Hz.İsa ve Hz.Mehdi (a.s) şu an gelmiştir, ancak gizlenmektedirler..

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Bu hadis olarak rivayet edilen sözler Abbasilerin Emevi saltanatına karşı halkı ayaklandırmak için uydurdukları propaganda hadislerdir.Bu hadislerle(!) halk iyice hazırlandıktan sonra dedikleri gibi de Ebu Müslim Horasani eline siyah bir bayrak alarak isyanı başlattı.

Hadisleri inkara kalkışan arkadaşlar, bu hadisleri sunan arkadaşlar gibi kaynaklarını verirler ise, bizim için de araştırma imkanı doğar. Hadis diye kaynaklarda yerini bulmuş rivayetleri inkar bu kadar kolay olmamalıdır.

Ebu Müslim Horasani eline bayrak almış, çıkmış meydana.. Acaba Ebu Müslim Horasani bu rivayetlerde bildirilen kişi olduğuna inandığı için veya insanları inandırmak için kendisine belirtilen duruma benzetmiş olamaz mı? Hemen ne diye inkar edilir? Bunlara mevzu diyen ve kabul eden alimleri beraber bildirmek, kabulü ve reddi için bizim için mühim bir etken olacaktır.

Hz. Mehdi Nakşibendi yolu üzerine gelecektir.. Bizimde inancımız budur... Bu konuda herhalde bin yılın müceddidi dediğimiz Zat'a kulak vermek gerekir.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Herkesin Mehdisi var.. Müslümanların Mehdisi bol maşallah..

Hatta dün yeni birini daha öğrendim.. Meğer, çok büyük ve tanınmış cemaatlerden biri geçmişdeki liderlerini Mehdi ilan etmemişler mi! Böylece yaşayıp göçen Mehdi sayımız halihazırda 2 olmuş oluyor..

Yani bir çırpıda sayılabilecek Mehdiler listesi 10 filan oldu..

Efendim, yalancı Mehdiler ile ilgili Hadisler de mi var dediniz??

Yorum yok.. Çünkü Bayramın manasına aykırı bu yorumlar..
 

HARIS

Asistan
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
http://img51.imageshack.us/img51/4844/64sw.jpg

Bu Siyah Bayraklılar Ebu Muslim Horasani'nin Kendisi ile Emevi Devletini Yıktığı Siyah Bayraklılar değildir... Bu Siyah Bayraklılar Hz. Mehdi a.s.'a Öncülük edeceklerdir... Hadislerin Siyak ve Sibakı ile bu sabittir...
 

