Dinler Arası Diyalog Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

Dinler Arası Diyalog Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

  • Bir Vatikan Projesi, Müslümanlar için uygun değil

    Oy: 31 73.8%
  • M.Fethullah Gülen'in Projesi.İnsanlık için faydalı

    Oy: 10 23.8%
  • Kararsızım

    Oy: 0 0.0%
  • Fikrim yok

    Oy: 1 2.4%

  • Kullanılan toplam oy
    42

ıtri

Üye
Katılım
30 Ağu 2009
Mesajlar
1,235
Tepkime puanı
153
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ankara
Üf be tam 33 sayfa. Tartış tartışabildiğince.
Herkez sadece kendi düşüncesini yazsaydı olmazmıydı?
Kısaca başlığa cevap olarak benim görüşüm:
Dinlerarası diyalog olmalı.. İnsan olan hiç kimse ile diyalog kesilemez.
"Ama hangi ölçülerle?" derseniz, o hamur çok su götürür.
İşte bu kadar. Kimseye sataşmadan kısaca kendi fikrimi açıklayıverdim.
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0

Bu video yalansa bu siteyi tamamen terketmezsem namerdim.Dinlerarası dialogculara duyurulur...

Dinlerarası dialoğun meyveleri alınmaya başladı.Gözünüz aydın.

SELAMETLE...


arkadaşım bu video ile diyaloğu anlayamadım
bu video bir haberin videosu mu
nereden alıntıladın
bende bu videonun orjinali var
üzerinde diyalog yazan yazı yok sonradan konulmuş

izmirdeki hristiyan grupların hazırladığı ve tv lerde yayınlanan bir dizi
sen burdan videoyu diyalogtan yani gülen cilere nasıl bağlıyorsun anlamıyorum
bu haberin asıl linkindeki yazıyı buraya nakletsene
internette rastladığın şeytani her videoyu buraya naklediyorsun işin aslını astarını araştırmadan....

sanırım bu mesajdan sonra sözünde durur musun bilmiyorum ama lütfen rica ediyorum videolardan çok
güveniler gazete ve sitelerden alıntalar yapmanı rica ediyorum
HEPİNİZDEN
[/SIZE]
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
Bakıyorumda sapkın Adnan Oktarcı oldun? Bende İsrail dostu A.Oktar hakkında videoları yayınlıyayımmı? Onun iftiralarına inanacak kadar safmısın.

senin kadar saf değilim
en azından adamın yayın organları var videonun nerden geldiği belli
senin gibi belli belirsiz KENDİ NEFSİn adına her bulduğum yayına sarılmıyorum...
dinimi inanıcımı satmak adına ayet ve hadisleri ne idüğü belirsiz videoları iftiralıra kullanmıyorum
 

ates124

Paylaşımcı
Katılım
22 Nis 2007
Mesajlar
199
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Veri Bakıyorumda TARAFGİRLİĞİN gözünü karartmış. DİALOGÇULAR ne yaparsa doğrudur Diyeceksin. Gerçi sizin Otoriteniz belli. ÖLÇÜSÜ Şeriat olmayanın sonu herhalde yaşadığı gibi inamak oluyo. Allah bizi DİALOG belasından korusun.
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
diyalogçu dan kastın gülen ve taraftarları nı eleştirmek ise ben yokum..
ne yanlarındayım ne karşılarında herkes kendi doğrusunu yaşar... ve öyle ölür

ama şunu net söylüyeyim ki sizin bu takımı eliştirmenizin bir ölçüsü yok
bu ölçünüzün de dinde yeri yok

