Kuranda el ve ayaklarin kesilmesi nedir?

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
EL VE AYAKLARIN KESİLMESI (NEDİR?)

إِنَّمَا جَزَاء الَّذِينَ يُحَارِبُونَ اللّهَ وَرَسُولَهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الأَرْضِ فَسَادًا أَن يُقَتَّلُواْ أَوْ يُصَلَّبُواْ أَوْ تُقَطَّعَ أَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُم مِّنْ خِلافٍ أَوْ يُنفَوْاْ مِنَ الأَرْضِ ذَلِكَ لَهُمْ خِزْيٌ فِي الدُّنْيَا وَلَهُمْ فِي الآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ

Allah'a ve Rasulü'ne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların öldürülmeleri ya da asılmaları veya muhalefetlerinden dolayı ellerinin ve ayaklarının kesilmesi, yahut bulundukları yerden sürülmeleri, sadece (adil) bir karşılıktan ibarettir. Bu, onların dünyada uğradıkları zillettir; ahirette ise korkunç bir azap beklemektedir.
maide 33.ayet

قَالَ آمَنتُمْ لَهُ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ إِنَّهُ لَكَبِيرُكُمُ الَّذِي عَلَّمَكُمُ السِّحْرَ فَلَسَوْفَ تَعْلَمُونَ لَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُم مِّنْ خِلَافٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ أَجْمَعِينَ
(Firavun) dedi ki: "Demek siz ben izin vermeden ona inandınız, öyle mi? Anlaşıldı ki o size büyüyü öğreten üstadınızdır; fakat pek yakında gününüzü göreceksiniz: dönekliğinizden dolayı ellerinizi ve ayaklarınızı mutlaka keseceğim ve topunuzu asacağım!"
şuara 49.ayet

MAIDE 33.'Ü DOĞRU ANLAMAK :

Maide 33 de yazan; Allah'a ve Rasûlüne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların öldürülmeleri ya da asılmaları veya muhalefetlerinden dolayı ellerinin ve ayaklarının kesilmesi yahut bulundukları yerden sürülmeleri sadece (âdil) bir karşılıktan ibarettir. Bu onların dünyada uğradıkları zillettir; âhirette ise onları korkunç bir azap beklemektedir.

Ayeti ile ilgili yorumunuzda bunun bir inşa cümlesi değil ihbar cümlesi olduğunu söylüyorsunuz. Eğer bu böyleyse bir sonraki ayette geçen "ancak siz onlara hakim olmadan önce tevbe edenler hariç" cümlesiyle bir çelişki oluşmaz mı? çünkü ceza yoksa istisna ve müstesna mefhumları kime işletilecektir? 2- Maide 38 de geçen "hırsızlık yapan erkek ve hırsızlık yapan kadının ellerini kesin" ayetininde Kur 'an 'ın ihdas ettiği bir ceza olmadığını ve Kur'an'ın bunu önünde bulduğunu ve Allah Rasulünun bu cezayı oldukça sınırladığını söylüyorsunuz eğer bu böyleyse peygamberin 'Eğer kızım fatıma hırsızlık yapacak olsa onunda ellerini keserim ' hadisini nasıl anlamamız gerekir. Eğer Kur'an'da bahsi geçen her ceza bu şekilde sınırlandırılarak uygulanıcaksa caydırıcılığın ve ibret almanın ne anlamı kalır. Allahın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun inşallah.

Aziz ve mü'min kardeşim,
Ayetin aslı şöyledir:

إِنَّمَا جَزَاءُ الَّذِينَ يُحَارِبُونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الْأَرْضِ فَسَادًا أَنْ يُقَتَّلُوا أَوْ يُصَلَّبُوا أَوْ تُقَطَّعَ أَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُمْ مِنْ خِلَافٍ أَوْ يُنْفَوْا مِنَ الْأَرْضِ ۚ ذَٰلِكَ لَهُمْ خِزْيٌ فِي الدُّنْيَا ۖ وَلَهُمْ فِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ

