Paralel Yalanlara İftiralara Cevaplar

30 Mart ve 10 Ağustos seçimleri öncesinde, seçim sonucunu etkilemeye yönelik montaj kasetleri ve görüntüleri sosyal medya üzerinden internete servis edilmişti. 7 Haziran'da yapılacak olan 2015 genel seçimlerini etkilemeye yönelik montaj çalışmaları yeniden hız kazandı.
Önceki gün TRT Haber Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ağırladı. Erdoğan yaklaşık 2 saat kaldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın konuşmalarından seçilen başlıklar TRT Haber ekranlarında KJ'ye yazılarak izleyicilere sunuldu.

Paralel yapının sosyal medya hesapları Erdoğan canlı yayınındaki KJ'yi değiştirerek internette yaygara koparmaya çalıştı.
KJ'Yİ DEĞİŞTİRDİLER
Orjinalinde "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gazetecilerin sorularını cevaplıyor" şeklinde yazılan KJ montajlandı ve şu ifadeler yazıldı: Gazeteciler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sorularını soruyorlar..

ZAMAN MONTAJA BALIKLAMA DALDI
Zaman gazetesi ise bu montajlı fotoğrafları haberleştirdi, sitesinden okuruna sundu. Zaman'ın haberinde montajlı fotoğraf kullanılırken, "sosyal medyada akşamın konusu bu oldu" vurgusu yapıldı.

İftiralara Cevaplar adlı sitede de aynı montaj haber var ,sözde hizmet hareketi işte ne yaparsın

Zaman'ın Emirgan yalanı kısa sürdü!

Milliyet’ten Güngör Uras, Emirgan Korusu’nun yakınındaki bir arazinin satılacağını yazdı. Zaman gazetesi ise haberi çarpıtarak “Emirgan Korusu da TOKİ kurbanı; rezidans ve AVM için satışa çıkarıldı!” başlığı ile servis etti.
İstanbul Büyükşehir Belediye’si ise Zaman gazetesinin yalan haberi üzerine kısa bir açıklamada bulundu.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“EMİRGAN KORUSU” AÇIKLAMASI

Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras’ın köşesinde yer alan “Emirgan Korusu’nun yakınındaki bir alanın TOKİ tarafından satışa çıkarılacağı” şeklindeki ifadesi üzerine sosyal medya mecraları ve internet haber sitelerinde “Emirgan Korusu Satılıyor”, “Emirgan Korusu’na Rezidans ve AVM Yapılacak” gibi başlıklarla haberler yayınlandığı görülmüştür.
Yanlış algının düzeltilmesi adına aşağıdaki açıklamanın yapılması zorunlu olmuştur:
“Sözü edilen arazinin Emirgan Korusu ile hiçbir ilgisi yoktur.Emirgan Korusu’nun imara açılması, satılması ve bu alana inşaat yapılması söz konusu olamaz. “

http://www.haber10.com/haber/584200/#.VM8Hi7ccRPM

Zaman gazetesi, AK Parti’nin yeminli düşmanlarından Nuray Mert'la yaptığı mülakatı çarpıtınca ortalık karıştı.Zaman, Nuray Mert'in ağzından "Cemaat otoriterleşmeye 'dur' dedi" diye haber yapınca gazeteci Mert adeta isyan etti.

[FONT=pt_sansbold]ZAMAN İSTİSMAR EDİYOR!

Zaman gazetesine yaptığı açıklamaların gazete yönetimi tarafından çarpıtılması AK Parti'nin yeminli düşmanlarından Nuray Mert'i bile çileden çıkardı. Aynı yöntemle birçok önemli ismin açıklamalarını çarpıtarak yayınlayan Zaman Gazetesi'ne isyan eden Nuray Mert "artık ne görüş ne de söyleşi vermeyi düşünmüyorum" dedi.

Zaman gazetesinin Pazar ekinde çıkan söyleşisinin "Cemaat otoriterleşmeye 'dur' dedi" başlığıyla verildiğini görünce "Gözlerime inanamadım!" diyen Nuray Mert, şöyle devam etti:

"Bilen biliyor, ben sözünü sakınan biri değilim. Öyle düşünsem öyle söylerdim. Bu veya buna benzer hiçbir cümlenin yer almadığı bir söyleşi nasıl bu başlıkla verilir? Anlamaya anlıyorum, ama bu benim sessiz kalabileceğim bir şey değil.

