255.Mektup
255. MEKTUP
MEVZUU : a) Sünnet-i seniyenin ihyasına teşvik..
b) Hoşnut olunmayan bidatin kaldırılması..
***
NOT: ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu, Molla Tahir Lahorî'ye yazmıştır.
***
Allah'a hamd olsun. Selâm, seçmiş olduğu kullarına..
Hafız Bahaeddin ile gönderilen mübarek mektup geldi. Çokça ferahlık getirdi.
Mahabbet ehlinin ve ihlâs sahiplerinin bütün himmetleri ile, Sünen-i Mustafaviye'nin ihyasına çalışalar.. Onun sahibine salât, selâm ve tahiyyet. Ve., bütün varlıkları ile arzuları: Hoşnud olunmayan bid'atlardan bir bid'atın kaldırılması ola..
Şundan ki: Sünnet ve bid'attan her biri, diğerinin ziddıdır. Birinin varlığı, diğerinin yokluğunu gerektirir. Birini, ihya etmek, diğerini öldürmek sayılır.. Bu manaya göre: Sünneti ihya etmek, bid'atı öldürmek sayılır. Aksi dahi böyledir.
Durum yukarıda anlatıldığı gibi olunca; bid'at için:
— Hasene..
İsmini vermek nasıl yerinde olur?. Halbuki, o sünnetin kaldırılmasını gerektiriyor. Meğer ki, bu tabirden murad: Nisbî bir hasene ola.. Zira, burada: Mutlak hasene olmasının yeri yoktur.
Zira: Sünnetlerin tümü, Yüce Hakkın razı olduğu şeylerdir; bunların zıdları ise., şeytanın razı olduğu şeylerdir.
Bu kelâm, bid'atın şuyu bulması icabı, bazılarına bugün için agır gelmekte ise de; yarın bileceklerdir: Biz mi hidayet üzereyiz? yoksa onlar mı?.
***
Şöyle anlatıldı:
— Geleceği vaad edilen Mehdî, dinin tervicini, sünnetin ihyasını murad ettiği zaman; bid'at ile ameli âdet edinen, hasene zannı ile dine karıştıran hayretle şöyle diyecektir:
— Bu kimse, dinimizi kaldırmak ve şeriatımızı izale etmek istiyor.
Bunun üzerine, Mehdî o kimsenin öldürülmesini emredip onun hasene sandığının kötü olduğunu gösterecektir.
«Bu Allah'ın fazlıdır. Onu dilediğine verir. Ve, Allah büyük fazlın sahibidir.» 62/4)
Selâm size ve yanınızda bulunanlara..
***
Fakir'e unutkanlık ağır bastı. O kadar ki, mektubunuzu kime bıraktım; şu anda bilemiyorum?. Halbuki onda sorulanların cevabını yazacaktım.
Bunun için, müsamahanız rica olunur.
***
Şeyh Meyan Ahmed Garmelî mahabbet ehli kimselerdendir. Kendisi yakınınıza geldiği için, onun hakkında iltifat ve teveccüh gösterirseniz yerinde olur.
http://www.sadakat.net/mektubat-i-rabbani/4298-255mektup.html
Hiç te sizin yazdıklarınıza benzemiyor...
Bu mesajınızı yeni gördüm fakiri kardeş... Lakin bakış açısı farklılığından dolayı olsa gerek ayeti yanlış değerlendirdiğinizden dolayı cevap hakkı doğdu bize...
''Ancak müslümanlar kardeştir'' değil
''Müslümanlar ancak kardeştir'' şeklindedir... İkisi aynı şey değil... Bu bir...
Kardeşim diye hitap etmek karşındakini senin din kardeşin yapmaz, adem as dan gelen bir kardeşlik ilişkisiyle kardeşim dedik... kimseyi dost tuttuğumuz falan yok lafı yanlış anlayıp ta iftira atmayın LÜTFEN... (sanki gayri müslümleri dost edinmişiz de...) bu iki...
Biz sadece müslümanları kendimize dost biliriz... yemek yerken siz kaşığın ucundan tutuyorsunuz, biz de ortasından tutuyoruz diye kafirlikle itham edemezsiniz... Kalbimizi yarıp ta baktınız mı? Bir müslümana kafir demenin sonu nereye varır hiç düşündünüz mü? bu üç...
Allaha şükürler olsun ki Allahu Teala kim cennete kim cehenneme gitsin diye sizi görevlendirmemiş, yoksa cennette siz tek başınıza dolaşırdınız... bu dört...
Bilmediğiniz konularda çok ciddi fetvalar veriyorsunuz, uçurum kenarında fazla dolaşmayın...
Bir kardeşim olarak üzülürüm sonra...
Sana son olarak şunu söyleyeyim ki, sen İslâmdan habersiz birisin. En önce ehl-i sünnet ulemasının küfür sözler ve davranışlar eserlerini okumalısın. Bu babta yeteri kadar eserler var. Bu konuda hiç bir bilgin yok maalesef ! Dolaysıyla küfre düşme vartası senin için en büyük handikap olarak görülüyor.
Benimle cedelleşmeyi bırak ve git evine kapan; oku! oku! Oku!
Ondan sonra gel...
değerli fedai kardeşim bu noktada senden bir cevap bekliyorum.[/COLOR][/B][/SIZE][/FONT]
Bid’at, İslam’dan olmadığı halde sonradan ortaya çıkan ve ibadet kabul edilen görüş ve ameller, sünnete aykırı davranışlara denilir.
Benimle cedelleşmeyi bırak ve git evine kapan;
Ondan sonra gel...