Gerekçeli Mealimizde ayeti şöyle meallendirmiştim:
"Allah’'a ve Rasulü’ne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların öldürülmeleri ya da asılmaları veya muhalefetlerinden dolayı ellerinin ve ayaklarının kesilmesi, yahut bulundukları yerden sürülmeleri, sadece (âdil) bir karşılıktan ibarettir. Bu, onların dünyada uğradıkları zillettir; âhirette ise onların hakkı korkunç bir azaba duçar olmaktır"

Gerekçemizi de şu şekilde anlatmıştım:

Min hılafine verdiğimiz manânın gerekçesi için bkz: A’raf 124, not 90. Bu cümle bir ‘inşâ’ cümlesi değil bir ‘ihbar’ cümlesidir ve dolayısıyla Kur’an el ve ayakların çaprazlama kesilmesi gibi bir cezayı emretmemekte, sadece nakletmektedir. Bu tür bir infazı Kur’an Tâhâ 71, Şu‘ara 49 ve A’raf 124’te Firavun’un mü’minlere uyguladığı ceza olarak nakleder. Böyle bir ceza uyguladığı için Kur’an’ın kınadığı Firavun’un infaz yöntemi, nasıl olur da Allah’ın emri olarak anlaşılabilir? Kaldı ki, Allah Rasulü’nün hiçbir muhalife böylesi bir ceza uygulamadığı da tarihî bir gerçektir.

Cevap bekleyen sorular:

1. Bu hirabe cezası olarak fıkha geçen bu ceza Kur'an'da Firavun'un müslüman olan sihirbazlara uyguladığı ceza olarak geçmektedir (A'raf 7/124; Taha 20/71; Şuara 26/49) Bu cezayı Kur'an'ın emrettiğini söyleyenler şu suallere cevap vermelidirler:

Sual bir: Kur'an Firavun'un mü'minlere uyguladığı cezayı mı emretmektedir?

Sual iki: Allah'a ve Rasulüne müşrikler savaş açmış, yeryüzünde bozgunculuk yapmışlardır.
Allah Rasulü de onları ele geçirmiştir. Allah Rasulü bu suçu işleyen herhangi birine bu cezayı uygulamış mıdır? Uygulamışsa kime uygulamıştır. Uygulamamışsa neden uygulamamıştır?

Sual üç: Hulefa-i Raşidin döneminde de Allah'a savaş açan ve yeryüzünde bozgunculuk yapar bir sürü insan ve insan gurupları olmuştur. Halifelerden herhangi biri bu cezayı tatbik etmiş midir? Etmişse kime etmiştir. Etmemişse neden etmemiştir.

Bu suallere ikna edici bir cevap vermeden Kur'an'ın ayetteki cürümleri işleyen birinin ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesini emrettiğini söylemek:

1. Kur'an'a ikram mıdır, yoksa başka bir şey midir?

2. İslam'a ikram mıdır, yoksa başka bir şey midir?

3. Kime ve neye hizmet eder?

Alintidir
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,879
Tepkime puanı
2,059
Puanları
113
Konum
Mars
Firavun olayın şekilsel kısmına takılıp kitabı şekilsel olarak anladığı ve geçmişinin doğrularını devam ettirdiği için ayeti yani kanunu yanlış anladığı için otomatikman yanlış uyguladı aslında sorsanız bize tebliğ edilen kitapta böyle yazıyor der.

Allah ve resülüne değil, Allah 'ın haberine yani yasa ve kanunlarına karşı ve yeryüzünde bozgunculuk çıkaranların el ve ayakların çaprazlama kesilir.

bazıları nedense geçmişin haberlerinden işine gelenleri alıp işine gelenler almıyor günümüzde bunlara tatlı su balıkları deniyor nedenine gelince okudukları ayet aslından evrensel yasa ve kanunlara akla ve mantığa uygun gelmediğinden akıllarınca şöylr olamaz böyle olamaz vs vs lafı eveleyip geveleyip kendi düşüncelerine göre bir kulp bulup sarılıyorlar. Böyle yapmalarının asıl nedeni kitabı geçmişe bağlı olarak okuyor olmalarından kaynaklanıyor.

hırsızın elinin kesildiği gibi eller ve ayaklar çaprazlama kesilir.

