Selamun Aleyküm Allahın rahmeti ve bereketi hepinizin üzerine olsun inşAllah. Ben buradaki abilerimden kardeşlerimden bir konu hakkında yardım isteyeceğim. Yaşım 28 bazı hakikatlerin farkına geç varabildik o veya bu sebepler genel olarak anlayabilirsiniz zaten neyse burada sohbetlere iştirak ediyoruz şükürler olsun bu meclisler sayesinde güzel insanlarla tanışıyoruz ve görüyoruz ki bu zamana kadar boş işlerle kafamızı doldurdular ve bizi hakikatten uzaklaştırdılar bakıyorum ne güzel medrese eğitimi almış abilerim her konuda bilgi sahibiler ilim yolunda ilerliyorlar ve o kadar gıpta ediyorum ki keşke onların paçasından tutsam bende öyle olsam diyorum. Benim size sorum şu içinizde bu konularda bilgili olanınız vardır. Ben bu saatten sonra iş güç varken ve bu yaşa gelmişken acaba Mahmut efendi ye bağlı medreselerde eğitim alabilirmiyim kabul ederler mi ve bir yol katedebilirmiyim normalde ne kadar sürede eğitim tamamlanıyor?
Ve aleykum selam,
Sevgili Refik kardeşim, bazı hakikatlere geç varabildiğinizi söylüyorsunuz ancak bu yanlışa karşı çıkayım derken “Mahmud Efendiye bağlı…” diyerek bir başka yanlışa kapı araladığınızı üzülerek görüyorum.
Biliyorsunuz, önyargısı olmayan akıl yoktur.
Önyargılarımızı oluşturan; beslendiğimiz kaynaklardır. Böyle olunca da, belirleyici olan şey, ön yargıları oluşturan kaynaklardır. Önyargılarımızın kaynağı eğer Kuran değilse okumalarımız Kuran’i olmayacaktır. Pekala ne olacaktır? Başkalarının anladığı Kuran olacaktır. İslam bunu şiddetle reddeder.
Eğer yola, “Mahmud Efendi” veya başka birisi, önyargısı ile koyulursanız, baktığınız şeyi de durduğunuz açıdan bakacak ve öyle değerlendireceksiniz, bu değişmez bir kuraldır. Bu durumda referansınız Kuran değil falancı Efendi olacaktır. Dolayısıyla Kuran'a Mahmud efendi ile girerseniz Mahmud efendi çıkarsınız, falancı efendi ile girerseniz falancı efendi çıkarsınız. Yani yola yanlış koyuluyorsunuz, üzgünüm ama durum bu. Oysa bütün önyargılardan arınmış sade bir Müslüman olarak girerseniz işte ancak o zaman gerçek bir Müslüman olarak çıkarsınız. Allah'ın bizden istediği de budur.
Acizane benim size tavsiyem şudur;
Kuran anlaşılmaz bir kitaptır değildir. İslam anlaşılması zor bin din değildir. Birilerinin bunu zorlaştırmasına sakın aldanmayın. Allah haşa anlaşılmaz bir kitap ve din göndermekle kullarına zulmetmez. Hele hele bizi bu kitaptan hesaba çekeceğini söylemişken bu hiç mümkün değildir. Kuran’ı, ancak alimlerin anlayabileceğini söyleyerek, insanları Kuran’dan uzak tutmaya çalışanların amacı, kendilerine din üzerinden bir saltanat kurmak ve kurdukları bu saltanata meşruluk kazandırmaktır. Sakın bunlara itibar etmeyin.
O halde;
1-Öncelikle Kuranı Türkçesinden okuyacağız. İyice belleyeceğiz. Meal ve tefsirlerden istifade edeceğiz.
2-Ondan sonra hadisleri, bunlarda genelde tefsirlerde olur.
3-Sonrada alimlerin görüşlerine bakacağız.
Bu sıralamaya dikkat etmek çok önemli. Sıralamayı değiştirmek ya da ilk iki sırayı yok bilip doğrudan alimlere müracaat etmek insanı saptırabilir, yanıltabilir. Çünkü o zaman o alimin söz ve düşüncelerini tartacak ve doğrulayacak veya yanlışlayacak bir hakikat elimizde olmayacak!!!O zaman o alimin her şeye ve söze boyun eğen muridi olmaktan başak çaremiz de olmayacak.
Bu öyle hemen armut piş ağzıma düş şeklinde kolay olmayacaktır elbette. Biraz uğraş ister, gayret ister, çaba ister. Bakınız Rabbimiz Ankebut 69’da ne buyuruyor;
“Bizim uğrumuzda mücahede edenlere gelince; elbette biz onlara yollarımızı gösteririz ve şüphesiz ki Allah, mutlaka iyilik yapanlarla beraberdir.”
“Ama davamız uğrunda var gücünü harcayanları, elbette kendi yollarımıza yönelteceğiz: ve şüphesiz Allah iyi ve erdemli olanların yanındadır.”
Son olarak;
Kuran ne diyorsa “o”,
nasıl diyorsa “öyle”,
ne kadar diyorsa “ o kadar.
Ne fazla ne eksik.
Allah size, bize, herkese; Kuran’ı, İslam’ı önyargılardan arınmış doğru ve tarafsız bir şekilde anlamayı ve yaşamayı nasip etsin.