Şeriat düzeninin gelmesini istiyor musunuz?

Şeriat düzeninin gelmesini istiyor musunuz?

  • Kararsızım

    Oy: 0 0.0%
  • Fikrim yok

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    61

selimmehmet

Kısıtlı Erişim
Katılım
4 Tem 2015
Mesajlar
114
Tepkime puanı
8
Puanları
0
“Celâlim için, sen o kitap verilmiş olanlara, bütün delilleri de getirsen, yine de senin kıblene tabi olmazlar, sen de onların kıblesine tabi olmazsın. Zaten onlar da birbirlerinin kıblesine tabi değiller. Celâlim hakkı için, sana gelen bunca ilmin (vahiy) arkasından sen tutar da onların arzu ve heveslerine uyacak olursan, o zaman hiç şüphesiz, sen de zâlimlerden olursun.”

(Bakara Suresi, Ayet No: 145)
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,958
Tepkime puanı
2,074
Puanları
113
Konum
Mars
Kitap 'tan şeriat ayetlerine bakalım.
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Sana ne benden, yalnız Kuran takılıyorsan adam gibi takıl, rüzgar güllüğüne soyunma.

Rüzgar gülü olan imam azamı mezhebinin imamı olarak kabul edip işine gelmeyince de görmezlikten gelen sensin.Bir de senin gibi işine gelmediği zaman imam azamı inkar eden sünniler değil mi?

Ben Kurandaki birşeyi inkar etmiyorum ama sen işine gelmeyince imam azamı inkar ediyorsun.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Rüzgar gülü olan imam azamı mezhebinin imamı olarak kabul edip işine gelmeyince de görmezlikten gelen sensin.Bir de senin gibi işine gelmediği zaman imam azamı inkar eden sünniler değil mi?

Ben Kurandaki birşeyi inkar etmiyorum ama sen işine gelmeyince imam azamı inkar ediyorsun.

Az evvel dediğim gibi sana ne benden, sen yalnız Kurancıysan, hadis mezhep tınlamam onlar uydurma diyorsan sıkışınca

çelebiler Nickli Üyeden Alıntı Namazın Türkçe kılınabileceğine dair İmam Azam'ın fetvası yok muydu?

diyerek eğilip, bükülme...
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,958
Tepkime puanı
2,074
Puanları
113
Konum
Mars
Yalnız kurancı diye bir şey olmaz. Bu sizin uydurduğunuz bir tariftir.

müslüman Allah 'ın indirdiği ile yol alır. Allah 'ın indirdiğinin yanına ilaveler yapıp sonra ruhbanlık sınıfı oluşturup onuda eline yüzüne bulaştırınca suçu kime atacaklarını bilemiyorlar.

hayata öyle toz pembe bakıyorlar keyiflerine diyecek yok ne güzel birileri bunların adına yapmaları gerekeni söylüyor ve direk cennete giriyorlar.

Hindular sana gülüyor sen hindulara
 

AlpBilge

Yasaklı
Katılım
1 Şub 2015
Mesajlar
706
Tepkime puanı
33
Puanları
0
İslam'a Arap milliyetçiliği bulaştıran bazı din adamları, Arapça'daki kelimelerin Türkçe karşılığı olmadığını iddia ediyorlar. Bu kocaman bir yalandır. Oğuz Türkçesi hakkında akademik çalışmalarım var. Arapça'daki her sözcüğün Oğuz Türkçesinde tam karşılığı var. İki sene önce dinî bir programda badem bıyıklı bir din adamı Hamd kelimesinin Türkçe karşılığı olmadığını inatla savunuyordu. Bir ara iyice kendini kaybetti, kan ter içinde kaldı. Az kalsın kalp krizi geçirecekti. Bu adamı gören de tevhidi savunuyor zannedecek. Kaldı ki tevhidi savunurken bile bu kadar istekli davranmıyorlar. Lakin "Türkçe ibadet edebilir miyiz?" sorusunu duyunca öfke patlaması yaşıyorlar ve bitkisel hayata girme riskini göze alarak ölümüne Arapçayı savunuyorlar.