kafirlerle diyalog ise konu açtım katılanlar benim görüşlerime yakın durdular
kafirlerle ilgili diyalogtan sıkıntınız varsa onu konuşuruz
lakin gülen ve ekibini müslüman olmaları sebebiyle tartışmam...
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Vacip Tealâ Yehûd üzerine züllü meskenet nazil olduğunu beyanettiği gibi ehl-i kitabın cümlesi salâh ve fesadda müsavi ol­mayıp aralarında fark olduğunu dahî beyanetmek üzere buyuruyor.
[Ehl-i kitabın cümlesi bir mertebede müsavi olmadı. Zira; ehl-i kitaptan bazıları cemaat-i âdile ve ümmet-i müstakimedir. Çünkü; onlar gecenin saatlerinde secde eder ve teheccüd namazı kılar oldukları halde Allah'ın âyetlerini okurlar.]
[Ehl-i kitaptan adaletle kaim olanların evsaf-ı âliyeleri; onlar Allah'a ve yevm-i âhirete iman ederler ve emr-i bilma'ruf ve nehy-i anilmünkerle meşgul olurlar ve enva-ı hayrata müsaraat ederler ve şu sıfatlarla muttasıf olanlar salihîn zümresindendirler.]
[Onların hayrolarak işledikleri şeyler asla zayi' olmadığı gibi sevabı dahî noksan olmaz. Halbuki AHahü Taelâ müttekileri bilir ve amellerinin muktezasına göre sevap verir.]
Tefsir-i Hâzin'de beyan olunduğu veçhile âyette icaz ve mukadder vardır. Zira takdir-i kelâm 'dir. Yani! «Ehl-i kitaptan bazıları adalet üzere
kaim ve ibadetle meşgul olurlar ve bazıları da ümmet-i mezmume olup adalet üzere kâim olmazlar.» demektir ki, bundan evvel ehl-i kitabın bazılarının mü'min ve ekserisinin fasık olduklarını Vacip Tealâ bu âyetle ispat etmiştir.
Vacip Tealâ ehl-i kitabın iman edenlerini sekiz sıfatla sena buyurmuştur:
Birincisi; ümmet-i kaime olmala­rıdır. Çünkü bu âyette ümmet-i kâime demek; geceyle teheccüd namazında kaim ve din-i İslama yapışmakta sabit ve mü­davim ve her işinde adalet üzere hareket eder demektir. Şu halde ümmet-i kâime sıfatı onlar hakkında evsaf-ı memduhadandır.
İkin­cisi; gecenin saatlerinde tilâvet-i Kur'ân'la meşgul olmalarıdır. Zi­ra; tilâvet-i Kur'ân'da her kelimesine ve belki her harfine sevap verileceği ehadis-i nebevîyeyle sabit olduğundan Kur'ân okumak ayn-ı ibadet olduğu cihetle onlar hakkında sıfat-ı memduhadandır.
Tilâvetlerinin devamlı olduğuna işaret için devam ve istimrara delâlet eden muzari' lâfzı üzere gelmiştir.
Üçüncüsü; en mühim ibadet olan secdeyle meşgul olmalarıdır. Yani; onlar adalet üzere kıyam ve tilâvet-i Kur'ân'la meşgul olmakla beraber huşu' ve huzu' üzere yüzlerini türab-ı mezellete sürmekle dahi ubudiyetlerini izhar ederler demektir.
Dördüncüsü; Allahü Tealâ'-ya ve yevm-i âhirete iman etmeleridir. Allahü Tealâ'ya iman, me­leklere, kitaplara ve enbiyaya imanı müstelzim olduğundan Allahü Tealâ'ya imanı zikirle diğerlerini zikirden iktifa olunmuştur.
Be­şincisi; emr-i bilma'ruf, altıncısı; nehy~i anilmünkerdir. Çünkü in­san için her şeyden evvel vazife; iman ve amel ve tehzib-i ahlâk cihetinden nefsinin nevakısını ikmal etmektir. Badehu ebna-yı cin­sinden sairlerinin nevakısını ikmaldir. Aharın nevakısını ikmal yukarıda beyanolunduğu veçhile hayrolan şeylere irşad ve şer olan şeylerden men'etmekle olacağından Cenab-ı Hak bu âyette kemâl sıfatlarını beyanettiği gibi ikmal sıfatlarım dahi beyanetmiştir.
Yedincisi; hayrata müsaraat etmeleridir. Yani ölüm sebebiyle yetişememiş olmak korkusuna binaen hayratı acele işler ve sakîl ad­detmezler demektir. Sürat; umur-u dinde lâyık olan şeye ikdamdan ibaret olduğu cihetle lâyık olmayan şeyi işlemeye ikdam mânâsına olan acele gibi mezmum değildir.
Sekizincisi; sulaha zümresinden olmalarıdır. Gerçi bunlar ehl-i kitaptan iman eden­leri meth için varîd olmuşsa da bu sıfatlar her kimde bulunursa memduh olacağında şüphe yoktur. Binaenaleyh herkesin, bu sıfat­ların kendisinde bulunmasına çalışması lâzımdır. Zira Cenab-ı Hakkın kitabında bunları zikirle bir sınıfı sena etmesi; herkesi bu gibi sıfatlara terğib içindir.
Vacip Tealâ bu âyette ehl-i kitaptan iman edenlerin, mera-tib-i insaniyenin en âlâsını iktisabettiklerini beyanetmiştir. Zira; onların iktisabettikleri kuvve-i nazariye olan itikadiyat ki, Allah'a ve âhirete imandır ve kuvve-i ameliye ki, adaletle kıyam, tilâvet-i Kur'ân, secde ve gayrın nevakısını ikmal hususunda emr-i bilma'-ruftur. İşte bu âyet; bunların cümlesini cami' olduğundan kema-lât-ı insaniyenin en yükseğidir.
Tefsir-i Taberî'de beyanolunduğu veçhile gecede tiIâvetle murad; akşamla yatsı arasında ve gece teheccüt nama­zında ve yatsı namazında tilâvete şâmil olduğu gibi esahhı akval yatsı namazında tilâvettir. Zira; ehl-i kitabın kâfir olanlarında yatsı namazı olmadığından onlardan iman edenleri Cenab-ı Hak yatsı namazında tilâvet-i Kur'ân'la sena buyurmuştur. Şu halde yatsı namazını, devam üzere edâ eden kimse bu âyetle sena olu­nanlar cümlesinde dahildir.
Cenâb-ı Hak bu âyetle hayrolarak işledikleri ef'âlin cümlesi­nin sevabından mahrum olmayacaklarını beyanla dini İslama ta'neden Yahudileri reddetmiştir. Çünkü; (Abdullah b. Selâm) ve etba'ı iman edince Yahudilerin süfeha güruhu «Siz dininizi terkle hâib ve hâsir oldunuz. Binaenaleyh; siz Yehûdun şerrarısınız. Eğer şerrar olmasanız dininizi terketmezdiniz» demeleri üzerine bu âye­tin nüzulüyle Yahudilerin sözlerinin reddolunduğu mervidir, Şu halde iman edenlerin şerrardan olduklarını iddia edenlerekarşı onların en hayırlı adamlar oldukları beyan olunmuştur.
Hulâsa; ehl-i kitabın cümlesi mertebede müsavi olmadığı, zi­ra; onlardan bazıları Allah'a ve yevm-i âhirete iman ettikleri ve gecenin saatlerinde tilâvetle ve secdeyle vakit geçirdikleri ve emr-i bilma'ruf ye nehy-i anilmünker gibi mezaya-yı âliyeyle meşgul oldukları ve enva-ı hayrata müsaraat edip suleha zümresinden bu­lundukları ve işledikleri amelleri zayi' olmayıp ecre nail olacak­ları ve Allahü Tealâ'nın müttekilerin hallerini bilip ittikalanna göre sevap vereceği bu âyetten müstefad olan fevaid cümlesindendir.[98]
Büyük Kur'an Tefsiri
Konyalı Mehmed Vehbi





El-Cevazı artık tanımaya başladığım için, cevabların hangi minvalde geleceğini tahmin etmem zor olmuyor...Tam da tahmin ettiğim veçhile ''ehli kitabın bazıları'' tabirinin,

, belki El-Cevazın farkında olmadan (Aksini düşünmek dahi istemem) bu kelimeyi Kur'ana dayandırması, maatteessüf bir fecaatir...Müfessir Vehbi Efendiden kısmen naklettiği ayetin tefsiri dikkatle okunduğunda , bizim itiraz ettiğimiz hususa aykırı bir durum yoktur...Bu konuda hiç bir müfessir(Reformcular hariç) ihtilaf etmemiştir...Yukarıda izah edilen ehli kitabdan bazılarının iman ehli olanları ya müslümanlardır, yada kendi zamanındaki peygamberlere iman etmiş olanlardır...Bu ayeti el-an günümüz ehli kitabıyla ilişkilendirmek, sapla samanı karıştırmak mesabesindedir..Üstad Hazretleri de Mektubat ta ''Şimdiki Hıristiyaanların velediyet akidesinde olduklarını'' ifade etmişlerdir...Şimdiki Hıristiyan ve yahudilerden bazılarının Ehli İman olduklarını söylemek, Caddei Kübradan inhiraf etmek demektir...Bu konuda Ehli Sünnetin bütün müfessirleri ittifak etmişlerdir...Vesselam..
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
http://www.milligazete.com.tr/makale/musluman-olan-papaz-adam-neuser-87384.htmv

.....Mehmet Şevki EYGİ....

“Mü’minlere meveddet bakımından en yakın olanların ‘Evet, biz Hıristiyanlarız’ diyenler olduğunu göreceksin. Çünkü onların içinde bazı keşişler ve rahipler gurur ve kibir taslamazlar. Ve Resul’e vahy edileni duyduklarında ondaki gerçek dolayısıyla gözlerinin yaşla dolduğunu görürsün. Onlar şöyle der: ‘Ey Rabbimiz! Biz iman ettik. Bizi şahitlerle birlikte yaz.’ Rabbimizin bizi sâlihler zümresi içine katmasını niçin istemeyelim? Niçin Allah’a ve bize ulaşan gerçeğe iman etmeyelim?” (Mâide, 82-84)

Ey büyük Sultan, bilin ki; Kur’ân’ı zevk duyarak okuyorum ve Peygamberimizin getirdiği dinin hak olduğuna Allah’ın huzurunda şahadet ediyorum. Bu sebeple beni dinlemeniz ve Allah’ın inayetiyle hakka nasıl ulaştığımı anlamanız için Allah ve O’nun peygamberi aşkına (selam üzerine olsun) size yalvarıyorum.

Ancak her şeyden önce zina, hırsızlık ve cinayet gibi işledikleri suçlar yüzünden kendi memleketlerinde emniyetleri olmayan ve korunma isteyen Hıristiyanlardan olmadığımı ve daha bir yıl öncesinde sizden iltica talebinde bulunmaya karar verdiğimi bilmenizi isterim.

