Haziran 2011 Genel Seçim Anketleri Burada

Haziran 2011 Seçimlerinde Hangi Partiye Oy Atacaksınız?

  • Akp

    Oy: 139 65.6%
  • Mhp

    Oy: 15 7.1%
  • Chp

    Oy: 4 1.9%
  • Sp

    Oy: 32 15.1%
  • Bdp

    Oy: 2 0.9%
  • Has Parti

    Oy: 16 7.5%
  • Bbp

    Oy: 8 3.8%
  • Dp

    Oy: 5 2.4%
  • Dsp

    Oy: 0 0.0%
  • Diğer

    Oy: 5 2.4%

  • Kullanılan toplam oy
    212

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
birkaçı hariç kalanı iyi niyet olarak kalıcak

daha somut projeler istiyorum
ağır sanayi ne demek
ne kurulcak

ülkenizde bile iktirdar olamazken yeni dünya nasıl olucak:)

neyse ağır sanayii anlatın bakalım neler varmış içinde

günah işlemekten hoşlanan bir toplumu nasıl maneviyatçı yapıcaksınız bu da başka bir hayal
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
birkaçı hariç kalanı iyi niyet olarak kalıcak

daha somut projeler istiyorum
ağır sanayi ne demek
ne kurulcak

ülkenizde bile iktirdar olamazken yeni dünya nasıl olucak:)

neyse ağır sanayii anlatın bakalım neler varmış içinde

günah işlemekten hoşlanan bir toplumu nasıl maneviyatçı yapıcaksınız bu da başka bir hayal

Mevzu giddikçe uzuyor.Ben sana ağır sanayiinin nasıl olacağı ve bu toplumu nasıl ahlak sahibi yapılacak onu çok kısa zamanda belki de şimdi sana bilgi vereceğim sabret ki öğrenesin...

Demek ki SP'yi hala anlayamamış olacaklar ki AKP'yi iktidar yapıyorlar.SP'nin daha çok çalışması lazım..Bir zamnlar ANAP'ın şaaşalı yıllarını da gördük.Şimdi ise esemesi bile okunmuyor.Milli Görüş'ün bağrından 3 parti çıkarıldı.Onlardan birisi de AKP'dir.Diğeri ise Has Parti'dir.Birisi gider ötekileri gelir.CHP ise nal toplamaya devam eder.

Bu millet CHP'yi açıkça söylemek gerekirse sevmiyor.Sevenlerin kim oluğunu da daha önceki yazışmalarımda belirtmiştim.Atatürk'ten bu yana CHP bu milletin sesine kulak verseydi şimdi dünyaya hükmederdik.Lakin onu destekleyenler hep milletin önünde takoz olmuşlardır.Bunların geçmişi çok karanlık olduğu için CHP hep muhalefette kalacaktır.

AKP bir yol tutmuş gidiyor.O da her seçimde olduğu gibi, SP'lileri CHP ile korkutarak bugünlere gelmişlerdir.

Bu zincirleri kırmak istiyoruz.Şayet bu zincirler kırıldığında artık SP'nin hızını yakalayamayacaklardır.Çünk bu hızın kesilmesi olayı da bitmiştir.Darbeler söz konusu olmadığı müddetçe SP bu seçimden sonra bir başka seçimde yeniden mecliste yerini alacaktır.Şimdilik AKP rahat etsin SP yavaş yavaş geliyor.Bir sürpriz olup da bu seçimde meclise girerse o zaman dünya dengeleri altüst olacaktır.Çünkü Milli Görüş'ün iktidarında cümle İslam alemi rahat edecek ve zulümlerden kurtulacaklardır İnşaallah..

SP lideri PR.DR.MUSTAFA KAMALAK DİYOR Kİ:

"ASLINDA TÜRKİYE'DE 2 PARTİ VARDIR BİRİSİ SP, ÖTEKİLERİ İSE "DİĞERLERİ"DİR DİYOR.HAKİKATEN DE SP HARİCİNDE DİĞERLERİ HEP AYNIDIR.

Yukarıda ki mesajlarımda belirttiğim gibi onların böyle bir projeleri yok.Bu yüzden biz hep büyük düşünürüz.Ötekiler ise hep, "menfaat nerede ben oradayım" anlayışyla seçime katılıyorlar.

Fark var Saadet var.İşte bizim onlardan tek farkımız...

Milli Görüş...Asrın görüşü bu milletin bahtı bu milletin beklentisidir...