Cemaat'in siyasi hedef olduğu bir dönemde, bu çevrenin yayın organlarında yer almaktan kaçınmamaya özen gösteriyorum, ama böyle bir tavır sergilediğim için istismar edilmeyi hak ettiğimi düşünmüyorum."



[/FONT]
[FONT=pt_sansbold]Bir daha hiçbir gazeteye konuşmama kararı aldığını bilerten Nuray Mert, şöyle devam etti:
[/FONT]

"Dahası, böylesi işgüzarlıklar faydadan çok zarar getirir, hiç olmazsa bunun hesap edilmesi gerekirdi. Nitekim, olan oldu ve hiç istemediğim halde bu açıklamayı yapmak zorunda kaldım.

Cumhuriyet : Yalan Yazdık

Cumhuriyet bundan bir süre önce Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kızının zayıf not aldığı dersin hocasının okulunun değiştirildiğine yönelik bir haber yaptı.

"KIZI ZAYIF ALINCA ÖĞRETMENİN SINIFI DEĞİŞTİ" DEDİLER

Haberde Davutoğlu'nun 9. sınıfta okuyan kızının matematik sınavından düşük not aldığı, özel öğretmeninin sınav kağıdını görmek istemesi üzerine, sınav kağıdını göstermeyen matematik öğretmeninin başka bir sınıfa verildiği yazılıydı.

BAŞBAKANLIK YALANLADI

Daha sonra Başbakanlık konuyu özetleyen ve Cumhuriyet'i yalanlayan bir açıklama yapmış, konunun yargıya taşınacağını bildirmişti.

BİRİNCİ SAYFADAN TEKZİP

Yargı sürecinin ardından Cumhuriyet gazetesi bugün birinci sayfasından bir tekzip yayınladı. Düzeltme ve cevap başlığıyla yayınlanan tekzipte o haber için "tümüyle yalan ve iftiradır" denilmesi dikkat çekti.

http://www.ensonhaber.com/cumhuriyetten-davutoglu-tekzibi-2015-02-15.html

CHP’li Hamzaçebi yalan söyledi, işte Fuat Avni ile ilişkisi!

Fuat Avni hesabını kullanan Emre Uslu ile yazışmaları ortaya çıkan CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi’nin Twitter’da yaptığı “Fuat Avni adlı kişiyle DM üzerinden bir yazışmam yoktur.Ayrıca takipçim olmadığı için kendisine DM den yazmam da imkansızdır.Duyurulur.” açıklaması yalan çıktı. Hamzaçebi’nin Fuat Avni ile karşılıklı takipleştiğinin belgeleri Twitter’da ortaya çıktı.

Paralel yalanlar

Paralel yapılanmaya karşı mücadele başlatan, kriptolu telefonların dinlenmesi ve ÖSYM'deki soruların çalınması süreçlerini belgelerle kanıtlayan TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Abdullah Çavuşoğlu, hakkında paralel medyada başlatılan linç kampanyasının tamamen yalan iddialara dayandığı ortaya çıktı. Zaman gazetesinin Çavuşoğlu'nu suçlayan haberi için TÜBİTAK başkan yardımcısından yalanlama geldi.

http://www.takvim.com.tr/guncel/2015/02/02/paralel-yalanlar

Paralel yalanlar bir bir deşifre oldu

Cemaat medyası, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı, bakanları, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı ve gazetecileri yasadışı dinleyen paralel devlet yapılanması deşifre olunca algı operasyonuna girişti. Paralel medya, gözaltına alınan paralelci polisleri aklamak için adeta bir yalan kampanyasına başladı.

Örgüt medyası söz konusu yasadışı dinlemelerin ve casusluk iddialarının yalan olduğu konusunda kamuoyunu yönlendirmeye çalışarak soruşturma ve kovuşturma sürecini sabote etme gayretine düştü. İşte paralel medyanın yalan furyasından birkaçı.

OPERASYONU DEŞİFRE ETTİLER...

Cemaat medyası, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın; 22 Temmuz’da paralelcilerin emniyet ayağına yönelik gerçekleştireceği operasyonu 7 saat önce deşifre ederek operasyonun mecburi olarak sahur vaktine çekilmesine yol açmıştı. Zaman Gazetesi, bunu da kendince kullandı ve operasyonun erken alınmasını, “Polisler sahurda gözaltında alındı” şeklinde haber yaptı. Halbuki buradaki amaç tamamen bir algı operasyonun bir parçası idi.

