Dinler Arası Diyalog Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

Dinler Arası Diyalog Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

  • Bir Vatikan Projesi, Müslümanlar için uygun değil

    Oy: 31 73.8%
  • M.Fethullah Gülen'in Projesi.İnsanlık için faydalı

    Oy: 10 23.8%
  • Kararsızım

    Oy: 0 0.0%
  • Fikrim yok

    Oy: 1 2.4%

  • Kullanılan toplam oy
    42

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
"

Diyalogçular"a düşmanlık eden güruh sayesinde;

- Filistin'de kan durmuştur.
- Afganistan'da zinhar kan akmaMAktadır.
- İslam dünyasında sömürü son bulmuştur.
- İslam dünyası batı dünyasına köle olmaktan kurtulmuştur.
- Millet akın akın islama koşmakta, kendilerine müslüman diyenler akın akın camilere doluşmaktadır.
- İçki, kumar, fuhuş, zulüm ve sömürü gibi melanetleri işbu "diyalogçu" düşmanları durdurmuştur.

İroni bir yana "diyalogçular" bir şeyler yapıyor ve bir takım sonuçlar alıyor.
İşin garibi "diyalogçular" yüzünden henüz kimse mürted olmadı, islam ve müslümanların ne gibi bir zarar gördükleri henüz ortaya konulamadı.

Bu arada "Diyalogçu" düşmanları ne yapıyor peki.
Her zamanki gibi kuru gürültü.
"Diyalogçu" düşmanlarının sosyal hayat açısından islam ve müslümanların hanesine artı yazılabilecek bir fiilleri ya da elde ettikleri bir sonuç var mı peki!..
Nah var!..

Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur.
Yesin sizi neneniz he mi "diyalogçu" düşmanları...

bu kadar veciz anlatımınız için Allah (CC) razı olsun..

senelerdir anlatılmak isteneni birkaç kelime ile anlatmışsınız..

bakalım gözü olanlar görüp anlayabilecek mi..??

yoksa sadece gelenin tren olduğunu bakacak ve anlayamayacaklar mıdır..??
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
milli görüş artık kitabı inkara kadar azıttıysa Allah doğru yolu göstersin...

başkalarına sataşacaklarına
kitap okuyun gafiller
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
İlgili ayetler muvacehesinde , F.Gülenin yorumlarının ehli sünnet açısından bir kıymet taşıyıp taşımadığının değerini öğrenmek isteyenler, muteber tefsirleri okumaları

gerekmektedir...Örneğin , İbni Kesir, Safvetü-t-Tefasir, Elmalı tefsirleri okunabilir....Okunduktan sonra tekrar konu gümdeme gelirse, bizde acizane düşüncelerimizi ortaya koyabiliriz...

Ves-selam..
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
kardeş takmışınız gülen gülen...
başınıza taş düşsün emi:)

dediğin tefsirleri de okuduk
acizane tefsirini istemiyoruz
gülensiz yorumunuzu bekliyoruz...
gülen bugün var yarın yok
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Verinin, adı geçen tefsirleride okuduk demesini yadırgamıyorum, zira adı geçen tefsirleri Veri okumadı..Okudum diyorsa buyursun , bir görelim,, varmısın Veri..:)
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Güzel!! Çok memnun olduk! Ne Âla... O halde Veri bize adı geçen tefsirlerle , Gülenin açıklamaları arasında bir te'lif yapsın...Buyurun Veri!
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
sen misafir ettin:)
ben söyleceğimi zaten söyledim...
konu gülense yokum
konu diyalogsa zaten konu açtım
çizgidiğim ç izgiye gelmiştiniz:)


ercan tek din demiş
ben de ayeti koydum...
ben mi konuyu kaçırdım:)
yoksa birileri mi kaçırdı:)
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Senin adı geçen tefsirleri okumadığını iddia ettim, sen de cevabınla beni teyid ettin....Okumadan okudum demek , sana hiç yakışmıyor..:)
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
ayetleri inkar dan sonra
müslümanları yalancılıkla itham
iyi gidiyorsun...

eklediğim mesaj belli

ayet belli
lütfen konu gülen değil
ayet i inkar:(
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
ELMALILI HAMDİ YAZIR TEFSİRİ KÂFİRÛN SÛRESİ