Bu amaçla yollara düştüm ve Presburg’a ulaştım; ancak Macar dilini konuşamadığımdan daha ileri gidemedim ve eğer bir suçtan ötürü kaçmış olsaydım geri dönemeyeceğim memleketime dönmek zorunda kaldım. Dininizi seçerken kimsenin baskısına uğramadım; hem Müslümanlardan bu kadar uzakta ve hiçbirini tanımazken bu dediğim nasıl mümkün olabilir ki?
Bu yüzden Yüce Efendimiz, beni esir düşüp kendi rızaları olmadan dininize giren ve fırsatını bulup kaçtıklarında eski inançlarına dönen Hıristiyanlardan saymasınlar. Yüce Efendimizin söyleyeceklerime kulak verip gerçek hikayemi öğrenmesi için bir kez daha yalvarıyorum.

+++++++++

Ülkemizdeki agresif Protestan misyonerleri para dağıtarak, Batı’ya göç etme imkanı temin ederek, çocuklarına tahsil fırsatı tanıyarak bir takım vatandaşlarımızı kendi dinlerine çekmişlerdir. Ancak bunların içinde bir tek Müslüman din alimi yoktur. Onlardan ise nice papaz İslâm’ı seçmiştir.

Hiçbir bilgili, inançlı, şuurlu Müslüman Tevhid inancını bırakarak Teslis inancını kabul etmez; Hazret-i Âdem’den beri hak din olan İslâm’ı bırakarak kul yapısı başka dinlere girmez.
Zaten Müslüman olmayan, yahut İslâm’dan uzaklaşmış ve kopmuş bulunan birkaç marjinal kişinin Teslis dinine girmesi ile, Hıristiyanlığı çok iyi bilen ilim ve kültür sahibi papazların Müslüman olmaları bir değildir.

Şu anda İslâm ile “Ümmet-i dâvet” (İslâm’a çağrılması gerekenler) arasındaki en büyük engel, Müslüman dünyasının geri kalmışlığı, İslâm’ı hakkıyla temsil edememesidir. Bu engel kalktığı ve Müslümanlar dâvet ve tebliğ vazifelerini hakkıyla yaptığı zaman, başta kilise papazları olmak üzere Hıristiyanlık aleminde kütlevî ihtidalar başlayacak, insanlar fevc fevc (akın akın) Hazret-i Muhammed’in, Hazret-i İsa’nın, Hazret-i Musa’nın, Hazret-i İbrahim’in ve diğer bütün peygamberlerin (hepsine salat ve selam olsun!) dinine gireceklerdir.

http://www.milligazete.com.tr/makale/musluman-olan-papaz-adam-neuser-87384.htmv

.....Mehmet Şevki EYGİ....
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
Şu anda İslâm ile “Ümmet-i dâvet” (İslâm’a çağrılması gerekenler) arasındaki en büyük engel, Müslüman dünyasının geri kalmışlığı, İslâm’ı hakkıyla temsil edememesidir. Bu engel kalktığı ve Müslümanlar dâvet ve tebliğ vazifelerini hakkıyla yaptığı zaman, başta kilise papazları olmak üzere Hıristiyanlık aleminde kütlevî ihtidalar başlayacak, insanlar fevc fevc (akın akın) Hazret-i Muhammed’in, Hazret-i İsa’nın, Hazret-i Musa’nın, Hazret-i İbrahim’in ve diğer bütün peygamberlerin (hepsine salat ve selam olsun!) dinine gireceklerdir.

http://www.milligazete.com.tr/makale...ser-87384.htmv

.....Mehmet Şevki EYGİ....

ilginç:)
eygi de mi diyalogçu oldu:)
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-


ilginç:)
eygi de mi diyalogçu oldu:)

bu yazı 2005 de yazılmıştır.. yani 6 sene öncesi gibi..

aslında kavram kargaşasını bu zatlar çözmüşler..

Bediüzzaman hz. lerini diğer değerlendirmesi de şudur..

Avrupa, İslâmiyete hamile ----http://www.saidnursi.de/tr2/index2.php?option=com_content&task=view&id=3588&pop=1&page=0&Itemid=92 http://www.saidnursi.de/tr2/index2.php?option=com_content&task=emailform&id=3588&itemid=92 Yazar: Ali Ferşadoğlu
Bediüzzaman’ın 1907’lerdeki “Avrupa bir İslâm devletine, Osmanlı Devleti de bir Avrupa devletine hâmiledir. Bir gün gelip doğuracaklardır” tesbitinin ikinci kısmı Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla gerçekleşti.

Şimdilerde Avrupa’da kiliseler, cemaatleri kalmadığından, ‘mesken veya eğlence yeri olmasın’ diye Müslümanlara ibadethane olarak kullanılması için veriliyor.

Avrupa’da 3 bin kilisenin cami veya mescide dönüştüğü ifade ediliyor.

“Kiliseleri neden Müslümanların kullanımına sunmayalım?” diyen batılılarca, bunun, sayısı hızla artan Müslümanların ihtiyacını karşılamaya yönelik olduğuna dikkat çekiliyor.

Yurtdışındaki vatandaşlarımızın dinî konulardaki ihtiyacını karşılamak üzere Diyanet’e bağlı 1377 görevli hizmet veriyor. Diğer cemaat ve grupların görevlileri bu sayıya dahil değil.
Bununla birlikte, Avrupa ülkelerindeki seyahatlerimizde Bediüzzaman’ın şu önemli teşhis ve tesbitlerini de aynelyakîn, ayan-beyan müşahade ettik:

* Hristiyanlık ya intifâ veya ıstıfa edecek, yani sönüp gidecek, İslâmiyete teslim-i silâh edecektir.

Kiliselere pek itibar eden yok. Ateistler veya agnosistler (din ile ilgilenmezciler) çoğunlukta. Artık kiliseler, gönüllü kültür kuruluşu olarak çalışıyor. Hasta, göçmen, bakıma muhtaçların yararına işler yapıyor.

http://www.saidnursi.de/tr2/index.php/BASiNDAN-SECMELER/Avrupa-islamiyete-hamile.html
 

ulvi

Doçent
Katılım
28 Ocak 2010
Mesajlar
522
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Adana
HOŞGÖRÜNÜN PERDE ARKASI

