Kaptan
Mecra Yazarı
EL VE AYAKLARIN KESİLMESI (NEDİR?)
إِنَّمَا جَزَاء الَّذِينَ يُحَارِبُونَ اللّهَ وَرَسُولَهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الأَرْضِ فَسَادًا أَن يُقَتَّلُواْ أَوْ يُصَلَّبُواْ أَوْ تُقَطَّعَ أَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُم مِّنْ خِلافٍ أَوْ يُنفَوْاْ مِنَ الأَرْضِ ذَلِكَ لَهُمْ خِزْيٌ فِي الدُّنْيَا وَلَهُمْ فِي الآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ
Allah'a ve Rasulü'ne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların öldürülmeleri ya da asılmaları veya muhalefetlerinden dolayı ellerinin ve ayaklarının kesilmesi, yahut bulundukları yerden sürülmeleri, sadece (adil) bir karşılıktan ibarettir. Bu, onların dünyada uğradıkları zillettir; ahirette ise korkunç bir azap beklemektedir.
maide 33.ayet
قَالَ آمَنتُمْ لَهُ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ إِنَّهُ لَكَبِيرُكُمُ الَّذِي عَلَّمَكُمُ السِّحْرَ فَلَسَوْفَ تَعْلَمُونَ لَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُم مِّنْ خِلَافٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ أَجْمَعِينَ
(Firavun) dedi ki: "Demek siz ben izin vermeden ona inandınız, öyle mi? Anlaşıldı ki o size büyüyü öğreten üstadınızdır; fakat pek yakında gününüzü göreceksiniz: dönekliğinizden dolayı ellerinizi ve ayaklarınızı mutlaka keseceğim ve topunuzu asacağım!"
şuara 49.ayet
MAIDE 33.'Ü DOĞRU ANLAMAK :
Maide 33 de yazan; Allah'a ve Rasûlüne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların öldürülmeleri ya da asılmaları veya muhalefetlerinden dolayı ellerinin ve ayaklarının kesilmesi yahut bulundukları yerden sürülmeleri sadece (âdil) bir karşılıktan ibarettir. Bu onların dünyada uğradıkları zillettir; âhirette ise onları korkunç bir azap beklemektedir.
Ayeti ile ilgili yorumunuzda bunun bir inşa cümlesi değil ihbar cümlesi olduğunu söylüyorsunuz. Eğer bu böyleyse bir sonraki ayette geçen "ancak siz onlara hakim olmadan önce tevbe edenler hariç" cümlesiyle bir çelişki oluşmaz mı? çünkü ceza yoksa istisna ve müstesna mefhumları kime işletilecektir? 2- Maide 38 de geçen "hırsızlık yapan erkek ve hırsızlık yapan kadının ellerini kesin" ayetininde Kur 'an 'ın ihdas ettiği bir ceza olmadığını ve Kur'an'ın bunu önünde bulduğunu ve Allah Rasulünun bu cezayı oldukça sınırladığını söylüyorsunuz eğer bu böyleyse peygamberin 'Eğer kızım fatıma hırsızlık yapacak olsa onunda ellerini keserim ' hadisini nasıl anlamamız gerekir. Eğer Kur'an'da bahsi geçen her ceza bu şekilde sınırlandırılarak uygulanıcaksa caydırıcılığın ve ibret almanın ne anlamı kalır. Allahın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun inşallah.
Aziz ve mü'min kardeşim,
Ayetin aslı şöyledir:
إِنَّمَا جَزَاءُ الَّذِينَ يُحَارِبُونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الْأَرْضِ فَسَادًا أَنْ يُقَتَّلُوا أَوْ يُصَلَّبُوا أَوْ تُقَطَّعَ أَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُمْ مِنْ خِلَافٍ أَوْ يُنْفَوْا مِنَ الْأَرْضِ ۚ ذَٰلِكَ لَهُمْ خِزْيٌ فِي الدُّنْيَا ۖ وَلَهُمْ فِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ
Gerekçeli Mealimizde ayeti şöyle meallendirmiştim:
"Allah’'a ve Rasulü’ne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların öldürülmeleri ya da asılmaları veya muhalefetlerinden dolayı ellerinin ve ayaklarının kesilmesi, yahut bulundukları yerden sürülmeleri, sadece (âdil) bir karşılıktan ibarettir. Bu, onların dünyada uğradıkları zillettir; âhirette ise onların hakkı korkunç bir azaba duçar olmaktır"
Gerekçemizi de şu şekilde anlatmıştım:
Min hılafine verdiğimiz manânın gerekçesi için bkz: A’raf 124, not 90. Bu cümle bir ‘inşâ’ cümlesi değil bir ‘ihbar’ cümlesidir ve dolayısıyla Kur’an el ve ayakların çaprazlama kesilmesi gibi bir cezayı emretmemekte, sadece nakletmektedir. Bu tür bir infazı Kur’an Tâhâ 71, Şu‘ara 49 ve A’raf 124’te Firavun’un mü’minlere uyguladığı ceza olarak nakleder. Böyle bir ceza uyguladığı için Kur’an’ın kınadığı Firavun’un infaz yöntemi, nasıl olur da Allah’ın emri olarak anlaşılabilir? Kaldı ki, Allah Rasulü’nün hiçbir muhalife böylesi bir ceza uygulamadığı da tarihî bir gerçektir.