109:6 Madem ki durum böyledir, sizin olsun dininiz. Bana gerekmez âdet edindiğiniz o küfür ve şirk itikad ve ibadeti. Bütün sorumluluğu, hesabı, cezası, vebali ile sırf size aittir, bana tecavüz edemez. Yani ben ondan tamamen uzağım. Şu halde benden onun kabulünü asla ummayın.
Tefsircilerin çoğunluğu demişlerdir ki, bu yukarıki "taptıklarınıza tapmam" sözüyle "taptıklarınıza tapıcı değilim" sözünü sağlamlaştırmadır. Yani onların mânâsı olan kararı tebliğdir. Bana da dinim. Tevhid ve ihlas ile Allah'a ibadet ve taattan ibaret olan "O (Allah), Resulünü hidayet ve hak din ile gönderdi." (Feth, 48/28), "Muhakkak ki Allah katında din İslâm'dır." (Al-i İmran, 3/19) buyurulan ha k İslâm dini de benimdir. Onun ecir ve sevabı, Kevser'i de ancak bana aittir. Sizin ondan nasibiniz yoktur. nin aslı dir. Esre ile yetinilerek mütekellim "yâ"sı hazfedilmiştir. Bu da "taptığıma tapıcı değilsiniz" sözünü tekittir. Burada Fahreddin Razî, "tefsir"inde üç meseleden bahsetmiştir.
Birinci mesele: İbnü Abbas demiştir ki: Allah'a küfrünüz sizin, ona tevhid ve ihlas da benim. O halde onların küfürlerine izin verilmiş denilebilir mi? Hayır, çünkü Peygamber (s.a.v.) küfürden men etmek için gönderilmiştir. Ona izin vermesi nasıl tasavvur olunur! Kastedilen şu emirlerden biridir: Birincisi bundan kastedilen "İstediğinizi yapın." (Fussilet, 40/40) gibi tehdittir. İkincisi şöyle demek gibidir: Ben sizi hak ve kurtuluşa davet için gönderilmiş bir Peygamber'im. Böyle iken kabul edip bana uymuyorsunuz, o halde bırakın da beni şirke davet etmeye kalkışmayın. Üçüncüsü: Dininiz sizin olsun, eğer helak olmak sizin için bir hayır ise ona sarılın, ben dinimi bırakmam. (Bu izah, dinin bütün mânâlarını için e alarak en meşhur mânâsı olan ve esası mebde' (başlangıç) ve mead (ahiret)le ilgili olan itikat (inanç) ve amele raci bulunan millet (din) mânâsına göredir) Bu âyetin tefsirinde ikinci görüş: Din, hesabdır. Sizin hesabınız size, benim hesabım banadır. Hiç birimizin amelinden diğerine bir sorumluluk teveccüh etmez, demektir. Üçüncü görüş: Dinden maksad cezası, üzerine gerekecek ceza veya sevaptır. Yani sizin dininizin cezası sizin, benim dinimin cezası benimdir" de! Onlara dinlerinin cezası olan vebal ve ceza elverir; sana da senin dininin mükâfatı olan tazim ve sevap yetişir. Dördüncü görüş "Allah'ın dini(ni uygulama hususu)nda sizi onlara (zina eden kadın ve erkeğe) karşı acıma duygusu tu(tup engelle)mesin." (Nur, 24/2) âyetinde din, belli cezalar demek olan hadd (dînî ceza) olduğu gibi, burada da ceza mânâsınadır. (Bu, ceza mânâsından ehastır, Türkçe'de kullandığımız ceza demektir). Şu halde mânâ şu olur: Benim Rabbimden gelecek cezanız size, sizin putlarınızdan gelecek ceza da bana aittir. Laki n sizin putlarınız bir şey yapamaz, ben onların cezasından