Çin'in Önlenemez Yükselişi Sürüyor

Mihenk

Asistan
Katılım
7 Ara 2006
Mesajlar
338
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Dünya Çin'e gidiyor Çinliler Türkiye'ye!

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Çin ileekonomik ve ticari ilişkilerde yeni bir dönem başlattıklarını belirterek, Çin'in Ankara-İstanbul hızlı tren projesi için vereceği 720 milyon dolarlık kredi anlaşmasının da sonuçlandığını bildirdi. Tüzmen, önümüzdeki aylarda Mersin'in de yatırım yapılacak kentlerarasına alınmasını beklediklerini söyledi.

TÜRKİYE'YE ÖZEL İLGİ
Türkiye-Çin Halk Cumhuriyeti arasında Haziran ayında yapılan Karma Ekonomik Komisyon toplantısında alınan kararlar ve Devlet Bakanı KürşadTüzmen ile Çin Ticaret Bakanı Bo Xilai arasındaki görüşmelerde varılan mutabakata paralel olarak Çin Çokuluslu İşletmeler Uluslararası Enstitüsü'nün (CIMMC) Çin firmalarına önerdiği "dünyada yatırım yapılabilecek en uygun kentler" listesine Türkiye'den "Ankara,İstanbul ve İzmir"i de aldı, bu kararını Türkiye'nin Pekin Büyükelçiliği'ne bildirdi.

ÇİN İLE YENİ DÖNEM
Çin hükümeti tarafından desteklenen bu kuruluşun çalışmaları çerçevesinde Ankara, İstanbul ve İzmir belediye başkanları 16-18 Kasımtarihleri arasında Pekin'e davet edildi.

Devlet Bakanı Tüzmen, Çin'in aldığı kararla ilgili olarak, alınan kararın çok önemli bir gelişme olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "2006 yılında Çin konusunda yeni bir strateji uygulamaya koyduk. Çin'i tehdit değil fırsat unsuru haline getireceğimizi söyledik. Çin ile ilişkilerde kazan kazan stratejisi uygulayacağımızı açıkladık. Çinli yetkililere, Çin ile dış ticaret açığımızın sürdürülebilir olmadığını anlattık ve önlem almalarını istedik. Çin'in, Çin dışında 100 milyar dolarlık yatırım yaptığını söyledik ve bu yatırımlarını Türkiye'ye de kaydırmalarını istedik. 2006'da iş adamlarımızla Çin'e gittik. Haziran ayında Türkiye-Çin KarmaEkonomik Komisyon toplantısını yaptık. Çalışmalarımız meyvelerini vermeye başlıyor. Çin'le ekonomik ve ticari ilişkilerde yeni bir dönem başlattık." Türkiye'den Çin'e yönelik ihracatın da genel ihracat artışının üzerinde yaklaşık yüzde 50'lerde seyrettiğini kaydeden Bakan Tüzmen, önümüzdeki dönemde Türkiye'deki Çin yatırımlarının artmasını beklediklerini ifade etti.

4 milyar dolar çekebiliriz
Çin'in ülke dışında yılda 20 milyar dolarlık yatırım yaptığına dikkat çeken Bakan Tüzmen, "Biz bu yatırımlardan en az 3-4 milyar dolarının Türkiye'de yapılmasını istiyoruz. Çin teknik heyetleri uzun bir süredir Türkiye'de incelemeler yapıyor. Bu çalışmaların sonunda Ankara, İstanbul ve İzmir'i yatırım yapılabilecek uygun kent olarak belirlemişler. Geçen ay yine bir Çin heyeti Mersin'de incelemeler yaptı. Bu çalışmalar henüz değerlendirme aşamasında. Çin'in önümüzdeki dönemde Mersin'i de yatırım yapılabilecek kentler arasına almasını bekliyoruz" dedi.

