Sadece Milli Görüşçüler mi Müslüman Kardeşim?

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul

Merhum, Rahmetli Hocamızı, tüm dünya müslümanları sevdi ve hayır duada bulundu ve bulunmaya devam ediyor.....bu yüzdenki, Allah u teala, Türkyede hiç kimseye nasib olmayan müslüman kalabalığı ona nasib etti..... senin ve mensubu bulunduğun cemaati ise herkez biliyor...bu yüzden daha fazla küçük düşürmeyin kendinizi derim...
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Diğeri, benim anlatığım kölelik değil yani? Sadece müslümanlar boyunduruk altında olunca adı köle oluyor,
diğer milletleri sen kendi boyunduruğun altına alınca adı ne oluyor?
İki yüzlülük kavramı bu demek zaten.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Daha açık olarak, müslüman köleliği kabul etmez, köle almayı mı kabul eder.
Ey gavurlar müslüman köleliği kabul etmez, bunu böyle bilin biz sizin köleliğinizden kurtulunca sizi biz köle alacağız.
Bu ne kadar insaflı bir çağrı insalığa böyle.
 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
Yahayy sen biraz.dahaa oku öğren öyle gel daha öğrenecegin çok şeyler var erken daha buralarda yazman için. Basit bir mevzuyu dahi kavrayamacak durumdasin yani hazır değilsin bu sana büyük nasihatidir

.... @kurt26 , sen bize Recai dini mensubu kafirler diyorsunda o ahlâk okuyor edep oluyor İslam oluyor ayrıştırma olmuyorsa ben sana şeyhinin adamı (öngütçü) diyorum bumu edepsizlik ayrıştirma oluyor ne kadarda yüzsüzce yazıyorsun!

Gelelim mevzuya sana hodri meydan Erbakan hoca aleyhine uydurduğunuz iddiaların dogr olduğunu ispat edecek video ses kaydı yada belge getirde görelim. He di düşmanı Vural Savaşsa belge kaynağın utanma paylaşta görelin ne olduğunuzu.
Hayali uydurma sözlerle hocayı karalayıp israili siyonizmi masonik yapıları nasıl memnun ettiğinizi görelim.
Türkiyede ve dünyada Erbakan hocaya düşman olanlar kemalist laikciler ve siyonistlerdir bu din düşmanlariyla aynı safta olmanız şaşırtıcı değil.
Dahaa hocanın imamhatipleri ve kuran kurslarını halen kapattığını zannedecek kadar bilgisiz olmanız gayet sapkınca!
Halbuki bunlar belgeleriyle ispat edildiki hoca İslama aykırı hiçbir eyleme hayatı boyunca nr imza attı nede uygulama yaptı!

Şimdi bekliyorum uydurma iddialarını belgele belgelerle yaz .
Vefat eden şeyhinin nakilsiz bilgisiz kitaplarindan okuduklarinla olmuyor ispat yok hayali iddialar maksat karalama yapmak.
Aksiyse buyur belgelerini bekliyorum
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Yahayy sen biraz.dahaa oku öğren öyle gel daha öğrenecegin çok şeyler var erken daha buralarda yazman için. Basit bir mevzuyu dahi kavrayamacak durumdasin yani hazır değilsin bu sana büyük nasihatidir

.... @kurt26 , sen bize Recai dini mensubu kafirler diyorsunda o ahlâk okuyor edep oluyor İslam oluyor ayrıştırma olmuyorsa ben sana şeyhinin adamı (öngütçü) diyorum bumu edepsizlik ayrıştirma oluyor ne kadarda yüzsüzce yazıyorsun!

Gelelim mevzuya sana hodri meydan Erbakan hoca aleyhine uydurduğunuz iddiaların dogr olduğunu ispat edecek video ses kaydı yada belge getirde görelim. He di düşmanı Vural Savaşsa belge kaynağın utanma paylaşta görelin ne olduğunuzu.
Hayali uydurma sözlerle hocayı karalayıp israili siyonizmi masonik yapıları nasıl memnun ettiğinizi görelim.
Türkiyede ve dünyada Erbakan hocaya düşman olanlar kemalist laikciler ve siyonistlerdir bu din düşmanlariyla aynı safta olmanız şaşırtıcı değil.
Dahaa hocanın imamhatipleri ve kuran kurslarını halen kapattığını zannedecek kadar bilgisiz olmanız gayet sapkınca!
Halbuki bunlar belgeleriyle ispat edildiki hoca İslama aykırı hiçbir eyleme hayatı boyunca nr imza attı nede uygulama yaptı!

Şimdi bekliyorum uydurma iddialarını belgele belgelerle yaz .
Vefat eden şeyhinin nakilsiz bilgisiz kitaplarindan okuduklarinla olmuyor ispat yok hayali iddialar maksat karalama yapmak.
Aksiyse buyur belgelerini bekliyorum
Senin uydurmacı zihniyetin benden uzak olsun kardeş, kendi bataklığını kendine sakla, ilmi dediğin şey çamurdan hoşlananların bataklıkta debelenmesinden ibaret.
Siz Allah'ın söz lerş dinle ve en güzeline uy emri yerine, sözleri dinlerim atalarıma uyarım cevabını veren taassub ehli kimselersiniz.
Onun için köşeye sıkıştığın zaman hemen sarıldığın cahil yaftası senin cühelalığının en büyük göstergesi, bir iki şey öğrendin hocandan diye sandın ki İslam, din bu ya Allah bismillah, devam...
Hadi anlat o zaman bakalım, Milli görüş iktidar oldu nasıl cihad edeceksin?
Nasıl bir rol model belirleyeceksin Osmanlıyı mı örnek alacaksın, demokrasi mi, Hilafet devlet sadece devlet başkanı mı olacak, din işlerinden mi sorumlu olacak, kim olacak, kim seçecek buyur.
Gazla herşey olsaydı. Kölelik yokmuş, senin mezhebinde kölelik var mı yok mu önce onu söyle?
 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
Yahayy konu ile daldığın konu yanlış, bahsettiğin kölelik ile bahsedelin kölelik ayrıdır. Bunu idrak edemedikten sonra sana neden bahsedebiliriz ki?
Olay idrak ve fesat ile konulara bakmamakla alakalı kalbini temizle öyle yaz ve idrak için bilgi hazneni geliştir.
Yinede sana kıyak yapayım kaale alıp bir açıklama yapayım Erbakan hoca müslüman toplumların yahudiye köle olmasının kabul edilemez olduğunu haykırıyor varmı itirazın yoksa memnunsan yahudi köleliğin itiraf et yada sus.

