Kadere iman etsek ne lazım gelir demişler, o da inansanız da olur gibi bir şey diyor. Bize göre ise kesinlikle inanmalıdır. İman şartlarındandır. Buhari ve müslim de kadere iman yoktur diyemiyor, bazı hadisi şeriflerde zikredilmemiş diyor. Olabilir. Tüm iman esasları bir ayeti kerimede, bir hadisi şerifte yer almayabilir. Toptanı esas alınır. Bütüncül bakılır. Öyle olursa, kadere iman, iman esaslarındandır.
Kadere iman etmeyelim diyenler bize yanlış anlamaları örnek veriyorlar. İslamı da yanlış anlayanlar var. Ne lazım gelir? Hiç. Anlatabiliyorsan doğrusunu anlat, anlamaycak ise daha senin vazifen değildir bir şey etmek.
talib bir kavram kargaşası var.
islamoğlunun kaderden ne anladığı ile sizin anladığınız arasında fark var.belki olması gerekene daha fazla neden vurgu yapmıyor denebilir.bu haklı da bir sorgudur.aşağıda ebubekir sifil bir şeyler diyor beraber okuyalım.sonra şunu soralım islamoğluna sifilin vurgu yaptığı ayetleri sorsanız inkarmı eder?
Meselenin modernistleri rahatsız eden yönü şudur: Kader inancı insanın iradesizliğinin kabulü üzerine oturmakta, bu da "kadercilik"e yol açmaktadır. Oysa insan iradesini istediği istikamette kullanmakta özgürdür. Fiillerinden dolayı sorumlu tutulmasının anlamı da buradadır. Allah Teala insanı herhangi bir şey yapması için zorlamaz…
Oysa kadere iman, imanı ve yakini genel olarak bizimkinden daha kuvvetli olduğunda şüphe bulunmayan bizden önceki nesillerde herhangi bir arızaya yol açmamıştır. İnsanlık tarihinin müşahede ettiği en muhteşem medeniyetleri kuranlar onlar olduğuna göre, kader inancı konusunda modernistlerde bir kafa karışıklığı olduğu ortaya çıkmaktadır.
Modern insan, hayrın da şerrin de Allah Teala'nın takdiriyle olduğunu kabullendiğinde yeryüzü egemenliğini kaybedeceğini bilmekte, buna yanaşmadığı için kaderi ve takdiri reddetmeyi tercih etmektedir. Ona göre başarı ve başarısızlık, iyilik ve kötülük matematik bir kesinlikte ve mutlak olarak insan iradesinin ürünüdür.
Oysa Kur'an'da şöyle buyurulur: "Yeryüzünde vuku bulan ve nefislerinizde meydana gelen hiçbir kötülük yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphe yok ki bu, Allah'a göre pek kolaydır. Bu, elinizden çıkan şeylere üzülmeyesiniz ve Allah'ın size verdiğiyle şımarmayasınız diyedir. Çünkü Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez." (57/el-Hadîd, 22-3)
Bu ayet, "Sana ne iyilik gelirse Allah'tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir" (4/en-Nisâ, 79) ayetiyle birlikte ele alındığında, insanın, başarı olarak gördüğü hususları kendinden bilerek böbürlenmesi için hiçbir sebep olmadığı kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Evet belki Kur'an'da "kadere iman edin!" diyerek bizi doğrudan kadere imana çağıran bir ayet yok. Ama yukarıda zikredilenler ve daha pek çok benzerleri bize şunu ikaz edip durmaktadır: Başımıza gelen her musibet, kadere imanı inkâr da dahil olmak üzere kendi ellerimizle işlediklerimiz yüzündendir.