Tüzmen, Ankara-İstanbul hızlı tren projesi kapsamında Çin Eximbank'ı tarafından 720 milyon dolar kredi verilmesi için yapılan görüşmelerin anlaşmayla sonuçlandığını da bildirdi. 8-11 Eylül tarihleri arasında Çin'de yapılacak fuara Türkiye "odak ülke" sıfatıyla katılacak.
 

sağanak

Paylaşımcı
Katılım
28 Nis 2007
Mesajlar
162
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yeni lider Çin mi olacak?

Dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin’in son yıllarda gerçekleştirdiği ekonomik büyüme, dünyanın ilgisini çekmeye devam ediyor. Uzmanlar, sözkonusu büyümenin bu şekilde devam ettirilebilmesine ihtimal vermese de, ortaya çıkan neticeden bir anlamda ürküyorlar. Çin, bu haliyle dünyanın istikrarını bozmaya aday görülüyor.

Çin’in sağladığı ekonomik kalkınmayla ilgili olarak ‘özel dosya’ hazırlayan “BusinessWeek Türkiye” dergisi, bu ülkede yaşanan problemi şöyle özetlemiş: “Pekin çevreyi temizleyemiyor, borsa spekülasyonlarını dizginleyemiyor ve şirketlerini kontrol edemiyor. işte ülkenin sorunlarının, onu geleceğin süper gücü kılamamasının nedenleri.” (15-28 Temmuz 2007)

İki satırda özetlenebilen problemler, gerçekte kalkınmakta olan bütün ülkelerin ortak derdi: Çevre kirliliği, borsa spekülasyonları ve bilhassa yatırım ve istihdam sağlamadan; sadece paradan para kazanmak isteyen ‘kötü niyetli’ şirketler...

“Her çıkışın bir inişi var” misali, ‘süper güç’ olma yolunda çok hızlı adımlar atan Çin’in (ya da benzer ülkelerin) dışardan göründüğü kadar rahat olmadığı anlaşılıyor. Büyüme noktasında dünyaya örnek olan ülke, aynı zamanda içten içe ‘düşman’lar da edinmiş olmalı. Türkiye’de bile, ‘Çin malı’ denildiğinde üreticiler ve sanayici irkilmiyor mu?

Çin’deki ‘hızlı büyüme’ modelinin yıprandığına dikkat çeken uzmanlar delillerini şöyle sıralamış: *Çevre: Yerel yetkililer fabrikaları düzenlemelerden muaf tuttukça ekolojik krizler patlak veriyor. Su arıtma tesisleri ve fabrika baca filtreleri, işletilmeleri pahalıya mal olduğundan atıl halde duruyor. *Tüketici koruması: Çin, yüz binlerce gıda ve ilâç üreticisini gözlemleme mücadelesi veriyor. Yolsuzluk ve bürokratik bölge savaşları, düzenlemelerin gerçekleştirilmesini engelliyor.

*Fikrî mülkiyet: Korsanların yerel subaylar tarafından korunması sebebiyle yürütme zayıf. Taklitler, yazılım endüstrilerinin gelişimini yavaşlatıyor.
*Sosyal hizmetler: Yerel yönetimler, sağlık hizmetleri, eğitim ve emeklilik planlarında kısıntıya gitti. Ucuz hizmetlerin eksikliği, Çin’in hızla yaşlanmakta olan nüfusu göz önünde bulundurulduğunda kriz anlamına gelebilir.
*Finans: Çin borsaları, büyük oranda dinamik özel şirketlerden öte, güçlü kamu teşebbüsleri için para topluyor. Alım satım işlemleri hileye açık.

Çin’in problemleri elbette bunlarla sınırlı değil. Büyüme noktasında Çin’i örnek alan/almak isteyen Türkiye’nin de benzer dertleri var ve bu dertlerden de ‘ders’ çıkarmak durumunda. Çin’in başını ağrıtan problemlerden birinin de ‘rüşvet’ olduğuna dikkat çekiliyor ki, aslında bu konuda dertli olmayan ülke neredeyse yok gibi. “Dünya lideri olacağım” derken, temelden sarsılmak en kötüsü.
FARUK ÇAKIR
 

Özduygu

Doçent
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
652
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Çin, Pentagon'a sızdı!