Tabi bunu geçmişe dayalı anlamaya kalktığında akıllar hep şekle yönelecek neden çünkü daha kendi yapılarının farkında değiller.

hırsızın eli kesilir, zina yapan taşlanır fakat nedense eller ayaklar çaprazlama kesilmeye geldiğinde işler değişir.

ayetleri insan 'ın yapısına göre anlamadıktan sonra ortaya hiç bir zaman doğrular çıkmaz. Azıcık bilim ve ilim diyorsanız nasıl görüyoruz ve madde var mı yok mu üzerine biraz ilim sahibi olunda ufkunuz açılsın ve ayetleri belki daha iyi anlarsınız.

not: kaptan sakın üzerine alınma ben seninle konuşmuyorum. Alıntının sahibine :)
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Dört tane eylem geçiyor ayette
öldürmek,asmak,el ve ayak kesmek ,sürgün etmek ...
Bunlardan herhangi birinin yapılması hükmü baki kılar zaten
Birinin yapılmaması(uygulanmaması) hükme zeval vermez

el ayak kesme deyince bencağız daha çok itibarsızlaştırma anlıyorum =)
çünkü bir insanın elini ve ayağını kestiğiniz zaman mevcut görüntüden ötürü bir mesaj verir
doğuştan olan bir durum ayrı tabi ki ...

Hasılı hükümlerin bekâsı insanların algısıyla orantılı olduğundan olsa gerek
yeni dönem düşünürleri açıklama yaparken bütünleyici yaklaşsalar daha isabetli olacak

yoksa din bir çelişkiler yumağı haline gelmiş durumda kalacak !!
 

İlim Talebesi

Yasaklı
Katılım
18 Ağu 2014
Mesajlar
1,630
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Allah ve Resûlüne karşı savaşan ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri ya asılmaları yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürgün edilmeleridir. Bu onların dünyada çekecekleri rezilliktir, âhirette ise onlara büyük bir azap vardır.” (Maide, 5/33I)

Ayet çok açık zaten , Batıya yaranmak için böyle zorlama tevillere girmeye gerek yok.

Sual bir: Kur'an Firavun'un mü'minlere uyguladığı cezayı mı emretmektedir?
Cevap bir: Evet . Kur'an Firavun'un mü'minlere uyguladığı bu cezayı diğer ayette (Allaha ve Resulune harp açanların cezası şunlardır) diyerek emretmektedir.

Sual iki: . Allah Rasulü bu suçu işleyen herhangi birine bu cezayı uygulamış mıdır? Uygulamışsa kime uygulamıştır.
Cevap iki: Evet uygulamıştır.Ukl veya Ureyne kabîlelerinden Hainlik yapan bir takım insanlara uygulamıştır.

Sual üç: . Halifelerden herhangi biri bu cezayı tatbik etmiş midir?
Cevap Üç : Evet Hz.Ebubekir tatbik etmiştir.

Ayrıca İmam Malik, İmam Şafii, Ebu Sevr ve İbnu'l-Münzir'e göre; ister şehir içinde olsun ister şehir dışında, insanlara saldırıp canlarına ve mallarına göz dikenler ayetteki muharebenin şümulüne girerler.
.





 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,080
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
Adam bi hilafin kelimesini yutuyor. Muhalefetlerinden dolayı diye metne ekleme yapıyor.

Ondan sonra mana kilitlenince gelsin teviller...

Allah rasulune savaş açacak kadar cesareti varsa buyursun. Ya ölür, ya elleri ve ayakları birbirinin hilafına çapraz kesilir, yahut oralardan sürülür. Gayet net...
 

seringel

İhvan Forum Üye
Katılım
12 Ara 2018
Mesajlar
127
Tepkime puanı
5
Puanları
0
EL VE AYAKLARIN KESİLMESI (NEDİR?)