zeygue

Aktifleşmemiş
Katılım
17 Kas 2006
Mesajlar
1,262
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Ankara
MEHDİ'NİN ÇIKMASI
7195 - İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Biz, Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın yanında iken Beni Hâşim'den bir grub genç geldi. Resülullah aleyhissalâtu vesselâm onları görünce, gözleri yaşla doldu ve rengi değişti. Ben: "(Ey Allah'ın Resülü!) Şimdiye kadar, mübarek yüzünüzde hoşumuza gitmeyen bir manzara hiç görmemiştik, (şimdi ne oldu da bizi üzen bir ifade ile karşılaşıyoruz?)" dedim. Şu cevabı verdiler:
"Biz öyle bir Ehl-i Beytiz ki, Allah bizim için dünyaya mukabil ahireti tercih etmiştir. Benim Ehl-i Beytim benden sonra bela, kaçırılma ve sürgüne maruz kalacak. Nihayet, meşrık (doğu) tarafından beraberlerinde siyah bayraklar olan bir kavim gelecek. Bunlar hayır (saltanat) isteyecekler, fakat istekleri yerine getirilmeyecek. Bunun üzerine onlar savaşacak. Allah onlara yardım edecek. Bundan sonra istedikleri (hükümdarlık) kendilerine verilecek. Ne var ki, onlar bunu kabul etmeyip emirliği Ehl-i Beytim'den bir adama tevdi edecekler. Bu (Emîr) de, insanlar yeryüzünü daha önce zulüm ile doldurdukları gibi, yeryüzünü adaletle dolduracaktır. Artık sizden kim o güne yetişirse kar üstünde emeklemek suretiyle de olsa onlara varsın (katılsın)" buyurdu."
7196 - Sevbân radıyallahu anh anlatıyor: "Reslülullah aleyhissalatu vesselâm buyurdular ki: "Sizin hazinenizin yanında üç kişi kavga edecek: Üçü de bir halifenin evladıdır. (Halifelik) bunların hiçbirine nasip olmayacaktır. Sonra meşrık (doğu) cihetinden siyah bayraklar (taşıyan bir ordu) zuhur edecek, hiçbir kavmin öldürmediği şekilde sizi öldürecek."
Ravi der ki: "Sonra (Aleyhissalâtu vesselam) ezberde tutamadığım bir şey daha söyledi. Son olarak da: "Onları görünce onlara derhal biat edin, kar üzerinde emekleyerek de olsa!" buyurdular. Çünkü o, Allah'ın halifesidir, Mehdidir."
7197 - Hz. Ali anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Mehdi bizden, ehl-i Beyt'imizdendir. Allah onu bir gecede ıslah eder (yani tevbesini kabul eder, hizmetini yapacak hale getirir. Doğruyu ilham eder ve muvaffak kılar)".
7198 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselâm buyurdular ki: "Biz Abdulmuttalib'in oğullarıyız. Cennet ehlinin efendileriyiz: Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi."
7199 - Abdullah İbnu'l Haris İbni Cez'iz-Zübeydi radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün): "Doğudan birtakım insanlar çıkacak ve Mehdi için zemin hazırlayacak" buyurdular. O Mehdi'nin hakimiyetini kastediyor."

Kütübü sittede mehdi taramasından elde edilen hadisler yukarıdadır.
Görüldüğü gibi hepsinde müşterek olan husus, mehdiyi iktidara getirecek olan ordunun doğudan geleceği, siyah bayraklı olacağıdır. İkinci dikkat çekilen husus da "kar üzerinde emeklerek de olsa hemen ona katılın" denmesidir.
Acaba suudi arabistanda kar bu kadar çok mu yağıyordu ki "kar üzerinde emekliyerek te olsa hemen o orduya katılın" deniyor. Bu hadislerin uydurma olduğu hemen göze çarpıyor. Üstelik bunları uyduranların soğuk memleket ahalisi olduğu gözden kaçmıyor, aynı zamanda hicaz bölgesinin iklimi hakkında da pek bilgileri yok.
Bilindiği gibi hilafete en layık olarak görülen evlad-i rasul (Hz. Ali ve Fatima çocukları) emeviler tarafından kerbelada şehit edildikten sonra onlara karşı çıkacak güçleri kalmamıştı. Emevilere rakip olan abbas oğulları bu sefer evlad-i resulu bahane ederek propaganda yapmağa başladılar. ABBASİLER BİLHASSA EMEVİLERİN IRKÇI POLİTİKALARINDAN MEMNUN OLMAYAN VE EVLAD-İ RASULE SADAKTLA BAĞLI OLAN BAŞTA HORASAN OLMAK ÜZERE TÜRK İLLERİNDE propagandaya başladılar, güya hilafeti emevilerden alıp Hz. Ali'nın neslinden olan çok yetenekli birisine devredecekler. Bu devredecekleri zatı ismen tasrih etmeyerek niteliklerini beyan eden, hadisler uydurdular. Öyle ki bir gecede Allah tarafından yüksek meziyetlerle donatılacak, ümmeti kısa zamanda refaha, huzura kavuşturacak, onun zamanında millet zengin olacak ve mureffeh bir hayata kavuşacak. Böylece ümmet-i Muhammed'in büyük bir kısmını yanlarına alacaklardı. İsmen tasrih edilmedi, çünkü o sıralarda, büyük bir ihtimalla, katliam geçiren evlad-i rasul içinde milletin güvenine mazhar olabilecek bir namzet de yoktu. Onun için isim vermeyerek uydurdukları hadislele lakabını "mehdi" taktıkları bu zatın etrafında toplamaya, ve onu bir kurtarıcı göstermeye çalıştılar.
Mehdiyi iktidara getirmek için doğudan gelecek olan ordunun bayrağının renginin de siyah olacağını, bunu görünce de her müslümanın ona katılması gerektiğini yaymağa çalıştılar.Uydurdukları hadislere uygun olarak doğudan siyah bayraklı Eba Müslim Horasani'nin ordusu geldi, emevileri devirdi ama iktidarı, namzet gösterilen evlad-i rasulden olan mehdi olarak tanıtılan zata verilmedi. Bütün propagandalarını evlad-i rasul üzerine yürüten Abbas oğulları, güç ellerine geçince iktidara kendiler sahiplendiler, adını kullandıkları "mehdi" yi de ileri bir tariha ertelediler. Böylece biz ümmet-i Muhammed'e muntazar bir "mehdi" bıraktılar. Biz de mehdi gelecek, bizi bu sıkıntılardan , bu ezilmişlikten kurtaracak diye bekler, dururuz.