Alman Der Spiegel Dergisi'nde, Fransız düşünür Bernard Henri Levy,’in bir yazısı yayınlandı. Levy, bu yazısında, İslam aydınlanmasında din adamlarına büyük görev düştüğünü belirterek şöyle diyor: ‘‘Hıristiyan ve Yahudi din adamları yüzyıllarca önce nasıl kendi kutsal kitap ve yazılarını gözden geçirip onunla hesaplaştıysa, şimdi de kendi kutsal kitapları üzerinde çalışma sırası İslam bilginlerinde.’’
Şimdi size bu sözü tercüme edeyim: Yahudilik ve Hıristiyanlığın ilahi olma, yani Allah tarafından gönderilen orijinal mesaj özelliği yok edildi. Şimdi sıra İslamiyette. İslamiyetin orijinalliğini bozmak, ilahi özelliğini yok etmek şart, diyor.
İşte, Papa’nın, Hıristiyan aleminin, hoşgörü, diyalog, sevgi, saygı vs. kampanyaları başlatmasının perde arkasındaki gerçek sebebi bu.
Bunu yapabilmeleri için de, İslamiyetin dinamizmini yıkmaları, dinde reform, değişiklik yaptırmaları gerekiyor. Onların ifadeleri ile, İslamiyetin yumuşatılması, “ light” leştirilmesi lazım. Bu, “Barış” adı altında yeni bir “Haçlı seferi” başlatılması demektir.
Zaten tarih boyunca, Vatikan hiçbir zaman tavrını net bildirmedi. Sözü ile özü bir olmadı. Gerçek niyetleri hep saklı kaldı. Başarırlar veya başaramazlar, ama bu defa gerçek niyetlerinin; dinlerarası diyalog, hoşgörü adı altında, dinleri birleştirmek, sonra da bütün dünyayı Hıristiyanlaştırmak olduğu ortaya çıktı artık.
Çünkü, bütün baskılara, zorlamalara rağmen hâlâ İslam, sadece İslam dünyasında değil tüm küresel bazda yegane adres ve cazibe merkezi. Bu Batı’yı korkutuyor. Çünkü, Hıristiyanlık diye bir din kalmadı. Çünkü Avrupalılar, Hıristiyanlığı işlerine nasıl geliyorsa öylece değiştirme yoluna giderek, yani dini kendilerine, çıkarlarına ve keyiflerine uydurarak, Hıristiyanlık din olmaktan çıktı.
Öte yandan Hinduizm, Budizm ve Şintozim gibi Doğu dinleri, bu dünyaya söyleyebilecekleri bir şeyleri olan dinler olmaktan çok çok uzaklar: Fosilleşmiş, sadece birer aksesuar veya terapi işlevi görebilecek durumda bu dinler.
Şu an dünyada onca baskıya, sindirmeye ve zulme rağmen dinamizmini, canlılığını ve hayatiyetini sürdüren ve insanlığa umut ve ufuk verebilecek olan tek din İslam dinidir. Batılılar bu gerçeği gördüler ve o yüzden, komünizmden sonra, İslamı hedef seçtiler.
Bunun için şu iki şeyi yapmayı planlıyorlar: Birincisi, ne yapıp edip İslamı terörle, özdeşleştirerek mahkum etmek. Müslümanları terörist, zararlı kimseler olarak göstermek. İkincisi de, İslamın içini boşaltarak sadece ferdi bir inanç meselesi haline getirerek dünyaya, hayata ilişkin entelektüel, siyasi, ekonomik, kültürel taleplerini iptal etmeye çalışmak.
Bunu sağlamak için de, İngiliz Sömürge Bakanlığı Hıristiyan misyonerlerine üç asır önce şu gizli talimatı verdi:
1- İslâm alimleri, toplum nezdinde küçük düşürülerek saf dışı edilmelidir
2- Peygamberin dinden maksadı sadece İslâm dini değildir. Hıristiyanların ve Yahudilerin dinleri de Müslümanlıktır. Çünkü kaynakları birdir. Bu konu ısrarla vurgulanmalıdır.
3- Müslümanlar ibadetlerden alıkonulmalıdır. “Allah’ın ibadete ihtiyacı olmadığı” gibi gerçekler her an onlara telkin edilmelidir. Böylece ibadetten soğumaları sağlanmalıdır.
4-Müslümanların kılık kıyafetiyle, yaşayışıyla, yazı, karikatür ve fıkralarla alay edilmeli.
5- Müslümanların ellerinde gerçek Kur’an’ın olmadığı... Hadislerin uydurma olduğu söylenmeli... Ve onlar Kur’an ve Sünnet hakkında şüpheye düşürülmelidir.
Özetlemek gerekirse, Hıristiyan aleminin hedefi, dinin temeli olan iman esaslarını bildiren kelâm ve fıkhı ilmini yok edip, İslamiyeti emir ve yasakları olmayan bir hümanizma, bir felsefi ahlâk sistemi haline getirmek...
 

ulvi

Doçent
Katılım
28 Ocak 2010
Mesajlar
522
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Adana
ONBİN TÜRK GENCİ HIRİSTİYAN OLDU!
Yıllardır yazıyoruz: Batı’nın Anadolu’da gözü var; uzun vadede ülkemiz insanlarını önce Hıristiyanlaştırıp sonra da, Anadolu’ya kültürel yönden sahip
olmak, arkasından da Osmanlı, Selçuklu öncesine geri döndürmek... diye. Son yıllarda yoğunlaşan Misyonerlik faaliyetleri bu sinsi planın iyice ortaya çıkmaya başladığını göstermektedir.
Toplumun her kesiminden hissedilmeye başlandı bu Anadolu’yu eski halina çevirme gayretleri. Türk Diyanet Vakıf-Sen Başkanı Bilal Eser’in bu konularla ilgili açıklamaları tüyler ürpertici. Ülkemizdeki bu vahim durumu bakınız sayın Eser nasıl açıklıyor:
“ Şu anda Türkiye’de 150 bin misyoner geziyor. Bunlar ilçelere hatta köylere kadar ulaşmış durumdalar. Daha ziyade gençler üzerinde faaliyet gösteriyorlar. Özellikle de üniversiteliler üzerinde. Ülkemizde en fazla zayiat veren il Antalya. Misyonerler o kadar planlı, programlı yürütüyorlar ki bu işi, gördüğünüz, duyduğunuz zaman tüyleriniz diken diken oluyor. Adamlar daha önce Türkiye’ye gelmiş araştırma yapmışlar. Sonra ülkelerinde ‘bu insanları nasıl bu yola sevk ederiz’ diye düşünmüşler.. Etütlerini tamamladıktan sonra gelmişler ülkemize, planlarını bu çerçevede ortaya koyuyorlar.
Hıristiyan misyonerler iki bölüme ayrılıyor. Birini Protestan, diğerini ise Katolik misyonerler oluşturuyor. Protestan olanlar bunların ayak kesimi.. Ama Katolik misyonerler öyle değil. Bunlar, büyük para babaları. Kökü dışarıda olan bazı kuruluşlarla irtibat ve işbirliği halinde. Medyayı etkiliyorlar. Yıllar önce İzmir’de bir okulda bir olay cereyan etti. Basının, iki öğrencinin dinden çıktığını duyurması ve olayın üzerine gitmesi sonucu sözkonusu okulun kapatılması ile sonuçlandı olay. Ama bugün bazı medya organlarında misyonerler reklamlarını yapabiliyorlar. Nereden nereye.. Adamlar iliklerimize kadar işleme cüretini gösterebiliyorlar ve bunu ellerini kollarını sallaya sallaya yapabiliyorlar.
Bunların yoğun propagandaları sebebiyle 10 bin gencimiz Hıristiyan olmuştur. Bu konuda vebal; Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve İlahiyat Fakülteleri’ndedir. Diyanet İşleri Başkanlığı üzerine düşeni tam olarak yerine getirseydi, biz bu gençleri kaybetmeyebilirdik.” (Vakit,30.12.2003)
 

ulvi

Doçent
Katılım
28 Ocak 2010
Mesajlar
522
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Adana
BEŞYÜZBİN KAZAK GENCİ İNCİL OKUYOR!

