Evet haklısın insan bilinçli olduğu için ayrıca sorumluluk gereği vicdani bir yük de yüklenmiş oluyor. Ama bunu bile nitelikli hale getirip ağrısız acısız öldürmenin yollarını arayarak vicdanen rahatlatıcı yollara başvuruyor. Ama bilinçaltımızda bu fiil o kadar doğallaşmış ki artık, videolarını izleyip ayağı kaysa yazık ya diyip üzüldüğümüz hayvanları kesip yiyip kızartıp tabağa koyabiliyoruz
Ama benim anlattığım hadise veya türevlerinde tamamen daha ilkel acının daha koyu, daha acımasız vahşi hali mevcut. Acı çekmiyorlar diyemeyiz , bilim bizim gibi sinirleri olduğunu, hatta ağladıklarını duygusal bağları olduklarını söylüyor ispatlıyor hatta.
Peki mükemmel tasarım başlığı altında ekolojik döngünün sağlanmasının tek alternatifi acıya, işkenceye ve vahşete dayalı bir sistem miydi soru bu? İnsanın bilinç ve hümanizm düzeyi arttıkça vegan beslenme oranı artacaktır diye düşünüyorum ben. Ama odaklandığımız konunun özü aslında bu değil, insanda bu protein takasının bir parçası, insanı sahneden çeksek bile şuan neredeyse bizim kadar aile bağları olan, bilinçli , acı çekebilen bir orangutan yavrusunu avlamak için pusuya yatmış bekleyen bir kaplan duruyor çalılar arkasında. Yani insan eli değmemiş hali ile bile güce dayalı , vucut bütünlüğünü, acıyı, şevkati yoksayan bir sistem zaten mevcut.
Sizin deyişinizle peki bu muamma , muğlaklık ne anlatıyor, çözümü nedir. Aslında çözümü değil çözümsüzlüğüne neden olacak ön kabullerle düşünmeye mecbur edildiğimiz için bu bize çözümsüz gibi geliyor, çünk aklımızdaki tanrı tasarımı bunu çözmek zorunda olduğumuz baskısını oluşturuyor, neden? çünkü kadiri mutlak, her ana ve zerreye karar veren, rahmeti ile muamele eden vs. ir tasarımımız var. Sanırım çözüm tasarım algımızı revize etmekte, aslında bunları çok güzel izah etmiş , çok etkili yaklaşımları olan şahıslar da olmuş, günümüz dili dile söylemleri ecnebi antin kuntin etiketlerle örtüşse de yok panteist olmuş, pananteist vs diye nitelendirilseler de, çok uzun tefekkürlerin sonucu ortaya çıkan sonuçlar. he artı olarak bunların bir çoğunu da iki üç sözünden ehli sünnet vel cemaatin velileri olarak biliniyorlar ama gel gör ki, en ala filozofdan daha cesurlar...