'Kurban Hz. Adem'den günümüze kadar devam eden bir ibadettir'

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,923
Tepkime puanı
2,066
Puanları
113
Konum
Mars
elbette kurban'ın bir ibadet, sorumluluk olduğunda mütabıkız. ama kabul olma kavramına bahsettiğiniz bakış açısıyla bakılırsa. anlattığım şekilde olayların ortaya çıkması mümkün değilmidir? bundan belirtmek istedim...

Dini bir kavramdan bahsediyoruz. Yani evrensel bir değer olması gerekiyor. Bu değer bütün insanlığa fayda ve yarar sağlayacak, olaya bu şekilde bakmalısın sonuç itibari ile kişisel çıkarlarımızı ve kendimizin nemalandığı bir fayda ve yarar ancak kurbanı kabul olmayanın durumuna düştüğümüzün göstergesi olur.

Paylaşmayan ve paylaşımcı olmayan bir kişi kurban gibi büyük bir gücü zaten kendi çıkarları ve kendi hayat çizgisinde kendi için kabz etmiş olur ki? Böyle büyük bir gücü bütün insanlık için kullanılması gerekir.

İşin özü kurban denen olgu kişisel istek ve arzuların karşılığı olarak sunulan bir şükür değildir.

Kurban kavramının anlaşılabilmesi için Saffat suresi 100. ayetten 107. ayete kadar okuyun.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,923
Tepkime puanı
2,066
Puanları
113
Konum
Mars
Ayrıca Al-i İmran 183. ayet ateşin yiyeceği kurbandan bahseder.
 

KoRSaN

Paylaşımcı
Katılım
9 Nis 2007
Mesajlar
175
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Konum
Anteke
Web sitesi
www.google.com.tr
Işyerinde olduğum için kitaplarım yanımda değil. Bu yüzden diyanet mealine bakmak zorunda kaldım ihtilafa düştük. Hangi meal ve tefsir i tavsiye edersiniz?

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,923
Tepkime puanı
2,066
Puanları
113
Konum
Mars
Işyerinde olduğum için kitaplarım yanımda değil. Bu yüzden diyanet mealine bakmak zorunda kaldım ihtilafa düştük. Hangi meal ve tefsir i tavsiye edersiniz?

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Hiç bir meal ve tefsir tavsiye edemem

Size tavsiyem Yaratan rabbin adı ile okumandır. Çünkü sana bu okuma gücü verilmiştir. Allah seni ayetlerini gören ve işiten kılmıştır. Artık emaneti yüklenip sorumluğu üzerine aldığın için kitabına yazacaklara dikkat etmelisin çünkü o kitap küçük büyük hiç bir şeyi eksik bırakmaz.

Tavsiye edeceğim kişilerde senin benim gibi gören ve işiten kılınmıştır ve ayrıca onlarda senin benim gibi emaneti yüklenip sorumluğu üzerine aldılar ve hiç kimsenin bir ayrıcalığı yoktur herkes okuduğundan ve aktardığından sorumlu tutulacaktır.
 

KoRSaN

Paylaşımcı
Katılım
9 Nis 2007
Mesajlar
175
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Konum
Anteke
Web sitesi
www.google.com.tr
Hiç bir meal ve tefsir tavsiye edemem

Size tavsiyem Yaratan rabbin adı ile okumandır. Çünkü sana bu okuma gücü verilmiştir. Allah seni ayetlerini gören ve işiten kılmıştır. Artık emaneti yüklenip sorumluğu üzerine aldığın için kitabına yazacaklara dikkat etmelisin çünkü o kitap küçük büyük hiç bir şeyi eksik bırakmaz.

Tavsiye edeceğim kişilerde senin benim gibi gören ve işiten kılınmıştır ve ayrıca onlarda senin benim gibi emaneti yüklenip sorumluğu üzerine aldılar ve hiç kimsenin bir ayrıcalığı yoktur herkes okuduğundan ve aktardığından sorumlu tutulacaktır.
:)

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,923
Tepkime puanı
2,066
Puanları
113
Konum
Mars
Doğru her zaman kabul görür ve akabinde meyvesini verir ve hiç bir zaman ardı kesilmez.

Yanlış ise kabul görmez ve akabinde meyvesi geçicidir ve vakti gelince kuruyup çer çöp olur.

