Osman nuri topbaş hoca efendiden hergün bir sohbet

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
osman nuri topbaş hocaefendinin kaleminden

Haccın ruhaniyeti (devamı)

Bu buluşmadan sonra Âdem -aleyhisselâm-'la Havvâ vâlidemiz, Allâh'ın emriyle bugünkü Mekke şehrinin olduğu yeri vatan edindiler. Bundan dolayı Mekke şehrinin bir adı da, yerleşim bölgelerinin anası mânâsına Ümmü'l-Kurâ'dır.

Müzdelife, Kur'ân-ı Kerîm'de işâret edilen "el-Meş?aru'l-Harâm"ın rûhâniyetiyle rahmet tezâhürlerinin dolu olduğu bir mekândır. Kalbleri, Rabbin azamet, kudret, muazzam saltanat ve ilâhî tecellîleri ile yoğurup dünyâ ve âhıreti arkaya atma yeridir.

Minâ, Hazret-i İbrâhîm ve Hazret-i İsmâîl'in şeytana karşı muzaffer oldukları bir teslîmiyyet ve tevekkül mekânıdır.

Safâ ve Merve tepeleri, bugünkü zemzem kuyusunun bulunduğu noktada susuzluktan bunalmış olan İsmâîl -aleyhisselâm-'ın vâlidesi Hazret-i Hacer'in telaş ve heyecan içerisinde su bulmak maksadıyla gidip geldiği iki mübârek tepedir ki, bize o

beşerî acziyyet ile Cenâb-ı Hakk'a ilticâyı hatırlatmak için hac menâsikinde "sa'y" adıyla yerini almış bir rükündür. Safâ tepesi, kalb safâsını bulandıracak şeylerin kalbe sokulmamasını ihtâr eder.

devamı var
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
HAYATIMIZI RAMAZANA ÇEVİRMEK(10)

Müfesirler işte "katımızda dahası da vardır" ayet-i kerimesini, şöyle tefsir etmişlerdir:
İşte o gün, cenneti hak eden sâlih kullar, Cenâb-ı Hakk'ın ruyetine, yani Cemalullah'ın görülmesine nâil olacaklar. Herkes, ulaştığı makama göre, buna mazhar olacak!.. Kimi bir sefer, kimi birkaç sefer, kimi daimî olarak, dünyadaki o fedâkârlığına göre.
Diğer bir rivayette de hatıra-hayale gelmeyecek bütün nimetleri orada Cenâb-ı Hak kullarına ihsan edecek.
Velhasıl Cenâb-ı Hak bize iki taraflı olarak bildiriyor:
Bu dünya hayatını nasıl geçireceğiz?
Nasıl Cenâb-ı Hakk'ın verdiği nimetlerin farkında olacağız?
Nasıl Cenâb-ı Hakk'a şükredeceğiz?
İlâhî bir akışa baktığımız zaman, biz bu dünyadan haberimiz var mıydı dünyaya gelmeden önce? Dünyaya gelişimizi biz mi tayin ettik?!.. Ömrümüzün sınırlarını biz mi tâyin ettik? Nasıl meçhullerin içinden geliyoruz ve yine bir meçhule doğru akıyoruz
Bütün iş bu kısa vakit boyunca uyanık olabilme!...
Kısaca hulasa edersek, kalbimizin Cenâb-ı Hak ile beraber olması!... Kalbimiz Cenâb-ı Hak ile beraberse, Peygamber Efendimiz ile beraberdir. Peygamber efendimizle olan beraberliği ciddiye almamız lâzım. Peygamber efendimizle ne kadar berabersek Allah'la o kadar beraberiz. Allah'la ne kadar berabersek, Peygamber efendimizle o kadar beraberiz. Çünkü ayet-i kerimede Cenâb-ı Hak:
"Beni seviyorsanız O'na uyun!" buyuruyor.
Kelime-i tevhid, Allah'a inancın ve Peygamber Efendimizi tasdikin, kalben tasdîkin birleşmesiyle meydana gelir. İdrak bizim idrakimizin ötesinde. Onun için Peygamber Efendimize çok saygı ve edebe dâvet ediyor.
"Aranızda konuştuğunuz gibi O'nunla konuşmayın, farkında olmadan amelleriniz boşa çıkıverir." buyuruyor.
Sünnet-i seniyyeye ne kadar ittiba edeceğiz?!..
Bu, bir takva imtihanıdır. Allah'a yaklaşmanın imtihanıdır.
"Gelişigüzel konuşanlar, onlar cahillerdir." buyuruyor.
Onun için Peygamber Efendimizi ne kadar tanıyoruz?! Ne kadar sünnet-i seniyyeyi yaşamanın, bilhassa ahlak, beşerî münâsebetler, cömertlik, ahlak, Kur'ân'la istikâmetlenme... Bunu ne kadar düşünüyoruz?! İnşallah "emri bil maruf ve nehyi anil münker" içinde oluruz.
Bak Peygamber Efendimiz, iki yetime zaman ayırıyor. İki yetime namaz kıldırıyor. İki yetimin derdinde... Allah Rasûlü ümmet var, müşrikler var, münafıklar var, Yahudiler var, var, var, var... Onların arasında o iki yetimi de ihmal etmiyor. O iki yetimin gönlünü almaya çalışıyor. Gönlünü alıyor, terbiye ediyor onları...
"-Hiçbir peygamber benim gördüğüm kadar eza ve meşakkat görmedi." diyor. Efendimiz!..
Bu eza ve cefayı ümmet için gördü Efendimiz!... Çünkü ümmete çok merhametli... Onun için sevginin kantarı nedir, ölçüsü nedir. Sevginin kantarı, fedâkârlıktır.
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
HAYATIMIZI RAMAZANA ÇEVİRMEK(11)

