[ Okula İlk Adım ]</B>
Yıllar ne çabuk gelip geçiyor. Daha dün denilecek kadar zaman önce çocuktum, şimdi yetişkin biri oldum. Zaman gelecek her canlı gibi bu dünyadan göçüp gideceğim, diyordu Fatih Bey içinden.
Yıllar öncesiydi. Fatih büyüklerinin şefkatli kollarında bebekliğini geçirmiş, yaşı yedi olduğunda okuluna başlayacaktı. Okulların açılma dönemi yaklaştıkça okula başlama isteği ve heyecanı artıyordu.
Hergün babasına okul araçlarının ne zaman alınacağı konusunda sorular soruyor, o da acele etmemesi gerektiğini, alınacağını söylüyordu.
Eylül ayına girilmişti ve okulların açılmasına bir hafta kalmıştı. Her gece rüyasında okula başlayacağı anı görüyordu.
Akşam olmuş, herkes evine girmişti. 0 zamanlar köyünde elektrik de yoktu. Evlerini kimi zaman gaz lambası, kimi zaman lüx denilen piknik tüpü ile çalışan alet aydınlatıyordu.
Elektrikleri olmamasına rağmen evde televizyonları vardı. Bu televizyon akümülatör ile çalışıyordu. Uzun süreli televizyon izlediklerinde akü zayıflıyor, ekrandaki görüntüler kaymaya başlıyordu. Televizyonda önemli bir program olursa bu durumda babası traktörü çalıştırıyor, şarj etmesi ile televizyonu izliyorlardı.
Televizyon izlemeye bazen komşuları da gelirdi. Çünkü onların televizyonu yoktu. 0 siyah beyaz televizyon, o sihirli kutu herkesin kendine bakmasını sağlıyordu.
Yine bir akşam ailesi ile birlikte televizyon izliyordu. Haberlerde önemli olaylar vardı Haberlerin biri de okulların açılmasıyla ilgiliydi. Fatih bu haberi, kulaklarını biraz daha kabartarak izledi. Çünkü haber kendini de ilgilendiriyordu.
Babası da Fatih'in televizyonu o sırada daha dikkatli izlediğini fark etti. Hem televizyonu, hem oğlunu izliyordu.
O haber bittikten sonra babasına dönen Fatih heyecanla sordu:
- Baba ben ne olacağım?
- Sen de okula başlayacaksın, dedi babası.
- Ama, elbisem, kalemim, kitaplarım, çantam alınmadı ki, dedi Fatih.
Babası:
- Yarın hazır ol, şehre gidip alacağız, dedi.
Fatih bu habere çok sevinmişti. Televizyonun bulunduğu odadan hemen çıkıp annesinin yanına gitti.. Yemek hazırlayan annesine müjdeli haberi vermek istiyordu:
- Anne, anne gidiyoruz!
- Nereye oğlum?
- Şehre.
- Neden oğlum?
- Okul için alınması gereken şeyleri almaya.
- Tamam oğlum, dedi annesi.
O gece Fatihin gözüne pek uyku girmedi. Sabah olmuyor, güneş doğmuyordu sanki.
Sabah olunca babasıyla şehre gitti.
Okul önlüğünü, ayakkabı, pantolon, kalem, defter, kalemtıraş, boya gibi malzemeleri aldılar. Fatih sevinçten uçuyordu. Kendine yeni şeyler alınmış, günlerdir beklediği heyecanın ilk bölümü sona ermişti.
Okul araçlarını aldıktan sonraki her akşam alınan giyecekleri giyiyor, çantasını açıp içindekileri kontrol ediyor, özenle sonra yerine koyuyordu. Elbisesinin, önlüğünün de ütüsünün bozulmamasına özen gösteriyordu.
Sonunda beklediği günün sabahı geldi. Heyecanı doruk noktaya ulaşmıştı. Annesi üzerini giydirdi. Yakalığını özenle taktı. Hazırlıkları yaparken annesi bir taraftan da öğütte bulunuyordu:
- Oğlum, okula "Besmele" ile başla. Çünkü her hayırlı işe Besmele ile başlanması gerekir. Arkadaşlarınla iyi geçin. Öğretmenlerinin sözünü dinle. Yap denilenleri yap, yapma denilenleri yapma. Kalemini, kitabını, defterini, silgini, kalemtıraşını iyi kullan. Kötü kullanıp, kullanılmaz hale getirme.
Fatih verilen öğütlere "Tamam anne" diyerek karşılık veriyordu. Hazırlıklarını tamamladıktan sonra annesinin elini tutarak yola koyuldu. Sevinçten uçuyordu. Fakat yola devam ederken kendi yaşında olan bazı çocukların ağladığını, okula zorla getirildiğini gördü. Hayret içinde kalmıştı. 0 güle oynaya giderken bazılarının ağlamasına, gitmek istememesine neden ne olabilirdi? Hemen annesine sorusunu yöneltti:
- Anne Hasan neden ağlıyor?
- Okula gitmemek için!
- Okula gitmemek için ağlanır mı anne!?
- Bazıları ağlar.
- Ama neden?
- Okulun ne olduğunu bilmedikleri, annelerinden ayrılmaktan korktukları için sanırım, dedi annesi.
Okula başlarken ağlayanların da olacağı hiç aklına gelmemişti Fatih'in. Hayret içinde kalmıştı.
Birkaç dakika yürüdükten sonra okulun bahçesine vardılar. Fatih, annesinin evde verdiği öğütleri dinlediğini gösterircesine okul bahçesinin kapısından içeri girerken "BİSMİLLAHİRRAHMANiRRAHİM" dedi. Annesi Besmeleyi duyunca tebessüm etti. Sözünün dinlendiğini görünce sevindi.
Fatih o gün okula ilk adımı attı. Öğretmeni ile tanıştı, elini öptü.
Okula yeni başlayanlara ayrı bir ilgisi vardı öğretmeninin. Öğretmenin samimi ve candan tavrı Fatih'e okulu daha da sevdirdi. Okula ilk gelirken ağlayan bazı arkadaşları da birkaç gün sonra okula alışmışlardı. Onlar da artık severek okula geliyorlardı. İlkokuldan sonra ortaokul, lise ve üniversiteyi okumuştu, ama o ilk heyecanı unutamıyordu. İlkokula başlamanın heyecanı bir başkaydı.