Tüm hızıyla yeniden şahlanış ve yeniden yükseliş işte bütün amacımız bunlardır...

Biz % 1 bile oy alsak davamızı sürdüreceğiz.Bu seçim tarihi bir seçimdir.Bu yüzden SP'nin meclise girmesi şarttir.
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
ne linkinde birşey görebildim ne de yazdıklarında

sanayi ile ağır sanayi arasındaki fark nedir
bu ağır sanayi için neler yapıcaksınız.

bu ağır sanayi için gerekli fabrikalar neler
bu fabrikalar nereye kurulacak
bu fabrikaların gideri nedir?
 

GENCAKINCI

Profesör
Katılım
21 Ağu 2009
Mesajlar
1,666
Tepkime puanı
26
Puanları
0
Mecliste 273 üyeli İsrail Dostluk Grubunun 173`ü AKP milletvekili.

Derin devletin(Kontr Gerilla-Gladyo)şimdiki adı ETÖ.

ABD-İsrail izniyle,son kullanma tarihi geçen Milliyetçileri ve ulusalcıları temizlemek, yerine Batıyla,emperyalistlerle daha iyi geçinen ılımlı islamcıları,Gülencileri getirmek.

Ne devletin içinde yapılanmış olan ateist Milliyetçi-Ulusalcıları, nede sizin gibi tatlı su islamcılarını istemiyoruz.

Eğer Ergenekon soruşturmasında samimiyseniz neden 28 Şubat'ın mimarlarından,müsebiplerinden olan komutanlardan Çevik Bir, hakkında soruşturma açmıyorsunuz?Onuda yargılayıp içeri atın.

Biz iftira atmıyoruz gerçekleri yazıyoruz.İftira atanlar sizlersiniz.

Seçimi kazanmakla duanız kabul oldu anlamı çıkmaz. Haklı olduğunuz anlamıda çıkmaz.

Vasıfsız, ölçüsüz, ilmi ve akli kriter ve kıstasları olmayan kemiyet(çokluk)lerin bir öneme sahip olmadığını, dolayısıyla keyfiyeti değil, kemiyeti esas alan fert veya toplumların hayatta başarılı olamadıkları tarihi vakalarla kanıtlanmıştır.

Seçimde başarı sağlamak,birinci olmak çoğu kez çokluk tarafı felaket kaynağı, murdarlık batağı oluverir. Seviyesiz, bir çoğunluğa ilk etapta katılma eğilimi insanda uyansa bile, bu eğilim akıl nurunun ışığında canlanmış değil, bilinçsiz ve duygusal olarak belirmiştir.

Bir ayeti celilede: “De ki pisin çokluğu tuhafınıza gitse de, pis ile temiz denk olmaz. Ey akıl sahipleri Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.”
(Maide/100)

Günümüzde hakka değil, çokluğa itibar edilir olmuştur. Geçimini hırsızlıktan, yolsuzluktan sağlayan bir köy halkı, bir teşkilatın mensupları arasında onlar gibi olmayan biri veya birkaç kişi o kalabalık nazarında haksız, hor ve topluma ayak uyduramayan bir gerici telakki edilmektedir. Böylesine psikolojik baskı ile yüz yüze olan bu azınlık, eğer takva zırhına (Maide:100) bürünmez de gevşek davranırlarsa onların potasında erimeye mahkum olurlar.

Körler topluluğunun yaşadığı bir adaya, gözü olan bir adamın ayağı düşer körlerle konuşurken gözünün gördüğü eşyadan söz edince; körler, onun psikolojik bir rahatsızlığı olduğu dolayısıyla bazı isimleri söyleyerek sayıkladığı gerekçesiyle yakalayıp doktora götürüyorlar. Adam her ne kadar: ben hasta değilim, sayıklamıyorum, isimlerini söylediğim bu şeyleri görüyorum, gördüklerimi konuşuyorum, siz görmediğiniz için bunları bilmiyorsunuz.” diyorsa da kimse aldırış etmiyor. Muayene eden doktor da kördür. Elleriyle yoklayıp muayene ederken, elleri adamın iki gözüne dokunur. Doktor: adamın niçin sayıkladığını şimdi anladım, yüzünde iki çıkıntı var, onları ameliyatla alacağım, o zaman rahat eder, der. Adam: aman ne yapıyorsun, onlar benim gözlerimdir, diye bağırıp çağırıyorsa da dinleyen kim?