Senin kölelik bahsin müslümanın müslümana köleliğidir ben köleyim fabrikada işçiyim patronuma hergün 8 saat köleyim karşılığında varmı itirazın varsa aydınlat. Kölelik zalimlik ise ozaman sorundur yoksa işçi patronun kölesidir ne yap derse yapar işçi!
İlle açıklamamı yapalım biraz akıllı başlı yazın lütfen.
Zaten bu siteye sizin gibilere laf yetiştirmemek icin girmiyorum uzun zamandır ara verip duruyorum ama halen aynı yerdesiniz gelişme yok!
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Yahayy konu ile daldığın konu yanlış, bahsettiğin kölelik ile bahsedelin kölelik ayrıdır. Bunu idrak edemedikten sonra sana neden bahsedebiliriz ki?
Olay idrak ve fesat ile konulara bakmamakla alakalı kalbini temizle öyle yaz ve idrak için bilgi hazneni geliştir.
Yinede sana kıyak yapayım kaale alıp bir açıklama yapayım Erbakan hoca müslüman toplumların yahudiye köle olmasının kabul edilemez olduğunu haykırıyor varmı itirazın yoksa memnunsan yahudi köleliğin itiraf et yada sus.

Senin kölelik bahsin müslümanın müslümana köleliğidir ben köleyim fabrikada işçiyim patronuma hergün 8 saat köleyim karşılığında varmı itirazın varsa aydınlat. Kölelik zalimlik ise ozaman sorundur yoksa işçi patronun kölesidir ne yap derse yapar işçi!
İlle açıklamamı yapalım biraz akıllı başlı yazın lütfen.
Zaten bu siteye sizin gibilere laf yetiştirmemek icin girmiyorum uzun zamandır ara verip duruyorum ama halen aynı yerdesiniz gelişme yok!
Ya anlama kıtlığın var, ya da güya kendini extra akıllı sanıyosun diğer insanlar nazarında herhalde.

Güzel kardeşim, Müslümanların taahküm altında, faiz zulüm vs kölelik düzeni anladık, aynı şeyleri sayıklamana gerek yok, gören de seni integral çöküyor sanar.

Diyorum ki sen ve milli görüş köleliğe nasıl bakıyor, yarın İslam devleti olursanız kölen almak caiz mi değil mi?
 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
CEVAP
Cariye, kadın köle demektir. Köle de cariye de alınıp satılırdı. Mesela ilk müezzin Bilal-i Habeşi hazretleri de bir köleydi. Köle, azat edilince hür insan olurdu. Köle kadınların hukukî durumu hür kadınlardan farklıydı. Hür kadının yüzü ve elleri hariç her yeri kapalı iken, cariyenin, kol ve başı, dizden altı açık dursa günah olmazdı. Kölelik asırlardır olan bir şeydir. İslamiyet’in bu husustaki hükümleri, Yunan ve Roma’da görülen kölelikten çok farklıdır. Köleliği İslamiyet kurmamıştır. Üstelik her fırsatta kölelerin azat edilmesini ve onlara iyi muamele yapılmasını emreder. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kölelere iyilik edin!) [Nisa 36]

(Yanlışlıkla bir adam öldürenin, bir köle azat etmesi gerekir.) [Nisa 92]

(Yemin kefareti için, on fakiri yedirmek veya giydirmek yahut bir köle azat etmek gerekir.) [Maide 89]

(Bedel vererek kölelikten kurtulmak isteyenlerin bedellerini kabul edin!) [Nur 33]

(Savaşta alınan esirlere iyilik edin veya fidye alarak bırakın!) [Muhammed 4]

Celaleyn tefsirinde, (İyilik edin demek, esirleri karşılıksız olarak serbest bırakın demektir. Fidyeden maksat da, malla veya esirleri değişmek sûretiyle serbest bırakın demektir) buyuruluyor. Savaşta alınan esirler, fidyeyle de serbest bırakılmazsa, canımızı ve malımızı almaya gelen bu düşmanlara, (İsterseniz köle olarak kalabilirsiniz) deniyordu. Kabul edenler de köle oluyor. Böyle cana ve vatana kasteden bir düşmanı öldürmeyip, kendi rızasıyla köle olarak kullanmak normal değil midir? Şimdi ülkeleri işgal edilen, kültürleri erozyona uğratılan, yer üstü ve yer altı kaynakları sömürülen milletler çoktur. Bugün ekmek parası için kölelik yapanlar az mı?

İslamiyet, normal insanı köle yapmıyor. Vatana, cana, mala ve namusa kasteden düşman esir alındığında, öldürülmeyip, o da razı olursa köle oluyordu. Ayrıca dinimiz, köleyi azat etmek için çeşitli yollar koymuş ve köle azat etmeyi ibadet olarak bildirmiştir. Mesela Ramazan orucunu veya yeminini bozanın, bunun kefareti olarak, varsa bir köle azat etmesi gerekir. Dinimizin köleye verdiği hakkı, gayrimüslimler kendi halkına bile tanımıyor.

Zenci cariye Ümmi Eymen’in oğlu Üsame bin Zeyd, 18 yaşında, birlik komutanı olmuştu. Babası Zeyd bin Harise de köleydi. Rum ordusuyla savaşırken İslam ordusunun komutanıydı. Bu da, İslamiyet’in, ırk, renk, zengin fakir, genç yaşlı ayırmayıp, liyakate önem verdiğini göstermektedir.

