Nahr/Venhar
Nahr ve venhar (108/2) kelimeleri, kesmek, boğazlamak anla*mının yanı sıra, göğsünü kıbleye çevirmek, göğüs germek anlamla*rına da gelir. "Venhar" kelimesi "nahır"dan türemedir. Nahır keli*mesi de masdar ve isim olarak kullanılır. İsim olan "nahır", göğ*sün boyun tarafına gelen boğaz çukuruna doğru gerdanlık yerine denir. Masdar olan nahır ise, Râgıb ve diğer bazı dilcilerin açıkla*masına göre, nahre isabet ettir*mek, yani vurmak, dokunmak, boğaz çukuruna bıçak sokmak su*retiyle nahra rastlamak demektir. Deve öncelikle buradan kesil*diği için devenin boğazlanması ile ilgili olarak meşhur olmuştur. Bunda mutlaka kesmek (zebh et*mek) manası vardır. İntihar da buradan alınmıştır. Mâide Sûresi'nde geçtiği üzere "zebh", (bo*ğazlama) "lebbe" denilen yerden (çene altı) kesmekle de olur. "Venhar" emri de bu masdar olan nahirdendir. Açık olan boğazlama anlamıdır.
"Nahr" ve "zebh" ille de kur*ban için olması gerekmez. Ancak Kevser Sûresi'ndeki kullanımında neyin nahr edileceği belirtilme*miştir. Arapların örfünde "nahır" deve kesmek olarak meşhur oldu*ğu ve Hacc: 22/36'da "büdün" (develer) ifadesi kullanıldığı için, müfessirlerin çoğunluğu bunu boğazla*mak olarak almışlar ve "venhari'1-büdne" (develeri kes) diye takdir ve tefsir etmişlerdir.
Ancak bu kelime ile ilgili farklı anlamların olduğu da ifade edilmiştir. İbni Ebî Hatim'in riva*yetine göre, Ebu'l-Ahvas, "ven*har" emrinin "göğsünü kıbleye çevir" manasına, istikbali kıble ile emrolunduğunu söylemiştir. Ferra da bu görüştedir.
Ferra, "Menâzilehum tetenâheru" (menzilleri, durakları, mekanları karşı karşıya olur) ifade*sinde olduğu gibi karşı karşıya ol*mak manasına gelir, demiştir.
Şu beyit de bu anlamdadır;
"Ey Ebâ Hakem! Sen Mucâlid'in amcası ve ehli mütenâhur'un efendisi misin?" Yani, nahir nahire, göğüs göğüse karşılıklı dere aha*lisinin (Mekke ahalisinin) efendisi misin?
"El-ebtehi'1-mütenâhir" gö*ğüs göğüse karşılıklı dere demek*tir. Bu manadan "nahr" kıbleye yönelmek manasını ifade eder.
Tenahur; sözlükte intihar et*mek, boğazlaşmak, manasına gel*diği gibi göğse isabet ettirmek, gö*ğüs göğüse karşılamak manasın*dan mecaz olarak, evlerin ve dere*lerin karşılaşması gibi mutlak kar*şılık/tekabül manasına da gelir.
Tenâhur'un bu anlamından göğüs göğüse cihadı anlamak da mümkündür. Ancak müfessirlerin çoğu "venhar"ı kurban kes*mek olarak tefsir etmişlerdir.[2]