İşte basiretleri kör, hakkı görmeyen kalabalıklar arasında yaşayan basiretli, hak yanlısı azınlık, takva zırhına bürünmez. O toplumun seline kendilerini bir kaptırdılar mı, o toplumun birer uydusu, üyesi oluverirler.

İlim ve bilinç özelliğine sahip olmayan kalabalıkların Kur'an'da yerildikleri, çokluğun Allah'a, onun dinine inanmadıkları, Allah'a karşı şükretmeyen nankörler olduğu ifade edilmektedir:

“Bilakis onların çoğu bilinçsizdirler.” Ankebut/63

“Fakat insanların çoğu bilmiyorlar.” A'raf/187

“Lakin insanların çoğu iman etmezler.” Hud/17

“Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah'ın yolundan saptırırlar.” Enam/116

Diğer taraftan Kur'an-ı Kerim, Allah'a iman edip, toplumda yararlı ve güzel işler yapan, Allah'ın nimetlerini yerli yerince kullanmasını bilen, nankör ve kalleşlikten sakınarak samimi davranan insanlarında azınlıkta olduklarını vurgulamaktadır:

“Ancak iman edip, yararlı/güzel işler yapanlar(müstesna). Onlar da ne kadar azdır!”Sad/24

“Şükreden kullarım(Allah'ın nimetlerini yerinde kullanmasını bilen, nankörlük etmeyen) kullarım ne kadar azdır!” Sebe/13

O halde vasıfsız kemiyetin üyeliğine aday olmaya değil, keyfiyetin üyeliğine aday olmaya bakmalı. Salihlerden birinin “ya Rabb beni azlardan eyle!” diyerek dua ettiğini duyan biri, ne demek istediğini sorunca,“Sebe/13. ayetinde ki”’gerçek manada şükredenlerin azlığı ifade edilen o kullardan olmayı istedim' diye cevap verir.

Keyfiyetin kemiyyete galebe çalıp, üstün geldiğini Kur'an'dan öğrenmiş bulunuyoruz: bkz. Bakara:249-251, Al-i İmran:123, Enfal:26

Bir an için keyfiyetin öneminden gaflet edip, kemiyyete (çokluğa) aldanan ashaptan bazı kurmay subayların Huneyn savaşı sırasında: “ Bu ordu hiç yenilir mi?” sözlerinin faturası kendilerine ağıra mal olmuştu. İlk etapta düşmana yenilip, çil yavrusu gibi dağılmışlardı. Daha sonra yüce Allah onlara zafer ihsan etti. Yüce Allah bu olaydan şöyle söz ediyor. Mealen:

“Andolsun Allah bir çok yerlerde ve Huneyn gününde size yardım etmişti. Hani (o gün) çokluğunuz sizi hayran bırakmıştı da size hiçbir şeyle yarar sağlayamamıştı. Yeryüzü genişliğine rağmen size dar gelmiş, sonra arkanızı çe-virerek (savaşmaktan) yüz çevirmiştiniz. Sonra Al-lah, Resulü ve müminlerin üzerine huzur ve süku-net indirdi. Ve görmediğiniz ordular gönderdi. (Böylece) kafirleri cezalandırdı. İşte kafirlerin ce-zası budur.” Tövbe/25-26

İman ve sabır özellikleriyle keyfiyet k-zanmış, insanların bu keyfiyete sahip olmayan düşmanlarına karşı onlarca kat bir güce sahip olduklarını Kur'an haber veriyor: “Ey Nebi! Müminleri savaşa teşvik et! Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulu-nursa (onlardan) iki yüz kişiyi mağlup eder. Eğer sizden (aynı keyfiyette) yüz kişi olursa kafirlerden bin kişiyi mağlup eder. Çünkü onlar fıkhetmeyen bir topluluktur.”Enfal/65

O halde başarının sırrı kemiyyette değil keyfiyette yatıyor.

Ailede, toplumda, ülkenin sevki idaresini deruhte etmiş güç ve potansiyelde iman, sadakat, metanet özellikleriyle keyfiyet kazanmış, insan unsuru kadar ne para, ne servet, ne dolar hiçbir şey huzur, emniyet, başarı ve üstünlük sağlamada rol oynayamaz.