Bu dünyada ne kadar fedâkârâne şekilde yaşayacağız?!
Mesela kendimizi, malımızı, canımızı işte ayet-i kerimede Tevbe suresinde:
"Canlarıyla mallarıyla cenneti satın aldılar." buyuruyor. Ne diyor Cenâb-ı Hak:
"Üç kitapta da; Tevrat'ta da, İncil'de de, Kur'ân'da da bu Cenâb-ı Hakk'ın vâ'didir. Cenâb-ı Hak'tan daha çok va'dinde duran kimdir?!.." buyuruyor.
Cennet ucuz değil, bedava değil, hoş geldin, buyur gel, değil!... İstediğin gibi yaşa, canım dünya da cennet olsun, ahirette de cennette ol değil!..
Bir fedakârlık istiyor, takvâ hayatı istiyor. Arkada âyetler geliyor.

"Tevbe edenler..." buyruluyor.
Nedir tövbe? Tövbe pişmanlıktır, iç dünyanın yanmasıdır, işlenenlerden nefrettir, tiksintidir.
"İbadet edenler..." geliyor.
İbadeti belli bir seviyeye çıkartmasıdır.
"Hamd edenler..." geliyor, hamd hâlinde bulunmak, af, neden, niçin? Bunlara bir çarpı işareti atmak lazım.
"Rükû edenler, secde edenler!.." geliyor.
"Oruç tutanlar" geliyor. Orucun bir kalkan olması lazım!...
"Cehenneme kalkandır." buyruluyor.
Hangi oruç kalkandır? Oruçları iyi idrak etmek lazım!...
Hangi namaz Allah'a yaklaştırıyor. Bunu bilmek lazım.
Ondan sonra ne geliyor?
"Emr-i bil maruf ve nehy-i anil munker de bulunanlar..." geliyor.
Allah'ın verdiği nimeti, Allah'ın kullarına tevdî edenler, en büyük cömertlik bu!... Değer verdiğin şey dünyaya ait!.. Onu dünyada değerlendir.
"Emri bil maruf ve nehyi anil münker"de hem dünya, hem de âhiret için lâzım!.. Yanmayan soba ısıtmaz. Kaba, ham bir kalple "emri bil maruf" da olmaz. İlim lâzım, takvâ lâzım, öbürü ahmaklık olur!... Hatta bazen insanları yoldan çıkartmış bile olabilirsin!..
Allah'ın koyduğu sınırlar içerisinde yaşayabilme!... Cenâb-ı Hak:

"Ona müjdeler!.." buyuruyor. Yine:
"Müminler kurtuldu." buyuruyor.
Kimler kurtuldu?
Sırasıyla, namaz, ciddiyet, hareketlere dikkat etme, infak, zekât.... Malını Allah için verebilme, iffet hudutlarına dikkat etme, akitlerinde durma, sözlerinde durma, dua ve namazı muhafaza edebilme!...
"Ticareten len tebûr" buyruluyor.
Demek ki, kalbimizin Peygamber Efendimiz ile beraber olması, O'nu bilmesi....
 