Dinimizde kölenin hakkı çok mühimdir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Azat edilen kölenin her uzvu için, azat edenin o uzvu cehennemden azat olur.) [Buhari]

(Kölelere yediğinizden yedirin, güç iş vermeyin ve onları hiç üzmeyin.) [Ebu Davud]

(Kölesine kötü davranan Cennete giremez.) [Tirmizi]

(Köle günde 70 hata işlese de affedin!) [Ebu Davud]

(Cennete ilk girecek olanlar, şehitler, efendisine hizmet ve Rabbine ibadet eden köleler ile kalabalık aileye malik olan iffet sahibi fakirlerdir.) [Tirmizi]

Bir batılı ilim adamının basında yer alan itirafı:
En önemli Ortadoğu uzmanlarından kabul edilen, Fransa’da Aix-en-Provence Üniversitesi'nde Siyasi ve Kültürel Antropoloji dersi veren, Fransız siyaset bilimcisi Bruno Etienne şöyle diyor:
“Osmanlı İmparatorluğundaki köleler, bugünün sözde özgür bireylerinden daha çok özgürlüğe sahiptiler.” (Yeni Şafak, 21.10.2002)


***
İşte bizim kölelikle alakalı görüşümüz budur.
Yine diyorum bende köleyim her işçi köledir, hergün 8 saat köleyim artık eski amistad köleligi yok biraz anla kardeşim.
 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com
Yahayy sen biraz.dahaa oku öğren öyle gel daha öğrenecegin çok şeyler var erken daha buralarda yazman için. Basit bir mevzuyu dahi kavrayamacak durumdasin yani hazır değilsin bu sana büyük nasihatidir

.... @kurt26 , sen bize Recai dini mensubu kafirler diyorsunda o ahlâk okuyor edep oluyor İslam oluyor ayrıştırma olmuyorsa ben sana şeyhinin adamı (öngütçü) diyorum bumu edepsizlik ayrıştirma oluyor ne kadarda yüzsüzce yazıyorsun!

Gelelim mevzuya sana hodri meydan Erbakan hoca aleyhine uydurduğunuz iddiaların dogr olduğunu ispat edecek video ses kaydı yada belge getirde görelim. He di düşmanı Vural Savaşsa belge kaynağın utanma paylaşta görelin ne olduğunuzu.
Hayali uydurma sözlerle hocayı karalayıp israili siyonizmi masonik yapıları nasıl memnun ettiğinizi görelim.
Türkiyede ve dünyada Erbakan hocaya düşman olanlar kemalist laikciler ve siyonistlerdir bu din düşmanlariyla aynı safta olmanız şaşırtıcı değil.
Dahaa hocanın imamhatipleri ve kuran kurslarını halen kapattığını zannedecek kadar bilgisiz olmanız gayet sapkınca!
Halbuki bunlar belgeleriyle ispat edildiki hoca İslama aykırı hiçbir eyleme hayatı boyunca nr imza attı nede uygulama yaptı!

Şimdi bekliyorum uydurma iddialarını belgele belgelerle yaz .
Vefat eden şeyhinin nakilsiz bilgisiz kitaplarindan okuduklarinla olmuyor ispat yok hayali iddialar maksat karalama yapmak.
Aksiyse buyur belgelerini bekliyorum


İlk Din Kurucu:
Erbakan, kurduğu Refah dininin dallarını İslâm dini ile süslemek istediyse de her dalı kurudu ve çürüdü.
Kurduğu dinine neler mâletmek istedi?
1. “Refah’tan başka İslâm yoktur.” dedi. (N. Erbakan’ın Düzce konuşması) Bu küfürdür.

Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:

“Allah katında din İslâm’dır.” (Âl-i imrân: 19)
2. Kendi dinine girmeyenler hakkında: “Refah partisinden olmayanlar patates dinindendir.” dedi. (N. Erbakan’ın Sivas Sıcakçermik konuşması)

Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, onunki katiyyen kabul edilmeyecek ve o ahirette kaybedenlerden olacaktır.” (Âl-i imrân: 85)

Ayakta dimdik duran din budur.
3. Allah-u Teâlâ’nın veli kulları hakkında: “Burada bir veli varmış! Refah’a hizmet mi etti de veli oldu?” dedi. (N. Erbakan’ın Bolu konuşması)

Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“İyi bilin ki, Allah’ın veli kulları için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.” (Yunus: 62)
4. “Refahçı olmayanın Hacc’ı kabul olmaz.” dedi. (N. Erbakan’ın Sivas Sıcakçermik konuşması)

Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“Hacc’a gidip gelmeye gücü yeten herkesin Kâbe’yi ziyaret etmesi Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse şüphesiz ki Allah âlemlerden müstağnidir.” (Âl-i imrân: 97)
5. “Zekâtı bize vermezseniz kabul olmaz.” dedi. (N. Erbakan’ın Sivas Sıcakçermik konuşması)

Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“Sadakalar (zekâtlar), Allah’tan bir farz olarak fakirlere, düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, kalpleri İslâm’a ısındırılacak olanlara, kölelik altında bulunanlara, borçlulara, Allah yoluna ve yolcuya mahsustur. Allah bilendir, hükmünde hikmet sahibidir.” (Tevbe: 60)
6. “Refahçı olmayanın nikâhı sahih olmaz.” dedi. (N. Erbakan’ın Sivas Sıcakçermik konuşması)

Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“Nikâhınıza aldığınız kadınların mehirlerini bir hak olarak seve seve verin. Bununla beraber eğer mehirlerinin bir kısmını kendiliklerinden gönül hoşnutluğu ile size bağışlarlarsa onu da afiyetle yiyin.” (Nisâ: 4)
7. Yaptığı açıklamalarla; küfrünü ilân edip, Hazret-i Allah’a secde etmeyenleri, Hazret-i Kur’an’ı inkâr edenleri, İslâm’ı yaşamayıp, abdestle gusülle ilgisi olmayanları “Kardeş olarak kucaklıyoruz.” dedi. (RP. 4. Olağan Kongresi - Ankara)

Erbakan: “Aleviler bizim kardeşimizdir.” dediğine göre, meğer o da alevî imiş.

Şu Âyet-i kerime’ler ile onun bu sözünü çürüttük:
“Mü’minler kardeştirler.” (Hucurât: 10)
“Sizin dostunuz ancak Allah’tır, O’nun Peygamberi’dir. Bir de, Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazlarını kılan, zekâtlarını veren müminlerdir.” (Mâide: 55)
8. Yahudi ve hıristiyanlarla müslümanların eşit olduğunu söyledi. (RP. 4. Olağan Kongresi - Ankara)

Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“Ey inananlar! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Allah’ın aleyhinize apaçık ferman vermesini mi istersiniz?” (Nisâ: 144)
9. Ayrı bir parti kurarak bölücülük yapmış, Allah-u Teâlâ’nın hizbine karşı partisini ilân etmiştir.

