Gönülden, ÖzüM'e Lisan ile...

Aşk Şairi

Kıdemli Üye
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,286
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Web sitesi
www.haksairi.com
A%C5%9Fk.jpg

Bir kalbe, iki sevgi sığar mı?
İki sevgi bir kalbe yapışırsa, sonu hüsran olmaz mı?
Kalbi kesip bölüştürmeli mi,
Yoksa,hüsrana alışmalı mı?

...

mü'HÜR

sığar sığar daha fazlasıda sığar

Hazret-i Fâtıma (r.anhâ)'nın yanlarında olmadığı bir an Resûlüllah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Efendimiz, Hazret-i Ali'ye sırasıyla; Allâh'ı, Resûlü'nü, Fâtıma'yı ve çocuklarını sevip sevmediğini sordu. Hz. Ali kerramellâhü vecheh, hepsine ayrı ayrı “Evet” cevabını verdi. Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Efendimiz,

— Yâ Ali! Gönül bir tane, sevgi ise dört. Bir kalbe bu kadar sevgi nasıl sığıyor? diye sordu. Hazret-i Ali (r.a.) cevap veremedi. Oradan ayrılıp evine geldi. Hazret-i Fâtıma (r.anhâ), eşini düşünceli görünce sebebini sordu. O da anlattı. Yüksek bir akıl, kuvvetli bir zekâ, üstün bir basîret ve firâsete sahip olan Fâtıma vâlidemiz tebessüm ederek şöyle dedi:


— Ey Ali, babamın yanına git ve bu soruyu, şöyle cevaplandır:
“Yâ Resûlüllah! insanın, sağ-sol-ön-arka diye yönleri olduğu gibi, kalbin de muhtelif cihetleri vardır. İşte ben, Allah Teâlâ'yı aklım ve îmânımla; sizi, rûhum ve îmânımla; Fâtıma'yı nefsimle, çocuklarımı da babalık şefkatimle severim.”


Hazret-i Ali (r.a.) sevinçle yerinden kalkarak Resûlüllah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Efendimiz'in yanlarına gider ve önceki suâli yukardaki gibi cevaplandırır.
Resûlüllah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Efendimiz, bu cevabın Hz. Fâtıma'dan olduğunu îmâ ederek tebessümle,


Ey Ali, bu sözler senin değil; ancak Peygamber ağacının dalından toplanmış meyvelerdir, buyurur.





not: sevmesini bilmeyenlerin sonu hep hürsandır !!!
 

mü'HÜR

Ordinaryus
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
2,563
Tepkime puanı
422
Puanları
0
Yaş
37
Evet,kalbe çok sevgi sığar, ama hepsinin kategorisi farklıdır;

Aynı kategoriden iki tane sevmeye kalkarsanız hüsrana davetiye çıkartırsınız.

Teşekkür ederim.
 

mü'HÜR

Ordinaryus
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
2,563
Tepkime puanı
422
Puanları
0
Yaş
37
İyi niyet mi beni böyle süründüren,
Yoksa,kötü niyetlilere mi işlemiyorum?
Olduğum gibi görünmek mi beni üzen,
Yoksa,olduğu gibi olmayanlara mı denk geliyorum?

...

mü'HÜR
 

mü'HÜR

Ordinaryus
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
2,563
Tepkime puanı
422
Puanları
0
Yaş
37
Kalbim kırık,öfkeli
Haksızlık,sevmediim seni
İncitmek ne kolay öyle,
Kalbimin, yok ki dili

...

mü'HÜR
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
Vurgun nedir ey kalbim?
Açıklar mısın bana?
En yakın bildiklerinden gelirse,
En hafifi bile derin yaralar mı açar insanda?


....

ŞehbaL
 

mü'HÜR

Ordinaryus
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
2,563
Tepkime puanı
422
Puanları
0
Yaş
37
Bu Ramazan doyurduk mu ruhlarımızı? Ramazan ağacını, ibadetlerimiz ile sulayıp,meyve vermesini sağladık mı? Gelirken hoş geldin dedikte,giderken elveda demek; yüreklerimize katreler saldı mı? Sorular kısa ama,yürek dağlıyor! Gerçeklerimiz hangisiyse yüzleşiyoruz;

vijdanımız ya azap çekiyor,ya da alnı ak, kısa ve net cevaplar veriyor.