Misyonerlik faaliyetleri zannetmeyin ki sadece Türkiye’de yapılıyor. Aynı hızla Türk devletlerinde de bu çalışmalar yapılıyor. Hatta diyebiliriz ki, buralarda artık meyveleri toplamaya başladılar. Çünkü bu insanların üzerinden 70 yıllık dinsizlik silindiri geçti. Yetmiş yıldır, dinden uzak yaşadılar. Dinlerini anlatacak, yayacak kimseleri yoktu. Bunun için de bu ülkelerin insanları sadece “ Müslümanım” diyebiliyor. Bunun dışında hiçbir din bilgileri yok.
Bir eski bakanımız bakınız bu ülkelerin içler acısı hallerini nasıl anlatıyor: “ Bir aya yakındır ulu Türkistanda’yım... Kırgızlar’ın ikinci kurultayına katıldım. Kazakistan’da Ahmet Yesevî Üniversitesi’nin yeni dönemi ile uğraşıyorum. Yeni açılan ‘Ahmet Yesevi Ortalığı’nı yerleştiriyorum. Buralarda çok iyi işler var. Çok da iyi gelişmeler... Ancak içimizi acı ile dolduran konular da var. Bunların başında, globalizmin, dinî evangelist (Protestanlaştırma) akımların bölgede hızla yaygınlaşması geliyor.
Bir Kazak dost, beşyüzbine yakın gencin yolundan saptığını söylüyor. Kazak Türkçesi’nden İnciller’in okunduğu, Kazak Türkçesi’nden dinî şarkıların söylendiği bu ülkelerde papazları Kazak olan kiliseler çoğalıyor. Bütün coğrafyada ciddi bir tehlike var.
Öte yandan Vehhâbîlik bağnazlığı yayılıyor ve misyonerlerin ekmeğine yağ sürülüyor. Bol dolarlı iyi yetiştirilmiş misyonerlerin bu faaliyetleri artık küçümsenecek bir iş olmaktan çoktan çıktı. Yeni Diyanet İşleri Başkanımıza selam ederim. Şimdi baş sorumlulardan birisi oldu. Mehmet Aydın Bakanımıza ise mahsus selam... ‘Hocam durmak vakti değil... İmdat!’
Bir profesör ‘ibâdete gideceğiz’ diyor. ‘Nereye’ deyince ‘şirkevine’ diyor. Şirkevi, Kazak Türkçesi’nde kilise... ‘Neden Hıristiyan oldun’ sorusunun karşılığına dikkat ‘Ne fark eder hepsi aynı değil mi?’ Buyurun ‘diyalog’cular. Buyrun, eserinizi seyredin... Demiyorum ki, miysonerlik ‘diyalog’çuların eseri... Diyorum ki, Müslümanlar arasında modalaştırılan “diyalog”, Hıristiyanlığın yayılmasına zemin hazırlıyor...
Müslümanlık, Hıristiyanlık, Yahudilik hepsi ‘İbrahîmî’ din ise... Ve de hepsi aynı ise... Ve de hepsi Cennete gidecekse... Para alan cami yerine para veren kilise daha çekici olabiliyor. Üstelik bir de öz dilde ibâdet... Kendisini Müslüman sayan ve bunun sorumluluğunu duyan herkesin bu konuyu derinden düşünmesi ‘farz-ı ayn’. Konu ele alınmalı. Konu enine boyuna irdelenmeli, tartışılmalı, danışılmalı ve etkili önlemler alınmalıdır.

Alıntıdır
 

ulvi

Doçent
Katılım
28 Ocak 2010
Mesajlar
522
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Adana
“MÜSLÜMANLAR NASIL HIRİSTİYAN YAPILIR?

Hıristiyanlaştırmada nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini Misyoner papazlarından Geo G. Harris, “Müslümanlar Nasıl Hıristiyan Yapılır?” isimli kitabında (özetle) şöyle açıklar: “Müslümanları Hıristiyan yapmak çok zordur. Çünkü Müslümanlar, inançlarına, ananelerine bağlıdır ve çok inatçıdırlar. Bunları Hıristiyan yapmak için şu hususlara dikkat edilmesi gerekir.
1- Onları Hıristiyan olmak için açıktan katiyyen zorlamayınız. Hiç olmazsa, kalblerine bir şüphe salarsınız, başlangıçta bu şüphe bile bize yeter.
2 – Müslümanlar genellikle fakir kimselerdir. Fakir bir Müslümana bol para, hediye ve eşya vererek veya ona bir Hıristiyan yanında iş imkanı sağlıyarak, kendisini Hıristiyanlığa teşvik etmelidir.
3 – Müslümanların çoğu, din ve fen bilgilerinde cahildir. Ne Hıristiyanlık ne de Müslümanlık hakkında geniş bilgileri yoktur. Çoğu islam ilimlerinden ve islam alimlerinin kitaplarındaki ince bilgilerden tamamen habersizdir. Dağıttığımız kitapların onların anlıyabilecekleri kadar basit ve açık ifadeli olmasına son derecede dikkat edin. Karşınızdaki insanların çok cahil olduğunu ve kafalarının ancak basit ifadeleri anlıyabileceklerini unutmayın. İçlerinden elde ettiğiniz kimselerle İslamiyete hurafeler sokun. Bunlar vasıtasıyla, reformu; dinin emir ve yasaklarının çağa uymadığını sık sık gündeme getirin. Geçmişle irtibatlarını kesin; herkesin dinin kurallarını kendisinin yorumlamasını sağlayın! Bu fikirde olanlara el altından destek verin! İslamiyet ne kadar bozulursa, asli unsurlarından ne kadar uzaklaştırılırsa bizim işimiz de o kadar kolaylaşır.
4 – Onlara daima şunu anlatın:” Siz de biz de aynı Allah’a inanıyoruz. Ancak gerçek din Hıristiyanlıktır. Bunun isbatı meydandadır. Görüyorsunuz ki, teknolojide zirvede olan devletler Hıristiyan; dünyada en zengin, en medeni, en bahtiyar insanlar yine Hıristiyanlar. İslam memleketleri Hıristiyan memleketlerinden yardım dilenmekte... Allah, gerçek din olan Hıristiyanlığa girmeyenleri cezalandırmak için, onları daima sefil, hakir, perişan bir halde bırakmakta. Bunun için Müslümanların hiçbir zaman iki yakası biraraya gelmiyecektir.”
İşte misyonerler, bu yalan, iftira sözler ile, Müslümanları aldatmaya, Hıristiyan yapmaya uğraşmaktadırlar. Cenab-ı Hakka, hamd-ü sena olsun ki, Müslümanlar onların zannettikleri kadar cahil insanlar değildir. Misyonerlerin bu yalan propagandalarına ancak gülerler. Çünkü, Hıristiyanlığın refah, servet, bereket, saadet getirdiği hakkında söyledikleri sözler doğru değildir. Hıristiyanlığın bir memleketin gelişmesine, ilerlemesine, zengin olmasına hizmet ettiği şöyle dursun, tamamen aksine olarak, bütün bunlara mani olduğu, Hıristiyanlığın Avrupa devletlerine hakim olduğu Orta Çağ’da görülmüştür.
Hıristiyanlar, ilerlemelere mani olmuşlar, ilim ve fennin bulduğu herşeyi günah saymışlar, dünyanın döndüğünü söyleyen Galile’yi idama mahkum etmişler, insanların dünyaya ancak çile çekmek için geldiğini ileri sürerek, eski Yunan ve Roma fen adamlarının eserlerini ortadan kaldırmışlar, eski medeniyet eserlerini yakıp yıkmışlar, dünyayı karanlığa sokmuşlar, harabeye çevirmişlerdir.
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
HOŞGÖRÜNÜN PERDE ARKASI
Alman Der Spiegel Dergisi'nde, Fransız düşünür Bernard Henri Levy,’in bir yazısı yayınlandı. Levy, bu yazısında, İslam aydınlanmasında din adamlarına büyük görev düştüğünü belirterek şöyle diyor: ‘‘Hıristiyan ve Yahudi din adamları yüzyıllarca önce nasıl kendi kutsal kitap ve yazılarını gözden geçirip onunla hesaplaştıysa, şimdi de kendi kutsal kitapları üzerinde çalışma sırası İslam bilginlerinde.’’
Şimdi size bu sözü tercüme edeyim: Yahudilik ve Hıristiyanlığın ilahi olma, yani Allah tarafından gönderilen orijinal mesaj özelliği yok edildi. Şimdi sıra İslamiyette. İslamiyetin orijinalliğini bozmak, ilahi özelliğini yok etmek şart, diyor.
İşte, Papa’nın, Hıristiyan aleminin, hoşgörü, diyalog, sevgi, saygı vs. kampanyaları başlatmasının perde arkasındaki gerçek sebebi bu.
...