yüz akı

Profesör
Katılım
28 Şub 2007
Mesajlar
792
Tepkime puanı
114
Puanları
0
Yaş
41
Konum
diyar-ı gül
DERYADAN DERLENEN ZERRECİKLER...
(07 AĞUSTOS TARİHLİ YENİ BİR MANEVİ ZİYAFET)
rasulullah efendimizin aziz pak mübarek ruhu şeriflerine, eshabına sadatı kiram haz.lerine, cümle geçmişlerimizin ruhlarına,hayırların fethi şerlerin muhafazası kız oğlan evlatlarımıza 1 faitah 3 ihlas okuyalım inş....

efendimiz a.s vefat eden kimsenin 3 şeyi devam eder...hayır ve şerri..
sadakai cariye olacak...hayırlı evlat, talebeler,nesil vatana millete dine imana....

kabre düşen bataklığa düşen insan gibidir...

evlatlarımıza
1_güzel bir isim koyulacak
2_islami bir metotla yetiştirilecek
kiramen katibini anlatmak yavrularımıza,
en büyük istikbal ahiret istikbalidir...

en merhametli anne babalar yavrularını allah yolunda yetiştirenlerdir...
3_ibadet hayır hasenata teşvik edilmeli

imam-ı malik(medine imamı)

babam hergün bana bir hadis ezberletirdi.hediye verirdi her ezberlediğim hadis için...
her gün bi hadis ezberler bir hediye alırdım...ertesi gün gene aynısı....
öyle bir hal oldu ki bana hadis ilminden lezzet almaya başladım diyor....

-sevindire sevindire inş teşvik etmemiz lazım...
-sadaka nedir niye veriyoruzanlatmamız lazım...
-namaza teşvik etmeliyiz
yavrularımızın kusursuz olmasını istiyorsak;kusursuz anne baba olmamız gerekiyor...
-annebabanın en büyük sanatları çocuk yetiştirmektir...

-büyük mükafatların büyük mükafatları olur....

TAİF HADİSESİ öyledir..

addas isimli kölenin efendimiz as a üzüm getirmesi,efendimizin yerken besmele çekmesi
addas müslüman oldu.
efendimizin o çilelerine karşılık bir kişi hidayete erdi

devamı var....
 

yüz akı

Profesör
Katılım
28 Şub 2007
Mesajlar
792
Tepkime puanı
114
Puanları
0
Yaş
41
Konum
diyar-ı gül
hatice validemizin vefatı hüzün yılı oldu...

tevekkül teslimiyet azim arkasından miraç hadisesi hasıl oldu......


rasulullah as buyuruyor
-kabenin hakim yerinde başladı,sadrım yarıldı,içinden bişey atıldı,İÇ DÜNYAM İLİM HİKMETLE DOLDURULDU....

sükut aleminin dışına çıkarıldı...
zaman mekanın dışına çıkarıldı.....

KALP EĞİTİMİ ÇOK MÜHİM....

GAD EFLAHA MEN ZEKKAHA BUYURURYO ALLAHU TEALA....

iç alemini temizleyen felaha ermiştir diyor...

mevlana hz leri ks
senin iç dünyanda musa ve firavun gizlidir buyuruyor...

EFENDİMİZİN İÇ ALEMİ ZİRVELERİN ZİRVESİ....

buna rağmen miraca çıkarılması, isra-gece yürüyüşü var....

BÜTÜN GÜÇLERİN AHİBİ CENABI HAK....

mescidi haramdan mescidi aksaya....
mescidi aksa iki tevhid mescididir...
gece yürüyüşünde efendimiz as burak her bir ayağını bir ufka atıyordu buyuruyor...

GECE ÇOK MÜHİM.....

GECEYE İHTİYACIMIZ VAR...

ŞARJ OLACAK KİŞİ...

bir geceyi bir hantal olarak geçirmek mümin ruhuna zarar vermektir.....

hz aişe validemiz efendimiz as hakkında
-gece öyle uzun namaz kılardı ki ben farkına varmazdım.ayağımı şöyle toplardı.
ben gene farkına varmaz uzatırdım secde arasında ayağımı toplardı buyuruyor...

GECELERİ DOLU DOLUGEÇİRECEĞİZ...