(Ya Abbas, senin soyundan bir genç dünyayı adaletle doldurur, İsa ile namaz kılar.) [Hatib, İbni Asakir, Dare Kutni]

(Mehdi benim soyumdandır.) [İbni Mace]
(Mehdi evladı Fatıma’dandır.) [Ebu Davud, Hakim][/quote]

Görüldüğü gibi bu iki hadis(!) çelişiyor.Mehdi Abbasın soyundan mı Hz.Fatımanın soyundan mı?

 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Zeygue abinin naklettiği tarihi hadiseler hakkında bilgim yok.. O yüzden her hengi bir yorum yapamayacam..

Ancak, geleceği beklenen Mehdi AS.'ı nice Alimler ve nice Veliler bildirmişler.. Şimdi ben bunlara arkamı dönüp nakledilen bilgilere de atlamıycam.. Gereken izahı bilenler yapacaklardır inşallah..

Ben başka bir hususu söylemek istiyorum:

Günümüzdeki Mehdi enflasyonunun asıl sebebini anladım gibi.. Maksat müjdelenmiş kişiye sevdiği insanları layık görme ihlasından öte; kişilerin hatalarını Mehdi AS. efsanesiyle örtme ve gelebilecek/gelecek eleştirileri Mehdi AS. kişiliğinin arkasına siper etme çabası olmalı.. Hatta, eleştirileri karşı koyuşları kaynağında denetim altına alma tedbiri.. Öyle ya; yapan Mehdi olunca kimin söz söylemeye, eleştirmeye hakkı olabilir ki!

Bayram bayram yorum yapmıyam dedim ama, oldu bir kere..

Mehdi AS. henüz çıkmamıştır ancak mutlaka çıkacaktır.. Hiç şüphem yok.. Onu herkes duyup tanıyabilecek midir? Tereddütlüyüm..
..
 

HARIS

Asistan
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bu Hadislerin Hiç biri Uydurma değildir... ! Siyak ve Sibakında Sabittir... Lakin Tevil ve Yorumları İlimde Rasih Olanlar Vuku bulmadan tevil edemezler... Tevil Vuku bulduğunda Yapılır... Akıl ve Görüş İkna olmadığı için Değerlendirilmesi ve İnkar edilmesi Nefis desisesidir...

Örneğin Abbas, Hasan, Hüseyin Soyundan Ehli beytimden, Fatıma Soyundan Gibi Kavramlar Bütünü ile Bakılır... ! Bütünü İle Bakıldığında Bir tarafı Anne Bir Tarafı Baba , genel ve Ayrıntılı Tanımlamalar Hadis Istılatında Önem Kazanır... ! Hadislerin Hepsi Mütevatir Hadislerdir...