Zor sorulara karşılık; cevabı ak olanlardan olmak ümidi ile...

mü'HÜR
 

mü'HÜR

Ordinaryus
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
2,563
Tepkime puanı
422
Puanları
0
Yaş
37
Gözyaşımı salarsam, biliyorum arkası gelecek,hüzünler biir bir kenetlenip,katreler eklenecek... Cesede toprak atar gibi acıma toprak attım, yeşermez, toprak olur sandım...Ama olmadı,dirilen ruh gibi dirildi,kalbime zehrini akıttı. Ben ağlayamıyor değil,ağlamıyorum!

Çünkü,geriden gelecek musibetleri biliyorum;baş ağrısı,mide bulantısı işte dünyevi musibetler... Ahiret mi? sorma,cevabı zor,bilmeceye sürükler! Biliyorum, zamanında göz yaşımı israf ettim! Hesapsızca, vebalini düşünmeden,paspas gibi saldım ayaklar altına...

Allah için düşmesi gereken o incileri incittim,incitilmesine izin verdim...Rabbim affet! İsrafımı haramla mühürleme,ben isyandaydım tevbeye dayandım,tevbemi kabul eyle!

...

Sonra mı? Evet, sonrası aniden çalan tefekkür saati;

Beni tanımayan benim tanığım, ama yıldızımın birtürlü barışmadığı bir insan var ve ben, ne zaman acımı topraktan bitirsem,onun vesilesi ile acınında acısının olduğunu gördüm.Ne büyük imtihanlar var, sayesinde,"Rabbim sana hamd ederim" demesini öğrendim.

Kendi acıma acınırken, Arakanı gördüm.Kendi kaderime ağlarken, küçücük çocuğun ameliyat olacağını ve belki de narkozdan uyanamayacağını okudum.Bunlara hep o anlaşamadığım insan vesile oldu,o bilmesede arkasından hayır dua ediyorum.O bilmesede şer olarak gördüğüm o kişiyi, hayırla anıyorum.Adeta, tefekkür saati gibi ayarlanmış,saat tefekküre gelince çaldı,uyardı,acılarımı durdurdu... Rabbim razı olsun ondan,attığım toprağı kuruttu;

benim yerden bitme hüznümü,nefessiz bırakıp soldurdu

...

mü'HÜR
 

Ağlama karanfil

Profesör
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
1,048
Tepkime puanı
311
Puanları
0
Yaş
106
Kaç kaçabildiğin kadar seni acılara salacak bir tutam perçemin var
Yüreğin korkuyla çarpacak dirilecek dinmek bilmeyen sancılar.
 

mü'HÜR

Ordinaryus
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
2,563
Tepkime puanı
422
Puanları
0
Yaş
37
Ramazandan gece hatırası...

Evde tavuktan artan kemikler vardı, balkondan bakarken bir kedi gördüm,"pisi pisi"der demez zaten meraklı gözleri ile bana baktı ve kemiği önüne attım.Atar atmaz, kemiği aldı ve kaçtı gitti.O hali bana tebessüm ettirirken, aynı zamanda çok da ibretlikti...

O an,bir,insanoğlunun kanâtsizliğini düşündüm,bir de, kedinin o muhteşem kanâtini... Çok fark vardı; kedi,aç gözlülük yapıp ikinci kemiği beklemedi! Belki açtı, belki bekleyen yavruları vardı,belki kimse elinden kemiğini almasın diye fırladı gitti... Belkiii belki...

Ama, insan gibi "hep banaa, hep bana" diyip beklemedi.İnsan gibi başkasının rızkına gözünü dikmedi...Sebep ne olursa olsun aza kanât etti,azda olsa rızkını yedi.Hep banaa, hep bana diyen, bazen az olanı dahi bulamıyor,yada çok olan rızkı bulup, onca kişiyle bölüşüyor. Az ile yetinen bir kedi ise,hem rızkını buluyor, hem de az olan rızkını sadece kendi yiyor...

Bu yazı çok mürekkep alır da, okuyana olmasın eza!

mü'HÜR
 

mü'HÜR

Ordinaryus
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
2,563
Tepkime puanı
422
Puanları
0
Yaş
37
Cevabımın cevabı yok ki cevap vereyim
Soru işaretleri beynimdeyken, yok ki cesaretim!
Biliyorum, sadece,evet yada hayır diyeceğim ama,
Cevabını ben bile bilmiyorken, ne cevap vereyim?