Adem 'in iki oğlunun sunduğu kurbanı bu hareket noktasında düşünmenizi tavsiye ederim.

Temelde iyi ve kötü , doğru ve yanlış zıtların çatışmasını görüyoruz ve biz doğruyu ayakta tuttuğumuz sürece hak her zaman batılın tepesine biner. Fakat bizler doğruya gerektiği gibi sarılmaz ve ayakta tutmaya yardımcı olmaz isek yanlışın saltanatlığına kapı aralamış oluruz taki Hakkın ortaya çıkıp batılın tepesine binene kadar.
 

KoRSaN

Paylaşımcı
Katılım
9 Nis 2007
Mesajlar
175
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Konum
Anteke
Web sitesi
www.google.com.tr
Ayrıca Al-i İmran 183. ayet ateşin yiyeceği kurbandan bahseder.
Sözlükte masdar olarak “yaklaşmak”, isim olarak da “Allah’a yakınlık sağlamaya vesile kılınan şey” anlamına gelen kurban kelimesi, dinî bir terim olarak “ibadet maksadıyla belirli şartları taşıyan hayvanı usulünce boğazlamak veya bu şekilde boğazlanan hayvan” demektir. İnsanlık tarihi boyunca hemen bütün dinlerde kurban uygulamalarının bulunduğu tesbit edilmiştir (bk. Mâide 5/27; Hac 22/28-34, 67; Kevser 108/2). “Yakılan kurban” tabiri Kitâb-ı Mukaddes’te de geçmektedir (Levililer, 1, 7 vd.; Tesniye, 15/16; I. Krallar, 18/38). “Allah fakirdir, biz zenginiz” dedikleri bildirilen Medine yahudilerinden bir grup Hz. Peygamber’e gelerek, “Ey Muhammed! Sen peygamber olduğunu ve sana Allah tarafından bir kitap gönderildiğini iddia ediyorsun. Oysa Allah bizden, ateşin yakacağı bir kurban getirinceye kadar hiçbir peygambere inanmamamız hususunda söz aldı. Bize böyle bir mûcize gösterirsen seni tasdik ederiz” demişler, bunun üzerine bu âyet inmiştir (Râzî, IX, 121). Ancak âyetin devamından peygamberlerin bu tür mûcizeler getirdikleri anlaşılmakla birlikte bundan Allah’ın onlara “böyle bir mûcize getirmediği takdirde hiçbir peygambere inanmamalarını emrettiği” anlamı çıkmaz. Bilakis âyet onları yermekte ve iddialarında doğru olmadıklarına işaret etmektedir. Çünkü daha önce Zekeriyyâ ve Yahyâ gibi birçok peygamber, diğer mûcizelerin yanında onların istediği bu mûcizeyi de getirmişlerdi; ancak bunların ataları o peygamberleri öldürmüşlerdir (İbn Âşûr, IV, 186). Rivayete göre eskiden bir kimse bir sadaka verdiğinde sadakasının kabul edilip edilmediğini öğrenmek için Allah’a bir kurban takdim ederdi, sadakası kabul edilmişse Allah tarafından gökten gönderilen bir ateş o kurbanın üzerine iner ve onu yakardı (Taberî, 1V, 197). Bu şekilde kurban takdim etme olayı İsrâiloğulları’na gönderilen peygamberler için bir mûcize olmuştu. Peygamberin, Allah tarafından gönderilmiş olduğunu ispat etmesi için bir kurban kesilir, peygamber kalkar dua eder, bunun üzerine gökten inen bir ateş o kurbanı yakardı. Bu durum o peygamberin iddiasında doğru olduğunu gösteren bir mûcize olurdu (krş. Zemahşerî, I, 234; I. Kırallar, 18/36-38). Ancak peygamberlerin mûcizeleri sadece bundan ibaret değildi. Her peygamber kendi zamanına ve hitap ettiği topluma uygun olarak çeşitli mûcizeler getirmiştir. Nitekim Hz. Îsâ’nın ve Hz. Muhammed’in mûcizeleri tamamen farklı şeylerdi. İsrâiloğulları’na gönderilen peygamberler onların istedikleri mûcizelerden fazla olarak başka mûcizeler de getirmiş olmalarına rağmen onlar birçok peygamberi öldürmüşlerdir. Yüce Allah onları kınamak üzere “Doğru söylüyorsanız onları (peygamberleri) niçin öldürdünüz?” buyurarak onların Hz. Peygamber’den kurban mûcizesi istemelerinde samimi olmadıklarına işaret etmektedir.
 