Hamd kelimesin Türkçesi: "Övgü, övmek, överek şükretmek." Bu kadar açık ve net. Anlaşılmayacak bir şey yok yani. Din adamlarının öyle derinlere bakarak sanki çok önemli bir şey söyleyecekmiş gibi triplere girmelerinin anlamı yok. Neden her şeyi bu kadar zorlaştırıyorlar anlamıyorum.


Namaz elbette Türkçe kılınabilir. Allah Kur'an'da "Biz her peygamberi kendi toplumunun diliyle gönderdik" diyor. Kendi diliyle göndermesinin sebebi, elçilerin mensub oldukları topluma kendi dilleriyle hitap etmesinden, tevhidi anadilleriyle öğretmesinden kaynaklanıyor. Olması gereken de budur zaten. Yani anadilde ibadet Allah'ın emridir. Aksi halde Allah "kendi toplumunun diliyle gönderdik" demezdi.


"O Allah tektir" demek mi daha mantıklı, yoksa " Kul Huvallahu Ehad" demek mi? Bence kendi dilimizde anlayarak/idrak ederek Kur'an okumak daha mantıklı. Fakat kişi Arapçaya hakimse, ne dediğini anlıyorsa Arapça da okuyabilir.


Anadolu'da gelenek halini almış bir sosyal aktivite var; Kadınlar evde buluşuyorlar; Öncelikle "Pakize'nin kızı kocayı bırakmış, kim bilir ne işler peşinde. Mustafa'nın oğlu çalıştığı şirketi dolandırmış mı, baksana arabayı değiştirmiş" gibi muhabbetlerden sonra kek/börek faslı başlıyor. Anlamını bilmeden, ne okuduklarının farkında olmadan Arapça Kur'an okuyorlar. Aralarında ağlayanlar da oluyor. Halbuki anlamını bilmeden okudukları ayet belki de cennetteki hurilerden bahsediyor. Yani anlam olarak hanımları etkileyecek bir ayet değil. Ne okuduklarını bilmedikleri için ağlıyorlar.


Kuran faslı bitince başörtülerini çıkarıyorlar ve dedikodu/gıybet faslı başlıyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Zahmet edip Türkçe mealini baştan sona okusalardı, gıybet etmemeleri gerektiğini öğrenirlerdi. Yok eğer gıybetin yasak olduğunu bildikleri halde devam ediyorlarsa daha kötü. Allah ıslah etsin.


Erkeklerin çoğu haftanın 6 günü pancar gibi kızarana kadar içki içiyor. Özellikle Trakya ve İç Anadolu'nun bazı bölgelerinde içki su gibi tüketiliyor. %99'unun müslüman olduğu iddia edilen ülkemizden insan manzaraları... Sonra da Cuma günü utanmadan namaza gidiyorlar. Veya çoluğunun çocuğunun rızkını pavyondaki konsomatrislerle harcayıp, ramazan gelince oruç tutan "ramazan müslümanları" haline dönüşüyorlar. Kur'an'ı anlayarak okusalardı zina etmemeleri ve içki içmemeleri gerektiğini öğrenirlerdi. Eğer bilerek yapıyorlarsa daha kötü. Umarım bilgisizlikten dolayıdır.


Kulaktan dolma yalan-yanlış bilgilerle, Rasulullah'ın ölümünden sonra başkaları tarafından yazılan ve Kur'an'la çelişen uydurma rivayetlerle, Harry Potter hikayelerini andıran fanstastik evliya menkıbeleriyle şekillenmiş bir İslam anlayışı... Kur'an'la uzaktan-yakından alakası olmayan bir din anlayışı... Kur'an'da anlatılan peygamberle hiçbir ilgisi olmayan bir peygamber tasavvuru...