إِنَّمَا جَزَاء الَّذِينَ يُحَارِبُونَ اللّهَ وَرَسُولَهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الأَرْضِ فَسَادًا أَن يُقَتَّلُواْ أَوْ يُصَلَّبُواْ أَوْ تُقَطَّعَ أَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُم مِّنْ خِلافٍ أَوْ يُنفَوْاْ مِنَ الأَرْضِ ذَلِكَ لَهُمْ خِزْيٌ فِي الدُّنْيَا وَلَهُمْ فِي الآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ

Allah'a ve Rasulü'ne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların öldürülmeleri ya da asılmaları veya muhalefetlerinden dolayı ellerinin ve ayaklarının kesilmesi, yahut bulundukları yerden sürülmeleri, sadece (adil) bir karşılıktan ibarettir. Bu, onların dünyada uğradıkları zillettir; ahirette ise korkunç bir azap beklemektedir.
maide 33.ayet

قَالَ آمَنتُمْ لَهُ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ إِنَّهُ لَكَبِيرُكُمُ الَّذِي عَلَّمَكُمُ السِّحْرَ فَلَسَوْفَ تَعْلَمُونَ لَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُم مِّنْ خِلَافٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ أَجْمَعِينَ
(Firavun) dedi ki: "Demek siz ben izin vermeden ona inandınız, öyle mi? Anlaşıldı ki o size büyüyü öğreten üstadınızdır; fakat pek yakında gününüzü göreceksiniz: dönekliğinizden dolayı ellerinizi ve ayaklarınızı mutlaka keseceğim ve topunuzu asacağım!"
şuara 49.ayet

MAIDE 33.'Ü DOĞRU ANLAMAK :

Maide 33 de yazan; Allah'a ve Rasûlüne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların öldürülmeleri ya da asılmaları veya muhalefetlerinden dolayı ellerinin ve ayaklarının kesilmesi yahut bulundukları yerden sürülmeleri sadece (âdil) bir karşılıktan ibarettir. Bu onların dünyada uğradıkları zillettir; âhirette ise onları korkunç bir azap beklemektedir.

Ayeti ile ilgili yorumunuzda bunun bir inşa cümlesi değil ihbar cümlesi olduğunu söylüyorsunuz. Eğer bu böyleyse bir sonraki ayette geçen "ancak siz onlara hakim olmadan önce tevbe edenler hariç" cümlesiyle bir çelişki oluşmaz mı? çünkü ceza yoksa istisna ve müstesna mefhumları kime işletilecektir? 2- Maide 38 de geçen "hırsızlık yapan erkek ve hırsızlık yapan kadının ellerini kesin" ayetininde Kur 'an 'ın ihdas ettiği bir ceza olmadığını ve Kur'an'ın bunu önünde bulduğunu ve Allah Rasulünun bu cezayı oldukça sınırladığını söylüyorsunuz eğer bu böyleyse peygamberin 'Eğer kızım fatıma hırsızlık yapacak olsa onunda ellerini keserim ' hadisini nasıl anlamamız gerekir. Eğer Kur'an'da bahsi geçen her ceza bu şekilde sınırlandırılarak uygulanıcaksa caydırıcılığın ve ibret almanın ne anlamı kalır. Allahın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun inşallah.

Aziz ve mü'min kardeşim,
Ayetin aslı şöyledir:

إِنَّمَا جَزَاءُ الَّذِينَ يُحَارِبُونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الْأَرْضِ فَسَادًا أَنْ يُقَتَّلُوا أَوْ يُصَلَّبُوا أَوْ تُقَطَّعَ أَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُمْ مِنْ خِلَافٍ أَوْ يُنْفَوْا مِنَ الْأَرْضِ ۚ ذَٰلِكَ لَهُمْ خِزْيٌ فِي الدُّنْيَا ۖ وَلَهُمْ فِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ

Gerekçeli Mealimizde ayeti şöyle meallendirmiştim:
"Allah’'a ve Rasulü’ne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların öldürülmeleri ya da asılmaları veya muhalefetlerinden dolayı ellerinin ve ayaklarının kesilmesi, yahut bulundukları yerden sürülmeleri, sadece (âdil) bir karşılıktan ibarettir. Bu, onların dünyada uğradıkları zillettir; âhirette ise onların hakkı korkunç bir azaba duçar olmaktır"

tansu_ciller_den_feto_aciklamasi_h713537_f477d.jpg


Ben bu Türkiye' de yaşayan vede faizci Müslümanlık iddiasında olanları anlamakta güçlük çekiyorum.