Şu Âyet-i kerime ile onun bu durumunu çürüttük:
“İşte onlar Allah’ın hizbi (partisi)dir. İyi bilin ki kurtuluşa ulaşacak olanlar Allah’ın hizbi (partisi)dir.” (Mücâdele: 22)
10. Setir hakkındaki Âyet-i kerime’leri inkâr edip setrin kalkması için imza vermiştir.
Onun bu hareketinin ne kadar yanlış olduğunu şu Âyet-i kerime’lerle izah ve ispat ettik:
“Mümin kadınlara da söyle! Gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar, ırzlarını namuslarını korusunlar. Ziynet (yerlerini) açıp göstermesinler. Ancak bunlardan görünmesi zaruri olan, (yüz ve eller) müstesnâdır. Baş örtülerini (göğüs ve boyunları görünmeyecek şekilde) yakalarının üstüne koyup örtsünler.” (Nûr: 31)
Onun bu hareketinin şu Âyet-i kerime’ler mucibince de ne büyük bir küfür olduğunu ortaya koyduk:
“Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerdir.” (Mâide: 44)
“Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar zâlimlerdir.” (Mâide: 45)
“Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar fâsıklardır.” (Mâide: 47)
Önce O’nun indirdiğini reddetmekle küfür suçu işlemiştir. İkinci olarak O’nun hükümlerini çiğnemekle zulüm suçunu işlemiştir. Üçüncü olarak ise sapmakla fâsık olmuştur.
İlk din kuran Erbakan’dır. İlk para toplayan Erbakan’dır. İlk olarak müslümanları İslâm dininden kaydırıp kendi dinine sokan yine odur. İlk çığırı o açmıştır.




Bunu Müslüman Yapar mı?
Erbakan öyle büyük bir fitne çıkardı ki Allah-u Teâlâ’nın dinine sahip çıktığı gibi, bununla da kalmadı İmam Hatip mekteplerine de sahip çıktı, sanki kendisi kurmuş gibi... Kur’an kurslarına sahip çıktı, sanki kendisi kurmuş gibi... Tesettüre sahip çıktı, sanki ilâhi emirleri o veriyormuş gibi...
Sonra da bunların hepsinin kalkması için imza vermedi mi? Oysa vermek zorunda değildi. İcabederse sandalyesini bile terk edebilirdi ve fakat böyle yapmakla asıl icraatını ortaya koymuş oldu.
Şu kadar var ki bunların yaptıklarının yanlarına kâr kalacağını sanmayın.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde buyururlar ki:
“Âhir zamanda öyle kimseler türeyecektir ki, bunlar dinlerini dünyalığa alet edeceklerdir. İnsanlara karşı koyun postuna bürünmüş gibi yumuşak ve güzel huylu görünürler. Dilleri şekerden bile tatlıdır, amma kalpleri kurt gönlü gibidir.
Azîz ve Celîl olan Allah-u Teâlâ (bu gibi kimseler için) şöyle buyurur:
‘Bunlar acaba benim sonsuz affediciliğime mi güveniyorlar, yoksa bana karşı meydan mı okuyorlar? Ululuğum hakkı için, onlara öyle ağır bir musibet vereceğim ki, aralarında bulunan yumuşak başlılar şaşakalacaklardır.’” (Tirmizî. Zühd, 60)

Setrin müdafisi gibi görünüyorlar. Setrin kalkması için imza vermedi mi?
Kur’an-ı kerim kurslarının müdafisi gibi görünüyorlar. Kapatılması için imza vermedi mi?
“İmam-Hatip mektepleri bizim evimizin arka bahçesidir.” dedi. Bunu da kendilerine mâletmek istedi. Bu mekteplerin kapanması için de imza vermedi mi?
Ve Ümmet-i Muhammed’e gelen bütün zararlar, bunlardan gelmedi mi?
Şimdi soruyorum size!
Bunu müslüman yapar mı hiç?
Onun bütün bu İslâm’a aykırı beyanlarının her birini Âyet-i kerime’lerle nasıl çürüttük!

“De ki: Hak geldi bâtıl gitti. Çünkü bâtıl yok olmaya mahkûmdur.” (İsrâ: 81)

İsim Değişmiş Zihniyet Değişmemiştir:
Ey Refahçılar!
Şimdi size soruyorum. Kendi vicdanınıza bir danışın. Bu Âyet-i kerime’ler Allah-u Teâlâ’nın hükmüdür.
Diğer taraftan sizin ilâh edindiğiniz imamın hükümlerini sıralıyorum. Bütün gayemiz ikaz ve irşaddır.
Her ne kadar isim değişti ise de zihniyet değişmemiştir. Bu zihniyete bir kör tapa vurmamız lâzımdır.
Bunların içinde öyle insanlar biliyorum ki, İslâm için canını, malını feda etmeye hazır. Bu kadar iyi insanlar içlerinde mevcuttur. Bunları gördükçe yüreğim parçalanıyor. Allah’ım hidayet ihsan buyursun, imanımızı kemâlleştirsin.
Burada bir şey daha var ki; çok hulusi bir kalb-i selim ile Hazret-i Allah’a yönelip, tevbe ederse, tekrar İslâm dinine girerse, Allah-u Teâlâ’nın partisine dahil olursa, Allah-u Teâlâ tevbesini kabul ederse, dünya saâdetine, ebedî selâmete erebilir.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde:
“Eğer tevbe ederlerse haklarında hayırlı olur.” buyuruyor. (Tevbe: 74)
Şayet İslâm dinine dönmezse; âkıbetlerini açıklıyorum!
Küfür içinde yaşar, küfür içinde ölür.
Oysa Cenâb-ı Hakk Âyet-i kerime’sinde:
“Ey iman edenler! Allah’tan nasıl korkmak lâzımsa O’na yaraşır şekilde öylece korkun. Sakın siz müslüman olmaktan başka bir sıfatla can vermeyin.” buyuruyor. (Âl-i imrân: 102)
İşte bunlar gerçek ziyana uğrayan ve cehennemi boylayanlardır. Ve her şeyden mahrum kalanlardır.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyuruyor ki:
“Kendisine Rabb’inin Âyetleri hatırlatıldıktan sonra, onlardan yüz çevirenden daha zâlim kim olabilir?” (Secde: 22)
O kadar azmışlar ki, Allah-u Teâlâ onlara “Zâlim” diye hitap ediyor.
Başka bir Âyet-i kerime’de ise:
“Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, onunki asla kabul edilmeyecektir. Ahirette de ziyan edenlerden olacaktır.” buyuruyor. (Âl-i imrân: 85)
İşte bunlar İslâm’ı bırakıp, Refah dinini kurdular ve saf müslümanları da bu dinin içine çekmeye çalışıyorlar.
İşte Allah-u Teâlâ’nın haklarında verdiği hüküm budur. Hadi bunu da inkâr etsinler.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde:
“Hakkı bâtıl ile karıştırmayın. Bilerek hakkı gizlemeyin.” buyuruyor. (Bakara: 42)
Bakınız bütün bu ferman-ı ilâhî’yi inkâr edip, Allah-u Teâlâ’nın hükmünü çiğniyorlar ve dalâleti hakikat ile karıştırıyorlar. Böyle olduğu halde hâlâ bazıları bunlara müslümandır gözüyle bakıyor. Bu ne büyük gaflettir!
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde:
“Aralarında çıkan gruplar birbirleriyle ihtilâfa düştüler. Acıklı bir günün azabı karşısında, vay o zulmedenlerin haline!” buyuruyor. (Zuhruf: 65)