evet haklısınız 300 yıldır bu oyun tezgahlandı ve oynanıyor..

peki bir müslüman olarak bizler ne yapabildik..

o ülkelere gidip müslüman kardeşlerimizi aydılata bildik mi / bildiniz mi..??

oyunun bir parçası veya diğer oyuncusu olarak girerek hedef saptıra bildik mi../ bildiniz mi..??

herhalde cevaplar hayır.. hayır .. peki kuzu kuzu gel beni ve islam alemine hristiyan yap diye teslim mi olmak gerek.. merhum Erbakan Hocamızın bir sözünü çok severim.. --sistemin içinde olarak sistemi değiştirmek--

yani size karşı yapılan bir oyunun bir parçası olarak değiştirmeye çalışmak.. İşte yapılan hizmetler budur.. yapılacaklara da Rabbimiz (CC) karar verecektir.. Tayyibin BOP eşbaşkanı olmasına da buna benzetiyorum..

eğer güçlü isen ve kendini güveniyorsan ezilmeden dik kalabilmelisin.. oyunu kendi üzerinde oynanan değil.. oyunu karşıya yönlendiren olmak gerek..

YANİ kısacası en güzel müdafaa saldırmaktır.. onların silahıyla ve yaptığı metotla karşılık vermektir.. kim güçlü ve kazançlı olacağını Rabbim (CC karar verir.. bizler hizmetle mes'ulüz.. akibeti ve kalpleri ancak Allah (CC) yönlendirir...

Pasif ve pısırık olarak oturup üzerimizde tahakküm kurulacağına .. atak ve cevvelan olmak gerekir.. olayları bir de bu yönden bakmanızı salık veririm kardeşim..
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Kılıç kından çıktımı hakkınızda karar ve hüküm verildimi ne fettullah kurtarabilir sizi nede saidi

İnanmayan varsa buna İstihare Yapsın Rab 'be

bakınız ulvi kardeşim..

bu sözleriniz çok incitici ve kırıcı.. yani basit ulusalcı ve kızıl elmacı tavrı.. kılıç kalkan ekibine üye olduğunuzu bilmiyorduk.. sayenizde öğrendik..

daha Allah (CC) dostlarına nasıl sözler söyleneceğini bilmeyen kişilerle yazışmamak gerek..
ama sizlerin bu fikirlerinden zamanla vazgeçeceğinizi umuyorum..

çünkü içinden geldiğiniz ortamdan bu güzide siteye gelerek bu değişimi sağladığınızı inanıyorum.. İnşaallah kelimelerinizi daha dikkatli seçerek bizler kırmaz ve üzmezsiniz... selamlşarımla..
 

ulvi

Doçent
Katılım
28 Ocak 2010
Mesajlar
522
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Adana


bakınız ulvi kardeşim..

bu sözleriniz çok incitici ve kırıcı.. yani basit ulusalcı ve kızıl elmacı tavrı.. kılıç kalkan ekibine üye olduğunuzu bilmiyorduk.. sayenizde öğrendik..

daha Allah (CC) dostlarına nasıl sözler söyleneceğini bilmeyen kişilerle yazışmamak gerek..
ama sizlerin bu fikirlerinden zamanla vazgeçeceğinizi umuyorum..

çünkü içinden geldiğiniz ortamdan bu güzide siteye gelerek bu değişimi sağladığınızı inanıyorum.. İnşaallah kelimelerinizi daha dikkatli seçerek bizler kırmaz ve üzmezsiniz... selamlşarımla..

Aleyküm Selam güzel kardeşim öncelikle Allah Razı Olsun incindiğin noktaları beyan etme şeklin ve üslubun için İnşaAllah daha dikkatli olmaya çalışırım

Ama şuda varki kardeşim aynı hassasiyeti ve özeni sizlerdende bekliyor ve umuyorum. Ulusalcı yada kızılelmacı, kılıç kalkan ekibi benim sözlerimin aynı inciticilik ve kırıcılık değerine haizdir

Yada içinde bulunduğunuz ortamdan bu güzeide siteye geldiniz demek, tamam site güzide bir site ama içinde bulunduğum ortamda çok güzide, herkes anlıyamaz ve idrak edemez

Ama her ne kadar idrak edemesenizde saygı duyunki saygı göresiniz

Zaten beni bu kırıcı hal ve tavırlara iten geldiğim ortam değildi ben geldiğim güzide ortamdan nezaket ve kibarlıkla geldim ama sizlerin içinde bulunduğu bazı diyalokçu yada hırıstiyan sempazitanı takımın tahrik , hakaret, küfrü iam etme ve kovma gibi bazı güzidesiz hareketleri artık beni karşılık vermeye mecbur etti

Lütfen yoldaşlarınıza öğretiniz, insanlar kendilerini kabul etmiyorlar diye insanlara hakaret etmeye kalkmasınlar

Bak örnek olarak bazıları

Sana Hoca diyenin .............

Kardeşim bu yanlış anlam sizlerin yoldaşlarından geldi

hadi git bu aynı keza

daha çok var kardeşim tek tek araştırmak istemiyorum

Ben güzide bir site buldum bu site doğru ama öyle diyalok taraftarı kişilerle karşılaştımki bu sitede parti tutmazken parti tutar oldum

Geldiğim güzide ortamın diyalokçulara karşı ne kadar elit ve özel olduğunu anladım

Ve unutmayın Mehdi hazretleride Kılıç Kalkan Ekibindendir çünkü O 'nun yüzyılında tüm savaşlar kılıç kalkanla olacaktır diye rivayet vardır ( Allah Bilir )

İnşaAllah saygımız karşılıklı olsun , kırıcılığımız karşılıklı bitsin diye umuyorum kardeşim Allah Razı Olsun

Bu arada kimin Allah Dostu Olup kimin olmadığını anca Allah Bilir kardeşim kul bilmez

veli dersin eli çıkar, deli dersin Veli çıkar bilinmez anca Allah Bilir

Selamlarla
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Aleyküm Selam güzel kardeşim öncelikle Allah Razı Olsun incindiğin noktaları beyan etme şeklin ve üslubun için İnşaAllah daha dikkatli olmaya çalışırım
Ama şuda varki kardeşim aynı hassasiyeti ve özeni sizlerdende bekliyor ve umuyorum. Ulusalcı yada kızılelmacı, kılıç kalkan ekibi benim sözlerimin aynı inciticilik ve kırıcılık değerine haizdir