Rivayet edilir, Hz. Ömer (R.A.) arkadaşla-rıyla bir gün geniş bir evde otururken onlara: “Kim neyi temenni ediyor” diye sordu. Biri:

-Bu evin gümüş para dolusu olup, onu Al-lah yolunda infak etmeyi temenni ediyorum” dedi. Diğeri:

-Bu evin altınla dolu olmasını ve onu Allah yolunda infak etmeyi istiyorum.” dedi. Hz. Ömer de şöyle dedi.

-Ben de bu evin Ebu Ubeyde bin Cerrah, muaz bin Cebel ve Ebu Huzeyfenin azatlı kölesi Salim gibi insanlarla dolu olup ve onları Allah yolunda çalıştırmayı istiyorum” dedi.

Kemiyyeti itibariyle 1,5 milyarı aşan alemi İslamın, iman, ibadet, sadakat ve metanet gibi keyfiyetlerden yoksun oluşundan değil midir ki dünya siyaset gündeminin oluşmasında söz hakkına sahip olamadıkları gibi, ülkelerinde bile halkını yönetmede emperyalist güçlere bağımlıdırlar. Bu ümme-tin özelliğini kaybederek böyle bir çizgiye geleceğini rivayete göre Allah Resulü, nübüvvet projektörü ile 1400 seneyi aşkın bir zaman önce haber vermişti:

“ Kurtçukların bir yiyecek çanağı üzerine üşüştükleri gibi, yakında dünyanın her yanından (ecnebi) topluluklar (sizi sömürmek için) üzerinize çullanacaklar” buyurdu. Ashap:

-Ey Allah'ın Resulü, o gün biz azınlıkta mı olacağız.

- Hayır, çok olacaksınız. Ancak selin beraberinde getirdiği çerçöp gibi olacaksınız ve Allah düşmanınızın kalbinden heybetinizi çıkaracak, kalbinize 'vehn'i koyacaktır.” buyurdu. Ashap:

Vehn nedir Ey Allah'ın Resulü?

Vehn: Dünyayı sevmek ve ölümden hoşlanmamaktır. Buyurdu.

Bugün İslam alemi maalesef bu hali yaşıyor.

Keyfiyeti oluşturan özellikler göz ardı edilerek vasıfsız kalabalıkları, toplumları idare etme-de öne çıkarak %5'in %49'a hükmetmesini öngören Avrupa kaynaklı sistem, insanlara hayır değil şer getirmiştir. Toplumların sorunlarını istenilen sonuçlara bağlayacak, problemlerine çözüm geti-rebilecek görüş ehli(ehl'ul-hall vel akd) insanlar arasından çıkacak çoğunluk dikkate alınabilir. Yani bu da kemiyyet bağlamında değil, keyfiyet nokta-sında geçerlidir.

Otobüse binenler şoförün kim olacağını seçimle belirlemezler. Ehliyete bakarlar. Bin kişi ehliyetsize oy verse, bir kişi de ehliyetli şoföre oy verse bir kişinin ki geçerli olur. Altmış kişilik otobüstekilerin canını korumak için seçime değil de ehliyete bakılırken, bir milletin hayatıyla oynaya-cak olan yöneticiler için ehliyete değil de oy çokluğuna niçin bakılıyor?

Mahmut Toptaş hoca efendi, ehliyetsiz kalabalıklara önem vermenin gülünç olduğu konusunda şöyle bir örnek veriyor:

Bakırköy'deki deli hastanesinde oylama yapılsa, dense ki, bütün doktorlar, hemşireler, hastalar oylamaya katılacak. Tabii hepsi insan. Hasta-lara iğne vurulsun mu, vurulmasın mı? Diye oylama yapılsa hangi taraf kazanır. Vurulmasın kazanır. Peki orada 300 tane hasta, 50 tane de görevli varsa, 50 görevli vurulsun diyor, 300 hasta vurulmasın di-yor. “Efendim memlekette demokrasi var. Bu hastalara bu ilaçlar vurulmaz” denebilir mi?