Bunlar ise Allah-u Teâlâ’nın mümin ve kâfir hudutlarını kaldırarak, “Kâfir de kardeşimizdir.” demekle alenen küfrünü ilân ediyor.
İmansız, şuursuz şakşakçı yine şakşak diyor.
Ve devleti, milleti paramparça yapacağını şimdiden haber veriyor.
Makam ve mevki hırsı için koca devleti yok etmeye çalışıyor ve böyle olmasını temenni ediyor. Ve buna rağmen imansız şuursuz şakşakçı yine ona şak şak diyor.
Onun içindir ki bunlara cehennem müstehak.

Hakikati bilmeyenler din kurucuların faaliyetlerini hâlâ İslâm için zannediyor. Onların faaliyetleri ancak kurdukları dini kuvvetlendirmek içindir. Onlar din-i İslâm’dan çıkalı çok oldu.
Âyet-i kerime’leri ve Hadis-i şerif’leri dikkatle oku ve incele.
İmanın varsa iman et! Eğer bu Âyet-i kerime’lere ve Hadis-i şerif’lere iman etmezsen, bil ki sen de o kâfirlerle berabersin.

BAK BURAYI İYİ OKU ."
Partiye-Pırtıya Zekât Verilmez:"


Partiye-Pırtıya Zekât Verilmez:

Ey Refah dini mensupları!
Zekâtın kime verileceğini Allah-u Teâlâ Tevbe Sûresi 60. Âyet-i kerime’sinde beyan ediyor:
“Sadakalar (zekâtlar) Allah’tan bir farz olarak ancak fakirlere, düşkünlere, onlar üzerinde çalışan (zekât toplayan) memurlara, kalpleri (İslâm’a) ısındırılacak olanlara, kölelik altında bulunanlara, borçlulara, Allah yolunda savaşa katılanlara ve yolcuya mahsustur. (Toplanan zekât, ancak bu sayılan yerlere verilir.) Allah bilendir, hikmet sahibidir.”
Zekât kalpleri İslâm’a ısındırılacak olanlara verilir.
Siz ise bu emr-i ilâhî’yi de dininize göre çevirdiniz.
Şöyle ki, Erbakan diyor ki: “Kim zekâtı bize vermezse kabul olmaz.”
Hâşâ! Allah mısın? Sen kimsin ki hükm-ü ilâhî’yi değiştiriyorsun?
Ey Refahçılar! Kim ki zekâtı partiye ve buna mümasil ahkâm-ı ilâhî’ye uymayan yerlere verirse zekâtı vermiş olmadığını kesinlikle bilsin.
Daha evvel de arz etmiştik: Partiye-pırtıya, binaya-zinâya zekât verilmez. Zira fakirin hakkını gasbedip, boğazından kesip yiyen kimse her şeyi yapar.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de Hadis-i şerif'lerinde buyururlar ki:
“Fasığa ikram eden kimse İslâmiyet'in yıkılmasına yardım etmiş olur.” (Münâvi)
İslâm dininden çıkmış, bir isimle din kurmuş bölücüye zekât veren, din-i İslâm yıkılsın diye yardım ettiği için zekâtını vermediğini kesinlikle bilsin. Oysa Hadis-i şerif'te belirtildiği üzere, zekât vermeyen kimsenin kıldığı namazı da imanı da şayân-ı kabul değildir.
Fakirin hakkı olan zekâtı, fakirin boğazından kesip alıyorlar. Bu ise Refah dinine ve kitabına göre bir hükümdür. Bu da hükm-ü ilâhî’ye ters düşer. Yani ilâhi hükmü kaldırıyor. Kendi dinini hüküm yerine koyuyor. Ve bunlara ‘Küfür icraatı yapıyorsunuz.’ dediğin zaman itiraz ediyorlar. Oysa senin yaptığın işlerin hiçbirisi İslâm’a uymuyor.
Bu İslâm dinine yakışır mı? İslâm dinine yakışır mı ki, İslâm gibi görünüyorlar.
“Bana zekâttan ver!” diyen bir zâta Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Yüce Allah zekât hakkında peygamber veya bir başkasının hükmüne râzı olmamıştır. Bu bakımdan onlar hakkında hükmü bizzat kendisi vermiştir ve zekâtı sekiz gruba paylaştırmıştır. Eğer sen bu gruplardan birisi isen sana veririm.” (Ebu Dâvud)
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz peygamber olduğu halde bu hükmü verememiştir. Ve fakat bu bölücüler yolu kapatıyorlar, fakirin lokmasını alıyorlar. Bu bir gasp değil midir? Bütün bölücüler de bunu yapmıyorlar mı?
Bunlara zekât veren suret-i katiyede zekât vermiş sayılmaz. Yeniden vermesi lâzımdır. Eğer bu Âyet-i kerime’yi bilip iman etseydi, onların doğru yolda olmadığını görecekti.
Zira Âyet-i kerime’de:
“Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyun, onlar doğru yoldadırlar.” buyuruluyor. (Yâsin: 21)
Bu Âyet-i kerime mihenktir, ölçüdür. İman edenlere bu Âyet-i kerime kâfidir.