Hadislerin İlmi Sıralanışı ve Vukusu Çok Önemlidir... Uydurma Sadece Aklının ve Nefsinin Almaması ile Ölçülemez...

Hadisler Allahualem belirli düzeyde Günümüzde Yaşanmaktadır... Çünkü Hicri 1400 ve Diğer Zamanlamalar Hadislerin Siyak ve Sibakı İçinde Vuku Bulmaktadır... Lakin Biz İlimde yeterince Rasih olmadığımızı acizane düşündüğümüz ve cahilane bakış açıları yüzünden Yorumlamaları olabilir diye açıklasak Nefis Alenen ve İtikadi Açıdan red edecek ! ''Hüsnü zan cereyan eder'' Düsturunu bu sitede kavramayacak kişiler çıkabilecektir... Bu Vesile ile Sadece İlim Düzeyinde İlmi derinliğinden Öte Hadislerin Alimlerce Sahih ve Mütevatir olduğundan emin olarak aktarabiliriz...

Bunda Hadis İlmini Bilenler ve itikadi sapmalar hariç Herkes Hem fikirdir... İtikadi Açının büyüğü siyasidir... !
 

ekvani

Asistan
Katılım
7 Ara 2006
Mesajlar
243
Tepkime puanı
0
Puanları
0
eğer ak minare varsa isa oraya muhakkak iner,
müşkül olan isa iniyor da neden mehdi zuhur ediyor..?
ne dersiniz ?
teşekkürler..
 

balamir

Üye
Katılım
6 Kas 2006
Mesajlar
96
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
Konum
anadolu
koonu başlığı saçma değil miarkadaşlar.Birkere mehddi yada isa aleyhisselam inse gizleneceğini kim söylüor ki.Öyle olsa inmelerinin ne anlamı kalır?????????????
 

HARIS

Asistan
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hadislerin Siyak ve Sibakı (Bütünü)Çok önemlidir... Genel Manada Gizlenmek ve Kaybolmuş Manada değildir... !

Mehdi a.s. Dağlarda Yol Bulacak... İki defa Kaybolacak ! Uzun süre Gözden uzak olacak! Hadislerinin Vuku esnasındaki Kavramlarıdır... Hilafete seçilmesinden Önceki Derin Kavramlarıdır... ! Hadislerin Hepsini İlmi çerçevede ve Hakiki Sıralamasıyla bilmek gerekir... Mukkem var Müteşabih olanı var ! Dikkat ister... ! İlim İster...!
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Son üç cümlene özellikle katılıyorum abi..

Günümüz insanının hastalığı artık:

İlim sahibi olmadan hüküm vermek.. Bir neticeye varmak..

Bunu hemen her konuda görüyoruz artık.. "Bencelerin", "kanaatimcelerin", "mantığıma uymuyorların" gırla gittiği, havalarda uçuştuğu bir çağ ve bir meydandayız.. O yüzden müzakerelerin bir neticesi olmuyor ya.. Halbuki kimden gelirse gelsin ilim, ilimdir yani azizdir; Hak da, Haktır baş üstüne edilmesi lazımdır..
 

zeygue

Aktifleşmemiş
Katılım
17 Kas 2006
Mesajlar
1,262
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Ankara
Son üç cümlene özellikle katılıyorum abi..

Günümüz insanının hastalığı artık:

İlim sahibi olmadan hüküm vermek.. Bir neticeye varmak..

Bunu hemen her konuda görüyoruz artık.. "Bencelerin", "kanaatimcelerin", "mantığıma uymuyorların" gırla gittiği, havalarda uçuştuğu bir çağ ve bir meydandayız.. O yüzden müzakerelerin bir neticesi olmuyor ya.. Halbuki kimden gelirse gelsin ilim, ilimdir yani azizdir; Hak da, Haktır baş üstüne edilmesi lazımdır..

