Rabbanice Yaşamak
Yeryüzüne geldiğimiz günden buyana,
boynumuza geçen kulluk halkası farkında olsak da olmasak ta,bize getirdiği mecburiyetler çerçevesinde
zaruri ölçüde ilgilendirmektedir.
Mecbur olduğumuz kulluk görevleri tüm evrenimizi kuşatmakta,nefes almamızı bile düzenlemektedir.
Her davranışın Rabbani bir tarifi olduğu bir nizamın mümessilleriyiz biz.
Davranışlarımızı düşünce ve tercihlerimizi seçme noktasında ilahi olandan yana tercih etmemiz bir zorunluluktur.
Rabbani olan ilahi olandır.
Bizler öyle bir dinin inancını taşıyoruz ki,düşüncemiz ve eylemimiz kesinlikle paralellik arz etmek zorundadır.
İbadi hayatımızın bizi yönlendirdiği kurallar,dünyevi hayatımızı da belirlemektedir.
Amellerimizde ki tercihimiz İslami olduğu oranda,düşüncelerimizde ki ve sosyal yaşamımızdaki tercihlerimizde
ilahi olmak zorundadır.
Çünkü Rabbimiz hiçbir konuda kendisine ortak kabul etmemektedir.Ortakların
hakim olduğu yaşam tarzı ilahi olan sistemin kabul etmediği bir yöntemdir.
Bizler de ilahi olandan yana bir lutuf sonucu tercihimizi yapmış dünyaya İslam ehli olarak gelmişiz.
Şu unutulmamalıdır ki,insan için en büyük nimet İMAN nimetidir.
Fani olanı da ebedi olanı da kuşatan iman olgusu,fani olandan ebed olana geçişte inanlar için bir rehberdir.
Rabbanice yaşamanın insanda tezahürü olan
İman,Sırat-ı Mustakim üzere inanları yönlendirir.Her hareketimizi kuşatan ın kanunları,bizlerden çekinmeden
kınayıcının kınamasından korkmadan emirlerine uymamızı bekler.
İman,Rabbin bir olduğunu,terbiye edicinin,hayatı düzenleyicinin,kanunların sahibinin aynı güç olan olduğunu inanlara defaatle belirtir.Ezelden ebede giden yolda,rehber olanın iman esasları olduğunu,Rabbanice
yaşamanın kurtuluşa götüreceğini yine kitabımızda defalarca anlatıldığını görmekteyiz.
Hayat nizamı olarak gelen ve bizlere Peygamberler aracılığıyle vaaz edilen Rabbani yol,sözden ziyade bir yaşam tarzıdır.
Amellerdeki zafiyet ve dinin bir bölümünü kabul
edip diğer yönlerinden uzak durmanın kalp temizliğiyle telafi edilemeyeceğini de yine
Rasulullahın(sav) yaşamından anlayabiliyoruz
.Günümüz insanlarını kuşatan dünyanın evrensel meşgaleleri,imani zaaflarında eklenmesiyele İslami yaşam tarzından kişileri uzaklaştırmıştır.Kişilerin dünyaya ait gerek dünyevi çıkarları gerekse
gelecek kaygıları ameli yönden basit anlayışlara iterek kalplerin temizliğinin kurtuluşa yeteceği anlayışını kalplere yerleştirmiştir.
Bu anlayışın temel nedeni iman ettiğimiz esasların asıl anlamından
uzaklaşmamız,dünyevi anlayışlarımızın ve kaygılarımızın inandığımızın önüne geçmesidir.
Yaratılış gereği yönlendirildiğimiz Rabbani yol,beşikten mezara bizi idare etmek için vardır.
Beşikten mezara zamanı saklı olan hayatta bizler her davranışımızda Rabbani olanla mükellefiz,hiçbir görüş,hiçbir anlayış hiçbir lider,hiçbir siyasi görüş bizleri günü geldiğinde hesap vereceğimiz günden koparmamlıdır.
Tercihimizin Rabbani Yaşam Tarzı olması bir mecburiyettir.
Ebede giden hayatta,gülen yüzlerin sahibi olmak istiyorsak eğer.
YAKUP DÖĞER