Hüküm Allah’ındır:
Erbakan İslâm dinini kendine mâl ederek, “Refah’tan başka İslâm yoktur.” demek suretiyle bütün ilâhi emir ve hükümleri inkâr ederek resmen dinini kurdu ve açıkladı. Açık olarak da ilân etti.
Allah-u Teâlâ ise Kelâm-ı Kadim’inde:
“Allah katında din İslâm’dır.” buyuruyor. (Âl-i imran: 19)
Allah-u Teâlâ benim dinim budur diyor, o ise bu emre karşı geliyor. İnkâr ediyor ve “Refah’tan başka İslâm yoktur.” diyor.
Refahtan olmayanlara “Patates dinindendir.” demesiyle Allah-u Teâlâ’nın dinine hakaret ediyor. Bir milyar müslümanı da kendine göre kâfir yapmış oluyor. Ve kendine göre bir şeriat kurmuş oluyor.
Dini ayrı, kitabı ayrı olduğuna göre kendine göre bir şeriatı var. Şeriat deyince o Erbakan’ın kendi şeriatıdır. Bunu İslâm şeriatı kabul etmeyin.
Şeriatı arzetmiştik ki; Allah-u Teâlâ’nın emri ve hükmüdür. Oysa Erbakan’ın şeriat dediği bu kelime, kendi dinine, kendi kitabına göredir. Kendi kurduğu şeriattır. Bunu başka türlü anlamayın.
Hülâsa, onun dini ayrı olduğu için şeriatı da ayrıdır. Onun şeriat dediği Refah dininin hükümlerine göredir. Kendini ilân ettiği için dini ayrı, kitabı ayrı, şeriatı ayrı olmuş oluyor. Ve Refah dinine, Refah kitabına göre iş ve icraat yapıyor. Oysa bunların yaptığı işlerin hepsi İslâm dini ile yani Allah-u Teâlâ’nın hükümleri ile ters düşer. Ve İslâm dinine göre yaptıkları bütün işler haramdır.
Ey saf ve temiz müslümanlar!
Eğer bunları ayırt etmeye bilgin yoksa Hazret-i Allah’ın kitabına müracaat et. Zira bütün Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’leri önünüze sürüyorum.
Allah-u Teâlâ onların dininin ayrı olduğunu beyan ediyor. Ben de dinimizi ve vatanımızı bölen bölücülerin de dininin ayrı olduğunu size arz ediyorum. Gerçek iman edersen bu böyledir.

Bu Âyet-i kerime’lere imanın yoksa her Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’e cevap vermek mecburiyetindesin. Ya iman edip müslüman olacaksın. Yahut inanmamakla küfredip kâfir olduğunu bileceksin. Doğru ise kabul edin, değil ise cevap verin.
Ama size arzettiğim gibi hep Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’le cevap verin. Çünkü sizin önünüze hep Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif sunuyorum. Lâf katiyyen kabul edilmez.



Bunların içyüzü aşağıdaki sitede devamını okuyabilirsiniz.Daha fazla eklemeye gerek duymadık.Bu kadar müslümana yalancı,iftiracı diyorlar yuh size...
http://www.hakikat.com/dergi/107/bsyz10706.html


 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
Kurt belgelerin bunlarmı yani belge diye şu konuşma şurada şöyle dendi vs. Böyle belgemi olur yahu sizin Vural Savaş gibi uydurma söylemleri söylenmiş gibi lanse eden fitne ürünlerinizi böyle ispat edebîleceginizimi sandınız bana ne ses kaydı ne video nede milli gazeteden bir tane belge getiremedin böyle safsatalarla kimseyi kandıramazsınız.

Zaten ümmeti muhammedde sizin bu fitnelerinizden sakinmaktadïr.
Sana tavsiyem bahsettiğim belge ölçülerin başka şeylere inanma ya kandırılmışsın yada sende azgın müfterisin ki inşaAllah öyle değilsindir.

Eğer bulamazsan belge kendini yorma
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
CEVAP
Cariye, kadın köle demektir. Köle de cariye de alınıp satılırdı. Mesela ilk müezzin Bilal-i Habeşi hazretleri de bir köleydi. Köle, azat edilince hür insan olurdu. Köle kadınların hukukî durumu hür kadınlardan farklıydı. Hür kadının yüzü ve elleri hariç her yeri kapalı iken, cariyenin, kol ve başı, dizden altı açık dursa günah olmazdı. Kölelik asırlardır olan bir şeydir. İslamiyet’in bu husustaki hükümleri, Yunan ve Roma’da görülen kölelikten çok farklıdır. Köleliği İslamiyet kurmamıştır. Üstelik her fırsatta kölelerin azat edilmesini ve onlara iyi muamele yapılmasını emreder. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kölelere iyilik edin!) [Nisa 36]

(Yanlışlıkla bir adam öldürenin, bir köle azat etmesi gerekir.) [Nisa 92]

(Yemin kefareti için, on fakiri yedirmek veya giydirmek yahut bir köle azat etmek gerekir.) [Maide 89]

(Bedel vererek kölelikten kurtulmak isteyenlerin bedellerini kabul edin!) [Nur 33]

(Savaşta alınan esirlere iyilik edin veya fidye alarak bırakın!) [Muhammed 4]

Celaleyn tefsirinde, (İyilik edin demek, esirleri karşılıksız olarak serbest bırakın demektir. Fidyeden maksat da, malla veya esirleri değişmek sûretiyle serbest bırakın demektir) buyuruluyor. Savaşta alınan esirler, fidyeyle de serbest bırakılmazsa, canımızı ve malımızı almaya gelen bu düşmanlara, (İsterseniz köle olarak kalabilirsiniz) deniyordu. Kabul edenler de köle oluyor. Böyle cana ve vatana kasteden bir düşmanı öldürmeyip, kendi rızasıyla köle olarak kullanmak normal değil midir? Şimdi ülkeleri işgal edilen, kültürleri erozyona uğratılan, yer üstü ve yer altı kaynakları sömürülen milletler çoktur. Bugün ekmek parası için kölelik yapanlar az mı?

İslamiyet, normal insanı köle yapmıyor. Vatana, cana, mala ve namusa kasteden düşman esir alındığında, öldürülmeyip, o da razı olursa köle oluyordu. Ayrıca dinimiz, köleyi azat etmek için çeşitli yollar koymuş ve köle azat etmeyi ibadet olarak bildirmiştir. Mesela Ramazan orucunu veya yeminini bozanın, bunun kefareti olarak, varsa bir köle azat etmesi gerekir. Dinimizin köleye verdiği hakkı, gayrimüslimler kendi halkına bile tanımıyor.

Zenci cariye Ümmi Eymen’in oğlu Üsame bin Zeyd, 18 yaşında, birlik komutanı olmuştu. Babası Zeyd bin Harise de köleydi. Rum ordusuyla savaşırken İslam ordusunun komutanıydı. Bu da, İslamiyet’in, ırk, renk, zengin fakir, genç yaşlı ayırmayıp, liyakate önem verdiğini göstermektedir.