Yada içinde bulunduğunuz ortamdan bu güzeide siteye geldiniz demek, tamam site güzide bir site ama içinde bulunduğum ortamda çok güzide, herkes anlıyamaz ve idrak edemez

Ama her ne kadar idrak edemesenizde saygı duyunki saygı göresiniz

Zaten beni bu kırıcı hal ve tavırlara iten geldiğim ortam değildi ben geldiğim güzide ortamdan nezaket ve kibarlıkla geldim ama sizlerin içinde bulunduğu bazı diyalokçu yada hırıstiyan sempazitanı takımın tahrik , hakaret, küfrü iam etme ve kovma gibi bazı güzidesiz hareketleri artık beni karşılık vermeye mecbur etti

Lütfen yoldaşlarınıza öğretiniz, insanlar kendilerini kabul etmiyorlar diye insanlara hakaret etmeye kalkmasınlar

Bak örnek olarak bazıları

Sana Hoca diyenin .............

Kardeşim bu yanlış anlam sizlerin yoldaşlarından geldi

hadi git bu aynı keza

daha çok var kardeşim tek tek araştırmak istemiyorum

Ben güzide bir site buldum bu site doğru ama öyle diyalok taraftarı kişilerle karşılaştımki bu sitede parti tutmazken parti tutar oldum

Geldiğim güzide ortamın diyalokçulara karşı ne kadar elit ve özel olduğunu anladım

Ve unutmayın Mehdi hazretleride Kılıç Kalkan Ekibindendir çünkü O 'nun yüzyılında tüm savaşlar kılıç kalkanla olacaktır diye rivayet vardır ( Allah Bilir )

İnşaAllah saygımız karşılıklı olsun , kırıcılığımız karşılıklı bitsin diye umuyorum kardeşim Allah Razı Olsun

Bu arada kimin Allah Dostu Olup kimin olmadığını anca Allah Bilir kardeşim kul bilmez

veli dersin eli çıkar, deli dersin Veli çıkar bilinmez anca Allah Bilir

Selamlarla

muhterem ulvi hocam.. bizler eğitimciyiz.. görünüş ve hareketlerimizle topluma misal olmalıyız..

sizlerin sadece tavrınızı bir kısım güruhla benzetmiş bulunmam sizler itham ettiğimi göstermemeli.. yani onlar gibi olmayalım manasındadır.. o sitelerde alperen32- türkoğlu yörük vb. gibi yüzlerce mesajla görüşmelerim oldu.. tavırlarını sezerim acizane..

Bu sitede yoldaşım yoktur.. gerçekten şahsım da onların arasından gelmekle birlikte risale-i nur terbiyesi ile liseden bu yana 30 yıldır müşerref yaşıyorum.. buradaki kardeşlerimiz Hocaefendi camiası dostlarıdır, sevenleridir.. yoldaşı veya talebesi olduklarını çok zannetmiyorum.. çünkü kendim de Hocaefendiden biz-zatihi 15-20 kez rüyalarda görerek ders alsam da Ona o kadar uzağımdır..

Bu sitemizde özgür düşünceler görüşülür ve mülahaza edilir.. demokrat olup herkese aynı yaklaşımda bulunulur.. yani diyalogcu sözleriniz tam gerçeği yansıtmamaktadır..

Gelmesini özlemle beklediğimiz Mehdi (AS) Hazretleri, Allah-u alem bis-sevap güneşdeki patlamaların oluşturacağı manyetik ortamla bozulan elektrik ve elektronik sistemlerin iflas edeceği bir zamana denk gelecek gibi.. yani ister istemez tüm sistemler iflas edince elde bir kılınç ve bir de kalkan ve bir de gargat ağacınının sözlerini işitecek ehl-i kalp evliya misali müslümanlar olacak..

Veli zatları ve Allah (CC) dostlarını aynı seviyedeki kişiler daha yakından görürler ve hissederler.. ve Bediüzzaman Hz.leri de o kişilerdendir.. Asrımızın kelam ilminde bir alimi ve eserleriyle milletinin ve tüm insanlığın iman ve kuran adına istifade ettiği bir müceddididir...

Bu nedenle bizlerin de saygı ve hürmette kusur göstermediğimiz tüm alim ve fazıl Allah (CC) dostlarına karşın.. sevdiğimiz kardeşlerimizin de saygı ve sevgide bulunmasının gerekliliğini düşünüyorum.. selam ve dualarımla...
 

ulvi

Doçent
Katılım
28 Ocak 2010
Mesajlar
522
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Adana


evet haklısınız 300 yıldır bu oyun tezgahlandı ve oynanıyor..

peki bir müslüman olarak bizler ne yapabildik..

o ülkelere gidip müslüman kardeşlerimizi aydılata bildik mi / bildiniz mi..??

oyunun bir parçası veya diğer oyuncusu olarak girerek hedef saptıra bildik mi../ bildiniz mi..??

herhalde cevaplar hayır.. hayır .. peki kuzu kuzu gel beni ve islam alemine hristiyan yap diye teslim mi olmak gerek.. merhum Erbakan Hocamızın bir sözünü çok severim.. --sistemin içinde olarak sistemi değiştirmek--

yani size karşı yapılan bir oyunun bir parçası olarak değiştirmeye çalışmak.. İşte yapılan hizmetler budur.. yapılacaklara da Rabbimiz (CC) karar verecektir.. Tayyibin BOP eşbaşkanı olmasına da buna benzetiyorum..

eğer güçlü isen ve kendini güveniyorsan ezilmeden dik kalabilmelisin.. oyunu kendi üzerinde oynanan değil.. oyunu karşıya yönlendiren olmak gerek..

YANİ kısacası en güzel müdafaa saldırmaktır.. onların silahıyla ve yaptığı metotla karşılık vermektir.. kim güçlü ve kazançlı olacağını Rabbim (CC karar verir.. bizler hizmetle mes'ulüz.. akibeti ve kalpleri ancak Allah (CC) yönlendirir...

Pasif ve pısırık olarak oturup üzerimizde tahakküm kurulacağına .. atak ve cevvelan olmak gerekir.. olayları bir de bu yönden bakmanızı salık veririm kardeşim..

Allah Razı Olsun kardeşim bu düşünce güzel ve takdire şayandır ama korku şudurki kabuller içinde insanı şirke düşüren en ufak bir cümle yada Kelime Dahi insanın İmanını tehlikeye atabilmekte vede senelerce İbadetini boşa düşürebilmektedir

Yani sıkıntı niyette değil verilen taviz ve açıklamalardadır

Zaten siz niye böyle yapıyorsunuz diye bir eleştiri yok, niye İman Esaslarından ödün verir gibi kabullere giriyorsunuz diye bir eleştiri var

Elbette bir mücadele vardır herkesin stratejisi değişiktir ama İman Sabittir ve Asla Taviz Verilemez kardeşim

Yinede En Doğrusunu Allah Bilir
 

ulvi

Doçent
Katılım
28 Ocak 2010
Mesajlar
522
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Adana


muhterem ulvi hocam.. bizler eğitimciyiz.. görünüş ve hareketlerimizle topluma misal olmalıyız..

sizlerin sadece tavrınızı bir kısım güruhla benzetmiş bulunmam sizler itham ettiğimi göstermemeli.. yani onlar gibi olmayalım manasındadır.. o sitelerde alperen32- türkoğlu yörük vb. gibi yüzlerce mesajla görüşmelerim oldu.. tavırlarını sezerim acizane..

