Esma-Ül HÜsna

B

.BeYzA.

Guest
arkadaş saolasın ama biraz daha kısa olsaydı okuyan olurdu belki, uzun yazılar okumaya pek yanaşan olmuyo (şahsen okumak biraz zor geliyor uzayınca yazı bana da :))

bu başlık biraz karıştı sanki

scaner arkadaşın bıraktığı yerden devam edelim bari :)
 
B

.BeYzA.

Guest
el-MÜTEKEBBİR:


Allah’ın her hususta çok büyük ve azamet sahibi ulu bir yaratıcı olduğu anlamındadır. Büyüklük O’nun hakkıdır. Yaratılmışların hiçbirinin böyle bir hakkı yoktur. Allah, zatında sıfatlarında ve işlerinde, mutlak manada büyüklüğün tek sahibidir. Hiçbir insan için bu mânâda bir büyüklükten söz edilemez. Kendilerini büyük sanan nicelerinin, Allah’ın sonsuz kudreti ve büyüklüğü karşısında ne kadar küçüldükleri imkân imkânsız olan bir gerçektir. Büyüklük sevdasına kapılanların yok olmalarına, bazen küçücük bir olay hattâ çok küçük bir yaratık, bir mikrop bile yetmiştir. Bu gerçek karşısında insanlar hangi büyüklükten söz edebilirler?..
 

scaner

Paylaşımcı
Katılım
5 Nis 2007
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hakkınızı helal edin.
İnşALLAH daha dikkatli olurum.
Selametle
 

scaner

Paylaşımcı
Katılım
5 Nis 2007
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
El-Hâlık

El-Hâlik, el-Hallâk, Kur'an'da zikredilen esmâü'l-hüsnâ/Allah'ın isimlerindendir. El-Hâlik'ın anlamı şudur: Cenab-ı Hak, mutlak manada yaratıcıdır. Yaratıcılığı, görülen - görülmeyen, bilinen - bilinmeyen, varlık namına ne varsa, hepsini kapsar. El-Hallâk, Hâlik ism-i failinin mübalağalı şeklidir. Mübalağa, tekerrür ifade eden fa'âl veznindedir. Yani, devamlı olarak, mükemmel şekilde yaratan manasını ifade eder. Durmadan yaratan, demektir.

Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Nur Suresi, 45)

El-Hâlik: Yaratan, yoktan var eden demektir. Bu anlamda yoktan var eden, yaratan sadece Allah’tır. Kur'an-ı Kerim'de halk, yaratma anlamıyla, çokça kullanılmaktadır. "Yarattı, yarattım, yarattın, yarattık, yaratır" gibi ifadelerde Allah hakkında vârid olmuştur. "Yaratamazlar, yaratılırlar, yaratıldı, yaratıldılar" tarzındakiler de yaratıklar için kullanılır. Yani onlarda Allah'ın bu vasfının bulunmadığı ifade buyrularak, yaratıcının yalnız Allah olduğu belirtilir.

Yaratma, Kur'an'da çok geniş bir alana yayılmıştır. Görebildiğimiz ve göremediğimiz her şey, yaratmanın konusudur. Allah, onların yaratıcısıdır. Gökler, yerler, bunlarda ve bu ikisi arasında bulunanlar, hep Allah'ın yaratmasıyla vücut bulmuş yaratıklardır.
 
B

.BeYzA.

Guest
el-BÂRÎ:

Allah’ın, yarattıklarını temiz ve sağlam bir nizâm üzere yaratması, olgunlaştırarak birbirinden farklı niteliklerde meydana getirmesi mânâsındadır. Şüphesiz varlıkları seçip, düzenleyip olgunlaştırarak her birini ayrı bir özellikte yaratan Allah’tır.
 
B

.BeYzA.

Guest
el-MUSAVVİR:

Allah’ın yaratmış olduğu varlıkların şekil ve durumlarını takdir edip, dilediği şekilde meydana getirmesi, şekillendirmesi anlamına gelir.
 
B

.BeYzA.

Guest
el-GAFFÂR:

Kullarının günâhlarını affeden ve çok bağışlayan yüce varlık anlamına gelir. Günâh işlemek insanların özelliği olduğu gibi, onların günâhlarını örtmek ve bağışlamak da yüce Allah’ın ayrılmaz sıfatlarındandır.
 
B

.BeYzA.

Guest
kısa olsun arzum ya yoksa benden başka kimse okumuyo :D
 

scaner

Paylaşımcı
Katılım
5 Nis 2007
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yazının detaylı olması araştırma yapan kardeşlerimiz için iyi olmazmı beyyza kardeşim ... :)
Baştan beri uzun yazmamın sebebi buydu önce söyliyemedim size.. :sweatingbul:
Ama halen kısa yazılması taraftarıysanız tabi olmak bize yakışır inşALLAH...
 

scaner

Paylaşımcı
Katılım
5 Nis 2007
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
El-Kahhâr

El-Kahhâr, Allah'ın isimlerinden biridir. 'Kahr' masdarından türetilmiş bir isimdir. 'Kahr' sözlükte galip gelmek, hükmetmek anlamına gelir. Kahhâr, mübalağa sıgası olup aynı anlamı şiddet ve tekerrür sûretiyle ifade eder. Buna göre Kahhâr, Allah'ın her şeye, her istediğini yapacak sûrette gâlip ve hâkim olması, en zorlu zâlimlerin bile O'na boyun eğmek mecburiyetinde oldukları, hükmünün dışına hiçbir şeyin çıkamayacağı anlamına gelir.