DİNLEMEDİK DEDİLER...

Paralel örgütün yayın organları, iddianamede yer alan söz konusu yasadışı dinlemelerin ve casusluk suçlamalarının da gerçek olmadığını iddia etmişti. Ancak; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu örgütün; Selam ve Tevhid adı altında hayali bir terör örgütü icat ederek başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan olmak üzere çok sayıda siyasetçi ve gazetecinin de içinde olduğu yüzlerce kişiyi yasadışı dinlediğini ortaya çıkardı.

MİT GÖREVLİSİ DEDİLER...

Paralel devlet yapılanmasının televizyon, gazete ve internet siteleri, sorgu hâkimliğinde İsmail adlı bir MİT görevlisinin bulunduğu öne sürülmüş ancak bu kişinin Terörle Mücadele Şubesi’nde çalışan bir polis memuru olduğu, sorgu hâkiminin güvenliğini sağlanması için hakim odasında bulunduğu ortaya çıktı.

AÇ BIRAKILDIK DEDİLER...

Paralel medya Telekulakçı polislerin, “İşkence görüyoruz, nezarethanede çok zor şartlar altındayız, sahur bile yapamıyoruz” şeklindeki yalanlarını da haberleştirerek kamuoyunda yanıltmaya çalışmıştı. Ancak paralel polisler kendi yayınladıkları fotoğraflarla kendi yalanlarını deşifre ettiler.
Sosyal medyada paylaştıkları nezarethane fotoğrafında mükellef bir sofrada yemek yiyen şüphelilerin ellerindeki cep telefonuyla selfie çekmeleri “Aç bırakıldık” yalanını da ortaya koydu.

http://www.yeniakit.com.tr/haber/paralel-yalanlar-bir-bir-desifre-oldu-25594.html

Zekeriya Öz: Gülen cemaatine mensup değilimhttp://www.ensonhaber.com/zekeriya-oz-gulen-cemaatine-mensup-degilim-2015-02-17.html

Dua Nur' Alıntı:

Zekeriya Öz: Gülen cemaatine mensup değilim

http://www.ensonhaber.com/zekeriya-oz-gulen-cemaatine-mensup-degilim-2015-02-17.html

Genişletmek için tıkla ...

Cevdet Akbay @cevdetAkbay · 47 dk. 47 dakika önce

Zekeriya "Paralel Yapı üyesi değilim" dediğinde burnunda az biraz uzama gördüm! Yoksa bana mı öyle geldi?

Fetoşistlerden “karakter”siz yalan!

Ortaya çıkan yazışma belgelerinde ise 140 karakteri aşan hiçbir mesajbulunmuyordu.

İşte Paralel Koro’nun gizlemeye çalıştığı o mesajlaşma metinleri:

http://www.medyagundem.com/fetosistlerden-karaktersiz-yalan/

Paralel yalanlara 5 cevapla ŞAH-MAT

Türkiye’nin düzenlediği Şah Fırat operasyonuna övgüler yağarken Paralel de boş durmadı. Medya ve internet üzerinden Türkiye’nin “toprak kaybettiği” ve “kendi türbesini yıktığı” yönünde gerçekle alakası olmayan haberler yapıldı.

1) TÜRK TOPRAĞI TERK EDİLMEDİ

1921 Ankara Anlaşması ile Türk toprağı kabul edilen Süleyman Şah Türbesi ve müştemilatının yer aldığı arazi, daha önce baraj suları altında kalması nedeniyle iki kez yer değiştirmişti. Son operasyonla Türk toprağı sayılan türbe arazisi yine Suriye sınırları içinde üçüncü kez yer değiştirmiş oldu.

2) SADECE SANDUKA GETİRİLMEDİ

Sanduka, mezarın üzerine konulan görsel bir unsurdur. Sanduka ile birlikte mezardaki naaşlar, tarihi ve manevi değerdeki eşya da nakledildi.

3) KİMSEDEN İZİN İSTENMEDİ

Operasyondan hemen önce egemenlik hakkı gereği Suriye’ye ve bölgede DEAŞ’a hava saldırıları yapan ABD öncülüğündeki müttefiklere bilgi verildi.

4) PYD’DEN YARDIM ALINMADI

PYD de, Suriye ve ABD gibi, operasyondan bilgilendirildi, saldırı amaçlı olmadığı belirtildi. Suriye, PYD ve gerekse DAEŞ’ın saldırı ihtimaline karşı tank ve zırhlı araçlarla operasyon yapıldı.

