Resim, Söz ile Buluştu ...

Ecrin

'Bâd-ı Sabâ..'
Katılım
16 Ara 2009
Mesajlar
0
Tepkime puanı
2,484
Puanları
0
Cc4m0XQVAAAUk05.jpg
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Sanatta, sanat adamının ne bildiği değil, bilakis bu sanatın muhatabı olacak fertlerin ne bildiği önemlidir. Algı faktörü! Film olsun, hikaye olsun bu temel prensip üzerinden üretilir. Bilim adamları, müzikten alınan zevkin bir nota sesinin arkasından gelecek nota dizilimini yakînen tahmin etme silsilesinden duyulan haz olduğunu söylerler. Sanatın işleyişiyle olan bağlantıyı anladınız mı? Görsel resimlerde böyle işler. Fonksyonel akıl, algıladığı görselin devamını getirir, buradan farklı hormonlar, dolayısıyla duygular üretir..

Örneğin şu gördüğünüz resimler muhatabını geriyor. Çünkü bu resimlerin her birinde herkesin kendince bir hikayesi vardır. Bu hikayeler kollektiftir..

56d8069ce4b07cf52927712f_img_56d80714e4b0ca4828043cad


56d8069ce4b07cf52927712f_img_56d80718e4b006affbc8747c


56d8069ce4b07cf52927712f_img_56d80718e4b006affbc8747d


56d8069ce4b07cf52927712f_img_56d8071ae4b08859482e97c8


56d8069ce4b07cf52927712f_img_56d80714e4b0ca4828043cae_reg.jpg


56d8069ce4b07cf52927712f_img_56d8071ae4b08859482e97c7


Yeri geliyor bir resimle orduları yönetebiliyorsunuz. Bir söz, sloganlaşıp devrimleri tetikleyebiliyor. Keramet resimde, görselde veya sözde değil, o resimden önce birikmiş olan kollektif duygulardadır. Lenin der ki, ''devrim, önce midelerde başlar''. Bu literatürü bilenler bu yüzden ekonomik krizlere ve kaosa oynarlar! Asrın fitnesi, terörüyle olsun, medyası ve finans gücüyle olsun işte bu dinamikleri işletiyor. Ne acaip değil mi?

Bu noktada en temel meseleyi sorgulamak lazım. Güç nedir? Güç için ne pahasına olursa olsun savaşılmalı mıdır? Bu ön kabul, sanıldığı kadar işin olmazsa olmazı mıdır? Biz, bunun için mi yaratıldık? Hadi biz gücü kovalamayalım, dünya onların olsun! Bu, sorunu çözer mi? Görüldüğü gibi biz dünyayı bıraksak bile dünya bizi bırakmıyor. Çünkü insanın doğasında bu var malesef, ve birileri bu dinamikleri doğal olarak işletip bundan istifade edecektir. Zannedersem çepeçevre barışın hakim olduğu bir dünya, ancak çepeçevre algıların yönetildiği bir dünya kurmakla mümkün! Aslında bu hüküm, birebir dalalete sapmak anlamına geliyor. Niye derseniz, batı uygarlığı zaten bunu yapıyor. Mutlu mu? Değil.. O halde tek çare hakka ve hakikate teslim olmak.. Velhasılı, ne kadar sahte cennet hayali varsa hakikatinin İslamda olduğunu göstermekle yükümlüyüz. Toplumsal bazda herkesin mutmain bulması mümkün değil. Gaye, mutmain bulanların sayısının artmasıdır. Bu sayı arttıkça mutmain bulanların bereketiyle taklidi imanlar selamet bulacaktır..

DostunDostu
 
Üst