Şakamısınız. Yoksa bu orijinal islam dininin ayetlerimi yanlış?

bank-asya_1178017.jpg


tansu-ciller_1892.jpg


Df6kz0BW0AE7CUW.jpg


AH ERBAKAN AH! :(:rolleyes:

Ne güzel iş. Halk açlık çeksin. Bunlar birbiri ile altınlar benim olacak ''salak milyonerler'' filminin tiyatrosunu gözümüze soka soka oynayacaklar. Ve aklımızla alay edecekler.

Banane kardeşim ister laik sosyal hukuk devleti anayasası ile devlet devlet olsun. İsterse ser-i anayasa ile olsun. Ama hakikisi olsun.

Benim itirazım T.C. anayasasına aykırı hukuk dışı yapı içerinde kim yer almış ve bu ülkeye ve insanına zarar vermiş ise onadır.

Bildiğiniz haraç çetesi bunlar ya! Resmi eşkiya deniyor bir nevi bunlar gibilere.. Bunlar seçilmişse seçenler de kandırılmıştır.
 
Son düzenleme:

seringel

İhvan Forum Üye
Katılım
12 Ara 2018
Mesajlar
127
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Necmettin Erbakan, bundan 17 yıl önce, 1996 yılında, Tansu Çiller’i tehdit ediyor.
Tehdit müthiş, “Benimle koalisyon kurmazsan seni Yüce Divan’a gönderirim” diyor.
Türkiye’de “demokrasi”, bütün kurum ve kurallarıyla işte böyle işliyor. Mafyokrasiye demokrasi deniyor.

Erbakan ve Çiller’i ele veren kim?
Erbakan’ın Çiller’i tehdit ettiğini Çiller’in Basın Danışmanı Mehmet Bican’dan 17 yıl sonra öğreniyoruz. Son çıkan “Terörle Sınanma” kitabında yazıyor bunları.
Peki Erbakan’a Çiller’i ikna yeteneği kazandıran gerçeklik neydi?
Şimdi herkes, yeniden sormayacak mı, Çiller’i Yüce Divanlık suçu neydi?

Çiller-Fethullah Gülen ortaklığının
Yüce Divan’la ne ilgisi var?
Dün bu köşede yazıldı, Mehmet Bican, Çiller’in Başbakanlık Konutunda Fethullah Gülen ile görüşmesini de açıklıyor.
Acaba Tansu Çiller, Fethullah Hoca’ya dua okutturduğu için mi Yüce Divan’a göndertilecekti, yoksa faili meçhuller ve kara para ilişkileri nedeniyle mi?
Bu soru gerçekçi.
Çünkü MİT Müsteşarı Sönmez Köksal’ın 17 Aralık 1996 günü Başbakan Necmettin Erbakan’a sunduğu Susurluk Raporunda, “Çiller ile Fethullah Gülen’in birlikte kara para akladıkları iddiası araştırılmalı” diyor.

Çiller Özel Örgütü niçin gündemde?
Fethullah Gülen cemaati, başına hangi iş gelse, derhal Aydınlıkçılara ve İşçi Partisi’ne saldırıyor. 25 yıldır birden bire ilk tepkileri hep bu.
Oysa Çiller Özel Örgütü’nü gündeme getiren Milliyet gazetesi.
Derya Sazak, günlerce süren Çiller Özel Örgütü yayınında, MİT’in Susurluk Raporunu 16 yıl sonra TBMM’ye tekrar yollamasına dikkat çekti. Milliyet gazetesi, MİT, o zamanki saptamalarında ısrar ediyor görüşünde.

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:ERBAKAN TANSU ÇİLLER’İ HANGİ SUÇTAN YÜCE DİVAN’A GÖNDERTECEKTİ?

Çiller ve ortaklarını kim kurtardı?
Tekrar başlığımızdaki soruya dönecek olursak;
Erbakan, Tansu Çiller ve ortaklarını hangi suçtan Yüce Divan’a gönderecekti?
Cevabı aşağı yukarı herkes biliyor.
Ama şu soru bugün daha anlamlı:
Çiller ve suç ortaklarını Yüce Divan sandalyesinden kim kurtardı?
Cevabı Vatan gazetesinin manşetinden okuyalım:


(Vatan, 3 Ağustos 2009)

AH ERBAKAN AH!
 
Üst