Haziran 2011 Genel Seçim Anketleri Burada

Haziran 2011 Seçimlerinde Hangi Partiye Oy Atacaksınız?

  • Akp

    Oy: 139 65.6%
  • Mhp

    Oy: 15 7.1%
  • Chp

    Oy: 4 1.9%
  • Sp

    Oy: 32 15.1%
  • Bdp

    Oy: 2 0.9%
  • Has Parti

    Oy: 16 7.5%
  • Bbp

    Oy: 8 3.8%
  • Dp

    Oy: 5 2.4%
  • Dsp

    Oy: 0 0.0%
  • Diğer

    Oy: 5 2.4%

  • Kullanılan toplam oy
    212

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Demirel ve Kıraç: 'Operatörler' neyin peşinde?

Emre Aköz - Sabah, 2011-05-27

Bugün siyasi kapışma, basit bir "partiler arası çekişme" değil. Temel mesele şu: Devlet düzeni olduğu gibi kalacak mı, yoksa çağın gereklerine uygun olarak değişecek mi?

Statükoyu oluşturan güçler (ki bunların merkezinde İstanbul'un laikçi büyük sermayesi ve askeriye var) şöyle düşünüyor:

1) "Bize yakın partilerin, değişimin temsilcisi AK Parti'yi yenmeleri mümkün değil... Hükümeti yine o kuracak."
2) "Ancak bir 'cephe' oluşturabilirsek, Meclis'te güçlenerek, çıkarlarımızı zedeleyecek bir Yeni Anayasa'nın yapılmasını engelleyebiliriz."
3) "Hatta bu cephe sayesinde, kendi adayımızı Cumhurbaşkanı seçtirebiliriz."
4) "Gün gelip AKP fırtınası dindiğinde, biz yine borumuzu öttürürüz."

***

Bu stratejiyi kim oluşturdu? Mesela Encümen- i Daniş ya da benzeri bir "statükonun akil adamları" kadrosu mu? Bilmiyoruz.

Ama şu kadarı belli: Stratejinin operatörleri arasında, Süleyman Demirel ve Vehbi Koç'un damadı İnan Kıraç var.

1970'lerde, Ecevitli CHP'ye karşı, iki kere, AP liderliğinde, "milliyetçi cephe" kurmuş olan Demirel, "müşterek hasma karşı asgari müştereklerde birleştirme" konusunda deneyimli bir siyasetçi.

Benim "Anti-Parti" adını da verdiğim bu cephenin en safında büyük ortak CHP yer alıyor...

CHP'ye "açık büfe" rolü verilmiş durumda. Büfede her seçmen kendine uygun bir şeyler buluyor: Kebap ile suşi yan yana!

***

Açık büfenin halka takdiminde, Kemal Kılıçdaroğlu'nun çekirdek çıtlatırcasına yalan söyleyebilme yeteneği kullanılıyor. Kemal Bey herkese mavi boncuk dağıtıyor seçim meydanlarında. Adeta Nasreddin Hoca:

"O haklı... Bu da haklı..." diyor. Yahu ikisi birden nasıl haklı olur, diye itiraz ederseniz, cevabı hazır: "Sen de haklısın!" Kemal Bey bu seçim taktiğini kolayca uyguluyor. Çünkü verdiği sözleri tutması gerekmiyor.

Nasılsa, "Başbakan olup vaatlerini yerine getirme zorunda kalmak" gibi bir risk yok.

Onun "cephe misyonu" bol üfürükle oylarını artırmak.

(Hatırlar mısınız? Bir keresinde dili sürçmüş ve "Biz öyle Sayın Başbakan gibi, söz verip de, sözümüzün arkasında duran bir insan değiliz" deyivermişti mitingde.)

***

Cephenin bütün partileri aralarında paslaşıyor:

CHP'nin seçim otobüsü, üstünde Kılıçdaroğlu ile MHP il başkanlığının önünden geçerken, ülkücüler büyük alkış tutuyor kendisine.