korkmam. Fakat göklerin ve yerin tek kahredicisi olan âlemlerin Rabbi'nin cezasından sizin aklen dahi korkmanız lazım gelir. Beşinci görüş: Din, "Dini yalnız Allah'a halis kılarak O'na dua edin." (Mümin, 40/14) âyetinde dua mânâsına gelir. Yani sizin duanız, yalvarmanız sizin olsun, kâfirlerin duası ise dalalettedir, boşunadır. "İşte kâfirlerin duası böyle boşa gitmektedir." (Ra'd, 13/14), "O taptıklarınıza ne kadar dua etseniz, onlar sizin duanızı işitmez, faraza işitseler bile istediğinizi veremezler." (Fatır, 35/14) Bu kadarla da kalmaz, kıyamet günü size zarar da verirler.
"Kıyamet günü de, sizin (onları Allah'a) ortak koşmanızı inkâr ederler. Bunu sana herşeyden haberi olan (Allah) gibi hiç kimse haber veremez." (Fatır, 35/14) dir. Benim Rabb'im ise herşeyden haberdardır, iman edenlerin dileklerini verir "İnanan ve iyi işler yapanlar(ın duasını) kabul eder." (Şura, 42/26) buyuruyor; "Bana dua edin, duanızı kabul edeyim." (Mümin, 40/60) buyuruyor "Bana dua edince, dua edenin duasına karşılık veririm. O halde onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğru yolu bulalar." (Bakara, 2/186) buyuruyor. Altıncı görüş: Din, âdet mânâsına gelir. Mânâsı: Sizin geçmişlerinizden ve şeytanlardan alınmış olan o şirk âdetiniz sizin olsun, benim melekler ve vahyile Rabbimden aldığım âdetim de benim. Siz şeytanlara ve ateşe kavuşuncaya kadar âdetinizde durun; ben de Rabbime, cennet ve rıdvanıma."
İkinci mesele: Tahsis ifade eder, mânâsı: "sizin dininiz sizedir, sizden başkasına değil; benim dinim de banadır, benden başkasına değil" demektir. Ve "İnsana, çalışmasından başka bir şey yoktur." (Necm, 53/39) ve "Hiç bir günahkâr, bakasının günah yükünü taşımaz." (İsra, 17/5) âyetlerine işarettir. Bu da, baştaki "söyle" emri düşüncesiyle şöyle demek olur: "Ben böyle vahy ve tebliğ ile yükümlüyüm, sizler de benimseme ve kabul ile sorumlusunuz, ben mükellef olduğum görevimi yaptım, teklifin üstesinden çıktım, sizin küfür de ısrarınızdan bana hiç bir zarar gelmek ihtimali yoktur, bütün zarar size aittir". Ancak Râzî'nin bu ifadesinde tahsisin tasvirinde selbi (inkâr) cihetleri, "sizden başkasına değil", "benden başkasına değil" diye genelleme, dolayısıyla olmuştur. Sö z ün sevkine göre izafet iki taraf arasında olduğu için tahsisler de "sizedir, bana değil; banadır, size değil" diye önce iki taraf arasında tasvir olunmak açıktır. Razî de buna yukarda geçen sözünün sonunda işaret etmiş demektir. Ebu's-Suud bunu daha açık olarak şöyle tasvir etmiştir: Sizin dininiz ki Allah'a ortak koşmaktan ibarettir, o sizin için tahsis edilmiştir. Sizin umduğunuz gibi benim tarafıma geçmez, şu halde ona boşuna ümitlerinizi kuruntularınızı takmayın, çünkü o münkün olmayan şeylerdendir. Benim dinim ki tevhiddir, o da bana tahsis edilmiştir, sizin