"Ey benim zindan arkadaşlarım, (düşünün bir kere) çeşitli tanrılar mı iyi, yoksa (her şeyi hükmü altında tutan) kahhâr tek Allah mı?" (12/Yusuf, 39)
"De ki: 'Göklerin ve yerin Rabbi kim?' De ki: 'Allah!' O halde, de, O'ndan başka kendilerine dahi bir fayda ve zarar veremeyen velîler mi edindiniz? De ki: 'Körle gören, yahut karanlıklarla nur bir olur mu?' Yoksa Allah'a, O'nun yarattığı gibi yaratan ortaklar mı buldular da (ikisinin) yaratma(sı) birbirine benzer mi göründü? De ki: Herşeyin yaratıcısı Allah'tır, O tektir, Kahhârdır." (13/Ra'd, 16)


Allah’ın güçlü, mahlukatın da güç­süz ve Rabbine muhtaç olduğunu ‘El-Kahhar’ isminde görebiliriz. Allah (c.c.) güçlüdür. Karşısında hiçbir güç dayana­maz. Çünkü yaratılan her şey güçsüz ve Allah’ın ‘El- Kahhar’ isminin karşısında âcizdir. Allah’ın ‘El-Kahhar’ isminin tecellisini; ‘Kendisini ilâh yerine koyan tağutla­rın, gözle görülmeyecek kadar küçük bir mikrop karşısında hastalanıp devrilmelerinde, İslâm düşmanlarının mağlubiyetlerinde, doğanın bir uyum içinde fıtratlarını bozmadan yaşamalarında’ görebiliriz.
 
B

.BeYzA.

Guest
Yazının detaylı olması araştırma yapan kardeşlerimiz için iyi olmazmı beyyza kardeşim ... :)
Baştan beri uzun yazmamın sebebi buydu önce söyliyemedim size.. :sweatingbul:
Ama halen kısa yazılması taraftarıysanız tabi olmak bize yakışır inşALLAH...

şimdi isterseniz forumu şöyle bi gezinip bakın, hatta özellikle zühd kardeşin islami hayatta, efendimiz (sav) ilgili bölümde olsun eklemiş olduğu o güzel konuların okunma sayısını kısaca aktarılmış olan diğer bölümlerle kıyaslayın, farkedeceksiniz ki, konu ne kadar uzun olursa okunma ve faydalanma o derece az oluyor kanaatindeyim...

ama ço uzun olmamak kaydıyla biraz daha uzun tutabiliriz :)

. .

dua muhabbet ve salm ile!
 
B

.BeYzA.

Guest
el-VEHHÂB:

Allah’ın çok hibe eden, çok fazla bağışlayan olduğu anlamına gelir. Hak sahibi olmadıkları halde yarattıklarına çok çok verendir.



er-REZZÂK:

Allah’ın bütün yaratıkların rızıklarını veren olduğunu ifade eder. Her canlı için gerekli gıdayı bahşedip yaratan ve bol bol veren Allah’tır.




el-FETTAH:

Kulların, her türlü güçlük ve sıkıntılarını açan ve kolaylaştıran manasına gelir. Faydalı ilimlere karşı insanların kalbini açarak, onların islerini kolaylaştıran, bütün zorluklarını ortadan kaldıran yüce Allah’tır. Her işinde üstün gelen O’dur.




el-ÂLİM:

Allah’ın, çok bilen, bilgisi ezelî ve ebedî olan, her şeyi her yönüyle bilen tek yaratıcı olduğu manasını ifade eder.
 

scaner

Paylaşımcı
Katılım
5 Nis 2007
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
el-KÂBIZ:
Allah'ın, her şeyi sonsuz kudreti altına alan, bu kudretiyle kuşatıp kavrayan, her şeyi emri altına alıp tutan en yüce varlık olduğu anlamına gelir.
el-BÂSIT:
Allah'ın, her hayrı veren, lütuf ve rahmetini kullarına yayan yüce yaratıcı olduğunu ifâde eder. Allah, insanlara rızık, neşe, rahatlık ve bolluk vererek onlara lütuf ve rahmetiyle muâmele etmektedir.
 
B

.BeYzA.