KoRSaN

Paylaşımcı
Katılım
9 Nis 2007
Mesajlar
175
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Konum
Anteke
Web sitesi
www.google.com.tr
فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْۜ


Buyurun vahyin orjinal arapça metni

Bu çeviriye nasıl ulaştınız merak ediyorum. Kelime kelime açıklayabilirmisiniz ?

Nahr/Venhar
Nahr ve venhar (108/2) kelimeleri, kesmek, boğazlamak anla*mının yanı sıra, göğsünü kıbleye çevirmek, göğüs germek anlamla*rına da gelir. "Venhar" kelimesi "nahır"dan türemedir. Nahır keli*mesi de masdar ve isim olarak kullanılır. İsim olan "nahır", göğ*sün boyun tarafına gelen boğaz çukuruna doğru gerdanlık yerine denir. Masdar olan nahır ise, Râgıb ve diğer bazı dilcilerin açıkla*masına göre, nahre isabet ettir*mek, yani vurmak, dokunmak, boğaz çukuruna bıçak sokmak su*retiyle nahra rastlamak demektir. Deve öncelikle buradan kesil*diği için devenin boğazlanması ile ilgili olarak meşhur olmuştur. Bunda mutlaka kesmek (zebh et*mek) manası vardır. İntihar da buradan alınmıştır. Mâide Sûresi'nde geçtiği üzere "zebh", (bo*ğazlama) "lebbe" denilen yerden (çene altı) kesmekle de olur. "Venhar" emri de bu masdar olan nahirdendir. Açık olan boğazlama anlamıdır.

"Nahr" ve "zebh" ille de kur*ban için olması gerekmez. Ancak Kevser Sûresi'ndeki kullanımında neyin nahr edileceği belirtilme*miştir. Arapların örfünde "nahır" deve kesmek olarak meşhur oldu*ğu ve Hacc: 22/36'da "büdün" (develer) ifadesi kullanıldığı için, müfessirlerin çoğunluğu bunu boğazla*mak olarak almışlar ve "venhari'1-büdne" (develeri kes) diye takdir ve tefsir etmişlerdir.

Ancak bu kelime ile ilgili farklı anlamların olduğu da ifade edilmiştir. İbni Ebî Hatim'in riva*yetine göre, Ebu'l-Ahvas, "ven*har" emrinin "göğsünü kıbleye çevir" manasına, istikbali kıble ile emrolunduğunu söylemiştir. Ferra da bu görüştedir.

Ferra, "Menâzilehum tetenâheru" (menzilleri, durakları, mekanları karşı karşıya olur) ifade*sinde olduğu gibi karşı karşıya ol*mak manasına gelir, demiştir.

Şu beyit de bu anlamdadır;

"Ey Ebâ Hakem! Sen Mucâlid'in amcası ve ehli mütenâhur'un efendisi misin?" Yani, nahir nahire, göğüs göğüse karşılıklı dere aha*lisinin (Mekke ahalisinin) efendisi misin?

"El-ebtehi'1-mütenâhir" gö*ğüs göğüse karşılıklı dere demek*tir. Bu manadan "nahr" kıbleye yönelmek manasını ifade eder.

Tenahur; sözlükte intihar et*mek, boğazlaşmak, manasına gel*diği gibi göğse isabet ettirmek, gö*ğüs göğüse karşılamak manasın*dan mecaz olarak, evlerin ve dere*lerin karşılaşması gibi mutlak kar*şılık/tekabül manasına da gelir.

Tenâhur'un bu anlamından göğüs göğüse cihadı anlamak da mümkündür. Ancak müfessirlerin çoğu "venhar"ı kurban kes*mek olarak tefsir etmişlerdir.[2]
 

KoRSaN

Paylaşımcı
Katılım
9 Nis 2007
Mesajlar
175
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Konum
Anteke
Web sitesi
www.google.com.tr
kelimenin birden çok manası olduğunda ümmetin ittifakı tercihim olduğu gibi diğer manalarını da göz önünde bulunduruyorum. o yanlış demiyorum. araştırmak düşünmek lazım. meal e pek güven olmuyor sadeleştirilmiş türkçe diye manasını değiştirebiliyorlar. bu yüzden tefsir i tercih ediyorum.