tarafınıza geçmez. Çünkü siz onu mümkün olmayana bağladınız ki, o mümkün olmayan benim sizin tanrılarınıza ibadet veya onlara sarılmamdır. Öyle yaparsan biz de senin tanrına ibadet ederiz, diye bana vaad ettiğiniz de aynı şirk koşmaktır. Onların bir sene sen bizim tanrılarımıza ibadet edersen, bir sene de biz senin ilâhına ibadet ederiz, demeleri de iki tarafın iki ibadette ortaklıkları esasına dayanmış olduğu için, dayanılanın önce getirilmesinden beklenen tahsisin "kasr-ı ifrat" olması gerekir. Bir de "sizin dininiz size" tahsisi, "taptıklarınıza tapmam" sözünü; bu "dinim banadır" tahsisi, "taptıklarınıza tapıcı değilim" sözünü tekit olması caizdir. Şöyle demek olur: "Bana ancak benim d inimdir, sizin dininiz değil." Bu şekilde dayananın, kendisine dayanılana tahsisi olmuş olur.
Üçüncü mesele: Yine Râzî der ki: "İnsanların bir antlaşma sırasında bu âyet ile temsil edilmeleri âdet olmuştur. Bu ise caiz değildir. Çünkü Kur'ân temsil olunmak için (yani mesel halinde söylenmek için) değil, düşünülüp de gereğince amel olunmak için indirilmiştir."
Âlûsî buna temasla şöyle demiştir: Bunda iktibas (aktarma) kapısını örtmeye bir meyil vardır. Halbuki sahih olan iktibas(aktarman)ın caiz oluşudur. Bu Peygamber (s.a.v.) kelâmında, sahabe, imamlar ve tabiinin birçoklarının kelâmlarında vaki olmuştur. Celaleddin Suyûtî'nin de adında yeterli bir risalesi vardır. Fakat iktibasın caiz oluşu da her yerde değil, münasip ve hürmete aykırı o lmayan yer ve mânâlarda olabileceğini unutmamak lazım gelir. Râzî, Kur'ân temessül (bir şekil ve surete girmek) için indirilmedi demekle, temessülü mutlak surette reddetmiş görünüyorsa da düşünme ve amel kaydını esas tutmuş olduğuna göre maksadının, düşüncesiz olan temessülü yasaklamak ve bundan dolayı bu âyeti ile mütareke mevkiinde temessül, düşüncesizlik olacağı için caiz olamayacağını söyleyerek bu âyette antlaşma mânâsı olmadığını haber vermek olduğu anlaşılır. Nitekim Alûsî kendisi de antlaşma mânâsı olmamasını tercih ile âyetin muhkem olduğunu açıklamış ve demiştir ki: "Evla (en uygun) olan mensuh olmayacak bir mânâ ile tefsir olunmaktır, çünkü nesih zahirin zıddıdır. Zaruret olmadıkça ona gidilmez."
Gerçekte Kadı Beydâvî de şöyle demiştir: "Bunda ne küfre izin, ne de cihaddan menetmek yoktur ki kıtal âyeti (harbe izin veren âyet) ile mensuh olsun, meğer -Allahümme- antlaşma ile tefsir edildiği takdirde ola."ola.
Bu sûreyi, geleceği üzere Nasr Sûresi'nin takip etmesi de bunun mensuh olması şöyle dursun, nasr (yardım) ve fetih başlangıçlarından olan mücahede kabilinden olduğuna işaret eder.
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Anlaşıldı veri, demogojiyle işlerin yüreyeceğine inanıyorsun..Ciddi meselelerde gerçeğe uygun olmayan beyanları olan kişilerle müzakere etmeyi zaid addederim