...

mü'HÜR
 

Çiğdem

Asistan
Katılım
3 Eyl 2007
Mesajlar
257
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Yaş
34
Konum
istanbul
Gömdüm hüznü toprağa,
kök saldı acımasızca!

Meyvelerini topluyorum,
Acı,kekremsi bir tad,damağımda!
 

Çiğdem

Asistan
Katılım
3 Eyl 2007
Mesajlar
257
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Yaş
34
Konum
istanbul


Ramazan, rengarenk adeta gökkuşağı misali… Gökkuşağı gibi her rengi (fakiri,zengini,kibirliyi,merhametliyi) cümlesini içerisinde barından renk servisi… Tabağımıza hangi rengi alırsak alalım, Ramazan menüsünde hepsi var lâkin,tatdan tada fark,renkten renge asalet var!

Evet, Ramazanın rengi gökkuşağı ama, o gökkuşağının içerisinde bizler hangi rengiz? Hangi renkle birlikteyiz? Zengin olup kibirle mi beraberiz? Yoksa, Rabbin verdiği nimetleri merhametle mi paylaşıyoruz?

Düşünelim,düşünelim… O gökkuşağının içerisinden rengimizi seçelim.Seçelim ki, nasıl bir tat bırakacağımızı belirleyelim.Ramazan gökkuşağından, maneviyatımızı hangi renge boyayacağımızı düşünelim!

...
 

mü'HÜR

Ordinaryus
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
2,563
Tepkime puanı
422
Puanları
0
Yaş
37
Bir ramazana daha elveda diyoruz.Ardından ikramını bırakarak,"bayramı" bırakarak gidiyor maneviyatın sultanı...Hüzünle elveda derken,sevinçle bayrama hoş geldin diyoruz, hem sevinç, hem hüzün,bir arada yaşıyoruz.

Umarız, maneviyatın sultanı bizlerden razı ayrılmıştır; onu üzmeden,kırmadan uğurlamışızdır.Umarız,ahirette, bizden şikayetçi değil de,şefaatçi olur diye dua adamışızdır.

Ey maneviyatın sultanı, biz acizlerin kusuruna bakma, misafir perver olamamışsak, affına sığınırız, bizi yargılama... Sofralarımızı,seccadelerimizi,kalplerimizi,ruhlarımızı açtık sana, beceremediysek; acizliğimizden,fakirliğimizdendir bilesin ey hûda

Bir ayda olsa geliyorsun ya hamdolsun! Giderken de bizi düşünüp bayram ettiriyorsun ya, ne düşünceli bir dostsun! Ey maneviyatın sultanı, dostluğuna layık olanlardan eyle bizleri,vefasızlığa düşüp, unutanlar zümresine kaydetme bizleri...

Dua,dua,dua... Dualarımız göklerde uçurtma misali yükseldikçe, ruhlarımız doyuyor bu mübarek ayın son demlerinde.Ne kadar dua ediyorsak,o kadar inşirah yüklüyoruz kalplerimize...

İnşirah,inşirah, Rabbim ferahlık veriyorr

Duaya ne kadar vefakarsak,duanın hayrı bizi o kadar sobeliyor.

Ey ayların sultanı, Umarız, bir dahaki seneye de bir lokmada olsa nasibimize düşersin,feyzinle ruhlarımızı bereketlendirir,manevi birikimimize vesile olur, bizi manevi zengin ilan edersin.Ferahlatan bu mübarek ayı, mektuplayıp yerleştiriyoruz Ramazan anılarımıza... Seneye açılmak üzere bizleri unutma inşaAllah.