BBC'nin Financial Times gazetesine dayandırdığı haberine göre, Amerikallı yetkililer, bakanlığın bilgisayar sistemlerini hedef alan saldırının kaynağını saptadıklarını söylüyor.
Saldırının haziran ayında meydana geldiği öne sürülüyor.
Amerikalı yetkilillere göre, sızma operasyonu savunma bakanı Robert Gates'in kullandığı bilgisayar ağını hedef aldı.
Çin Dışişleri Bakanlığı suçlamaları reddetti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jiang Yu, Amerika Birleşik Devletleri'nde bazı odakların Çin Amerikan ilişkilerine zarar vermek istediğini öne sürdü.
Sözcü Yu, ''Bu haberler yalnızca temelsiz değil; aynı zamanda soğuk savaş mantığının ürünüdür'' dedi.
Pekin yönetimi, Çin silahlı kuvvetlerinin Alman hükümetinin bilgisayar sistemlerine de sızdığı iddialarını geçen hafta yalanlamıştı.
Almanya'da haftalık yayımlanan Der Spiegel, Alman Başbakan Merkel'in bürosunun yanısıra, Dışişleri Bakanlığı'nın da aralarında bulunduğu bazı kamu kuruluşlarında elektronik istihbarat faaliyetlerinin izinin bulunduğunu öne sürmüştü.
İddialar Almanya'yı ziyaret etmekte olan Çin Başbakanı Wen Jiabao'ya sorulduğunda, ''iddiaları ciddiye aldıklarını'' söylemişti.
 

Sayha

Asistan
Katılım
19 May 2007
Mesajlar
306
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Çin Dünya krizini tetikliyor!

Giderek dünya devlerinden biri haline gelmeye başlayan Çin, şimdi de Amerikan ekonomisini tehdit ediyor. Çin elinde bulunan 300 milyar dolarlık Amerikan hazine bonolarını satmaya başlayarak, temmuz ayında 48 milyar dolarlık ABD tahvilini elinden çıkardı. Son iki haftada ise 32 milyar dolar tutarında tahvil Çin tarafından sessizce satılmış bulunuyor.

‘Çin’in elinde bulunan bu büyük miktarlardaki tahvili satması, ABD ekonomisini krize sokarak, tüm dünyada ikinci bir ‘Büyük Buhran’a sebep olabilir mi?’ sorusunu İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim görevlilerinden Dr. Melih Bulu’ya sordu.Bulu, Çin Merkez Bankası'nda 1.2 trilyon dolar miktarında Amerikan Doları ve Hazine bonosu rezervi olduğunun altını çizerek, bu rezervin Çin mallarının ABD'ye satılması karşılığında birikmiş olduğunu aktardı.

Çin’in bu parayı ABD karşısında silah olarak kullanabileceğini belirten Bulu, “Örneğin Euro’ya çevirmesi ya da son iki aydır olduğu gibi ABD hazine bonolarını elinden çıkarırsa ABD ekonomisine büyük zararları olur” diyerek bu zararın Çin’i de etkileyeceğini de belirtiyor.

Bulu’ya göre Çin elindeki Amerikan bono ve tahvillerini satarak kendine de zarar verebilir. “ABD’nin ekonomik anlamda durağan bir sürece girmesi, Çin’in ABD gibi en büyük müşterilerinden birini de kaybetmesi ve kendi ekonomisini de sakatlaması anlamına gelir.” diyen Bulu, Çin’in stratejisinin elindeki bonoları yavaş yavaş satarak kendi ekonomisini krizden korumaya çalışmak olduğunu düşünüyor. Çin’in 5000 yıllık tarihinde fevri hareketleri hiçbir zaman benimsemediğini aktaran Bulu, “Çin, yavaş, sabırlı ve planlı hareket eder” diyor.