NOT:İnternetten Elmalının mezkur ayetintefsirini kopyalaman , bir şey ifade etmez...Ben-deniz, Mezkur şahsın görüşüyle nasıl bir te'lif ytapacağını sormuştum...Kopyalama yapıştırn pratiğini sormadım! Ah Demogoji!!:)
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Anlaşıldı veri, demogojiyle işlerin yüreyeceğine inanıyorsun..Ciddi meselelerde gerçeğe uygun olmayan beyanları olan kişilerle müzakere etmeyi zaid addederim..

BANA

DİYALOG un Türkçe kelime anlamını anlatabilirmisiniz.
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
kıvıracaksın yani...

ayet belli
dinler diyor
bu iş bu kadar basit

milli görüşçü red de benim açtığım diyalog konusunda da kazara benim tezimi destekleyen bir yazı yapıştırdı:) okumadığı sonradan ortaya çıksa da
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Agbiciğim ben seni severim..şu an vaktim müsait olmadığı için, sana cevab veremiyorum..Yoksa seni muhatab almadığımdan değil!Görüyorsun..Kimlerle müzakere ediyoruz...

Sayın Veri, önce okudum dedi...Sonra TISSSS! Senin böyle olmadığını,bilmiyorsan ,bilmediğini söylediğini biliyorum..Bu senin pozitif yönün..Maalesef medreseye gideceğimden

şimdilik bukdar yazabiliyorum..Ves-selam:)
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
Benim müslüman şahsiyetim olarak aldığım dini eğitimime göre kısa bir yorumum olursa, dinler diye birşeyin olmadığını tek dinin İslam olduğunu öğrendim.
Bu meselelerle yahudi ve hristiyanlara İslam tavizsiz tebliğ edilecekse buna tebliğ diyaloğu denilebilir ve destek verilir. Ama böyle yapılmayıp İslam'ın olmazsa olmaz amnetü esaslarını kırpıp yahudi ve hristiyanlara şirin görünmeye çalışılır ve misyoner faaliyetlerine dolaylı olarak destek çıkılırsa bu müslümanlar için ciddi bir fitnedir.

Bu dinler arası diyalog hareketinin Vatikan'dan çıktığını Vatikan zaten tüm dünyaya ilan etmiş. Kim Vatikanın bir hristiyanlaştırma projesine hoş bakabilir ki?
Bu ılımlı İslam ve diyalog projelerinde ülkemizde insiyatifi elinde tutan bir cemaatin hocalarının beyanatlarındaki gayet yumuşatılmış tavizkar ve gayri İslami beyanlarda bu fitnenin tehlikesine işaret etmektedir.

Bu gerçek ve hakikatler karşısında halen hüsn-ü zan yapmaya çalışan müslüman var ise bilsin ki bu iş hüsn-ü zanlıktan çıkmış görünen bir fitne olmuştur.
Rabbim vatikanın ve uzantılarının şerrinden tüm İslam alemini korusun.amin

Ey müslüman kardeşim bu yazdığımızı iyicene oku ve belleğine kazı, en büyük hazinen olan itikadını koru!
Eğer sen, Resulüllah s.a.v efendimize iman edilmesede cennete girilebilir diye ortaya atılan ifsad fitnesine alet olursan vallahi cennete giremeyeceksin!

O yüzden aklını başına al bu çocuk oyuncağı bir mesele değil bari fitnenin azgın olduğu vakitte itikadını korumaya çalış, çakallara kurtlara itikadını parçalattırma!


ercan tekin kırmızıyla alıntıladığım kısmına alttaki cevabı verdim...



KUR'AN: Kâfirûn Suresi; Sure 109, Ayet 6



لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِيَ دِينِ 109:6

لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِيَ دِينِ
lekum dînukum we-liye dîn*i


kitap okumayan gafiller sureyi mi inkar edersiniz ayetleri mi?


KURTUBI TEFSİRİ KÂFİRÛN SURESİ
AYET 6


6. "(Artık) sizin dininiz sizin olsun, benim dinîm de benim.

Bu buyrukta bir tehdit anlamı vardır. Yüce Allah'ın: "Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizin olsun." (el-Kasas, 28/55) buyruğuna benzemektedir. Yani sizler kendi dininizden memnun iseniz, biz de kendi dinimizden memnunuz.
Bu, savaşma emri verilmeden önce idi. O bakımdan kılıç (cihadı emreden) âyeti ile neshedilmiştir. Sûrenin tümünün nesh olduğu söylendiği gibi, haber anlamında olduğundan ötürü ondan hiçbir şey nesholmamıştır, da denilmiştir.
"Sizin dininiz sizin olsun" buyruğu: Sizin dininizin karşılığı sizin, benim dinimin karşılığı benim olsun demektir. Onların dinlerine de "din" denilmesi onların buna inanmaları ve bunu kabullenmelerinden dolayıdır.


Bir başka açıklama şöyledir: Sizin ceza ve karşılığınız sizin, benim ceza ve karşılığım benimdir. Çünkü "din" ceza (amellerin karşılığı) demektir.


" Benim dinim de benim" buyruğundaki "ye" harfini Nâfî, İbn Kesir -ondan farklı rivayetlerle gelmiş olmakla birlikte-'den rivayetle ei-Bezzi, İbn Amir'den Hişam ve Asım'dan Hafs'tn rivayetine göre üstün okumuşlardır. Nasr b. Asım ve Sellam ile Yakub "Benîm dinim" de "ye"yi sabit olarak okumuş ve şöyle demişlerdir: Çünkü bu da tıpkı "Sizin dininiz"de ki (siz anlamını veren) "kef" harfi Kalktım"de ki "te" gibi bir isimdir. Diğerleri ise "ye"siz okumuşlardır.

