Fatih'in Rum vilayetlerine gönderilen fermanıdır:
"Allahü teâlâ emirlerinin yerine getirilmesini bize nasîb ve müyesser eylesin. Bu hükümde bildirmek istediğim husus şudur: Rum diyarındaki şehir ve kasabalarda ve buraların köylerinde yaşayan Müslüman ahâlî, İslam dininin emir buyurduğu farzları yapıp, sünnetlerine riayet etmekte, Kelâm-ı kadîme ve Furkân-ı mecîde uymakda gevşeklik gösterip muhalefet ederler imiş. Allahü teâlânın "Namazı ikâme ediniz." emrini çiğneyip, "Namaz dinin direğidir. Onu dosdoğru kılan dinini ikâme etmiş olur. Terkeden dinini yıkmış olur." hadis-i şerifine uymayıp, tuğyan yoluna saparlar ve böylece mescid ve câmileri virâneye ve harâbeye döndürüp, fısk ve fücur işlenen yerleri mâmur ederler imiş. Bu ve buna benzer haberler bize ulaşıyor. Eğer bunlar doğru ise, emr-i bil ma'ruf ve nehy-i anil münker eylemek üzerime vâcib olduğundan, ileri gelen bir adamımı bu iş için vazifelendirdim. O inceleyip tâkib edecek. Şöyle emr eyledim ki: Her kim namazı terk ederse, dövülmek ve mâli cezaya çaptırılarak ta'zir eylemek meşru olduğundan, İslam dininin emri gereği artık Rum diyârında namazını geçirenler tesbit edilip, tamâm haklarından gelinsin. Halka namaz kılmaları tenbih edilip, kılmayanlar hakarete uğratılıp teşhir edilsin. Hiç kimse ne olursa olsun bu icraata mani olmaya! Rum Sancağı beyleri ve kadıları ve subaşıları ve bunların emrindeki diğer memurlar gönderdiğim vazifeliyle bu hususda elbirlik edip yardımcı olalar. Böylece İslâmiyetin yüce ahkâmını, emir ve yasaklarını yerine getirmekte gevşeklik ve tenbelliğe asla meydan verilmeye. Öyle ki, mescidler dolacak, medreseler mâmur edilecek ve din-i islâm kuvvetlendirilmiş olacaktır. Böylece müslümanlar refah, huzur ve seadet içinde olup, Padişâhın devam-ı devletine ve kudretinin artmasına duacı olacaklardır. Bunu böyle bilesiniz. Alâmet-i şerifeme [tuğrama] itimad kılasınız."
Ferman böyle...Bu yazıyı Fatih'in bir şiiriyle noktalayalım:
İmtisâl-i cihâd-ı Fillâh olupdur niyyetüm
Dîn-i İslâm'ın mücerred gayretidür gayretüm.
Fazl-ı Hakk u himmet-i cünd-i ricâlullah ile
Ehl-i küfr-i serteser kahreylemekdür niyyetüm.
Enbiyâ vü evliyâya istinâdüm var benüm
Lütf-i Hakdandur hemân ümmîd-i fethü-nusretüm.
Nefsü mal ile n'ola kılsam cihânda ictihâd?
Hamdülillah var gazâya sad hezârân rağbetüm.
Ey Muhammed, mu'cizât-ı Ahmed-i Muhtâr ile (sallallahü aleyhi ve sellem)
Umaram gâlib ola a'dâ-yı dîne devletüm.
Fâtih Sultan Mehmed Han