ABD’nin yılda 1 trilyon dolar kadar cari açık veriyor. Bu ABD’nin her yıl üretmediği ya da kazanmadığı 1 trilyon doları tükettiği anlamını taşıyor. ABD’nin bu açığın kapaması için, Çin’i kaybetmemesi gerektiğini ve ülke ekonomilerinin birbirine bağlı olduğunu aktaran Bulu, Çin’in ikna edilememesi halinde, ABD’de bir kriz patlak verebileceğini ön görüyor.

Çin’in süreci devam ettirerek elindeki ABD tahvillerini satmaya devam etmesi halinde ABD’nin tepkisinin Çin’e yaptırımlar uygulamak olacağını aktaran Bulu, ABD’nin Çin’e insan hakları gibi konularda baskı uygulayabileceğini kaydetti.
Çin’in bu tutumunu sürdürmesi durumunda ABD’nin kesin bie krize gireceğini belirten Bulu, ABD dolarının düşüşe geçeceğini ve tüm dünyada dolardan kaçışın başlayacağını söyledi. Bulu, dünya ticaretinin dolarla yapıldığını hatırlatarak, bu noktada dolara bir alternatif bulunması gerektiğini ve bu alternatifin Euro olabileceğini aktardı.

Bulu’ya göre, ABD ekonomisi ve AB ekonomisini doğrudan etkileyecek. Bu da tüm dünyanın zincirleme bir reaksiyon sonucunda ekonomik krize girmesi demek.Bulu özetle “Dünyayı kriz bekliyor” diyerek “Bu herkesin öngörebileceği bir kriz. Bu sebeplerle tüm dünya ülkeleri Çin’i iknaya çalışacaklardır.”diyor.

 

Derin Manâ

Asistan
Katılım
5 Haz 2007
Mesajlar
260
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Çinliler taklitte sınır tanımıyor!

Sanayi casusluğunda sınır tanımayan Çinliler, bu kez ilginç bir taklit olayı ile karşımıza çıktı.

Isıtma sektöründe faaliyet gösteren Kumtel'i hedef alan Çinli firma, Kumtel'in hatalı olduğu için kullanmadan attığı üretim kalıbını ele geçirdi.

Şirketin çok satan elektrik sobasının taklidini yaptı. Kumtel ismini de kendi ülkesinde tescil ettirdi. Çin malı taklit sobalar Cezayir ve Fas'ta kapış kapış satılmaya başladı. Ancak bir farkla; üretim kalıbı hatalıydı. Çinli firma bunu fark etmedi, bu kalıpla ürettiği sobalar da defolu çıktı. Ürününün taklidini üstelik defolu haliyle Kuzey Afrika ülkelerinde gören Kumtel Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Köseoğlu, hukukî mücadele başlattı. :OBakan Kürşad Tüzmen'in de devreye girmesiyle Cezayir'deki sobaları toplattırdı. Fas'ta açılan dava ise sürüyor. Daha önce bazı Çinli firmalar, Vestel ve Desa gibi yerli şirketlerin sahte ürünlerini piyasaya sürmüştü.

Gün geçmiyor ki herhangi bir firmanın taklit ürün nedeniyle Çin'le başı derde girmesin. Ağırlıklı tekstil firmalarının taklit nedeniyle sıkıntı yaşadığı Çin, şimdilerde elektrikli cihazlara yöneldi. Çinli sahtekarlar, orijinal üreticilerin girmediği pazarları taklit cihazlarla ele geçirmeye çalışıyor. Ancak, Kumtel'in başına gelen, bugüne kadar görmeye alışık olduğumuz taklit davalarından oldukça farklı. Taklit sobayla Çin'de ve Afrika ülkelerinde yüksek ciroya ulaşan sahte firmayı, ilginç bir ayrıntı ele verdi. 85 ülkeye ihracat yapan Kumtel, taklit ürünü defosundan tanıdı. Olay kısaca şöyle: Kumtel fabrikasında bir işçi, ısıtıcı cihazın kalıbını yanlışlıkla ezdi. Atılan ürünü ele geçiren Çinli firma, ezikliğin ürünün orijinalinde olduğunu düşünerek aynı şekilde üretime geçti.