Yüce Allah'ın: "Bana doğru yolu gösterendir." (eş-Şuarâ, 26/78); "Artık Allah'tan korkun, bana da itaat edin. (Âl-i İmran, 3/50) buyruğuna ve benzerierine benzemektedir. Burada kesre ile yetinilerek mushafın hattına da ittiba ile böyle okunmuştur. Çünkü mushafta (bu lafızlar) "ye'siz olarak yazılmıştır. [9]


sazan konuyu kaçırmış olmalı benim yazdığımı okumamış...

İlgili ayetler muvacehesinde , F.Gülenin yorumlarının ehli sünnet açısından bir kıymet taşıyıp taşımadığının değerini öğrenmek isteyenler, muteber tefsirleri okumaları

gerekmektedir...Örneğin , İbni Kesir, Safvetü-t-Tefasir, Elmalı tefsirleri okunabilir....Okunduktan sonra tekrar konu gümdeme gelirse, bizde acizane düşüncelerimizi ortaya koyabiliriz...

Ves-selam..

yine eklediğim ayetin tefsirini okudum dedim belirtilen kaynaklardan

Verinin, adı geçen tefsirleride okuduk demesini yadırgamıyorum, zira adı geçen tefsirleri Veri okumadı..Okudum diyorsa buyursun , bir görelim,, varmısın Veri..:)
VARIM DEDİM:)
Güzel!! Çok memnun olduk! Ne Âla... O halde Veri bize adı geçen tefsirlerle , Gülenin açıklamaları arasında bir te'lif yapsın...Buyurun Veri!

konuya biri fransız kalmış sanırım
ben okudum diyorum vatandaş okumadığımı söylüyor
kitapları ben nerede okudum o zaman
kalübela da mı
 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
sen misafir ettin:)
ben söyleceğimi zaten söyledim...
konu gülense yokum
konu diyalogsa zaten konu açtım
çizgidiğim ç izgiye gelmiştiniz:)


ercan tek din demiş
ben de ayeti koydum...
ben mi konuyu kaçırdım:)
yoksa birileri mi kaçırdı:)
veri maalesef müteşabih olmayan ayetleri dahi anlayacak ilmi kapasiteniz yok diye görünüyor. Bu ayıp değil ama bu konularda ilminiz olmayıpda ilminiz varmışcasına yaklaşım göstermeniz ayıptır. İslam nezninde tek din İslam'dır. Müslüman olmayan diğer milletler kendilerine dilediği batıl inançları din olarak nitelendirmeleri bizi alakadar etmez. Onların dini onlara bizim dinimiz bize. Asıl olan tek din İSLAMDIR diyen Rabbimizdir. Onların ki Rabbimizin razı olduğu din olmadığı için din olarak görmüyoruz! Batıl inançlardır o inanışlar!
İSLAM : 'ALLAH KATINDA TEK DİN'

"Şüphesiz, Allah katında tek din, İslâm'dır."(Âl-i İmran Sûresi, 19)
"Kim, İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki; kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır."(Âl-i İmran S., 85)
"(Resûlüm!) O, sana Kitab'ı hak ve önceki kitapları(n asıllarını) tasdik edici olarak tedricen indirmiş; daha önce de, insanlara doğru yolu göstermek üzere Tevrat ve İncil'i ve Furkan'ı indirmiştir."(Âl-i İmran S., 3)

"Şüphesiz ki, bu Kur'an, en doğru yola iletir."(el-İsra, 9)

"(Resûlüm) de ki: "Ey Ehl-i Kitap(Yahudi ve Hıristiyanlar)! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım; O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar, yine yüz çevirirlerse, işte o zaman; 'Şahit olunuz ki, biz Müslümanlarız' deyiniz."(Âl-i İmran S., 64)
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
kardeşim sen yukarda naklini yaptığım alimlerden mi çok biliyorsun

hak din başka birşeydir
dinler in varlığı başka birşey

beni cahillikle suçlarken
sen müstesna alimlerimizi suçluyorsun..

hatta sen ayet leri inkar ediyorsun
bir an önce kendine gel
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
kafirun suresine karşı mısın:)
 
Üst