Senden sonra da, bıraktığın maneviyat ile zelil şeytanla savaşacağız.Sanma ki, sen gidince vefasızlık edip,bıraktığın mirasları dağıtacağız.Sanma ki,seni unutup,yerini fani eğlenceler ile takas yapacağız.Biliyoruz, aciz ve fakiriz ama söz,nefsimizle savaşacağızRabbimizin izni ile, vefadan ayrılmadan,sen varmış gibi diğer kardeş aylarını da senin yerine teselli edeceğiz.Senin yokluğunu onlara hissettirmeden,en azından üvey kardeş olabilirsek ne mutlu bize, yokluğun bariz belli olacak ama,vuslata kadar sabrı nakıış nakış nakşedeceğiz kalplerimize

Maneviyatın ile kalplerimize kök saldın,inşaAllah,kardeş aylara meyvelerini hediye edeceğiz huzurla,sevinçle

İnşaAllah, seneye görüşmek üzere,

Hoşça kal mübareklerin sultanı

Bizleri bekletme eza ile,

On gün evvel yine gel şahların şahı

....

mü'HÜR
 

mü'HÜR

Ordinaryus
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
2,563
Tepkime puanı
422
Puanları
0
Yaş
37
Eski bayramlar derler ya hani; Aslında,eski diye adlandırılan bayramlar yeniydi.Şimdi ise, bayramlar eskidi... Geriye dönüp, yeniyle eskiyi takas etmek; bize düşen görevdi.Peygambere en yakın olan, "yeni bayramlardı"o zamanlar...Eskiyen bugünkü bayramları değiştirip,o güzel günlerin adetlerini,güzelliklerini bugüne ekmeliydik.Ekmeliydik ki,yeni meyveler (bayramlar) bitirmeliydik...

Geçmiş dili konuşsamda,yaşadığım/ız sürece geç değil ki...

mü'HÜR
 

mü'HÜR

Ordinaryus
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
2,563
Tepkime puanı
422
Puanları
0
Yaş
37
Yazaar yazaar,ruh üflerim kelimelere... Kimse anlamaz,gelişi güzel,okumadan bakarlar,cümleyi dahi tamamlamadan, kapatırlar kalplerini sessizce...Hani ölen kişiyi kimse göremez ama ölen, "ben burdayım" diye bağırıp çağırır ya, kelimeler de öyle bağırırlar haykıraa haykıra! Görmekten kastım dünya gözü ile görmek değil elbette! Ruha indirmek,hissetmek,anlamak,anlatmak; görmektir bence! Kelimelerin tadına bakıp,sonuna kadar cümleyi sünnetlemek görmek değil de nedir sizce?

Her kelime,kalpten düşen katre misalidir.Mutlaka bir cümleye damlar,mana mayasını çalar.İşte o manayı anlamak, marifet ister; her akıl,her kalp, biriken katreyi umman yapamaz! Cümleyi kavrayamayan akıl ve kalp, manadan haz alamaz!

Kelimeler,bazen sır küpü olurlar çünkü,"o küpü kim açıp ecrine kavuşacak acaba" diye merak ederler.Bazen de çok açık ve net olurlar zirâ; muhattapları anlasınlarda hadlerini bilsinler diye düşlerler.Kısacası, kelimelere ruh üfleyenler; manaları kendi rotalarına göre çizerler...

Kalpten damlayan hiçbir katre eleştirilemez! Elde edilen hiçbir nimet kolay elde edilmiyor; matematik hesabı yapar gibi, kelimeler,cümleler ile cem edilirse, mana sükûta erer.Emek ağacı öyle bir ağaçtır ki, saygısızlığı kabullenmez,ondan sonra istediğiniz kadar sularsanız sulayın,meyvesini vermez!

...

mü'HÜR
 

mü'HÜR

Ordinaryus
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
2,563
Tepkime puanı
422
Puanları
0
Yaş
37
Sabır sabır sabır...

Haddini bilmeze,sabır
Saygısıza,sabır
Kendini beğenmişe sabır...
 

mü'HÜR

Ordinaryus
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
2,563
Tepkime puanı
422
Puanları
0
Yaş
37
Adeta,kırıntı süpürür gibi karınca süpürüyorum ; çok üzülüyorum! Ama bunun başka imkanı yok ki,farkında varmadan,görmeden, bazen su dökerek,bazen süpürgeye çekerek onları boğuyorum... O an düşünüyorum, "onların da canı var ve onlar da ölümü tadıyorlar" düşünüyorum,"biri beni bu şekilde katletse" diye, ürperiyorum.Bazen kızıyorum haşa "Rabbim bunlara hiç akıl vermemiş neden kaçmıyorlar,neden hergün ölüme gidiyorlar"diye söyleniyorum(!)