Çinli üretici defolu sobaları çok ucuz fiyatla ihraç etmeye başladı. Cezayir ve Fas'ta kapış kapış satılan taklit ürünü gören Kumtel Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Köseoğlu, cihazı eline alınca şaşkınlığını gizleyememiş. Köseoğlu, "Bizim malın aynısını yapmışlar. Taklidin bu kadarı da olmaz. Vay be." diyor. Afrika'da hukuki mücadele başlatan Köseoğlu, Çinli sahtecileri alt etmeye çalıştıklarını belirtiyor. Yaşadığı olay Mustafa Köseoğlu'na farklı bir bakış açısı kazandırmış. "Çin'i karşına almaktansa yanına çekmek daha doğruymuş." diyen Köseoğlu, Çin'den bir mühendis getirtmiş. Köseoğlu, fabrikada çalışmaya başlayan mühendise bakarak, Çinlilerin çalışma tekniği hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Köseoğlu'nun politikası kısa sürede işe yaramış. Kumtel, Çin'den hem ödül kazanmış hem de işbirliği teklifi almış. Almanya, Güney Afrika, Meksika, Avustralya ve Ortadoğu pazarına elektrikli ısıtıcılar ve ev aletleri satan Kumtel, günlük 20 bin adet üretim kapasitesine sahip.
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Çin ABD'nin ödünü koparttı!!

Dünyada kendini tek süpergüç olarak gören ABD ordusu geçen haftalarda büyük bir sürprizle karşılaştı. NATO kapsamında Pasifik Okyanusu"nun Japonya ve Tayvan arasındaki bölgesinde yapılan tatbikata katılan ABD"nin gururu Kitty Hawk uçakgemisi, okyanusta yol alırken, genel bir kural olarak nispeten daha küçük 12 fırkateyn ve destroyer tarafından korunuyordu. Hatta bu dev donanmaya, 2 denizaltı da destek veriyordu. ABD"nin her tatbikatta yaptığı bu taktik, diğer orduların yeni savaş teknolojilerinin “dost ve düşman” ülkeler tarafından açığa çıkarılmasını engellemeyi amaçlıyor. Ancak ABD"ye göre çevreden gelmesi beklenen bir tehdit, denizin altından geldi.

Kolayca vurabilirdi
Çin"in son teknolojisinin bir ürünü olan Song sınıfı bir denizaltı, hissettirmeden diğer 12 fırkateynin altından geçti. Ve Kitty Hawk"ı bir torpido ile kolayca vurabilecek mesafede yüzeye çıktı. Çin denizaltısının, birden ortaya çıkması donanmayı şok etti.

Pentagon"da hemen bir alarm verildi ve Çin"den açıklama istendi. Çin ise sadece “Tesadüf olmuş” açıklaması yaptı. Çin"in deniz gücü hakkında bilgi toplayan Amerikan istihbaratı ülkenin son dönemde denizaltılar konusunda büyük ilerleme kaydettiğini ve radara yakalanmayan bir teknoloji üzerinde çalıştığını biliyordu.

“Tesadüf olmuş”
Ancak Amerikan ordusundan ve NATO"dan hiç bir uzman, bir gün bir Çin denizaltısının 12 donanma gemisinin arasında sessizce geçip bir uçak gemisine torpido mesafesine kadar yaklaşabileceğini hayal bile etmemişti. Askeri uzmanlar bunun Rusya"nın ABD"yi geçerek uzaya ilk uyduyu göndermesi kadar büyük bir olay olduğunu Pentagon için son zamanların en büyük utancını yaşadığını söyledi. NATO"da görevli ismi vermek istemeyen bir askeri yetkili bu olayın Çin"in ABD"ye verdiği bir gözdağı olduğunu söylerek “Çin, Batı dünyasında "Beni sakın hafife almayın" mesajını çok sert bir şekilde vermiş oldu” dedi.

