Arkadaşlar, Cübbeli'nin sözlerini tartışmaktan öte, Tarikat bünyesinde inabe almış olanların, şeyh tanımlamaları nasıldır ve şeyh'in manevi yönden fonksiyonu inabe alan için nedir gibi sualleri de bilmekten geçer.
Ben biliyor muyum, elbet biliyorum, bildiğimden dolayı da, Cübbeli'nin şeyhi için ifade ettiği sözler ve o bünye içersinde şeyhi ile arasındaki konumu hakkındaki söylemi ve bunları da genelleştirerek, falancaların sözlerinden mütevellit "şeyh"i olmaz sa olmaz kabül etmesi,
İçersinde bulunduğu daire ile yakından alakalıdır ve de doğrudur...
Tarikatın (Tasavvufun) olmazsa olmazlarını Cübbeli bir kenara bırakacak, ondan sonra gelecek, sizin arzuladığınız gibi konuşacak, çok beklersiniz, çünkü, o böyle yaptığında, onun bu ameliyesi tasavvufi (tarikat) anlamda intiharıdır. Cübbeli intihar edecek kadar aklını zayi eden biri değildir.
Bu ameliyenin tersini de diğer insanlarda görmek mümkündür onlar da bu halleriyle asla intihar etmezler:
Mesela Abdü'laziz BAYINDIR, OKUYAN, İSLAMOĞLU vs. muhatabı olduğu kesime, üzerinde oturduğu posttan elini uzatıp, bana bağlanıp beni manevi önder seçeceksiniz, ben sizlerin manevi önderiyim, beni rabıta edeceksiniz, beni aracı kılacaksınız, ben sizlere inabe aldığınızdan ötürü şefaat edeceğim, bizim yüzlerimizin nurluluğu Allah'ın bize tecelliyetindedir, bizler uzakta da olsak sizlerin kalbinizi falan okuruz ve sizleri müşahade ederiz şeklinde anlamlar çağrıştıracak bir fiil, ameliye ya da kavlin içersinde olduğunu gördünüz mü..?
Göremezsiniz, çünkü onların da bu halleri kendileri için intihardır...
Dolayısıyla, bir şeyh, inabe alan insan için,
Allah'ın seçtiği ve bizzat görevlendirdiği insan-ı kamil'dir...
Onu Allah seçmiş ve manevi anlamda insanlara göndermiş, Allah tarafından kendisine şefaat hakkı verilmiş ve gerektiğinde de Allah'la konuşabilen ve O'nunla istişare edebilen, kabirlerdeki Peygamber ve Allah'ın diğer velileriyle konuşabilen, kendisinden inabe alanlara, ölümlerinde, kabirlerinde ve yarın Kıyamet Günü'nde kesinlikle yardımı olacak bir Evliyaullah'tır...
O hatasız ve kusursuzdur...
O Allah'ın yeryüzünde en kıymetli varlığıdır... vs...
İşte Cübbeli de, işin esprisini bildiğinden dolayı, lisanından böyle sözler çıkarabiliyor...
Kendileri haklıdır... Çünkü, ifade ettikleri onun olmazsa olmazıdır...
Mahmut Efendi'nin onu dışlaması Allah'ın, Kur'an'ın dışlaması gibidir...
Abartmıyorum, o daire bu merkezlidir.
Videoda Cübbeli olduğundan öyle konuşuyorum. Mesela benim kızkardeşim de ölmüş bir veliye rabıta ederdi, gecenin karanlığında, elinde de bir resim vardı, ki o resmin de olması gerekiyor, yüzü temaşa etmek o yüzü tanımakla mümkündür. Çünkü o yüze Allah nuruyla tecelli etmiştir, o yüz, benzetme gibi olmasın ama, Yaratan'ın güzelliğinden bir nurdur vs...
Yani diyeceğim o ki, her tarikatte usul budur...
Dolayısıyla, bu kurtarıcılar direk manevi kurtarıcıdırlar...
Sanki Allah bizim ne yaptığımızı bilmiyor, bizleri aracılarımızdan soruyor... İşin esprisi budur...
Netice:
Cübbeli'nin sözlerini ben makul buluyorum... Çünkü onun da fazla bir şey yapacağı yoktur... Daire içersinde bulunduğu özel değerleri Cübbeli ortadan kaldırmaz ve ondan da böyle bir şey beklemeyiniz...
Hiçbir inabe alandan da böyle bir şey beklemeyiniz...
Selamlar...