"Her canlı ölümü tadacaktır" biliyorum lâkin, benim elimden küçücük bir canlının yitip gitmesi beni üzüyor,vijdan azabına gark ediyor.Birgün,kenarda bir yere şeker koydum oraya topansınlar en azından,"sade orayı süpürmem ölmezler" dedim ama nafile; çalışkanlıkları ile,şekeri yuvalarına taşımışlar, sabah yine halının üzerinde umursamaz bir şekilde yürüyorlar,yiyecek taşıyorlardı... Elimden geldiğince öldürmemeye çalışsamda olmuyor,onlara engel kuramıyorum!

Bazen,mesela ev silerken, ordan oraya taşıyorum ama,elimle ordan oraya taşımakla da olmuyor; o kadar çoklar ki,hangi birini taşıyayım...Hangi birinin hayatını kurtarmaya vesile olayım....Gülebiliir,hatta bu kız deli mi diyebilirsiniz ama, bazen onlarla konuşuyorum,"yuvalarınıza gidin" diyorum,hareketlerini takip ediyorum,onları elime alıp okşuyorum... Anlıyorlar mı bilmem ama,onlardan özür diliyor, Rabbimden af diliyorum!

Onlar hakkında yazı yadığımı hissettirler sanırım :) evet,kolumda bir karınca, kendince yürüyor,adeta aşşağısı uçurum mu diye bakıyor sanki... Fazla kokutmaya gerek yok dimi? Evet,üfledim yere düştü canı yandı mı bilmem ama,bu da kim? Ben nerdeyim? Neyin üzerindeyim? korkusu, kesin söndü.

Karınca katiliyim; ahirette benden davacı olup, hak talep eder seniz neylerim? Rabbim'in yarattığı çalışkan aile,lütfen beni affedin, Rabbim'e şikayet etmeyin!

...


müHÜR
 

mü'HÜR

Ordinaryus
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
2,563
Tepkime puanı
422
Puanları
0
Yaş
37
Baba olmak, anne olmanın golgesidir...

 

Her baba,anneden ilham alıp,annenin hakiki gölgesi olup,görevini hakkı ile ihya edebilmeli...Her baba,anne ile iletişimini hayra baki edip,sevgi,saygı,hoşgörü gölgesiyle dokunabilmeli.İşte böyle babalar, anne gölgesidirler; anne kadar şefkatli,anne kadar vijdanlı,anne kadar gerçektirler! Ama tabii, sadece aslının yaşattığı gölgedirler!

Babalık çok kutsaldır lâkin, anneliğin yanında sadece gölge kadardır.

Tabii. annenin sahte gölgesi babalar da vardır;

Benim çok dikkatimi çeken ve her şahit olduğumda sinirlendiğim,üzüldüğüm bir konu;evladının başına bir kaza gelir ve annenin ilk düşüncesi evladı olmak yerine maalesef, "baba ne der" diye anksiyete geçirmektir.Çünkü, bazı babalara göre evladının en büyük düşmanı annesidir(!) Bir anneye ne kadar büyük zulüm, ne kadar büyük kul hakkıdır farkına varsa babalar,empatiye yönelseler, belki bu vijdansızlığı görüp, ömür boyu düşünmeden konuşmayacaklardır...

Halbu ki,çocuğunun başına ilk gelen imtihanda,annenin ciğeri parçalanır ama baba,sanki yavrusunun katili gibi anneyi mahkum eder! Evet, belki bir anlık refleksle, "neden dikkat etmedin,ne işin vardı da çocuğa sahip çıkmadın"gibi elde olmayan,istemsiz haykırmalar,sorular sorulabilir ama, bunu uzatmak,bir anneye katil gibi davranmak; çok acımasızca,çok adaletsizce bir davranıştır!

Baba,yavrusunu annesinin gölgesi kadar düşünebilir; sadece, gölge kadar! Anne ise,bunun tarifini anlatacak cümle bulamıyorum.Rabbim'iz ve peygamber efendimiz, anneliğin özelliğini en alâ şekilde anlatmış,aktarmışlardır;araştırmakta,okumakta fayda vardır!

Bazı babalar da gölgedirler ama, hani uzun gölgeler vardır ya,aslından (anneden) büyük ve uzun,işte kendilerini o gölgeler gibi sanarlar.Yani, kendilerini aslından (anneden) büyük sanıp,kendini beğenip, eşini sadece hizmetçi olarak görüp,hizmetçi gibi hissettirirler(!)