Bu sitede yoldaşım yoktur.. gerçekten şahsım da onların arasından gelmekle birlikte risale-i nur terbiyesi ile liseden bu yana 30 yıldır müşerref yaşıyorum.. buradaki kardeşlerimiz Hocaefendi camiası dostlarıdır, sevenleridir.. yoldaşı veya talebesi olduklarını çok zannetmiyorum.. çünkü kendim de Hocaefendiden biz-zatihi 15-20 kez rüyalarda görerek ders alsam da Ona o kadar uzağımdır..

Bu sitemizde özgür düşünceler görüşülür ve mülahaza edilir.. demokrat olup herkese aynı yaklaşımda bulunulur.. yani diyalogcu sözleriniz tam gerçeği yansıtmamaktadır..

Gelmesini özlemle beklediğimiz Mehdi (AS) Hazretleri, Allah-u alem bis-sevap güneşdeki patlamaların oluşturacağı manyetik ortamla bozulan elektrik ve elektronik sistemlerin iflas edeceği bir zamana denk gelecek gibi.. yani ister istemez tüm sistemler iflas edince elde bir kılınç ve bir de kalkan ve bir de gargat ağacınının sözlerini işitecek ehl-i kalp evliya misali müslümanlar olacak..

Veli zatları ve Allah (CC) dostlarını aynı seviyedeki kişiler daha yakından görürler ve hissederler.. ve Bediüzzaman Hz.leri de o kişilerdendir.. Asrımızın kelam ilminde bir alimi ve eserleriyle milletinin ve tüm insanlığın iman ve kuran adına istifade ettiği bir müceddididir...

Bu nedenle bizlerin de saygı ve hürmette kusur göstermediğimiz tüm alim ve fazıl Allah (CC) dostlarına karşın.. sevdiğimiz kardeşlerimizin de saygı ve sevgide bulunmasının gerekliliğini düşünüyorum.. selam ve dualarımla...

Allah Razı Olsun kardeşim , iki üç kişinin tahriği yüzünden asla ve asla bana göre yanlışta olsa yada cahilde olsa yada hatalıda olsa bir Müslüman 'ın kalbini kırmak , incitmek ve üzmek istemem. Hakkını Helal Edesin İnşaAllah

Kardeşim linkini ver sana zahmet ordaki fettullah ve saidi ifadesini kaldırayım

Kardeşim geldiğim ortamdaki sistem şudur bir kötü için bir iyinin kalbini kıracağıma bir iyi için bin kötüyü idare ederim

Kardeşim yanlış anlama güttüğüm Hocalık davası değildir sadece dilden çıkanın nereye ve nelere kadar gittiğinin bilinmemesidir

Sana Hoca diyenin .... demek hiç tanımadığın insanlara küfretmek demektir, hani her gördüğünü hızır bil lafı, hadi o insanlar içindede veli varsa nerde kaldı bunun Din 'i

Neyse lafı uzatmayayım kardeşim, geldiğim ortamda elit, kızılelmacılarda elit ve güzide

Aslında Müslüman 'ın hepsi güzide kimse Müslüman 'a tabi takvaya nail kulluğun idrak ve bilincinde olanları hangi görüş, parti yada düşünceden olursa olsun elit ve güzidedir

Rab 'bim Ümmeti Muhammed 'i Korusun İki Dünyasını mamur Eysin tabi Bizlerinde Amin

Benim için şudur kardeşim bir insan ne olursa olsun Müslüman 'a saygısızsa o kişi saygıya layık değildir, Müslüman 'a saygılı olana saygı gösterilir

Diyalokçu derken kardeşim hem diyaloğu savunup hemde bunları yazdıkları için diyalokçu dedim, kolaylık olsun diye

Yoksa diyalokçu olduklarına zaten bende inanmıyorum

Çünkü

hırıstiyan ve yahudilerle diyalok içine girebilen insanlar, zaten Müslümanlar 'la çok daha kolay ve rahat diyalok içine girebilmelidir

Daha benle diyalok kuramayıpta , diyaloğu savunuyorsa ben onun diyalokçuluğuna inanmam gerçekte

Ama görüntüde öyle olduğu için o şekilde hitap etmişimdir

Neyse kardeşim Allah Razı Olsun teşekkür ederim en azından veli olduğunu kabul etsemde etmesemde peşinden giden milyonlarca insanı üzmekten beni kurtarmış yani buna vesile olmuş oldun

Yoksa insanların sevip ve saygı duyduğu değerlere asla saygı sınırları dışında hitap edilmemeli

Buna kesinlikle karşıyım
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Allah Razı Olsun kardeşim bu düşünce güzel ve takdire şayandır ama korku şudurki kabuller içinde insanı şirke düşüren en ufak bir cümle yada Kelime Dahi insanın İmanını tehlikeye atabilmekte vede senelerce İbadetini boşa düşürebilmektedir

Yani sıkıntı niyette değil verilen taviz ve açıklamalardadır

Zaten siz niye böyle yapıyorsunuz diye bir eleştiri yok, niye İman Esaslarından ödün verir gibi kabullere giriyorsunuz diye bir eleştiri var

Elbette bir mücadele vardır herkesin stratejisi değişiktir ama İman Sabittir ve Asla Taviz Verilemez kardeşim

Yinede En Doğrusunu Allah Bilir

İnşaallah alınan manevi eğitim ve seviye ile şirke düşme derecesi çok aza indirilebilir...

her ne kadar **Rabbim (CC) ayağımızı kaydırma.. sabit kıl** diye dualarda bulunsak da atalet ve statikde olmadan devamlı dinamik olmak gerek.. yani durgun sular çok çabuk kokuşur misali her zaman tebliğ ve emr-i bil marufla yaşamak elzemdir..

İnşaallah niyet halis.. ve akibette hayır olmasını diliyor ve dileniyoruz.. ama bu yolda düşer ve şaşarsak.. dikenli ,kandan ve irinden deryalardan geçerken boğulma tehlikesi atlatırsak.. sizler gibi kardeşlerimizin yardımcı olacağını bekliyoruz..

Amacımız nam-ı celil-i Muhammediyeyi (SAV) tüm dümyaya ilan etmek.. bu yolla başlanan hizmetlerde elbette aksamalar olacaktır.. istenen hedeflere bazen varılamayacaktır.. ama asla ve kat'a imandan ve itikaddan taviz verilemez ve verilmemelidir..

Bu konuda sizlerle hem fikirimdir.. ama görülen o ki kardeşlerimiz bu konuda müteessirler gibi.. yani imandan taviz verildiğini zannediyorlar.. bu konuda sizlerle görüşmek ve yazışmak ve müzakere etmek isterim .. inşaallah evde internetim olmadığından - almadığımdan mesai saatlerinde görüşmek isterim... selam ve dualarımla.. hayırlı akşamlarınız olsun..

sizleri Fethullah Gülen Hocaefendi den- Nam-i Celili Muhammed (sav) videosunu gönderiyorum..

 
Üst