CHP'liler, MHP'ye de oy istiyor seçmenden... Daha geçen gün "Bize oy vermeyen sağ seçmen, lütfen MHP'ye versin" dediler...


Statüko cephesinin en küçük ortağı ise solcular... Doğu Perinçek takımı zaten askerci olduğu için çoktandır işin içinde... Dev-Yol ve Dev-Sol çizgisi ise gazeteci Ahmet Şık'ın tutuklanmasını bahane ederek cepheye katıldı.

***

Bunlar olağan ittifaklar: MHP zaten statükocu. Solcular ise devletçi ve laikçi olduklarından, pratikte hep CHP'yi ve nihayetinde askeri tercih ettiler; Müslümanları sevmediler. Para kazanan Müslümanları ise hiç sevmediler.

Cephenin en ilginç ortağı hiç kuşkusuz PKK-BDP çizgisi. Skandal kasetler ortaya döküldüğünde, Fırat Haber Ajansı aracılığıyla MHP'ye arka çıktı. (Mhp kurmayları da Pkk'nın fikir namusunu tebrik ettiler!) Başbakan Erdoğan, konuşurken kepenkleri indirttiler... Hakkâri'de hiçbir potansiyeli olmayan Kılıçdaroğlu geldiğinde ise kepenkleri açtırıp, meydanları kendi adamlarıyla doldurdular.

PKK militanları bugünlerde sadece "Kürt ulusalcılığı" için değil, "Türk statükosu" için de çalışıyor. Tabii bu sevgi karşılıklı:

Hürriyet, Milliyet, Radikal, Vatan gibi laikçi büyük sermayenin sesi olan gazetelere bakın. MHP'ye kol kanat germekle kalmıyor, BDP'nin bağımsız adaylarında boncuk arıyor ve buluyorlar!

2011 genel seçimlerinden biraz önce foruma aktardığımız bir yazı. Hatırlatma... :)
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Gürsel tekin, anket şirketlerinin kçna teneke bağlayacağız diyecek kadar gerçeklik, üslub ve terbiye yoksunu biri... Fena çuvalladı. İnşallah 13 Haziran sabahı rezilliği anlaşılacak. Ve fakat yüzü kızarır, utanır mı orası meçhul! Mahcubiyet için Haya sahibi olmak gerekir.

Adil Gür'e dikkat çekmek istiyorum. Adil Gür, Chp'ye yakın duran bir anketçi. Referandumda Hayır'lar fazla çıkacak demiş, alay konusu olmuştu. Bütün rakamlarında her anketçinin 5-6 puan fazlasıyla chp'yi gösteren biri... O bile tekin'in %38'lik sallamasına itiraz etmek zorunda kalmış. Gür şöyle diyor:

"AG Araştırma Şirketi Sahibi Adil Gür, rakamları 'saçmalık' ifadesiyle özetlerken, CHP anketinin küçük bir alanda yapılarak tüm ülkede yapılmış gibi lanse edildiğini belitti. AG araştırmasını açıklayan Gür, Doğu Anadolu'da Ak Parti'nin %61.8 CHP'nin %21, Güneydoğu'da ise Ak Parti'nin %44.6 CHP'nin %2.3 olduğunu ifade ederek "AK Parti CHP'yi katlıyor. CHP son açıkladığı anketle milleti çocuk yerine koymuştur"

:)

Geçmiş gün olur ki...

Sonucu hatırlayalım:

2011 Genel Seçim Sonucu:

AK PARTİ – %49,83 (21.4 milyon, 327 MV)

CHP – %25,98 (11.2 milyon, 135 MV)

MHP – %13,01 (5.6 milyon, 53 MV)

Bağımsız (BDP) – %6,57 (2.8 milyon, 35 MV)

SP – %1,27 (543 bin, 0 MV)
 
Üst