Toplum bazında keyfiyetin önemi ne ise fert bazında da odur. Mesela bir insan boyunun uzunluğu, adalelerinin kuvvetli, bünyesinin güçlü, yüzünün parlak ve güzelliği ile değerlendirilmemelidir. Bunların hepsi insan hakikati ve cevherinin haricindedir. İnsanın dış görüntüsü insan haki-katinin biniti ve onun maddi kalıbıdır. Asıl insanın hakikati aklı ve kalbidir. Hakiki yanı yozlaşmış, teaffun etmiş ve fakat heykel boyutu gösterişli olan münafıklar hakkında yüce Allah şöyle buyuruyor: “Onları gördüğün zaman cüsseleri (belki) hoşuna gider, söz söylerlerse sözlerini dinlersin(ilginç hitabeler, edebi konuşmalar yaparlar). Halbuki onlar duvara dayandırılmış keresteler gibidirler.”
(Münafikun/4)

Sahih bir hadiste: “Kıyamet gününde bü-yük, etli ve şişman bir adam getirilir. Allah katında o, bir sivrisinek ağırlığında bile değildir. İsterseniz şu ayeti okuyun: 'Kıyamet gününde onlara hiçbir tartı kurmayacağız'.”
( Buhari-Müslim)

İbn'u Mes'ud bir gün ağaca çıkar, zayıf bacakları görünür. Gören bazı ashap bacaklarının zayıflığına gülerler. Allah Resulü: “onun bacaklarının inceliğine mi gülüyorsunuz? Nefsimi elinde olan zata yemin ederim ki, o ince bacaklar terazide Uhut dağından daha ağır gelecektir.” buyurdu.

Anlaşılan şu ki, kemiyyete değil, keyfiyete, posaya değil öze, maddi görüntülere değil ruhi ve manevi yöne değer biçmeli. Kemiyyet bazında vücudumuzu çeşitli gıda ve vitaminle beslemeye çalışırken, keyfiyet yönünden de ruhumuzu, kalbimizi ibadetle, Allah'ı zikirle diriltmeye gayret edelim. Kuru kalabalıkların arasında değil, ehli zikirle beraber olmaya, sapıklarla değil sadıklarla hem dem olmaya çalışalım.
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
erbakan öldü
zaten o dönemde başbakan bile değildi
bir hamle yapılacaksa başbakan ın izni gerekiyordu...
o dönemi bırakın artık zaten yapılan fazla birşey yoktu

ben bu dönem ne yapıcaksınız onu soruyorum
hangi fabrikalar nereye kaça kurulacak
akp nin somut projeleri var
izmir e bile 35 dev proje hazırlamışlar
siz hadi Allah diledi iktidar oldunuz.
hazırlığınız ne kadar...
 

Muminaga

Yeni
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
8,208
Tepkime puanı
989
Puanları
0
Mecliste 273 üyeli İsrail Dostluk Grubunun 173`ü AKP milletvekili.
Türkiye-İsrail dostluk grubunun lağv edildiğinden haberi yok mu? bu çarpıtıcının..
Saadet 2002 seçimlerinden beri mecliste yok. Eğer mecliste m.vekilleri olsaydı bu gruba milletvekili vermez miydi?
Refah partisi mecliste olduğu yıllar hangi ülkelerle kurulan dostluk grubuna m.vekilleri ile katılımda bulunmuşlardı?
 

GENCAKINCI

Profesör
Katılım
21 Ağu 2009
Mesajlar
1,666
Tepkime puanı
26
Puanları
0
-

Türkiye-İsrail dostluk grubunun lağv edildiğinden haberi yok mu? bu çarpıtıcının..
Saadet 2002 seçimlerinden beri mecliste yok. Eğer mecliste m.vekilleri olsaydı bu gruba milletvekili vermez miydi?
Refah partisi mecliste olduğu yıllar hangi ülkelerle kurulan dostluk grubuna m.vekilleri ile katılımda bulunmuşlardı?

Lağv edilmedi.Filistindeki katliamlar tekrar başlayınca değişik partilerden bazı milletvekilleri istifa etmişlerdir.Hepsi değil.

Eğer Saadet partisi mecliste olsaydı bu gruba değil müslüman ülkelerin grubuna milletvekili verirdi.


Bakın istifa etmeyen Türkiye- İsrail Dostluk Grubu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Nursuna Memecan ne diyor?
Türkiye- İsrail Dostluk Grubu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Nursuna Memecan:

"bu istifalardan dolayı memnun olduğunu" söyledi ve "istifaların devamı
gelecek" dedi.

