El-Mütekebbir
Herşeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren demektir. “O Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Melik'tir; Kuddûs'tur; Selâm'dır; Mü'min'dir; Müheymin'dir; Aziz'dir; Cebbar'dır; Mütekebbir'dir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir.(59/Haşr, 23)
Allah büyüklüğünü ve kudretini Kuran'da verdiği örneklerle anlatır. Bu örneklerden bir tanesi Hz. Mûsâ'nın Allah'ı görmek istemesidir. Hz. Mûsâ Allah'ı görmek istemiş, bu yüzden de O'na seslenerek; "Rabbim, bana göster, Seni göreyim" demiştir. Bunun üzerine Allah, "Beni asla göremezsin, ama şu dağa bak; eğer o yerinde karar kılabilirse, sen de beni göreceksin.’ diye cevap verir. Allah dağa tecelli edince onu paramparça eder ve Hz. Mûsâ bayılarak yere düşer. Kendine geldiğinde ilk söylediği ise ‘Sen ne yücesin (Rabbim)" (7/A’râf, 143) olur.
“İbrahim: ‘Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster’ demiştir. Bunun üzerine Allah ‘Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.”(2/Bakara, 260) diye cevap verir. Böylece Allah ona büyüklüğünün bir delilini daha gösterir.
Hz. Lût'a da Allah sabah vakti kavminden iman etmiş kişilerle birlikte çıkmasını ve kavmini terkederken arkasına bile bakmamasını söyler. Sabah vaktinde ise Hz. Lut'u ve yakınlarını kurtararak inkârcı kavmi büyük bir azapla helak eder. Ateşe atılan Hz. İbrahim'e ise ateşi esenlik kıldı. Hz. İsa'nın eliyle ölüleri diriltti, kör olanları iyileştirdi. Denizi yararak Firavun'u ve ordularını içine gömdü. Böylece Allah onlara her olayda büyüklüğünü ve sonsuz gücünün tecellilerinden bazılarını açıkça göstermiştir.
Allah her an, her yerde ve olayda büyüklüğünü ve kudretini açıkça gösterir. Dünya hayatına ve hırslarına dalan insanların üzerine sabah vakti bir kasırga gönderir. Onların oturdukları şehrin altını üstün çevirir ve bir daha oturulamayacak hale getirir. Mallarını, mülklerini ve sahip oldukları herşeyi ellerinden alır. Bir şehri yanlızca yağmur yağdırarak suların içine gömer, birkaç saniye süren bir depremle bir kenti haritadan siler. O'nun azabıyla hareket eden yer, gök, rüzgar ve yağmur uğradıkları şehre görülmemiş bir helak getirirler. O şehrin halkı da Allah'ın sarsılmaz gücüne, büyük bir yıkımla şahit olur.
Kuşkusuz Allah Mütekebbirdir. O'nun gücü ve kudreti karşısında, yeryüzünde büyüklenebilecek kimse yoktur; O, önünde secde edilecek tek makamdır..
El-Mütekebbir: Çok büyük, her hususta büyüklüğünü gösteren, yücelik, kibriya ve azamet kendine mahsus, kendisinin hakkı olan. Her kim Allah’ın bu sıfatıyla sıfatlanmak isterse cehennemde şeytana komşu olması kaçınılmaz olur.
“Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.” (40/Mü’min 35) “(Allah) üstün, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır.” (59/Haşr, 23). Yücelik, ululuk Allah’a mahsustur. Ve bu da O’nun hakkıdır.
Allah’ın El-Mütekebbir sıfatının tecellisini; Dünyadayken büyüklük taslayıp kendilerini ilâh olarak kabul ettirmeye çalışan zorbaların tuvaletteki hallerinde, yorulunca güçlerinin kaybolmasında, zayıflığın alameti olarak uykuya yenik düşmelerinde görmek mümkün.
Kibirden Allah’a sığınmalıyız. Zâten kibirli insanı insanlar da sevmez.