Cevap bekleyen sorular:
1. Bu hirabe cezası olarak fıkha geçen bu ceza Kur'an'da Firavun'un müslüman olan sihirbazlara uyguladığı ceza olarak geçmektedir (A'raf 7/124; Taha 20/71; Şuara 26/49) Bu cezayı Kur'an'ın emrettiğini söyleyenler şu suallere cevap vermelidirler:
Sual bir: Kur'an Firavun'un mü'minlere uyguladığı cezayı mı emretmektedir?
Sual iki: Allah'a ve Rasulüne müşrikler savaş açmış, yeryüzünde bozgunculuk yapmışlardır.
Allah Rasulü de onları ele geçirmiştir. Allah Rasulü bu suçu işleyen herhangi birine bu cezayı uygulamış mıdır? Uygulamışsa kime uygulamıştır. Uygulamamışsa neden uygulamamıştır?
Sual üç: Hulefa-i Raşidin döneminde de Allah'a savaş açan ve yeryüzünde bozgunculuk yapar bir sürü insan ve insan gurupları olmuştur. Halifelerden herhangi biri bu cezayı tatbik etmiş midir? Etmişse kime etmiştir. Etmemişse neden etmemiştir.
Bu suallere ikna edici bir cevap vermeden Kur'an'ın ayetteki cürümleri işleyen birinin ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesini emrettiğini söylemek:
1. Kur'an'a ikram mıdır, yoksa başka bir şey midir?
2. İslam'a ikram mıdır, yoksa başka bir şey midir?
3. Kime ve neye hizmet eder?
Alintidir
إِنَّمَا جَزَاء الَّذِينَ يُحَارِبُونَ اللّهَ وَرَسُولَهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الأَرْضِ فَسَادًا أَن يُقَتَّلُواْ أَوْ يُصَلَّبُواْ أَوْ تُقَطَّعَ أَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُم مِّنْ خِلافٍ أَوْ يُنفَوْاْ مِنَ الأَرْضِ ذَلِكَ لَهُمْ خِزْيٌ فِي الدُّنْيَا وَلَهُمْ فِي الآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ
Allah'a ve Rasulü'ne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların öldürülmeleri ya da asılmaları veya muhalefetlerinden dolayı ellerinin ve ayaklarının kesilmesi, yahut bulundukları yerden sürülmeleri, sadece (adil) bir karşılıktan ibarettir. Bu, onların dünyada uğradıkları zillettir; ahirette ise korkunç bir azap beklemektedir.
maide 33.ayet
قَالَ آمَنتُمْ لَهُ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ إِنَّهُ لَكَبِيرُكُمُ الَّذِي عَلَّمَكُمُ السِّحْرَ فَلَسَوْفَ تَعْلَمُونَ لَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُم مِّنْ خِلَافٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ أَجْمَعِينَ
(Firavun) dedi ki: "Demek siz ben izin vermeden ona inandınız, öyle mi? Anlaşıldı ki o size büyüyü öğreten üstadınızdır; fakat pek yakında gününüzü göreceksiniz: dönekliğinizden dolayı ellerinizi ve ayaklarınızı mutlaka keseceğim ve topunuzu asacağım!"
şuara 49.ayet
MAIDE 33.'Ü DOĞRU ANLAMAK :
Maide 33 de yazan; Allah'a ve Rasûlüne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların öldürülmeleri ya da asılmaları veya muhalefetlerinden dolayı ellerinin ve ayaklarının kesilmesi yahut bulundukları yerden sürülmeleri sadece (âdil) bir karşılıktan ibarettir. Bu onların dünyada uğradıkları zillettir; âhirette ise onları korkunç bir azap beklemektedir.