Hülasa; İnsanlarımız Kur'an'ı kendi dilleriyle okumalıdır. Allah'ın emir ve yasaklarını öğrenmeleri gerekiyor. İslam'ı Kur'andan öğrenmeleri lazım. Anlamını bilmeden papağan gibi okumanın hiçbir anlamı yok. Kur'an meali dururken, diyanete telefon açıp saçma sapan sorular sormanın da anlamı yok. İslam din adamlarının değil, Allah'ın dinidir. Bu dinin emir ve yasaklarını din adamları değil, Allah belirlemiştir. Hayatımıza din adamları/şeyhler değil, Allah karışablilir.


Öncelikle Kur'an'ın duvardan indirilmesi gerek. Allah Kur'an'ı duvara asalım diye indirmedi. Açıp okuyacağız, anlamını bilerek, idrak ederek okuyacağız. Okuduklarımızı özel ve sosyal hayatımıza yansıtacağız. Kur'an'dan başka rehber yoktur. Allah'tan başka ilah yoktur.
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Yukarda ki yazıda , 1932 yıllarında Türkiyede başlayan ''Dini Türkleştirme projesi'' nin günümüze yansımalarını görüyoruz.O gün türk toplumuna dayatılmaya çalışılan despotik inkılapların din ayağını, bu gün bize ''sos''içinde sunulmasını esefle karşılıyoruz...İslamı protestanlaştırma ameliyesi olan bu projeyi bu gün dahi savunmak akla ziyan bir tutumdur.Allah şifa versin..gelelim hamd kelimesinin türkçe karşılığımı var yoksa bu kelime tefsir mi edilebilir şıklarına..(Zaten mealcilik Kuranın orijinalitesini bozan, anlamı kısırlaştıran bir ameliyedir.Bu yönde mealcilerin kemalizme bir yönden benzediğini söylemek haksızlık sayılmaz.O gün 1. şef, kuranı meal yöünüden dejenere etmek için gayret göstermiş lakin başarılı olamamıştır.)

Elmalılı merhumdan şu satırları alıntılayalım: ''Hamd, isteğe bağlı yapılan bir iyiliğe veya onun başlangıç noktası olan bir iyiliğe karşı gönül açıklığı ile o iyiliğin sahibine saygı ifade eden bir övgü sözüdür. Kısmen medih, kısmen teşekkür ile birleşen bir övgü, bir çeşit övmek veya övülmek, iyi bir övüş veya övülüş, güzel bir övücü veya övülen olmak, ciddi bir övücülük veya övülücülük hülasa bu anlamları kapsayan güzel ve ciddi bir sözdür. Arapça’dan hamd kelimesi bu mânâların hepsi için kullanılır. Fakat Türkçe’de çoğunlukla masdar ismi olarak kullanılır. Diğer kiplerde hamd etmek veya edilmek, hamdediş veya ediliş, hamd eden veya kendisine hamdedilen, hâmidiyet (hamd etmek niteliği), mahmûdiyet (övülmeye değer olmak) denilir ve bugünkü dilimizde bunun öz Türkçe olan bir eşanlamlısı yoktur.

Şükür de böyledir. Türkçe’de bir övme var ki, o da methetme ve sena (övme) ile eşanlamlıdır. Hamd ise medh ile şükür arasında bir nevi övme ve özel bir medihtir. Çünkü medih, canlılığı ve istediği gibi hareket etme yeteneği olana da olmayana da yapılır. Mesela güzel bir inci ve güzel bir at övülmüş olabilir. Fakat onlara hamdedilmez. Hamd, inci ve atı bağışlayan, istediğini yapmakta serbest olan Allah’a yapılır ve hatta onun lütfuna, ilmine yapılır. Fakat vücut güzelliğine yapılmaz. Ayrıca medih, bağıştan önce de ondan sonra da yapılabilir. Hamd ise kesinlikle bir iyilikten sonra yapılır. Şu kadar var ki, onun hamd edene ulaşmış bir iyilik olması şart değildir. Şükürde ise bu da şarttır.
 