Nursuna Memecan basın mensuplarının `Siz neden istifa etmiyorsunuz?`
şeklindeki sorularını ise İsrail`in saldırılarını durdurması için bu sıfatla
görüşmeler yapmanın faydalı olabileceğini düşündüklerini söyledi.

http://www.tumgazeteler.com/?a=4486039&cache=1
 

Muminaga

Yeni
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
8,208
Tepkime puanı
989
Puanları
0
1-
Mecliste 273 üyeli İsrail Dostluk Grubunun 173`ü AKP milletvekili.
2-
Filistindeki katliamlar tekrar başlayınca değişik partilerden bazı milletvekilleri istifa etmişlerdir.
haydaa 173 ak partili milletvekilinin Türkiye-İsrail dostluk grubu üyesi olduğunu söyleyen kişiyi az biraz sıkıştırınca çark etti şimdi. ne yapsak ne etsek?
Lağv edildi. Türkiyenin ileri sürdüğü şartlar ve koşullar sağlanıncaya kadar Dışişleri Bakanlığı politikasısının dışına çıkmamak koşuluyla sadece dostluk grubu başkanı ve chp'li milletvekilleri dışında şu anda bu grubun ak partili m.vekili aktif üyesi yoktur. Dostluk grubu kağıt üzerinde var üye sayısı ise 273 veya 173 hiç değildir. ne de 20'den fazladır.
Geride görülen ihtiyaç nedeniyle sadece dostluk grubu başkanı var
ama sen kalkıp bu sayıyı ak partili 173 m.vekili gibi yansıtırsan o zaman dürüstlükten doğruluktan hiç söz edemezsin.
 

GENCAKINCI

Profesör
Katılım
21 Ağu 2009
Mesajlar
1,666
Tepkime puanı
26
Puanları
0
1-
2-
haydaa 173 ak partili milletvekilinin Türkiye-İsrail dostluk grubu üyesi olduğunu söyleyen kişiyi az biraz sıkıştırınca çark etti şimdi. ne yapsak ne etsek?

Lağv edildi. Türkiyenin ileri sürdüğü şartlar ve koşullar sağlanıncaya kadar Dışişleri Bakanlığı politikasısının dışına çıkmamak koşuluyla sadece dostluk grubu başkanı ve chp'li milletvekilleri dışında şu anda bu grubun ak partili m.vekili aktif üyesi yoktur. Dostluk grubu kağıt üzerinde var üye sayısı ise 273 veya 173 hiç değildir. ne de 20'den fazladır.
Geride görülen ihtiyaç nedeniyle sadece dostluk grubu başkanı var
ama sen kalkıp bu sayıyı ak partili 173 m.vekili gibi yansıtırsan o zaman dürüstlükten doğruluktan hiç söz edemezsin.

Arkadaş sen şimdi cevapmı verdin? Lağv edilmemişte kağıt üstündeymişte. Arkadaş bu dostluk grubu halen var ve başkanı AKP'li. Her partiden bazı istifalar olmuştur.
 

el_aksa

Asistan
Katılım
5 May 2011
Mesajlar
312
Tepkime puanı
32
Puanları
0
1 ihtimal

1 ak parti %48
2 chp %26
3 mhp %11
4 bdp %6
5 has %2.5
6 sp %2
bbp %1
digerleri %3,5




ikinci ihtimal
1 akparti %52,5
2 chp %25
3 mhp %9
4 bbp %6
5 has %2
6 sp %1,5
7 digerleri %4
7bbp %1
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
'Seçim sonucu herkes için sürpriz olur'

CHP'li Tekin, sürpriz bir sonuç çıkacağına, seçmenin 'bir ders vereceğine' inanıyor. Tekin'e göre AKP'yle aralarında yüzde 2-2.5 fark var.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, AKP’ye, İstanbul’daki kaleleri Fatih ve Esenler’den meydan okudu. 2009’daki yerel seçimlerden önce İstanbul’da yüzde 38 oy alacaklarını söyleyip kimseyi inandıramayan, ancak dediği çıkan Tekin, bu kez de sonucun sürpriz olacağı iddiasında: “Birinci parti ile ikinci parti arasında sadece yüzde 2-2,5 fark olacak. Başbakan Erdoğan’ın aday olduğu bölgede bile CHP birinci parti olacak.”

internethaber

:)
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
İsmailağa cemaati hangi partiyi destekleyecek

İsmailağa cemaati, 12 Haziran genel seçimlerinde Saadet Partisi'ni destekleme kararı aldı.