GÜNDÜZE FEYZİNİ AKSETTİRECEĞİZ....

CENABI HAK İSTİĞFAR EDİN DİYOR,KELİMEİ TEVHİD İLE İMANINIZI YENİLEYİN....

LAİLAHE İLE KALPTEKİ KÖTÜ HUYLAR KALDIRILACAK,

İLLALLAH İLE CENABI HAKKIN CEMALİ SIFATLARI İLE DONANACAK...

BU OLMAZSA HELAK OLUR İNSAN...





DEVAMI VAR.........
 

yüz akı

Profesör
Katılım
28 Şub 2007
Mesajlar
792
Tepkime puanı
114
Puanları
0
Yaş
41
Konum
diyar-ı gül
kelime-i tevhidde uyanmak icap ediyor.başka ilahların kalpten, gönülden çıkartılması; cenab-ı hakk'ın cemal sıfatları ile donatılması lazım.

Beyşehir gölünü bir bardağa dolduramayız: efendimiz as'ı da kendi idrakimiz nisbetinde kavrarız..

O'na çokça selatü selam getirmeliyiz.Bilhassa gecelerde salat çok mühim...

İnsan en güzel ölümü gece karanlığında düşünür...
ibadetler daha vecd içinde ifa edilir.onun için gece çok mühim.Maddi-manevi hatta ilahi azab vakaları gece vuku bulur.

''emanetler korunamazsa el değiştirir!!!!''


devamı var...
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
yüz akı kardeş paylaşımlar için allah razı olsun
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
osman nuri topbaş hocaefendinin kaleminden

Haccın ruhaniyeti (devamı)

Kâbe, Cenâb-ı Hakk'ın Kur'ân' da "Secde et ve yaklaş!" (el-Alak, 19) buyruğu ile ikâmesini emrettiği namaz ibâdetinin istikâmet hedefidir. Aynı zamanda bütün müslümanların müştereken teveccüh ettiği nokta; yâni İslâm dünyâsının nabzının attığı yerdir. İnsandaki tecellî-i ilâhînin nazargâhı kalb; kâinâttakinin ise Kâbe'dir.

Yâni Kâbe, bir mânâda insan vücûdundaki kalb mesâbesindedir. Bu sebeble hac, rikkat-i kalbiyye ile îfâ edilecek hassâs bir ibâdettir.

Orada, Allâh'a verdiği sözü yerine getiren Halîlullâh'ın makâmı vardır. Cenâb-ı Hakk, öncekileri de sonrakileri de onun ayak izine basarak yürümekle ve onun makâmının arkasında tavâf namazı kılmakla vazîfelendirmiştir.

Kâbe'deki "hacer-i esved" de, selâmlanıp öpülen ve Allâh'a bey'at ile kulluk sözünün verildiği mübârek taştır. Onu selâmlamak, aynı zamanda bütün nefsânî temâyüller ve şeytânî yönelişlerden el çekmeye söz vermektir.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
osman nuri topbaş hoca efendinin kaleminden

Haccın ruhaniyeti (devamı)

Beytullâh olarak tavsîf edilen Kâbe'nin, Âdem -aleyhisselâm-'dan itibaren mukaddes bir mâbed olduğu ve gücü yetenler için onu haccetmenin farziyyeti, âyet-i kerîmede şöyle bildirilir:

"Şüphesiz, insanlar için (yeryüzünde) kurulan ilk mâbed Mekke'deki (Kâbe) dir. Orası ilâhî feyz ü bereketlerle cihânları aydınlatan, îmân ve hidâyet nûrları ile doludur."

"Orada ibret alınacak alâmetler vardır; (aynı zamanda) Hazret-i İbrâhîm'in makâmı (oradadır). Kim oraya girerse, Hakk'ın gölgesinde emîn bir kişi olur. Oranın yoluna gücü yetenlere, (Allâh rızâsı için) "Beytullâh"ı haccetmesi, Allâh'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır (farzdır). İnkâr edenler de bilsinler ki, Allâh bütün âlemlerden müstağnîdir." (Âl-i İmrân, 96-97)

Âyet-i kerîmenin sırrını iyi anlayıp hac ibâdetine karşı gevşeklik ve lâkaydîlikten şiddetle kaçınmalıdır. Aksi halde Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'in ihtârı müthiş ve korkutucudur:

"Bir kimse, yiyecek, içecek ve binecek masraflarına mâlik olup da Beytullâh'a gitmek mümkün iken haccettmezse, onun yahûdî veya hıristiyan olarak ölmesine hiçbir mânî yoktur!"