işten geç gelmeme rağmen. biraz kitap ve internet araştırması yaptım, lakin deydi. Allah (azze ve celle) razı olsun. bayramda bayağı araştırma yapacağım.
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
kelimenin birden çok manası olduğunda ümmetin ittifakı tercihim olduğu gibi diğer manalarını da göz önünde bulunduruyorum. o yanlış demiyorum. araştırmak düşünmek lazım. meal e pek güven olmuyor sadeleştirilmiş türkçe diye manasını değiştirebiliyorlar. bu yüzden tefsir i tercih ediyorum.

işten geç gelmeme rağmen. biraz kitap ve internet araştırması yaptım, lakin deydi. Allah (azze ve celle) razı olsun. bayramda bayağı araştırma yapacağım.
Sağolasın Allah razı olsun.
Bence bayramda salat'ı da araştır ve kevser suresini iki kelimenin araştırıp bulduğun manalarına göre tekrar kendin meallendir.Bulduğun mana ile meallerdeki mana birbirlerine ne kadar yakın,ne kadar uzak birlikte görelim istersen.

LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

KoRSaN

Paylaşımcı
Katılım
9 Nis 2007
Mesajlar
175
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Konum
Anteke
Web sitesi
www.google.com.tr
Sağolasın Allah razı olsun.
Bence bayramda salat'ı da araştır ve kevser suresini iki kelimenin araştırıp bulduğun manalarına göre tekrar kendin meallendir.Bulduğun mana ile meallerdeki mana birbirlerine ne kadar yakın,ne kadar uzak birlikte görelim istersen.

LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Baktımda. Bayramda tam araştırırım inşaAllah. O dediğin de olur inşaAllah. Ama önce arapça, meal ve tefsir eğitimleri almam gerekir... :)

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Baktımda. Bayramda tam araştırırım inşaAllah. O dediğin de olur inşaAllah. Ama önce arapça, meal ve tefsir eğitimleri almam gerekir... :)

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Bu eğitimleri senin alman gerekiyorsa bütün insanların da alması gerekir değil mi?Sence bu mümkün müdür?Allah bizden bunu mu istiyor.

Bu eğitimleri alanlar,verenler yüz yıllardır kelimelerin manalarını değiştirerek aynı yanlışları tekrarlıyorlar.

LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

KoRSaN

Paylaşımcı
Katılım
9 Nis 2007
Mesajlar
175
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Konum
Anteke
Web sitesi
www.google.com.tr
Bu eğitimleri senin alman gerekiyorsa bütün insanların da alması gerekir değil mi?Sence bu mümkün müdür?Allah bizden bunu mu istiyor.

Bu eğitimleri alanlar,verenler yüz yıllardır kelimelerin manalarını değiştirerek aynı yanlışları tekrarlıyorlar.

LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Ilmi arayana isteyene Allah(azze ve celle) verir. Illa herkesin alim olmasına gerek yok. Ama ihtiyacı olduğu kadarını öğrenmek şart. Evet kötü öğretmenler var ama iyi öğretmende var. Imtihan senin hangisini seçeceğin. Nefsine uyanımı doğru olanımı? Kusura bakma bilgi birikiminden yanayım. Geliştirilmiş bişey varsa alır öğrenir geliştirebilirmiyim diye bakmaktan yanayım. 0dan başlamak mantıksız. Sahabe radıyallahu anh peygamber efendimize o da cebrail aleyhisselam a sorardı. Bizim şuan öyle bi imkanımız olmasada bu bilgi birikimleri var. Tefsir, hadis. Anlamadığımın açıklaması orada. Ve yine iyice araştırmak gerekiyor.

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Ilmi arayana isteyene Allah(azze ve celle) verir. Illa herkesin alim olmasına gerek yok. Ama ihtiyacı olduğu kadarını öğrenmek şart. Evet kötü öğretmenler var ama iyi öğretmende var. Imtihan senin hangisini seçeceğin. Nefsine uyanımı doğru olanımı? Kusura bakma bilgi birikiminden yanayım. Geliştirilmiş bişey varsa alır öğrenir geliştirebilirmiyim diye bakmaktan yanayım. 0dan başlamak mantıksız. Sahabe radıyallahu anh peygamber efendimize o da cebrail aleyhisselam a sorardı. Bizim şuan öyle bi imkanımız olmasada bu bilgi birikimleri var. Tefsir, hadis. Anlamadığımın açıklaması orada. Ve yine iyice araştırmak gerekiyor.