.
resim189523_2.jpg


Seçimlere iki gün kala İslami cemaatlerin oylarının renkleri de netleşmeye başladı. İsmailağa Cemaati'nde Mahmut Ustaosmanoğlu'nun Saadet yönünde bir tavrı olduğu bilinirken, Cemaat içerisinde bazı hocaların farklı partilere yönlendirmesinin cemaat arasında tepki çektiği öne sürüldü.
HRİSTİYAN VE YAHUDİLERLE OTURUP KALKANLAR

İsmailağa sitesinde yayınlanan resmi yazıda cemaatin tavrı açıkca ortaya kondu. Yapılan yazılı açıklamada, '4 yıldır Hıristiyan ve Yahudilerle oturup kalkanlar, onları mekanlarında ziyaret edenler seçim yaklaştığında İslami cemaatleri hatırlamışlar, yüz çevirmeleri ile de büyük bir endişe ve korkuya kapılmışlardır.' ifadelerine yer verildi.


Açıklama da AKP gelmezse CHP gelir söylemlerine de cevap verilirken "Bu parti gelmesinde din düşmanı parti mi gelsin?" diyorlar. Bunu söyleyenlerinde dinle alakası yok zaten. Olsaydı bu gerçekleri görürlerdi.' denildi.

İŞTE İSMAİLAĞA'NIN SİTESİNDE YAYINLANAN O RESMİ AÇIKLAMA:

Sitemizin iletişim kısmından gelen yoğun baskı üzerine bu açıklamayı yapmak zorunda kaldık. Bazı yoldaşlarımızın, kardeşlerimizin oy vereceği partiyi açıkça ilan etmeleri değerli vatandaşlarımızı, cemaatimizin hangi partiye oy vereceği hususunda meraka yöneltmiş, tam ve kesin bir bilgi arayışına itmiştir.


4 yıldır Hıristiyan ve Yahudilerle oturup kalkanlar, onları mekanlarında ziyaret edenler seçim yaklaştığında İslami cemaatleri hatırlamışlar, yüz çevirmeleri ile de büyük bir endişe ve korkuya kapılmışlardır.

RAMAZAN'DA İFTARA DAVET ETMEDİLER

Müslümanların Ramazan ayında verdikleri iftar yemeğine (dinimizce) cenabet gezen gayri müslim, haham, papaz ve rahipler davet ederken, ülkemizde milyonlarca destekçisi bulunan İslami cemaatlerin bir üyesini, o cemaati temsilen davet etmemişler, besmele ile kilise açarken, camide ayine izin vermişlerdir.


Dinler arası diyalogda en büyük felaket olan Hıristiyan ve Yahudilere cennetten parsel dağıtımının resmi ayağını kurarken (en azından diyanetin sessiz kalması bile bunların ekmeğine yağ sürmektir), medeniyetler ittifakı deyip İslam'ı diğer muharref dinlerle bir tutmuş, aynı bahçeye koymuşlardır.

RUHBAN OKULU

Üçüncü dönemlerinde casus yetiştiren "ruhban okulu" açılacak ve faaliyete geçecektir. İddialara göre bu sebeple Sayın Bartholomeos il il gezip Hıristiyanlardan hükümet lehine oy toplamaya çalışmaktadır.


Her yerde kiliseler devletin bütçesi ile mamur edilip, ihya edilip ayin yaptırılırken, milletimizin hayrı ile yaptırdığı Fetih Külliyesi iade edilmemiş, temelindeki maksada kavuşturulmamış, banilerinin ruhu sızlatılmaya devam edilmektedir.


Diğer taraftan Kuran Kurslarının kapısına kilit vurulmasını zorunlu kılan yaş sınırı yükseltilmiş, "bu da yetmez" denilerek zorunlu eğitim süresi uzatılmıştır.

İMAMLAR BEKÇİ HALİNE GETİRİLMİŞTİR

Camilerde merkezi ezan ve vaaz sistemleriyle İmamlar pasifize edilerek bekçi haline getirilmiş, imam ve cemaat arasındaki bağ koparılmıştır. Her ne kadar bu uygulama 28 Şubatın bir eseri olsa da bu gün gelişerek devam etmektedir.

ZİNA SUÇ SAYILMAKTAN ÇIKARTILDI

Zina suç sayılmaktan çıkmış, fuhuş evlerinin devlet eliyle işletilmesine son verilecek yerde "getirisi çok olduğu için" fuhuş evi açılımı devam etmektedir.


Kürt açılımı, alevi açılımı, roman açılımı, ermeni açılımı, Hıristiyan açılımı, şarkıcı açılımı şu alçımı, bu açılımı yapılırken Müslümanlar lehine tek bir şey dahi yapılmamış, azınlık dediğimiz gayri müslimler abad edilirken çoğunluk olan Müslümanlar (ne de olsa elimizde denilerek) itilmiş ve yok sayılmıştır.