İlim sahibi olmak...
İşte mesele bu,ispat edilmemiş bir takım iddialara bilgi diyorsunuz.
Bir iddia ispatlanmadan doğru kabul edilirse buna bilgi denmez.Bu zan etmektir.
Kuran bilmediğin şeyin peşine düşmememizi emrediyor.
İspat şeklinin de objektif ve tutarlı olması lazımdır,her zaman kullanılabilmesi lazımdır.

Elbette insan aklına mantığına dayarak sonuçlar çıkaracaktır ve bunu kendi adına "bence.." "kanaatimce..." şeklinde ifade edecektir.Kendi adınıza konuşmuyorsanız sizinle niye konuşalım ki,kimin adına konuşuyorsanız onunla konuşalım o zaman.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Abim bu kadar İslam Alimi ve eseri var.. Bunlara dayanmayı, görüşlerine oralardan destek bulmayı kastetmiştim..

Onlar zaten en güzel şekilde İspat etmişler bilgiyi.. Ayet ve Hadislerden istifade etmişler.. Yaşanmış nice yüzyıllık tecrübeleri ilimlerine de nakşetmişlerdir.. Bütün bir ilmi birikimi bir kenara itip Roma'yı yeniden keşf etmenin alemi yok.. Sana düşen, o birikimi hazmedip çağımızdaki, yaşantımızdaki yeni tecrübeleri o hazineye kazandırabilmek..

Alimlere ve ilmine "bilmediğimiz şey" diyemezsin.. Elbetteki malumdur onların görüşleri.. Ben malumun peşine düşmekten bahsetmiştim..

İnsan kendi mantığına dayanıp tabi ki "bence" diyebilir.. Kendi görüşlerini de arz edebilir.. Bunda gariplik yok.. "Benceyi" hemen herkesin her meselede söylemelerini garip buluyorum.. İstisnası var ama, adı üstünde istisna..
 

ekvani

Asistan
Katılım
7 Ara 2006
Mesajlar
243
Tepkime puanı
0
Puanları
0
arkadaşlar anlayamadım ilim sahibi olmak mı dediniz??
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
ahmed rifai hazretlerinin guzel bir sozu var:

[FONT=Times New Roman, Times, serif]seckin mürid, seyhiyle iftihar eden degil, seyhin kendisiyle iftihar ettigi kimsedir.[/FONT]

mehdi aleyhisselam acaba geldiginde bizimle iftihar edip, bizi ordusuna asker alacak mi?

her asirda mehdi aleyhisselam 'ha geldi, ha gelecek' muhabbeti soz konusu olmustur. nice insanlar mehdiligini ilan etmis, nice insanlar da o mehdilerin pesinde omur tuketmistir.

nasreddin hoca'ya sormuslar:

kiyamet ne zaman kopacak?

demis ki:

ben olunce buyuk kiyamet kopacak...








 

SiNeM

Piss'a!
Katılım
14 Haz 2006
Mesajlar
1,000
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Konum
ev :))
evett bu konu açıga kavuşacak !! açıklıyorumm mehdi benim :O :O
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
:O

Hak-Dilaram ve Sinem olaya farklı bir boyut getirdiler... :D

İlim sahibi olmak mı diye sorulmuş..

Aslında İlimden mana Allah'ı bilmektir.. Allah'ı bilsek var ya; Ona malik olsak; Onun nurunu kalbimizde taşısak keskin bir görüşümüz de olacak.. Onun nuruyla bakacağız herşeye.. Necip fazılın dediği gibi:

Ne ki Allah'a malik neden yoksun,
Ne ki Allah'dan yoksun neye malik!

Evliyaullah'ın ilmi de Allah'tan geliyor..

