Risale-i Nur Kâfidir’ Algısı, Göründüğü Kadar Masum Mu?
Murat TÜRKER
Bediüzzaman’ın Risale-i Nur’un kâfi olduğuna dair değinisinin mutlak değil mukayyet olduğunu görmek durumundayız.
Bir kere ilgili sözün önemli bir vurgusu, “Risalelerin hakaik-i İslamiyeye kâfi geldiği” şeklindedir. Müellifin söze düştüğü bu sarih kaydı göz ardı ederek, Risale-i Nur’u tüm İslâmî ilimlere tek başına alternatif kabul etmenin izah edilir bir yanı olabilir mi?
Mezkûr mektubun muhatapları dikkate alındığında ise ikinci bir kayıt ortaya çıkar. Söz, ilmî anlamda temeli olan, İslâmî ilimlerle haşır neşir, müktesebat sahibi ‘talebelere’ hitap etmektedir. Mektubun başında yer alan “Risale-i Nur talebelerinin hasları olan sahip ve vârisleri ve haslarının hasları olan erkân ve esasları olan kardeşlerime” cümlesi işbu kaydın ve sınırlılığın tezahürüdür.
Risale-i Nur’un yeterli olduğu algısını terviç edip popülerleştiren bazı kesimler iyi niyetli olsalar da, bu düşünceyi yayarak bir tahrif projesini tahkim etmeye çalışanların olduğunu da görmek zorundayız. Ahkâmı Kur’aniyeye karşı bir takım Nur talebelerinde cari olan yabancılaşmada, işbu “sadece Risale-i Nur okuma” vakasının ciddi tesirleri olduğunu düşünüyorum.
Sanki birileri, modern düşünce akımlarına yem etmeye çalıştıkları külliyatı ve okurlarını, İslâmî ilimlere karşı kasıtlı olarak mesafeli kılıp, kurguladıkları yozlaşmayı sağlamlaştırıyorlarmış gibi görünüyor.
İslâmî ilimlere dönük isteksizlik, Risale-i Nur’u ahkâmdan kopuk olarak mütalaa etmeye zemin hazırlıyor ve bu zemin bilinçli olarak kuvvetlendiriliyor.
Bir de İslâmî ilimlerle iştigal etmemekten doğan boşluk, Batı felsefesine dönük bir fikrî mesai ile doldurulunca, ortaya oldukça garip bir terkip çıkıyor.
İnsan hakları merkezinde şekillenen, bireysel mağduriyetlere ve cemaat baskısına itiraza odaklanmış, adı konulmasa da modernist bir arka plana yaslanan, tarihselci algıya göz kırpan, tekvinî şeriatla sınırlandırılmış bir din algısı ve dili revaç buluyor.
Bu handikapları dillendirenlere kızmaktansa, daha sahih ve önyargısız bir müzakere zemini oluşturamaz mıyız?
NOT: Dost TV’deki programımız, Salı, Perşembe ve Cumartesi günleri 21:30’da yayınlanıyor.
https://twitter.com/[email protected]