Dinimizde kölenin hakkı çok mühimdir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Azat edilen kölenin her uzvu için, azat edenin o uzvu cehennemden azat olur.) [Buhari]

(Kölelere yediğinizden yedirin, güç iş vermeyin ve onları hiç üzmeyin.) [Ebu Davud]

(Kölesine kötü davranan Cennete giremez.) [Tirmizi]

(Köle günde 70 hata işlese de affedin!) [Ebu Davud]

(Cennete ilk girecek olanlar, şehitler, efendisine hizmet ve Rabbine ibadet eden köleler ile kalabalık aileye malik olan iffet sahibi fakirlerdir.) [Tirmizi]

Bir batılı ilim adamının basında yer alan itirafı:
En önemli Ortadoğu uzmanlarından kabul edilen, Fransa’da Aix-en-Provence Üniversitesi'nde Siyasi ve Kültürel Antropoloji dersi veren, Fransız siyaset bilimcisi Bruno Etienne şöyle diyor:
“Osmanlı İmparatorluğundaki köleler, bugünün sözde özgür bireylerinden daha çok özgürlüğe sahiptiler.” (Yeni Şafak, 21.10.2002)


***
İşte bizim kölelikle alakalı görüşümüz budur.
Yine diyorum bende köleyim her işçi köledir, hergün 8 saat köleyim artık eski amistad köleligi yok biraz anla kardeşim.

Kölelik yok demekle, İslam'da ilke olarak köle edinmek yok demek arasında fark var.
Şuan İslamda köle dinme var mıdır.
Yani sen savaş ganimeti olarak bir kadını, cariye, köle olarak alabilir misin?
Onun oğlunu köle yapıp, parayla satabilir misin?
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
AKP'li kardeşlermizin Milli Görüş camiasına bu kadar kin beslediklerini hiç ummazdım.Biz burada şimdi Tayyip'in aleyhi hakkında bir sürü deliller getirsek burası hep karışacak.El insaf yahu!...Zaman gelecek o eski Milli Görüşçüler yine aynı saflarımıza katılacaklardır.Biz, sabırla bekliyoruz.

Birisi burada Milli Görüş'ten ayrılıp da, "AKP'ye gidenlerin akıllı, kalanları ise psikolik bozuntulu ve işe yaramaz" olarak nitelendirdi.Ben bunları Allah'a havale ediyorum.İçinizde ki o kinleri cehennemde azap olarak geri gelecek kendilerine...

Hatasız ve kusursuz bir tek Allah'tır.Burada rencide edici laflar edildi.Kendileri bizden özür dilemediği müddetçe onlara haklarımızı helal etmiyoruz.

YAZDIKLARININ HİÇBİRİSİ DE İŞE YARAMAYAN ABARTILI SÖZLERDİR.

Davasına ihanet etmeyi ve tefrikayı kendileri çıkardılar, Şimdi biz Milli Görüşçü olarak suçlu duruma düştük öylemi?Yazıklar olsun onlara, yazıklar olsun onlara!.Birde utanmadan "bölünmeyelim parçalanmayalım, oylarımızı bölmeyelim" diye serzenişte bulunuyorlar.

AKP'nin bir menfaat kapısı olduğunu ve onun için oraya gittiklerini biliyoruz.Davasına sahip çıkmayan başkasına da keleklik yapar.Ona güvenilmez.Dara düştüklerinde hemen yüzüstü bırakıp kaçarlar.Onlar zannediyorlar ki bu AKP kıyamete kadar böyle kalacak, millet bize oy vermeye mecburdur diye kendi kendilerini aldatıyorlar.Aslında onların en büyük korkusu Saadet Partisi'nin meclise girmesidir.Saadet, meclise girdiğinde işte o zaman onların başına kıyametler kopacak.Bütün korkuları budur...

Ey gafil AKP'liler!.Şu bizim Refah Partisi zamanında R.Tayyip Erdoğan'ı, İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığına seçtiren bu müziğimiz idi.Millet bu müziğe hayran kalmıştı.Yaşı biraz büyük olup da İstanbul'da oturanlar bunu hatırlayacaklardır. İşte o bizim müziğimiz..

REFAH'IN VAKTİ GELDİ...


Nasıl, beğendiniz mi bari!...
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Bu mitinglerde biz de vardık...



Tamam inşaallah demiştik.Allah'ın izniye bu gerçekleşmişti.Davamızda omuz omuza veriyor ve çok çalışıyorduk...Allah' da bize zafer ihsan etmişti, Elhamdülillah..
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Tayyip'in kazanması için gecemizi gündüzümüze katmıştık.Tayyip'e cesareti biz veriyorduk.İlçe divan toplantılaırmızda ondan başkasını aday göstermek istememiştik.Ona gönülden bağlıydık.Medya ve basında Refah'ın ve onun aleyhine büyük bir karalama kampanyası başlatmışlardı..Biz ise hiç durmadan canla, başla, aşkla ve şevkle çalışıyorduk onun kazanması için..Hatta onun kazanması için ANAP'lılarla şiddetli tartışmalarımız oluyordu.Kazanacağımızdan hiçbir şüphemiz kalmamıştı..Ve onu nihayet Allah'ın izniyle kazandırdık.. Lakin o biraz sivrilince bizi yüzüstü bırakıp gitti.Ben yine ona hakkımı helal ediyorum.Bari benim alacağım olmasın onun üzerinde...Ben o zaman R.P Bağcılar ilçe teşkilatında delege idim.Onun aday göstermemizde benim de oyum vardı.Tüm ilçelerimizde % 90 oy almasını sağladık.

İşte size kısaca R.Tayyip Erdoğan'ı belediye başkanlığını nasıl kazandırdığımızı anlatmış oldum..
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
1994_Yerel_Se%C3%A7imleri.png

27 MART 1994''te YEREL SEÇİM SONUÇLARI: İllere Göre Sonuçlar: Kırmızı:DYP,Turuncu:SHP, Sarı:ANAP, Yeşil:RP, Koyu Kırmızı:MHP
........
Refah Partisi 28 ilde, Anavatan Partisi 14 ilde, Doğru Yol Partisi 11 ilde, Sosyaldemokrat Halkçı Parti 10 ilde, Milliyetçi Hareket Partisi 8 ilde, Cumhuriyet Halk Partisi 5 ilde seçimleri kazanmıştır.