Guest
el-HÂFID:


Allah’ın, emirlerini dinlemeyen, başkalarını beğenmeyen, büyüklenip hak ve hukuk tanımaz zorbaları rezil, perişan eden anlamına gelen bir ismidir.


er-RÂFİ:


Kaldıran, yükselten ve yüksek olan anlamlarına gelir. Gönülleri iman ve irfan ışığıyla parlatan, yüksek gerçeklerden haberdar eden yüce Allah’tır. Her yönüyle yüce ve yüksek olan O’dur.


el-MU’İZZ:

İzzet ve ikrâm edici, şeref sahibi anlamına gelir. Yalancılığa, samimiyetsizliğe itibar etmez.
 

scaner

Paylaşımcı
Katılım
5 Nis 2007
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
el-MÜZİLL:
Yüce Allah'ın, lâyık olanları zillete düşüren, zelil kılan, onları hor ve hakir eden anlamına gelen bir sıfat isimdir.

es-SEMI':
İşiten, işitme kuvve tine sahip olan ve işitme gücünü verendir. O, hiçbir şartla ve kayda bağlı olmaksızın işitir.

el-BASÎR:
Herşeyi her yönüyle eksiksiz gören, yaratıklarına da görme duyusunu veren anlamını taşır.
 

A.R

Profesör
Katılım
10 Mar 2007
Mesajlar
795
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Hepinize teşekkürler, buradan alıyor, başkalarına da ulaştırıyorum..

Açıklamalı olursa daha iyi bence..Allah razı olsun.
 

scaner

Paylaşımcı
Katılım
5 Nis 2007
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
El-Mütekebbir

Herşeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren demektir. “O Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Melik'tir; Kuddûs'tur; Selâm'dır; Mü'min'dir; Müheymin'dir; Aziz'dir; Cebbar'dır; Mütekebbir'dir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir.(59/Haşr, 23)

Allah büyüklüğünü ve kudretini Kuran'da verdiği örneklerle anlatır. Bu örneklerden bir tanesi Hz. Mûsâ'nın Allah'ı görmek istemesidir. Hz. Mûsâ Allah'ı görmek istemiş, bu yüzden de O'na seslenerek; "Rabbim, bana göster, Seni göreyim" demiştir. Bunun üzerine Allah, "Beni asla göremezsin, ama şu dağa bak; eğer o yerinde karar kılabilirse, sen de beni göreceksin.’ diye cevap verir. Allah dağa tecelli edince onu paramparça eder ve Hz. Mûsâ bayılarak yere düşer. Kendine geldiğinde ilk söylediği ise ‘Sen ne yücesin (Rabbim)" (7/A’râf, 143) olur.

“İbrahim: ‘Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster’ demiştir. Bunun üzerine Allah ‘Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.”(2/Bakara, 260) diye cevap verir. Böylece Allah ona büyüklüğünün bir delilini daha gösterir.

Hz. Lût'a da Allah sabah vakti kavminden iman etmiş kişilerle birlikte çıkmasını ve kavmini terkederken arkasına bile bakmamasını söyler. Sabah vaktinde ise Hz. Lut'u ve yakınlarını kurtararak inkârcı kavmi büyük bir azapla helak eder. Ateşe atılan Hz. İbrahim'e ise ateşi esenlik kıldı. Hz. İsa'nın eliyle ölüleri diriltti, kör olanları iyileştirdi. Denizi yararak Firavun'u ve ordularını içine gömdü. Böylece Allah onlara her olayda büyüklüğünü ve sonsuz gücünün tecellilerinden bazılarını açıkça göstermiştir.

Allah her an, her yerde ve olayda büyüklüğünü ve kudretini açıkça gösterir. Dünya hayatına ve hırslarına dalan insanların üzerine sabah vakti bir kasırga gönderir. Onların oturdukları şehrin altını üstün çevirir ve bir daha oturulamayacak hale getirir. Mallarını, mülklerini ve sahip oldukları herşeyi ellerinden alır. Bir şehri yanlızca yağmur yağdırarak suların içine gömer, birkaç saniye süren bir depremle bir kenti haritadan siler. O'nun azabıyla hareket eden yer, gök, rüzgar ve yağmur uğradıkları şehre görülmemiş bir helak getirirler. O şehrin halkı da Allah'ın sarsılmaz gücüne, büyük bir yıkımla şahit olur.

Kuşkusuz Allah Mütekebbirdir. O'nun gücü ve kudreti karşısında, yeryüzünde büyüklenebilecek kimse yoktur; O, önünde secde edilecek tek makamdır..

El-Mütekebbir: Çok büyük, her hususta büyüklüğünü gösteren, yücelik, kibriya ve azamet kendine mahsus, kendisinin hakkı olan. Her kim Allah’ın bu sıfatıyla sıfatlanmak isterse cehennemde şeytana komşu olması kaçınılmaz olur.

“Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.” (40/Mü’min 35) “(Allah) üstün, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır.” (59/Haşr, 23). Yücelik, ululuk Allah’a mahsustur. Ve bu da O’nun hakkıdır.

Allah’ın El-Mütekebbir sıfatının tecellisini; Dünyadayken büyüklük taslayıp kendilerini ilâh olarak kabul ettirmeye çalışan zorbaların tuvaletteki hallerinde, yorulunca güçlerinin kaybolmasında, zayıflığın alameti olarak uykuya yenik düşmelerinde görmek mümkün.

Kibirden Allah’a sığınmalıyız. Zâten kibirli insanı insanlar da sevmez.
 
Üst