"HAYIR SULHTADIR, SULH HAYIRDIR"
"Bize ters gelen bazı şeyler olabilir; 'Keşke şu görüşme olmasa.. şu anlaşma olmasa.. şu uzlaşma olmasa.. biz Türk milleti.. şöyle onurumuz var, böyle gururumuz var; boyun eğmesek.. bazı şeylere evet demesek' denilebilir. Muhtemel o türlü şeylerle bazı problemler çözülecekse, işte o Hudeybiye Sulhu mülahazasıyla, Hudeybiye Sulhu'ndaki mantık ve muhakemeyle, yapılması gereken şey neyse onu yapmak lazım. Güzergâh emniyetini tehlikeye atmamak lazım. Ülkenin parçalanmasına meydan vermemek lazım. Devletimizin bir devlet-i aliyye olması istikametinde yoluna devam etmesini sağlamak lazım. Devletler muvazenesinde muvazene unsuru olmasını sağlamak lazım. Bu kadar vâridâtı, getirisi olan bir şey karşısında bazen kafamıza uymayan şeylere de katlanabiliriz."
Bu sözlerle sürece destek veren Gülen, yaptığı açıklamada uyarılar yapmayı da ihmal etmemişti. Çözüm Süreci olsun ama "Güzergâh emniyetini tehlikeye atmamak lazım. Ülkenin parçalanmasına meydan vermemek lazım" demişti.
Ama o dönemde bu uyarılar hep kulak ardı edildi. Gülen'in bu Sulh açıklamasına rağmen Cemaate yönelik, "çözümü istemiyorlar, Cemaat güvenlikçi" eleştirileri hep devam etti.
Süreç devam ederken PKK silah bırakmadığı gibi kırsaldan şehire indi. Şehir içinde asayiş birimleri kurdu. Yol kesti, hendek kazdı, kimlik kontrolü yaptı, bayrak indirdi, heykel dikti, çocukları dağa kaçırdı...
PKK'nın o günlerdeki bu eylemlerine karşı "Çözüm Süreci olsun ama bak Güneydoğu'daki vatandaşlar PKK'nın kucağına itiliyor, PKK silah bırakmıyor, sınırdışına çıkmıyor" diye yapılan haklı uyarıları yapanlar hep "analar ağlasın mı istiyorsunuz, kan emiciler" gibi sözlerle toplum önünde şeytanlaştırılmaya çalışıldı.
Sonra 17 Aralık yolsuzluk ve Rüşvet operasyonu başladı. Bu operasyonları akamete uğratmak için "Paralel" diye bir kavram icat eden Erdoğan ve AKP Hükümeti, başta Emniyet olmak üzere kamuda büyük bir cadı avına başladı.
Sadece operasyonu yapanlar görevden alınmadı, Polis teşkilatının altını üstüne getirdiler. İstihbarat, KOM ve Terörle Mücadele başta olmak üzere birçok polis görevden alındı. Süreç içinde yaklaşık 50 bin polis yer değiştirmek zorunda bırakıldı.
"Cadı avıysa cadı avı" denilerek yapılan fişlemeler sonrası Cemaate yakın olduğunu iddia ettikleri bütün kadroları "sıfırladılar". Yani AKP içinden kimse çıkıp da biz değil onlar yapıyor diyemez.