islam alimleri toplantisinda mezhebsiz ve ehli-sünnet disi olarak taninan Kardavinin ne isi var?
Bu sorunun cevabını Fethullah Gülen Bey'in fıkhını anlayan Faruk Beşer ağabeyiniz cevap versin:
"
Vehbe Zuhayli de günümüz fakihlerinden birisi. Elbette ben onu
Yusuf Kardavi ile karşılaştırmıyorum.
-Neden?
-
Kardavi bir âlim-i küll. Bir âlim ve müctehid. Ama Vehbe Zuhayli bir ilim adamı. Böyle ayıralım isterseniz.
- Vehbe Zuhayli neden öyle değil?
-Belki eylem yönü onun kadar olmadığından. Bunu derken, İslam’ı yaşamayan birisi olduğunu söylemiyorum tabi. Ama
Kardavi sosyal ve siyasi eyleme önem veren, onun için bildiklerini hemen piyasaya süren, hayatta, toplumda tatbik eden, onların oluşturacağı refleksi gören, topluma yön veren bir ilim adamı, bir âlim. Yani, bilgiyi sosyalleştiren ve topluma indiren bir adam.
Vehbe Zuhayli ise bilgiyi yazan bir adam. Yazmada kabiliyeti olan bir insan. Herhalde ciltleri üst üste koyarsak, Vehbe Zuhayli’nin yazdıkları Kardavi’nin yazdıklarından muhtemelen üç kat daha fazladır. Hadiste yazmış, tefsirde yazmış, fıkıhta yazmış, diğer alanlarda yazmış.
Fakat muhteva olarak, içtihad kapasitesi olarak, eski bir tabirle
“fakih’ün nefs” olarak, fıkhı özümsemiş, kanına canına işlemiş biri olarak, herhalde Kardavi birkaç gömlek daha ileridir, benim gördüğüm kadarıyla..
Yusuf Kardavi(Karadavi)
Yusuf Kardavi şu an İslam dünyasının medar-ı iftiharı olan bir âlim. Mısırlı, bir defa Arapça ana dili. Küçük yaşta, bildiğim kadarıyla 9 yaşında hafız olmuş. Sonra ilmi çalışmalar yapmış, “Fıkhu’z-Zekât” adlı bir doktora tezi hazırlamış. Ne hikmetse, çok geniş olduğundan mı, yoksa jüri üyeleri anlayamadığı için mi, anlayacak durumda olmadıkları için mi, onu doktora olarak kabul etmemişler. Böyle duymuştum, doğru mu bilmiyorum.
Pek çok kitabını çok eskiden beri aldım, okudum. İstifade ettim. “Helal Haram” kitabını ta öncelerden beri takip ediyoruz. “Muasır Fetvaları” var, onlardan yararlanıyoruz. Konuşmalarını dinliyoruz, etkilerini görüyoruz. Kendisiyle beraber bir sempozyuma konuşmacı olarak iştirak ettik. Birbirimize eleştiri veya değerlendirme adına şeyler söyledik. Yani, biraz değil, epeyce yakından takip ettiğim bir İslam âlimi.
Doğrusunu söylemek gerekirse insanların çok farklı yönleri olabiliyor. Bir açıdan bakıyorsunuz ki, bir adam dünyada bir tane olabiliyor. Bir başka açıdan bir başkası bir tane oluyor.
Ama bugün toplam kalite dedikleri, biz ona toplam puan diyelim, toplam puan dedikleri tarzda bendenize, İslam dünyasında bir iki tane adam göster deseler, herhalde ilk aklıma gelen isimlerden biri Yusuf Kardavi olur.
Şimdi, bir ilim adamı, akademisyen prototipi var, bir de âlim var. Ben şahsen bunları ayırıyorum. Âlim, akademik bir bilgiye sahip olan değil, her konuda söyleyeceği bir şeyler olan kişi demek. Hayatı bir bütün olarak ele aldığımız zaman, hayatta biz her şeye muhtacız. Yemeye, içmeye, havaya, suya, gezmeye, tozmaya, meskene, toplumsal hayata, siyasi ilişkilere, toplumsal ilişkilere, filan. Eğer bilgi dediğimiz şey de, bu hayatı bu şekilde düzenleyecek olan bir nesne ise, o zaman, hayatın ihtiyaçlarına paralel olarak her şeyden bilmiş olmak, bir konuda ihtisastan daha öncelikli olmalı..
İşte hayatı bir bütün olarak düşündüğümüzde, âlimi, yürüyen bu hayata müdahale eden, onun önünü açan, tıkanmaları kaldıran, ortaya çıkan problemleri halleden anlamında düşünürsek, o zaman Kardavi büyük bir âlim.
İkincisi, âlim ilmiyle amil olan ve “âlem” haline gelen insandır. O sadece bilgisiyle, marifetiyle değil, bilgisini ve o eylemi bizatihi kendi yaşamasıyla tanınan insandır. Yani, hem biliyor, hem yaşıyor, hem de insanlara önderlik ediyor. Hem de kılığıyla, kıyafetiyle, görünüşüyle, duruşuyla, temsiliyle insanların önünde oluyor. İnsanlar onu “alem” gibi, yani bir dağ gibi işaret olarak görüyorlar. Onunla kendi yönlerini tayin ediyorlar. İşte âlimi böyle tarif edersek, Kardavi büyük bir âlim.
Söylüyoruz, bazıları bunu garip karşılıyorlar, ne demek olduğunu anlayamıyorlar, ama söyleyeceğiz;
Kardavi bugünün müçtehitlerinden bir müctehid. Şafii asıllı, ama Şafii mezhebini de bilen, Hanefi mezhebini de bilen ve bugün artık en azından yeni ortaya çıkan hususlarda mezheplerde bulunan görüşlerle yetinmesi haram olan bir insan.
Yani o noktaya gelince zaten müçtehitler de diyorlar ki; “Siz bir mesele ortaya çıktığında onu anlarsınız, delillerini bilirseniz, orada hakikaten bir içtihada sahip olursanız, o zaman sizin bir mezhebi taklid etmeniz zaten haram olur.”
"Konumuza dönersek, benim gördüğüm insanlar içerisinde en büyüklerden birisi Yusuf Kardavi’dir. İlmiyle, ameliyle, eylemiyle, düşüncesiyle, cihad ruhuyla.. Bu çok önemlidir."