Bizler için ne var? Eskilerin eserlerini başımızın ucundan ayırmayacağız.. Bir de buyrulmuş:

"Herkes bildiğinin alimidir, bilmediğinin cahili".. Meselelere, bahislere ne kadar vakıf olabilirsek, o kadar..
 

HARIS

Asistan
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İhtar: Evvelce mukaddimeden sonra gelen Meseleler okunsun, tâ mukaddimedeki maksat anlaşılsın.
-1-
-2- âyetinin bir nüktesi, bu zamanda akîde-i avâm-ı mü'minîni vikaye ve şübehattan muhafaza için yazılmış. âhirzamanda vukua gelecek hâdisâta dair hadislerin bir kısmı, müteşabihat-ı Kur'âniye gibi, derin mânâları var. Muhkemat gibi tefsir edilmez ve herkes bilemez. Belki tefsir yerinde tevil ederler.
-3- sırrıyla, vukuundan sonra tevilleri anlaşılır ve murat ne olduğu bilinir ki, ilimde râsih olanlar * deyip o gizli hakikatleri izhar ederler.
Haşiye
Şimdi kırk seneden geçmiş.

1 Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.

2 Onun alâmetleri gelmiştir. (Muhammed Sûresi: 47:18.)

3 Halbuki o âyetlerin tefsirini Allah'tan ve İlimde derinlik ve istikamet sahibi olanlardan başkası bilemez. (âl-i İmrân Sûresi: 3:7.)

*Biz buna inandık. Muhkem âyetler de, müteşâbih âyetler de, hepsi Rabbimizin katından indirilmiştir. (âl-i İmrân Sûresi: 3:7.)

Mukaddime
Beş noktadır.
Birinci nokta: İman ve teklif, ihtiyar dairesinde bir imtihan, bir tecrübe, bir müsabaka olduğundan, perdeli ve derin ve tetkik ve tecrübeye muhtaç olan nazarî meseleleri elbette bedihî olmaz. Ve herkes ister istemez tasdik edecek derecede zarurî olmaz. Tâ ki, Ebu Bekir'ler âlâ-yı illiyyîne çıksınlar ve Ebu Cehil'ler esfel-i sâfilîne düşsünler. İhtiyar kalmazsa teklif olamaz. Ve bu sır ve hikmet içindir ki, mucizeler seyrek ve nâdir verilir. Hem dâr-ı teklifte gözle görünecek olan alâmet-i kıyamet ve eşrât-ı saat, bir kısım müteşabihat-ı Kur'âniye gibi kapalı ve tevilli oluyor. Yalnız, güneşin mağripten çıkması bedahet derecesinde herkesi tasdike mecbur ettiğinden, tevbe kapısı kapanır, daha tevbe ve İmân makbul olmaz. Çünkü, Ebu Bekir'ler Ebu Cehil'ler ile tasdikte beraber olurlar. Hattâ Hazret-i İsa Aleyhisselâmın nüzûlü dahi ve kendisi İsa Aleyhisselâm olduğu, nur-u imanın dikkatiyle bilinir; herkes bilemez. Hattâ Deccal ve Süfyan gibi eşhâs-ı müthişe, kendileri dahi kendilerini bilmiyorlar.
İkinci nokta: Peygambere bildirilen umûr-u gaybiye, bir kısmı tafsil ile bildirilir. Bu kısımda hiç tasarruf edilmez ve karışamaz: Kur'ân'ın ve hadis-i kudsînin muhkematı gibi.
Ve diğer bir kısmı icmal ile bildirilir, tafsilât ve tasviratı onun içtihadına havâle edilir: İmana girmeyen hâdisât-ı kevniyeye ve vukuat-ı istikbâliyeye dair hadisler gibi. Bu kısımda, Peygamberimiz (Aleyhissalâtü Vesselâm) belâgatiyle, temsiller suretinde, sırr-ı teklif hikmetine muvafık tafsil ve tasvir eder. (Beşinci Şua)
 
Üst