5) DEAŞ TEHDİDİ ARTINCA YAPILDI

Operasyon DAEŞ tehdidi üzerine yapıldı. DAEŞ Mart 2014’te de Türbeye saldırı tehdidinde bulunmuş, ancak buna cesaret edememişti. Ancak, Kobani yenilgisinden, Peşmerge güçlerini Kobani’ye geçiren, insani yardımda bulunan Türkiye’yi sorumlu tutan DEAŞ tehdidi arttırınca operasyon kararı alındı.

http://www.kanalahaber.com/haber/gundem/paralel-yalanlara-5-cevapla-sah-mat-219396/

FETÖ’cülerin bir aşağılık yalanı daha!

Balyoz’da kumpas soruşturması kapsamında “Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma, çalma” ve “Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme” suçu kapsamında tutuklanan Mehmet Baransu’nun savunmasında dile getirdiği daha önce aynı suçtan beraat ettiği iddiası asılsız çıktı. Baransu Balyoz belgeleri ile ilgili değil Genelkurmay Başkanlığı’na ait bir dinleme aracının plakasını yayınladığı gerekçesiyle yargılandığı bir davadan beraat ettiği anlaşıldı.
Balyoz’da kumpas soruşturması kapsamında ” tutuklanan Mehmet Baransu’nun daha önce Balyoz belgeleri temin ettiği ile ilgili yargılanıp beraat ettiği şeklindeki savunması gerçek dışı çıktı. Baransu’nun Genelkurmay Başkanlığı’na ait bir dinleme aracının plakasını yayınladığı gerekçesiyle yargılandığı bir davadan beraat ettiği ortaya çıktı.
Geçtiğimiz Pazar günü evinde gözaltına alınan Mehmet Baransu gerek savcılıkta gerekse de tutuklama talebiyle sevk edildiği sulh ceza hakimliğindeki sorgusunda kendisinin daha öncede ‘Balyoz belgeleri ile ilgili Devletin gizli belgelerini ifşa etmek’ suçlamasıyla yargılandığını ve beraat ettiğini iddia etti. Bu iddiası da gerek Taraf Gazetesi gerekse paralel yapıya yakın yayın organları tarafından ön plana çıkarıldı ve kamuoyunun algısı yönetilmeye çalışıldı.

PLAKADAN BERAAT ETMİŞ

2010/329 sayılı soruşturma numarasını vererek beraat ettiği yönünde algı oluşturmaya çalışan Baransu’nun kamuoyunu aldatmaya çalıştığı anlaşıldı. Söz konusu soruşturma dosyasının Balyoz belgeleri ile ilgisi bulunmadığı Genelkurmay Başkanlığı’na ait bir dinleme aracının plakasının deşifre edilmesine ilişkin olduğu saptandı. Sabah Özel İstihbarat Bölümü’nün yaptığı araştırmaya göre, Taraf Gazetesi’nde “Aslan Paşa’nın Suçlu Kulakları” başlığı ile Genelkurmay Başkanlığı bünyesindeki bir araçla 2000 kişinin yasadışı dinlendiğini haberleştiren Mehmet Baransu dinleme aracının da plakasını açıkça yazdı ve fotoğrafını yayınladı. Bunun üzerine Genelkurmay Başkanlığı devletin güvenliği veya iç veya dış yararları bakımından niteliği itibari ile gizli kalması gereken bilgiler içeren belge ve fotoğrafların gazetede yayınlandığı yönünde savcılığa ihbarda bulundu. Savcılık da Baransu hakkında “Devletin Güvenliğine ve siyasal Yararlarına ilşkin Gizli kalması gereken bilgileri açıklama” suçu kapsamında iddianame hazırladı.

BERAAT ETTİREN BAŞKAN YARGITAY ÜYESİ

Yargılama İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılırken mahkeme Baransu hakkında beraat kararı verdi. Beraat gerekçesi olarak da gizli belge fotoğrafın söz konusu olmadığını ve suçlamaya yönelik yeterli delil elde edilemediğini gerekçe gösterdi. Baransu hakkında beraat kararı veren mahkeme Başkanı Ali Alçık’ın daha sonra HSYK tarafından Yargıtay üyeliğine atanması diğer iki üyenin de 17-25 Aralık sonrasında ağır ceza başkanlıklarından alınması dikkat çekti.

http://www.medyagundem.com/fetoculerin-bir-asagilik-yalani-daha/