Ve o uzun gölgeler, (babalar) görünüşte; evladını ,eşini çok düşünür gibi davranırlar lâkin, sadece kendi benliklerini uzuun uzun uzatıp,uzun gölgeler halinde aslını (anneyi) ezerler,ve maalesef,evlatlarını sadece anneye hakaret etme aracı olarak görürler.

 

Bu uzun gölgeleri Rabbim bizlerden ırak etsin inşaAllah.Uzuun uzun,kibirini,gururunu,hasedini uzatmış gölgeler,aslına, (anneye) zarar verirler! Ve gölgelere yenik düşmüş anneler,sağlıklı meyve veremezler! Rabbim, her evlada gölgecikler değil, annelerinin "gerçek" gölgeleri gibi babalar nasip etsin inşaAllah.

 

Aamin...

 

Not: "Baba olmak, anne olmanin golgesidir" Yorumunu yada sözünü yazan üyeye teşekkür ederim.

Bilesiniz; yorumunuzdan yola çıkarak bu yazı doğmuştur!

 
...

müHÜR
 

mü'HÜR

Ordinaryus
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
2,563
Tepkime puanı
422
Puanları
0
Yaş
37
Bizleri,dünyayı ve tüm mahlukatı yaratan halik, dünyamızı hayırla donat,bereketle süsle,bizleri sağlıkla,huzurla,imanla yaşat.Huzuruna iman mührü ile gelebilmeyi,kelime-i şehadeti dost edinenlerle haşr olabilmeyi bizlere nasip eyle...

Rabbim, bu dünya üzerinde dertliler var,hastalar var,borçlular var,evi olmayan,aşı olmayan,eşi olmayan,evladı olmayanlar var,zalimlerin zulmü altında ezilen mazlum,müslüman kardeşlerimiz var; Rabbim, haklarından hayırlı olanı kalplerine düşür,kalplerinden de dillerine duyur! Dua ederlerken, her amin diyişlerinde, kabul ettim mührünü vur!

Zalimlerin hakkını verecek olan sensin! Biz, onları sana havale ettik! Biliyoruz ki,en adaletli olan sensin! Biliyoruz ki,zalimlerin kökünü kuratacak olan sensin! İşte biz de sabırla,imanla,adaletinin verdiği huzurla, adalet terazisinin kurulacağı güne kadar sabretmeye söz verdik!

Dünyevi yaşantımızı senin razı olduğun haller ile geçirebilmeyi,senin razı olduğun dostlar ile hasbihal ederek ömür nefesimizi tüketebilmeyi,senin razı olduğun hal ile ruhumuzu teslim edebilmeyi cümlemize kısmet et!

Bizler, aciz,fakir haddini bilmeyen kullarız,bizler, doğruyu yanlış,yanlışı doğru kabul etmiş cahilleriz, bizler,hiç birşey bilmediğimiz halde,bilir gibi konuşanlarız,bizler,kulluğa layık olamamış köleleriz;biz bilmiyoruz, bizim bildiğimizi değil, yalnızca senin bildiğin güzellikleri kalplerimize damlat,damlayan her hayır,her güzellik,rahmet indirsin yaşamlarımıza.

Kalplerimize öyle kalpler sevdir ki,bizleri hem bu dünyada, hem bâki olan mekanda utandırmasın.Seni seven,senin sevdiğin,ahlakıyla gönüllerimizi feth eden Fatihler kondur kalplerimize.Saygın,saygılı kalbi temiz,imanı nur, olanları karşımıza getir.En önemlisi,hayırlısını bilen tek sensin,hayırlı olanı bize sevdir!

Rabbim, kuran-ı kerimi sadece reçeteden ibaret görenlerden değil,reçetenin içindeki şifayı farkedenlerden olabilmeyi,kuranı kerimi başının üzerinde taşıyanlardan değil,kalbine muskalayanlardan olabilmeyi ruhumuza,bedenimize,nefsimize kolay eyle!