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Aslında manayı bozan,açıkladığını düşündüklerin ise?

Zaten başka türlü olması da mümkün mü?

LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

KoRSaN

Paylaşımcı
Katılım
9 Nis 2007
Mesajlar
175
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Konum
Anteke
Web sitesi
www.google.com.tr
Aslında manayı bozan,açıkladığını düşündüklerin ise?

Zaten başka türlü olması da mümkün mü?

LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Paradox a girer :) ama mana tek değil. Manası var hükümleri var. Ve kelimelerin tek anlamı olmadığı için uygulamalara bakıyoruz. Doğru olan da bu değilmi zaten? bu noktada ilim devreye giriyor. Tefsir, ayet ne zaman nerede hangi olay üzerine inmiş. Bunlardan sonra araştırabilirsin. Peygamber aleyhisselam. Ashab radıyallahu anh. Ve alimlerimiz bunu nasıl uygulamış. Çünkü biliyosun kur'an ın hükmü kıyamete kadar geçerli. Ayetler Bir olayla sınırlı değil. Imtihan bu. Bilgi kitapta verilmiş kullanarak amel edeceğiz. Hayırlı olanı ederiz inşaAllah. Vesselam.

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Paradox a girer :) ama mana tek değil. Manası var hükümleri var. Ve kelimelerin tek anlamı olmadığı için uygulamalara bakıyoruz. Doğru olan da bu değilmi zaten? bu noktada ilim devreye giriyor. Tefsir, ayet ne zaman nerede hangi olay üzerine inmiş. Bunlardan sonra araştırabilirsin. Peygamber aleyhisselam. Ashab radıyallahu anh. Ve alimlerimiz bunu nasıl uygulamış. Çünkü biliyosun kur'an ın hükmü kıyamete kadar geçerli. Ayetler Bir olayla sınırlı değil. Imtihan bu. Bilgi kitapta verilmiş kullanarak amel edeceğiz. Hayırlı olanı ederiz inşaAllah. Vesselam.

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

O zaman her ayet için hangi olay için indiğine dair Kuran ayeti gibi kesin bilgiler gerekir değil mi?Böyle bir bilgi vermiş mi Rabbimiz?



LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Sadece Kur'an deyip de, İslam Hukukçuları'nı öteleyen ama demokrasinin hukukçularını alkışlayan bu grubun ne yaptığı yukarıda da açık değil mi..?

"Laga luga..!!!"

İslamoğlu'ndan Okuyan'a, Okuyan'dan Tastamam'a kadar nerede buna örnek bir ehl-i mantık varsa "laga luga"dan öteye bir bilgi arzedememişlerdir.

Kur'an'da da dahil ifade ettiğimiz her bir kelimenin farklı anlamları vardır.

Kur'an'da beyan edilen kelimeler ekseninde alimler farklı görüşler ortaya koymakla birlikte, kelimelerin manası ekseninde ya da maksadının ne olduğu eksende "cumhur ülama"nın hükmü de dillendirilmiş bu hükümler günümüze kadar gelmiş,

Tek tek refaransları da ortaya konmuştur...

Lakin Sadece Kur'an diyenler hükümlerini tek tek refaranslarıyla birlikte müslümanlara arzedecekleri yerde, alimlere çamur atmayı, daha da ileri bir adım olarak onlara iftira atmayı yeğliyorlar,

Kendileri de "Laga Luga" ekseninde yerinde sayıyorlar.

Ciddi diyorum, bu kesime biraz rağbetliydim lakin iyicene zıvanadan çıkmaları ve İslam Hukuku'nu tamamen göz ardı etmeleri ve düşmanlıklarını da alenen ifade etmeleri sebebiyle,

Bunların müslümanların dostu değil, zalimlerin dostu olduğunu anlamış bulunmaktayım.

NOT

Kendileri arasında yorum farklılıklarını mülayemetle karşılayan bu sefih takımının sıra İslam Hukukçuları'nın yorum farklılıklarına gelince azgınlaşmaları,

Bunların işinin "ilim" olmadığı, "film" olduğu izahtan verestedir.

Allah bunları zelil edecektir...
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Euzu billahimine şeytanirracim


LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Üst