bugün bu ülkede din adına olumlu ne varsa bunda ilk pay sahiblerinden biri muhterem hocamızdır...
o sahneye çıktığında neydik, bugün ne haldeyiz....
muhterem arifan yolcusu, değerli kardeşim...
erbakan hocaya olan sevgini, muhabbetini anlıyorum... ama,
siz her şeyden evvel müslümansınız güzel kardeşim. söylediklerinizin nereye varacağını hesap etmeksizin gösterilecek bir sevgi tezahürü sizi mahvedebilir!
sözleriniz şirk kokuyor!
eğer bir fâkih bir kuyumcu hassasiyetiyle sözlerinizi fıkh'ın terazisine koysaydı, sizi tevbeye davet edebilirdi.
şunu unutmayın muhterem abim, ben de, sizler de, erbakan hoca da... şu kişi de, bu kişi de... bizler faniyiz, ama Allahın dini bakidir. ne yani erbakan hoca olmasaydı, bu millet dininden mi çıkacaktı tamamen! ne yani erbakan hoca olmasaydı bu din, bu dava yerlerde mi sürünecekti?
unutmayın güzel kardeşim, bu dinin, bu davanın sahibi Allah Teala'dır. bizler onun dinine hizmet etmekle şerefleniriz, ve bir vasıtayızdır sadece. eğer biz olmazsak, ya da bu davaya hizmet etmezsek onu bizden alır, başkalarının omuzuna koyar, bizim yerimize onları şereflendirir Rabbim. onun için zor mu var?
o ilk yazıyı yazan el aziz kardeşimiz de, yasin hatipoğlu da... ve sizin yazdıklarınız da... üzgünüm ama, hesapsız hendesesiz söylenmiş, ayarı, miyarı bozuk sözlerdir...
lütfen yazdıklarımı yanlış anlamayın, ben sizin erbakan hocamızın savunucusu olmanızı eleştirmiyorum kardeşim, fıkhî hassasiyetlerin sinir uçlarına dokunduğunuzu söylemek istiyorum.
ben sadece kardeşlik vazifemi ifa etmek istedim, Rabbim cümlemizi sırat-ı müstakim üzre sabit eylesin.