Ayeti ile ilgili yorumunuzda bunun bir inşa cümlesi değil ihbar cümlesi olduğunu söylüyorsunuz. Eğer bu böyleyse bir sonraki ayette geçen "ancak siz onlara hakim olmadan önce tevbe edenler hariç" cümlesiyle bir çelişki oluşmaz mı? çünkü ceza yoksa istisna ve müstesna mefhumları kime işletilecektir? 2- Maide 38 de geçen "hırsızlık yapan erkek ve hırsızlık yapan kadının ellerini kesin" ayetininde Kur 'an 'ın ihdas ettiği bir ceza olmadığını ve Kur'an'ın bunu önünde bulduğunu ve Allah Rasulünun bu cezayı oldukça sınırladığını söylüyorsunuz eğer bu böyleyse peygamberin 'Eğer kızım fatıma hırsızlık yapacak olsa onunda ellerini keserim ' hadisini nasıl anlamamız gerekir. Eğer Kur'an'da bahsi geçen her ceza bu şekilde sınırlandırılarak uygulanıcaksa caydırıcılığın ve ibret almanın ne anlamı kalır. Allahın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun inşallah.
Aziz ve mü'min kardeşim,
Ayetin aslı şöyledir:
إِنَّمَا جَزَاءُ الَّذِينَ يُحَارِبُونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الْأَرْضِ فَسَادًا أَنْ يُقَتَّلُوا أَوْ يُصَلَّبُوا أَوْ تُقَطَّعَ أَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُمْ مِنْ خِلَافٍ أَوْ يُنْفَوْا مِنَ الْأَرْضِ ۚ ذَٰلِكَ لَهُمْ خِزْيٌ فِي الدُّنْيَا ۖ وَلَهُمْ فِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ
Gerekçeli Mealimizde ayeti şöyle meallendirmiştim:
"Allah’'a ve Rasulü’ne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların öldürülmeleri ya da asılmaları veya muhalefetlerinden dolayı ellerinin ve ayaklarının kesilmesi, yahut bulundukları yerden sürülmeleri, sadece (âdil) bir karşılıktan ibarettir. Bu, onların dünyada uğradıkları zillettir; âhirette ise onların hakkı korkunç bir azaba duçar olmaktır"
Gerekçemizi de şu şekilde anlatmıştım:
Min hılafine verdiğimiz manânın gerekçesi için bkz: A’raf 124, not 90. Bu cümle bir ‘inşâ’ cümlesi değil bir ‘ihbar’ cümlesidir ve dolayısıyla Kur’an el ve ayakların çaprazlama kesilmesi gibi bir cezayı emretmemekte, sadece nakletmektedir. Bu tür bir infazı Kur’an Tâhâ 71, Şu‘ara 49 ve A’raf 124’te Firavun’un mü’minlere uyguladığı ceza olarak nakleder. Böyle bir ceza uyguladığı için Kur’an’ın kınadığı Firavun’un infaz yöntemi, nasıl olur da Allah’ın emri olarak anlaşılabilir? Kaldı ki, Allah Rasulü’nün hiçbir muhalife böylesi bir ceza uygulamadığı da tarihî bir gerçektir.
Cevap bekleyen sorular:
1. Bu hirabe cezası olarak fıkha geçen bu ceza Kur'an'da Firavun'un müslüman olan sihirbazlara uyguladığı ceza olarak geçmektedir (A'raf 7/124; Taha 20/71; Şuara 26/49) Bu cezayı Kur'an'ın emrettiğini söyleyenler şu suallere cevap vermelidirler:
Sual bir: Kur'an Firavun'un mü'minlere uyguladığı cezayı mı emretmektedir?
Sual iki: Allah'a ve Rasulüne müşrikler savaş açmış, yeryüzünde bozgunculuk yapmışlardır.
Allah Rasulü de onları ele geçirmiştir. Allah Rasulü bu suçu işleyen herhangi birine bu cezayı uygulamış mıdır? Uygulamışsa kime uygulamıştır. Uygulamamışsa neden uygulamamıştır?
Sual üç: Hulefa-i Raşidin döneminde de Allah'a savaş açan ve yeryüzünde bozgunculuk yapar bir sürü insan ve insan gurupları olmuştur. Halifelerden herhangi biri bu cezayı tatbik etmiş midir? Etmişse kime etmiştir. Etmemişse neden etmemiştir.
Bu suallere ikna edici bir cevap vermeden Kur'an'ın ayetteki cürümleri işleyen birinin ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesini emrettiğini söylemek:
1. Kur'an'a ikram mıdır, yoksa başka bir şey midir?
2. İslam'a ikram mıdır, yoksa başka bir şey midir?
3. Kime ve neye hizmet eder?
Alintidir