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
osman nuri topbaş hoca efendinin kaleminden

Haccın ruhaniyeti (devamı)

Bu ihtâr-ı peygamberî, haccetmenin bütün şartlarına hâiz olup da gafletleri sebebiyle ihmâl edenlere azâb-ı ilâhîyi hatırlatmaktadır.

Çünkü bu ibâdeti ihmâl durumu, onu küçümseme mânâsı taşımaktadır.

Hac, ömürde bir defadır diye te'hîr etmek, çok yanlış olur. Nitekim Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem- buyururlar:

"Haccedecek kimse, acele etmelidir!"

Beytullâh, İbrâhîm -aleyhisselâm- ve âilesinin tevekkül ve teslîmiyyet hâtırâları ile dolu bir mekândır.

Tevekkül, teslîmiyyet ve hac kelîmeleri zikredilince, hatıra İbrâhîm -aleyhisselâm- ve İsmâîl -aleyhisselâm- gelir. Zîrâ hac, onların ihlâsları neticesinde kıyâmete kadar tekrarlanacak bir amel-i sâlihdir.

devamı var
 

yüz akı

Profesör
Katılım
28 Şub 2007
Mesajlar
792
Tepkime puanı
114
Puanları
0
Yaş
41
Konum
diyar-ı gül
rabbim sizden de razı olsun kays abi....

deryadan derlenen incilerle bizi bilgilendiriyorsunuz...

rabbimin mükafatı olsun cennette sevdiklerinizle birlikte cemalullahı seyretmek...

rabbim hizmetlerinizi gönül kıvamıyla daim yapabilmeyi nasib eylesin....

selam ve dua ile....
 

yüz akı

Profesör
Katılım
28 Şub 2007
Mesajlar
792
Tepkime puanı
114
Puanları
0
Yaş
41
Konum
diyar-ı gül
DERYADAN DERLENEN ZERRECİKLER...
(07 AĞUSTOS TARİHLİ YENİ BİR MANEVİ ZİYAFET)

(devam)

emanetler korunamazsa el değiştirir..
bu bize mescidi aksayı hatırlatması lazım..O yüzden mescidi geri alabilecek imanın uyanması lazım.O yüzden dua etmemiz lazım.
Cenab-ı hakk inşallah nasib eder orda tekrar namaz kılmamızı...

Büyük bir vahiy mekanı olmuş oluyor.Birçok peygamberin delip geçtiği bir yer.
Buhari'nin rivayet ettiğine göre ''O'nu beyt-i makdis'te(kudüs) bir kaya üzerinden semaya çıkarttı.''
Orda bütün peygamberlere namaz kıldırdığı naklediliyor.

Ayağının bastığı, semaya çıktığı son noktada mermerde ayak izi var.
idrakin yıldızların mesafesini toparlaması mümkün değil..

3.Merhalede melekut aleminde birçok şeyler gösterildi.
5 vakit namaz farz oldu.
Efendimiz as.'a birçok acaib ve garaib şeyler gözterildi.Bu hal karşısında ''hiç bir zaman gözüm kaymadı.'' diyor,aldanmamıştı diyor.

O rabbin ayetlerinden çok şey gördü.Bu kulak göz vb. beşeri vasıtalarından ötede gördü.

-Nil ve fırat etrafında tevhid gösterildi.O TARAFLAR TEVHİDE KAVUŞACAK....

(devamı var..)
 

yüz akı

Profesör
Katılım
28 Şub 2007
Mesajlar
792
Tepkime puanı
114
Puanları
0
Yaş
41
Konum
diyar-ı gül
Bu şekilde mucizeler gösteriliyor...
Buda tahiyyatı (mirac hatırası) bütün güzelliklerin cenab-ı HAKK'a ait olduğunu sena ediyor.
efendimizin cenab-ı hakk'a- cenab-ı hakk'ın efendimize senası..Bu senaya , rahmete salih müminleride içine katması salih kullara daimi bir müjde oluyor.

-beytülmakdisin kaç kapısı olduğunu söyle dediler efendimiz as.'a
efendimizin önüne getirildi, kaç kapısı varsa saydım dedi.Dağın arkasından bir kervan geliyor dedi.zaman-mekan sıfırlandı.

