''El-CEM'u VEL'FARK, ENEL_HAKK 'A Dair

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
''...Bütün Tasavvuf erbabları ,AllaH Teala yüzlerini ak eylesin ittifakla dedilerki: ''CEM'İ'' den murad, Allah Teala tarafından kuluna verilen vâridat ve bağışlardır.''Fark'' veyahud ''teferruka' dan maksad ise , kulun cüz'i iradesi ve aklını kullanarak kazanabileceği kazançlardır.

Yine söz birliği ile :'' ''Cem' ''in manası , Allah Teala 'ya kavuşmak için mucahede de kulun var gücüyle cüz'i iradesi ve aklını kullanarak hedefini tekleştirmesidir.'' diye izah ettiler.

Beyazıd-i Bistami kaddesallahu sirrah-us-Subhani, kırk sene çalışmasından sonra ansız bu mkamla şereflenince , şaşkınlığa uğradı ve: '' Kendimi tenzih ederim; ne büyük iştir işim '' demeye başladı.

Aslında Beyazıd-ı Bistami , Allah Azze ve Celle 'nin kuluna verdiği vâridattan bahis açtığı bir anda dili üzerine '
Kendimi tenzih ederim; ne büyük iştir işim '' geçiverdi.


Bu da halinin galebe çalması ve sekir halinde olmasındandıBöylece ulema onu ma'zur saydılar.Zira kendisi kendine gelince , bu söyleyişini inkar etti..

''Kainatta görülen bütün güzelliklerin en güzeli, bulunan kemillerin en kâmili , ''huzur'' denilen Allah Azze ve Celle 'yle beraber olmak halidir.

Allah Azze ve Celle 'den başka , mâsivanın , nefsine varıncaya kadar her şeyin gözden silinmesinden başka bu huzura kavuşulamaz.ilk kez huzurla şereflenince âşık kul , âşkını dile getirirken çoğu zaman halleri kendine galebe çalar; sümme hâşa '' Ben O oldum '' yahud da '' O ben oldu''

demek istemezler.Zira bu korkunç ifade , yani, ''Ben Oyum, O da ben '' ifadesi '' Kadim hâdis oldu yahud hâdis kadim oldu'' demektir. Ve böyle söyleyiş ise, değil ki huzurda olan zevatlara , hatta huzurdan çok uzak olan kimselere dahi ardır, ŞİRKTİR. Zira Vâcib-ul-Vücud olan Allah Subhanehu ve Teala 'nın Vucudu'nun , koyu yokluğa daha müstehak , bilakis '' hiçbir şey değildir.'' deyimine müstehak ademle yani kulla birleşmemesi zaruridir.

Ve sekir halinde '' Enel-Hakk'' gibi demelerine gelince, ''Ben Hakk oldum'' demek manasında değildir.Bilakis ya Hakk Subhanehu ve Teala'dan hikayeten bunu söyler , söyleyişte '' Huv-el- Hakk'' yani O haktır, vardır'' diyeceğine şaşırır ''ene'' der, yahud da ''Onunla şereflendiğim halim haktır'' demek ister , dili kendisine isyan eder, kayar.Ve binnetice ayık olmayanın şuursuzluğu halinde =sekir halinde söylediği sözüyle muaheze edilmesi

, yakışmayan şeylerdir.


Avam tabakası şunu bilmelidir: Şuurunda kendisinde olduğu halde ''Enel-Hakk'' ,' Ben O oldum yahud '' O ben oldu'


demek ŞİRKİ CELİDİR(aÇIK şİRKTİR) Zira bu ifade , koyu yokluk olan ademi , Hâlis Vücud olan Allah Subhanehu Teala 'nın zatına eş tutmak demektir, doğrusu bu gibi görüş , itikad müslümanların değil Sofistaiye'nin mezhebidir..''

İktibas: Tasavvuf Ve Tevhidde Parlak İnciler
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
'
Beyazıd-i Bistami kaddesallahu sirrah-us-Subhani, kırk sene çalışmasından sonra ansız bu mkamla şereflenince , şaşkınlığa uğradı ve: '' Kendimi tenzih ederim; ne büyük iştir işim '' demeye başladı.

Aslında Beyazıd-ı Bistami , Allah Azze ve Celle 'nin kuluna verdiği vâridattan bahis açtığı bir anda dili üzerine '
Kendimi tenzih ederim; ne büyük iştir işim '' geçiverdi.

Allah Allah

Beyazıd Bistami KS BEN mi demiş?

Hayret
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Beyazıd-i Bistami' nin '' Subhani ma a'zama şâni'' sözü meşhurdur. Yazıda da belirtildiği gibi sekir halinde olanların bu sözleri te'vil edilir.Sözünden dönmeyenler Şeriatı kılıncına maruz kalır.Hallacı Mansur gibi.Beyazıd-i Bistami kendine gelince bu sözünden döndü.(inkar etti)

Allah Tealaya kavuşanlara ''Fena'', ''Beka'', ''Cem'i'', ''Fark'', ''Cem'ul-Cemi' '' , ''Fark-us-Sâni'', ''Vasıl'' , '' Vasl-ul-Vasıl'' diye bir çok makamlar vardır.

Fena makamı , kulun Allah Teala nın emrini yerine getirmekle , yasaklarından son derece dalmasıdır; başlangıcı, takva=yasaklardan sakınmak, emrlere sarılmak ve ''Firar-ı İlallah'=Allahtan uzaklaştırıcı her şeyden kaçış, dua, yalvarışla Allaha sığınmak olmak üzere iki temel usülden ibarettrir....

Bekâ, tam ''fena'' bulmaktan sonra eserlerinde Allah Teala'nın Zatını ve Sıfatını müşahede etmekle , tekrar eserlerine dönüştür,yani önceki haline..

üçüncü makam , 'Cem'ul-Cemi' Makamıdır, yani kulun ''Bekâ makamı'' na ulaşmasından sonra ,Zatı akdes Tealanın onu alması , Âli Zatının şuhudunda öyle bir mest etmesidir ki, o ''İstihlak'' ve ''İzmihlal=mestlik sebebiyle kulun, tamamen yok olmuşcasına ve su yüzünde sabunun köpüğü gibi tamamen dağılmışcasına Allah'tan başka her şeyden hatta kendi nefsinden dahi geçmesidir, yani tamamen unutmasıdır.Bu makamda kul, Allah'tan gayrı diye bir şey bilmez, hatırlamaz. SEKİR DEDİKLERİ HAL BUDUR....

İmam Gazali gibi bazı büüyükler ''el-Fark-us-sani'' denilen makama (Rucûan Lillahi Billah=Allah için Allaha dönüş) sekirsiz olarak ulaşmışlardır.Ama böyleler çok ender yetişmiştir.Bunlara ''Ahmediyyul-Makam'' denilir, İmamı rabbani gibi...
 
Üst