Bunlar ve niceleri bizi gelecek adına kaygılandırmaktadır.


Şimdi, Diyalogcuların yurt dışından uçak uçak adam taşıyıp hükümet için oy kullandırması, televizyon dizilerinde, haber programlarında hükümet propagandası yapmasına kimsenin sesi çıkmıyor, onlar yandaş ve yalaka olmuyorlar ama biri kalkıp bunları söyleyince ya Ergenekoncu ya statükocu veya Ak Parti düşmanı koyu bir Saadet partili damgası yiyor. Ne yapalım? Müftü olmak isteyen ilahiyatçıların yaptığı gibi evimizin etrafını hükümet bayrakları ile mi donatalım?

'DİN DÜŞMANI PARTİ Mİ GELSİN'

"Bu parti gelmesinde din düşmanı parti mi gelsin?" diyorlar. Bunu söyleyenlerinde dinle alakası yok zaten. Olsaydı bu gerçekleri görürlerdi.


"Bir 28 Şubat mı istiyorsunuz, siz bunu hak ediyorsunuz" diyerek hemen tehdit ediyorlar. Bizde "Senin duanla mı yaşıyorum ki, senin bedduanla öleyim" tabiri ile cevap veriyoruz. Çünkü bu yol sıkıntı yolu, bu yol dert yolu, bu yol çile yolu. Yüzyıllardır asmışlar, kesmişler ama Allah'ın izniyle bitirememişler, siz mi bitireceksiniz? Ergenekon mu bitirecek?


Bunları, sitemizin iletişim kısmından cemaatimize yöneltilen suçlamalar ve tenkitler sebebiyle yazdık.


Bizler Sultanımızın emri gereği bir yönlendirme yapmayacağız. Kesin bir ifade ile "şu" partiye verin demeyeceğiz. Çünkü bu bir tefrika sebebi oluyor.


Feraset sahibi her mümin nereye oy vereceğini bilir. Feraseti körelmişse ona Efendi hazretlerinin nasihati, Peygamberimizin hadisi değil ayet bile tesir etmez.


Çünkü duymak istemeyenden daha sağır yoktur. Adam olunca sağır, ona istediğin kadar bağır...

İSMAİLAĞA'NIN SAADET KARARI NETLEŞTİ

İsmailağa cemaatinden yapılan yazılı açıklamanın ardından daha önce yapılan cemaatin oyları Saadet'e kaydı haberleri doğrulanmış oldu. İsmailağa cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu' nun gerek merhum Milli Görüş Lideri Erbakan'la olan uzun yıllara dayanan dostluğu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr Mustafa Kamalak'ın Mahmut Efendi'yi konutunda ziyaretinin ardından cemaatin oylarının rengi değişmiş oldu.

habervaktim.com
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
DSP, yarın bu oyu alırsa CHP'ye ne kalır?

DSP Genel Başkanı Masum Türker, ''Beklentimiz yüzde 12'nin üzerinde bir oydur. Bu 14 de olabilir, 15 de olabilir'' diye konuştu. Sol seçmen DSP'ye bu oyu verirse CHP ne oy alır merak konusu...

haber7

:)
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
DSP, yarın bu oyu alırsa CHP'ye ne kalır?

DSP Genel Başkanı Masum Türker, ''Beklentimiz yüzde 12'nin üzerinde bir oydur. Bu 14 de olabilir, 15 de olabilir'' diye konuştu. Sol seçmen DSP'ye bu oyu verirse CHP ne oy alır merak konusu...

haber7

:)

Ne olacak, CHP baraja takılır DSP'liler ise bayram eder. :p
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Ne olacak, CHP baraja takılır DSP'liler ise bayram eder. :p

:p :)

Yalçın Topçu: BBP'nin baraj sorunu yok

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın Topçu, partisinin baraj problemi olmadığını ifade ederek, ' Bu seçimin sürprizi Alperenler, bu seçimin sürprizi BBP'liler'' dedi.

haber7

:)
 

girdap

Ordinaryus
Katılım
8 Şub 2007
Mesajlar
2,541
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Tahminlerimizi küsürlü yazalım da tutarsa hava atalım :D

AK PARTİ : %48,8
CHP : 28,3
MHP : 12,5
BDP : 29 milletvekili
 
Üst