KÜLLİ KADERİ ÇİZEN KALEMİN GICIRTILARINI DUYDUM diyor.

Sahebe-i kiram'dan abdurrahman bin avf hazretlerinin fakirler arasında cennete girdiğini gördüm buyurdu.

(devamı var)
 

yüz akı

Profesör
Katılım
28 Şub 2007
Mesajlar
792
Tepkime puanı
114
Puanları
0
Yaş
41
Konum
diyar-ı gül
Her ibadet cebrail as. ile namaz ise direk allahü teala tarafından farz olundu..

Cenab-ı hakk bizimle mülakat istiyor, secde et ve yaklaş buyuruyor..

NAMAZ ÇOK MÜHİM.

Sahabe 'cennette seninle birlikte olmak istiyorum' diyor.Efendimiz a.s - o zaman namazla bana yardım et diyor.

Namazda Allahın huzurundayız..
-Müminler felah buldu.Onlar hûşu içinde namaz kılarlardı.buyruluyor.

efendimiz as.'a bazı manzaralar bildiriliyor,sidre-i müntehaya kadar..
sidre-i münteha: o bizim için mahrem bir mevzuu.Sadece iki yay miktarı diyor cenab-ı hakk'la efendimiz as arasındaki yakınlığı.

devamı var..
 

eylül

Veled-i kalbî
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
5,223
Tepkime puanı
1,026
Puanları
0
Konum
mavera...
ablacığım Allah razı olsun.notlarını tek tek bizler için aktarıyorsun bu sayfaya...
notlarıda harika almışın sanki hocamızı dinliyorum karşımda...
sabırsızlıkla bekliyorum inşaallah devamı gecikmez...
muhabbetle ablacığım, zamanına her anına bereket dokunsun...
 

yüz akı

Profesör
Katılım
28 Şub 2007
Mesajlar
792
Tepkime puanı
114
Puanları
0
Yaş
41
Konum
diyar-ı gül
senden de allah razı olsun fıstığım....
devamı olcek inşallah allah nasib eyler ise....
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
osman nuri topbaş hocaefendinin kaleminden

Haccın ruhaniyeti (devamı)

İbrâhîm -aleyhisselâm-'ın kalbinde Allâh'dan başka hiçbir şeye yer yoktu. Fakat melekler:

"-Yâ Rabbî! İbrâhîm'in cânı, evlâdı ve malı var! Nasıl sana "Halîl" (dost) olabilir?!." demişlerdi.

Allâh Teâlâ da, üç yerde O'nun itirazsız teslîmiyetini meleklere göstermişti. Bu imtihânlar ve neticeleri, kıyâmete kadar ümmete misâl olacaktır.

İbrâhîm -aleyhisselâm-, ateşe atılacağı zaman melekler yardımına gelmişti. Ancak O:

"-Size ihtiyacım yok!. Ateşe, yanma gücünü kim vermiştir?" demiş ve «Allâh ne güzel vekîldir!» diyerek Rabbisine sığınmıştı.

O'nun bu teslîmiyyeti karşısında mükâfât olarak ateşe:

«-Ey ateş! İbrâhîm'e serin ve selâmet ol!» buyurulmuştu.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
osman nuri topbaş hocaefendinin kaleminden

Haccın ruhaniyeti (devamı)

Yine baba-oğul bir teslîmiyyet fezâsında biri kurban etmeye, diğeri kurban edilmeye giderken, Rabblerine olan bağlılıklarını bozmaya çalışan şeytanı müşterek olarak taşlamışlardı. Böylece onlar, teslîmiyetlerinin en son noktasında iken de ilâhî lutuf olarak cennetten kendilerine koç indirilmişti.

Menâsikü'l-haccın benzer hareketleri her hacı için emretmesi, bu hâdiseleri hatırlayıp onlardaki ilâhî hikmetten nasîb alınması içindir.

İbrâhîm -aleyhisselâm-'ın malı da, Cebrâîl -aleyhisselâm-'ın üç defa zikri karşısında ehemmiyyetsiz hâle gelmiş:

«Al bunları götür!» demişti.

Çünkü gerçek kulluk, teslîmiyyettir. Allâh -celle celâlühû-, kulunun kendisinden başkasına râm olmamasını ister.