Kardeşim
O dediğiniz kitapların ya da tercümelerin çoğuna büyüklerimiz sayesinde baktık elhamdülillah.
Aslında Hz. İmam KS ın ne dediği belli...
Bidat kelmesini
olarak anlarsak ortada anlama problemi de kalmaz tercüme problemi de kalmaz...
Yahu kardeşim
değerli kardeşim,
bidat in tanımı ile ilgili bir sorun zaten yoktu ki.
aramızda anlaşmazlık olan iki noktanın berraklaştırılması elzemdir. bunlar;
1- bidat bidattir. bidatin hasenesi, seyyiesi olmaz. (imam rabbani - imam elfi sani)
2. müzikle ibadet bidattir.
bu noktada da şu kaydı düşmek istiyorum; yanlışı olan yanlışından dönmelidir. (muhterem büyüklerinize de, bu vesile ile selam ederim)
Müzik ile ibadete de eğer bidat denilmeyecekse bidat diye birşey yok o zaman. En katıksız bidat-i seyyieyi işleyen dahi bunu bidat olarak görmüyor zaten. Herkesin niyeti kendine göre iyidir. O zaman her bidat işleyen "ameller niyetlere göredir" desin devam etsin. "Kalbim temiz namaza gerek yok" gibi bir söylem oluyor bu.2. Cevap
Müzik ile ibadet bidat değildir.
Ameller niyetlere göredir Hadisi şerifi bile bu tezini çürütmeye yeter de artar. Fazla söze de hacet yoktur
Hacı efendiMüzik ile ibadete de eğer bidat denilmeyecekse bidat diye birşey yok o zaman. En katıksız bidat-i seyyieyi işleyen dahi bunu bidat olarak görmüyor zaten. Herkesin niyeti kendine göre iyidir. O zaman her bidat işleyen "ameller niyetlere göredir" desin devam etsin. "Kalbim temiz namaza gerek yok" gibi bir söylem oluyor bu.
şeriatı yıkan bir söyleme doğru gider bu. Dikkat etmek lazım.
Yahu kardeşim
Senin benim anladığım bidat kavramı ile Hz. İmam KS ın anladığı bidat kavramı farklı
Biz dine sonradan katılan şey olarak anlarken Hz. İmam KS dine sonradan katılan ve kuran ve sünneta aykırı olan şey anlıyor. Bidat ile sünneti ters kavramlar gibi anlatması da bu sebepten.
Neden sözün ilk kısmını görüp anlıyorsun da ikinci kısmını anlamıyorsun anlayamadım bir türlü...
2. Cevap
Müzik ile ibadet bidat değildir.
Ameller niyetlere göredir Hadisi şerifi bile bu tezini çürütmeye yeter de artar. Fazla söze de hacet yoktur
Peki kardeşim
uzun yazacaktım ama kısa keseceğim. hatadan dönmekte erdemdir. malesef sizde bu yok. hatanızı ortaya koydum. insan bir özür diler, hatasından döner. kelime oynu yapıyorsunuz. okuyucular kimin doğru söylediğine karar versin.
muvaffakiyet Allah (cc) tandır.
"Ameller niyetlere göredir Hadisi şerifi bile bu tezini çürütmeye yeter de artar. " demişsiniz. bu sözünüzü unutmayınız. unutursanız! size yukarıdaki paylaşımınızı hatırlatacağım inşaallah. ayrıca geçmişte yaptığınız eleştiriler içinde , eleştiri yaptığınız kişiler özür borçlusunuz. tövbe etmelisiniz de denebili. buna göre, niyetini bilmediğiniz kimseyi artık eleştiremezsiniz!!! (adamın kalbini yaramazsın ya...)
ayrıca genel manada cevabı size imam rabbani versin. buyrun 255. mektubun ilgili kısmını birlikte okuyalım;
"... Sünnet ile SÜNNETE AYKIRI OLAN ŞEY, birbirlerinin zıddıdır, tersidir. Birinin bulunduğu yerde, ikincisi bulunamaz, gider. Birini diriltmek, ötekini yok etmekdir. Sünneti diriltmek, SÜNNETE AYKIRI OLAN ŞEY yokeder. SÜNNETE AYKIRI OLAN ŞEY diriltmek de, sünneti yok eder. İster hasene, ya’nî güzel desinler, ister seyyie, çirkin desinler, her SÜNNETE AYKIRI OLAN ŞEY, sünneti yok eder. Belki, bir
bakımdan güzel denilmiş olabilir. Hiçbir SÜNNETE AYKIRI OLAN ŞEY kendisi güzel olamaz. Çünki Allahü teâlâ, sünnetlerin hepsini beğenir. Sünnetlerin zıddı ise, şeytânın
beğendiği şeylerdir. Bugün, SÜNNETE AYKIRI OLAN ŞEY, her yere yayılmış olduğundan, bu sözümüz çok kimseye ağır gelir. Fekat, âhıretde, hangimizin doğru olduğunu anlıyacaklardır. İşitdiğimize göre, hazret-i Mehdî, hükûmet sürdüğü zemân, dîni yayarken ve sünneti diriltirken, SÜNNETE AYKIRI OLAN ŞEY işlemeğe alışmış olan
Medînedeki âlim, bid’ati güzel sandığı ve ibâdet olarak yapdığı için, hazret-i Mehdînin emrlerine şaşarak, (Bu adam, bizim dînimizi yok etdi ve milletimizi öldürdü) diyecekdir. Hazret-i Mehdî “rahmetullahi aleyh” bu âlimi öldürecekdir. Onun güzel sandığı SÜNNETE AYKIRI OLAN ŞEY, kötü olduğunu bildirecekdir."