygamberlerinden birkaç Peygamber de, ölüleri diriltmiştir. Hz. Musa, canlı olmayan bastonu diriltti. Bastonu yılan yapmak, ölüyü diriltmekten daha güçtür. Çünkü, bir değnek olan baston ile yılan, çok farklıdır. Hz. Musa’nın bastonu ejderhaya çevirdiğine inanıyorsun da, niye ona, hâşâ tanrı veya tanrının oğlu demiyorsun?


M – Peki, Hz.İsa’nın göğe çıkması onun tanrı olduğunu göstermez mi?
CEVAP
Yani Hz.İsa çeşitli hakaretlerle öldürüldükten sonra, göğe çıktı diyorsun öyle değil mi?
M – Evet öldürüldükten üç gün sonra.
CEVAP
Göğe çıkan değil, onu çıkaran kim? Hz. İdris, hayatta iken hiçbir hakarete maruz kalmadan göğe kaldırıldığına siz de inanıyorsunuz. O halde, hâşâ Hz. İdris’in tanrı olması daha uygun değil mi?

M – Bir soru daha: Her Peygamber günah işledi ama İsa günah işlemedi. Bu ilah vasfı değil mi?
CEVAP
Bizim inancımıza göre hiçbir peygamber günah işlemez. Hangi peygamber günah işledi?
M – Davud peygamber zina etmedi mi?
CEVAP
Bu iftirayı Yahudiler yapıyor. İsa’nın babası Davud diyorlar. Dört İncil’de de, Hz.İsa, Davud oğlu İsa diye, kendinden bahseder. Davud zina etmişse, hâşâ Hz. İsa onun nikahsız çocuğu olur. Bu ne çirkin iftira öyle?


M – İsa tanrı olmasa da Hıristiyanlık, Müslümanlık gibi barbarlık dini değil, şefkat ve sevgi dinidir.
CEVAP
Bu öteki sözlerinden de saçmadır. Çünkü İncillerde diyor ki:
(Bir şehre savaş için girince önce barış iste. Kabul ederlerse herkes senin hizmetçin olacak ve sana kulluk edecekler. Barışı kabul etmezlerse, o şehirdeki her erkeği kılıçtan geçir. Kadınları, çocukları, hayvanları ve şehirdeki her şeyi yağma et. Şehirde nefes alan kimseyi bırakma. ………bütün milletleri yok et.) [Ahdi atik, Tesniye kitabı bab 20/10-18 Türkçesi s.169]

(Ruhsal yasaya göre her şey kanla temizlenir, kan dökülmeden bağışlama olmaz.) [İbranilere 9/22 Türkçesi s.499]


M – Ben hatırlamıyorum. İnceleyip bildireyim.
Günler geçti misyonerden cevap yok. Acaba Hıristiyanlar, bu maddelere göre mi Haçlı seferleri düzenleyip, Müslümanların günahlarını kanla temizlemeye çalıştılar? Bu kadar sevgi ve şefkat çok değil mi?

4 Eylül 2003
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0



M – İsa tanrı olmasa da Hıristiyanlık, Müslümanlık gibi barbarlık dini değil, şefkat ve sevgi dinidir.
CEVAP
Bu öteki sözlerinden de saçmadır. Çünkü İncillerde diyor ki:
(Bir şehre savaş için girince önce barış iste. Kabul ederlerse herkes senin hizmetçin olacak ve sana kulluk edecekler. Barışı kabul etmezlerse, o şehirdeki her erkeği kılıçtan geçir. Kadınları, çocukları, hayvanları ve şehirdeki her şeyi yağma et. Şehirde nefes alan kimseyi bırakma. ………bütün milletleri yok et.) [Ahdi atik, Tesniye kitabı bab 20/10-18 Türkçesi s.169]

(Ruhsal yasaya göre her şey kanla temizlenir, kan dökülmeden bağışlama olmaz.) [İbranilere 9/22 Türkçesi s.499]


M – Ben hatırlamıyorum. İnceleyip bildireyim.
Günler geçti misyonerden cevap yok. Acaba Hıristiyanlar, bu maddelere göre mi Haçlı seferleri düzenleyip, Müslümanların günahlarını kanla temizlemeye çalıştılar? Bu kadar sevgi ve şefkat çok değil mi?

4 Eylül 2003


İlk ayet İncil'den değildir. Eski Ahit'in Tevrat kısmındandır. O anda o halk için söylenmiştir. Genel bir emir değildir. Cımbızlanmıştır.

İkinci ayet ise günahın bedelinin ölüm olduğunu hatırlatmak amacındadır. Bölümün kalanı okunduğunda kastedilenin günahın bedeli ölüm olduğu için İsa Mesih'in kurbanının kutsallığını anlatmak amacında olduğunu görürsünüz.

Hristiyanlık asla şiddeti emretmez. Buna dönük tek ayet yoktur.
 
Üst