Teslîmiyyet, muhabbete dayalı bir itâat işidir. Bu itâat ve teslîmiyyet bereketiyle İbrâhîm -aleyhisselâm-'a, cânı, malı ve evlâdı, yüce Rabbinin yolunda hiçbir engel teşkîl....etmezdi Çünkü İbrâhîm -aleyhisselâm-'ın dili kalbine tercümanlık yaparak dâimâ:

"Ben âlemlerin Rabbine teslîm oldum!.." (el-Bakara, 131) demekteydi.


devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
osman nuri topbaş hocaefendinin kaleminden

Haccın ruhaniyeti (devamı)

Hazret-i İbrâhîm ve Hazret-i İsmâîl -aleyhimesselâm-'ın tevekkül ve teslîmiyyetlerinin sembolü olan hac, beşerî sıfatlardan soyunup bir mağfiret iklîmine; teslîmiyyet ve tevekküle giriştir. Hac, muhabbet dolu bir kulluğun îfâsıdır.

Hac, altta ve üstte birer havlu ile baş ve ayak açık, kulun bütün dünyevî rütbelerden soyunması, bir nevî kabirden kalkıp mahşer yerine gelmesi ve böylece Rabbine gönülden yalvarış hâli, tam bir teslîmiyyettir.

İşte bu hac ibâdeti de bize gösteriyor ki, günahların dökülüşü, ancak yalvarış, tevekkül ve teslîmiyyetten sonra yapılan bir ibâdet bereketiyle gerçekleşir.

Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'in vedâ haccı ve vedâ hutbesi, ümmetin kıyâmete kadar yapacağı haclara ne güzel bir nümûnedir!

Vedâ haccında Rasûlullâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'den aynı zamanda bir muhabbet tevzîi yapılmıştır. Müslümanlar arasındaki hukûkun ana hatları, muhabbet ve merhamet harcıyla perçinleştirilmiştir.

devamı var
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
HAYATIMIZI RAMAZANA ÇEVİRMEK(12)

Din kardeşliği çok mühim. Bu basit gibi görünüyor. Bir kalbî zedelememe!... İncitmeme!.. Bilhassa muhtaca daha çok yaklaşabilme. Cömertlik zaten budur, sen de olan meziyetleri, Allah'ın ikramını, sen de olmayanları ikram etmendir. Budur, cömertlik. Onları paylaşabilmendir. Cömertlik budur.
Hayvanların hepsi bizim için yaratıldı. Onlar ahirette biriktirilecek. Hakkını yiyen insanlardan hakkını alacak ve sonra toprak oluverecek!...
İsraf... Nedir israf?! Her şeyin israfı olabilir. Allah sana ne kadar nimet verdi. Hepsinin israfı vardır; aklını israf etme, ibadetlerin içini boşaltma... En büyük israf, zamanın boşa geçmesi. Zaman sınırlı...
Velhasıl maksad, Rabbimizin rızâsına nâil olabilmek, meleklerin müjdelediği mümin olarak can verebilmek!..
Yine birkaç hadis-i şerif okuyalım, o şekilde bitirelim. Efendimiz cenneti anlatıyor. Yine Ramazan geldi. Ramazan büyük bir müjde!.. Mağfiret imkânlarıyla geldi. Affetme imkânlarıyla gelen "Ramazan'da cennet kapıları ardına kadar açılır, cehennem kapıları sonuna kadar kapanır. Ve şeytanlar dağlanır, tutuklanır."
"Ramazan'ı idrak edip de bağışlanmayan kimseye yazıkları olsun!.." buyuruyor Allah Rasûlu!..
"Ramazan'ı idrak edip, Ramazan'a girip, Ramazan'ı bilip bağışlanmadan çıkan kimseye yazıklar olsun!.." diyor Peygamber Efendimiz. Sonra şiddetlendiriyor ifadeyi Allah Resulu:
"Kişi Ramazanda bağışlanmazsa peki ya ne zaman bağışlanacak?!" diyor.
Ramazanda bağışlanmadıysa o zaman ne zaman bağışlanacak?! Bu kadar mağfiretin çoştuğu âdeta derya haline geldiği bir ayda bağışlanmayacak da ne zaman bağışlanacak?! Onun için Ramazan!ı zedelememelidir. Yine Peygamber Efendimiz:
"Kalpleri evirip çeviren Zât'a yeminler olsun. Kalpler, Rahman'ın iki parmağı arasındadır."
 
Üst