........
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
R.Tayyip Erdoğan i nasil cumhurbaskani yaptiniz

bir zahmet onu da anlativer

Ne yalan söyliyeyim ki .Doğrusu ben de ona kerhen de olsa oy verdim.Çünkü çatı adayı diye dışarıdan Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday gösterdiler ama o da havasını alıp çekip gitti, gidiş o gidiş!.. Ekmeleddin ihsanoğlu'NU bu ülkeye yakıştıramadım.Çünkü bana çok pasif gibi geldi.Siyaset yapmasından aciz adam..Milletin maskarası oldu sadece..Geçmişin de pek başarıları da yok.Seçimden hemen sonra buhar olup uçtu gitti

Aslında ben sandığa Tayyip için oy atmaya da gitmeyecektim.Onu seçtirdiğime de pişman oldum.Beklentilerimize cevap veremedi.Şimdi ise ülkeyi monarşi düzenine doğru adım adım getiriyor.Bunun sonu milletimiz için hiç de hayırlı olmayacak.Belki de bugünleri aratacak gibi...


SP lideri Kamalak'a da kızdım.O, Ekmeleddin'e sıcak bakıyordu.SP teşkilatı, kendi seçmenini oy atmada serbest bıraktı ama yine de SP'liler ona da gizlice oy verdiler.SP'lilerin büyük bir kısmı Tayyip'i desteklediklerine dair arkadaşlarımı yoklamıştım.Yanılmadım. Bir daha ki c.başkanı adayı seçiminde bakalım Tayyip'in karşısına kimi çıkaracaklar bilemeyiz.

SP'nin mecliste 20 milletvekili olsaydı, kazanamayacaklarını bilseler dahi bir tane kendi adaylarını ortaya çıkarırlardı.Bizde oy kaybetme veya kazanamama korkusu yok.Yeter ki bu millete Milli Görüş'ün ne demek olduğunu geniş kitlelere duyurabilirdik.Lakin,kendi adayımız olmadığı için hiçbir çalışma yapmadık.

Şu an da, Türkiye'de yarı başkanlık seçiminin ilk adımları atılmak üzeredir.Millietimizin bilmediği, senato üyeliği yerine cumhurbaşkanlığı bünyesinde başkanlar kurulu oluşturuldu.Bunların görevi başbakan ve bakanlar kurulunu denetim altına almak ve icraatlarını takip etmek içindir.Yani ileride kukla bir başbakan ve bakanlar göreceksiniz.Asıl ülkeyi Tayyip ve bünyesinde ki o başkanlar yönetecek.Onların imzaları olmadan başbakan her kim ve hangi partili olursa olsun eli kolu bağlanmış olacak.Bu da tüm partilerin işini bitirmiş olacaktır.Ancak seçim kanunlarında değişiklik olursa bu anlattıklarım gerçekleşmeyebilir.Önemli olan parti değil ülkeye kim daha hayırlı hizmetlerde bulunacaksa benim oy'um yine ona olacaktır, vesselam..



EVET, ŞİMDİ BEN DE GÜLÜYORUM BU EKMELEDDİN'E..ŞİMDİ SENDE GÜL ONUN HAKKINDA Kİ BU YAKIŞTIRDIKLARI TÜRKÜLERE: :D:D


:D:D Nasıl, iyi türkü değil mi?...

Helal olsun bu adama...Gülmekten kalbim yoruldu yahu..:D:D
 

maksut ibrahim

Kıdemli Üye
Katılım
6 Kas 2009
Mesajlar
5,889
Tepkime puanı
139
Puanları
0
Ne yalan söyliyeyim ki .Doğrusu ben de ona kerhen de olsa oy verdim.Çünkü çatı adayı diye dışarıdan Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday gösterdiler ama o da havasını alıp çekip gitti, gidiş o gidiş!.. Ekmeleddin ihsanoğlu'NU bu ülkeye yakıştıramadım.Çünkü bana çok pasif gibi geldi.Siyaset yapmasından aciz adam..Milletin maskarası oldu sadece..Geçmişin de pek başarıları da yok.Seçimden hemen sonra buhar olup uçtu gitti

Aslında ben sandığa Tayyip için oy atmaya da gitmeyecektim.Onu seçtirdiğime de pişman oldum.Beklentilerimize cevap veremedi.Şimdi ise ülkeyi monarşi düzenine doğru adım adım getiriyor.Bunun sonu milletimiz için hiç de hayırlı olmayacak.Belki de bugünleri aratacak gibi...


SP lideri Kamalak'a da kızdım.O, Ekmeleddin'e sıcak bakıyordu.SP teşkilatı, kendi seçmenini oy atmada serbest bıraktı ama yine de SP'liler ona da gizlice oy verdiler.SP'lilerin büyük bir kısmı Tayyip'i desteklediklerine dair arkadaşlarımı yoklamıştım.Yanılmadım. Bir daha ki c.başkanı adayı seçiminde bakalım Tayyip'in karşısına kimi çıkaracaklar bilemeyiz.

SP'nin mecliste 20 milletvekili olsaydı, kazanamayacaklarını bilseler dahi bir tane kendi adaylarını ortaya çıkarırlardı.Bizde oy kaybetme veya kazanamama korkusu yok.Yeter ki bu millete Milli Görüş'ün ne demek olduğunu geniş kitlelere duyurabilirdik.Lakin,kendi adayımız olmadığı için hiçbir çalışma yapmadık.

Şu an da, Türkiye'de yarı başkanlık seçiminin ilk adımları atılmak üzeredir.Millietimizin bilmediği, senato üyeliği yerine cumhurbaşkanlığı bünyesinde başkanlar kurulu oluşturuldu.Bunların görevi başbakan ve bakanlar kurulunu denetim altına almak ve icraatlarını takip etmek içindir.Yani ileride kukla bir başbakan ve bakanlar göreceksiniz.Asıl ülkeyi Tayyip ve bünyesinde ki o başkanlar yönetecek.Onların imzaları olmadan başbakan her kim ve hangi partili olursa olsun eli kolu bağlanmış olacak.Bu da tüm partilerin işini bitirmiş olacaktır.Ancak seçim kanunlarında değişiklik olursa bu anlattıklarım gerçekleşmeyebilir.Önemli olan parti değil ülkeye kim daha hayırlı hizmetlerde bulunacaksa benim oy'um yine ona olacaktır, vesselam..
türkiye de bundan sonra fazla bir sey degisecegini sanmiyorum
 
Üst