Sevgilin olan, "sen olmasaydın bu dünyayı yaratmazdım" kelimelerine muhatap olan peygamber efendimiz s.a.v in sünnetlerine sarılarak,şefaatine kavuştur bizleri.Farz namazları önemseyip, "bu sünnettir nasılsa diyip,sünnetleri terkedip" sünnetlerle arayı açmaktan bizleri muhafaza eyle.

Şerde gizlediğin hayrı yalnızca bilen sensin, bizlere hayrı duyur,hayrı dinlet.Hayır sandığımız şerri de bilen sensin,hayırda ki şerri katlet! Rabbim, tüm azalarımızı muhteşem yarattığın gibi ahlakımızı da muhteşemleştir.Peygamber ahlakından, "zerre olsun" yakalayanlardan olmayı istiyoruz, lütfeyle.

Bu dünyada haksızlık yapmaktan,haksızlığa gark olmaktan,kibirden,gururdan,tembellikten,kıskançlıktan,acizlikten,miskinlikten,gıybetten vs tüm kötü ahlak köklerini beslemekten bizleri muhafaza eyle.

Rabbim, amel defterimizi,sağ elimizle, güler yüzlü meleklerden alabilmeyi, sırat-ı müstekımi düz yolda yürür gibi geçebilmeyi,güzel cemalini görebilmeyi,peygamber efendimizin elimizden tutup cennete götüreceği mübarek kullarından olabilmeyi,alnı ak,vijdanı pak,nefsini müslüman edebilmiş olarak huzuruna durabilmeyi, cümlemize nasip eyle;tüm duaları kalbimiz ve dilimizle cem ettik, dualarımızın hepsini kabullerin en güzeli ile kabul eyle.

Rabbim, deccalın,yecüc mecücün,kabrin,mahşer günün,kıyamet gününün,cennemin,sorgu sualin dünyevi ve uhrevi tüm şerlerin şerrinden,bildiğimiz bilmediğimiz şerlerden,tüm şerre gebe kalacak yaşayacaklarımızdan bizleri koru,bizlere yardım eyle.

Bizlere sorulacak tüm sorgu suallere, ezberden bilir gibi kolayca cevap verebilmeyi,dilimiz dolanmadan,imanımız teklemeden,taşıdığımız iman nuru ile alnı ak olarak cevap verebilmeyi nasip eyle.Günde beş vakit abdest alarak temizlediğimiz bedenimizi, cehennemine atma,cehenneminde yakma Rabbim! Bu dualara amin diyen dilleri yakma Rabbim! Bu dünya denen,dişleri sallanan ninenin peşinde bizleri koşturma Rabbim!

Deccalın bizlere sunacak zehri elinin tersi ile iten, Mehdi as ın orudusuna kayıt olanlardan olabilmeyi,o muhteşem ordu ile tüm kafirlerin sonunu getirebilmeyi bizlere nasip et! Bizleri cehennemliklerin zümresine değil, cemalini görebileceğimiz en üstün cennetine dahil et!

Anne ve babalarımızı,kardeşlerimizi,tüm sevdiklerimizi,selam verdiklerimizi,hocalarımızı,mübarek kullarını "kelime-i şehadet getirmiş" cümle müslüman kullarını affet,merhametinle muamele et.Cennet taçları giyen anne babalardan olabilmeyi anne ve babalarımıza lütfet. Ölmüşlerimizin hesaplarını kolay et.Cennetinin en güzel köşesinde onları serinlet.

Dua,dua,dua... Bitmiyor, ne kadar yazsam o kadar yazasım,ne kadar yalvarsam,o kadar yalvarasım var Rabbim'e... Kelam sükûta ersede,ruh lâl kesilmiyor.Kul! Dua et dinlenme,dualarının kabul olacağını ayetler söylüyor!

...

mü'HÜR

 

 

 


 

Muminaga

Yeni
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
8,208
Tepkime puanı
989
Puanları
0
... tüm kötü ahlak köklerini beslemekten bizleri muhafaza eyle.
Amin, amin, amin
Allah razı olsun.

Rab'bimize yalvarırken hem O'nun huzurunda olmanın idraki içinde ve ne istediğini bilen kulun samimiyetini ve ciddiyetini şu yukardaki dua cümleleri ne güzel anlatıyor.
Allah razı olsun tekrar kardeşim. Dualarınız(mız)dan samimi mü'min ve mü'minelerin tümü nasiplenir İnşAllah.
 
Üst