Muhtazaf

Profesör
Katılım
22 Ocak 2014
Mesajlar
1,866
Tepkime puanı
87
Puanları
0
Konum
Almanya
Web sitesi
www.facebook.com
Görmek istemeyen göremez. Duymak istemeyen duymaz. Söylemek istemeyen söylemez. Mahşere kadar da böyle sürer.
ALLAH sırat-ı Müstegıym üzerine daim eylesin...........
 

SALİM

Kısıtlı Erişim
Katılım
12 Haz 2015
Mesajlar
309
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şeriat, şeriat diyenlerin yaptıkları bir saptırma var..
Bunlara şeriat nedir diye sorduğunuzda verdikleri cevap:

Allahın kanunları, Kur'anın kanunları, Kur'an anayasamızdır
gibi uydurma ve aldatıcı tanımlamalarda bulunurlar..


Halbuki bnların şeriatle bir ilgisi yoktur..
Şeriat Allahın yaptığı kanunlar değildir. Allah kanun yapmamıştır.
Kur'an en az elli ayetinde bu kitap bir ÖĞÜT kitabıdır der..

Şimdi bu softa ve yobaz takımı şeriatı Allahın kanunudur diyerek
şeriata karşı çıkmaya kalkışanları Allaha karşı gelmekle suçlamaya çalışmaktadırlar

O halde şeriat nedir...??

Şeriat arap din adamlarının islama uygun olduğunu iddia ettikleri,
Kur'andan ve islamdan çıkardıklarını söyledikleri kanunlardır.
Bu kanunların Türk milleti ve halkı ile hiçbir ilgisi yoktur.

Osmanlıda 1800 lü yıllarda Ahmet Cevdet paşa riyasetinde bir heyet
Osmanlı şeriatını hazırlamaya başlamış ve 7 yıl süren çalışmadan
sonra Osmanlı şeriatı olan MECELLE 'yi hazırlamışlar ve bu
kanun o tarihte uygulamaya konulmuştur..

Cumhuriyetle birlikte Mecelle de yürürlükten kaldırılmış ve Türkiye
kendi modern kanunlarını hazırlamaya başlamıştır.

NETİCE : ŞEİRAT ALLAHIN KANUNLARI DEĞİLDİR..
ARABİSTANDA ARAP DİN ADAMLARININ YAPTIĞI KANUNLAR,
OSMANLIDA İSE AHMET CEVDET PAŞANIN HAZIRLADIĞI
MECELLE KANUNUDUR..
 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
NETİCE:ŞEİRAT ALLAHIN KANUNLARI DEĞİLDİR.ARABİSTANDA ARAP DİN ADAMLARININ YAPTIĞI KANUNLAR,OSMANLIDA İSE AHMET CEVDET PAŞANIN HAZIRLADIĞIMECELLE KANUNUDUR.
Sen ne yap bak biliyormusun en iyisi bu vede buna benzer konularda birsey yazma diye sanada bir tavsiyede suanda bulunuyorum.
 

SALİM

Kısıtlı Erişim
Katılım
12 Haz 2015
Mesajlar
309
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Sen ne yap bak biliyormusun en iyisi bu vede buna benzer konularda birsey yazma diye sanada bir tavsiyede suanda bulunuyorum.


ALİ BEEYYYY.....!!!

Bunları sen öğrenesin diye yazıyorum...!!
Bunlar seni cahillikten kurtaracak..
Yukarıdaki yazıyı defalarca oku ve kafana kazı..
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Şeriat Allahın yaptığı kanunlar değildir. Allah kanun yapmamıştır.
Kur'an en az elli ayetinde bu kitap bir ÖĞÜT kitabıdır der..


.
@abdullahbirisi yukardaki şahsın yazdıklarında sana da vebal var, bunları düzeltmek adına elin ile mücadele etme gücü sana verildi ama sen elini çekiyorsun kardeşim.
 
Üst