Çin"de 12 tane daha var
Hakkında çok az şey bilinen Çin yapımı Tip 039, denizaltı NATO tarafından Song sınıfı olarak adlandırılıyor. Çin ordusunun bu denizaltılarda, radara yakalanmaması için özel bir teknoloji kullandığı iddia ediliyor. Çin"de 2"si nükleer enerji ile çalışan 12 denizaltı olduğuna inanılıyor.

4 bin 500 kişilik yüzen şehir
USS Kitty Hawk uçak gemisinde, 4 bin 582 kişi görev alıyor. 85 savaş uçağı taşıyabilen uçak gemisi, 323 metre uzunluğunda ve 76 metre yüksekliğinde. Toplam ağırlığı 82 bin ton olan Kitty Hawk, 8 dizel motoruyla saatte 65 kilometre hız yapabiliyor. Denizde olmadığı zamanlarda Japonya"nın Yokosuka Limanı"na demirliyor.

Uzaydaki uyduyu yerden vurmuştu
Askerİ gücünü ağır ağır hissetiren Çin"in, 11 Ocak"ta yerden 800 km yukarıdaki bir uyduyu füzeyle vurarak imha ettiği iddia edilmişti. ABD"nin birçok casus uydusunun da aynı yükseklikte bulunması, Amerikan ordu çevrelerinde, Çin"in ABD"yle yıldız savaşlarına girişebilecek teknolojiye ulaştığı şeklinde yorumlandı. ABD"de yayımlanan Aviation Weekly (Haftalık Havacılık) ve Space Technology (Uzay Teknolojisi) dergilerinin duyurduğu başarılı deneme, Beyaz Saray tarafından da doğrulanarak kınandı. Ancak Çin, bu denemeyi hâlâ kabul etmiyor. Uzmanlara göre böylece ellerindeki savaş teknolojilerinin açığa çıkmasını istemiyor. Çin, iddialar doğrulanırsa ABD ve Rusya ile birlikte uzaydaki herhangi bir nesneyi vurabilen üçüncü ülke oluyor.
 

zaman

Asistan
Katılım
3 Eyl 2006
Mesajlar
520
Tepkime puanı
2
Puanları
0
'Bundan sonra Çin'siz bir şey olmaz'

Çin ziyaretini sürdüren Devlet Bakanı Mehmet Aydın , Çin'in birçok alanda uluslararası platformda kazandığı öneme dikkat çekerek, ''Bundan sonra Çin'siz bir şey olmaz'' diye konuştu.

Aydın, çin Enformasyon Bakan Yardımcısı Vang Guoçing ile görüşürken, Pekin'de bulunduğu sırada dinamik insanlar gördüğünü söyleyerek, çin'in refahının dünyanın da refahı anlamına geldiği görüşünü dile getirdi.

çin ve Türkiye'nin geçmişte hep dost olduklarını hatırlatan Aydın, ''problemleri olmayan ülkelerin Orta Doğu gibi problemli bölgelere birlikte katkı sağlamaları lazım'' diye konuştu.

Medeniyetler İttifakı Projesi'nden de bahseden Aydın, Huntington'ın ''Medeniyetler çatışması'' adlı kitabında bir kehanette bulunarak, İslam ve Uzak Doğu medeniyetlerinin bir araya gelmesinin Batı'yı zor durumda bırakacağını ve bunun önlenmesi gerektiğini yazdığına işaret etti.

çinli yetkili ise Medeniyetler İttifakı Projesi'nin önemli olduğunu ifade ederek, ''medeniyetler arasında değişim olmalı, çatışma değil'' dedi. Vang, ''dünyada tek bir uygarlık olsaydı, dünya çok sıkıcı olurdu'' diye konuştu.

İki ülke arasındaki basın kuruluşlarının ilişkileri yoğunlaştırmaları gerektiğini belirten Aydın, RTüK'ün çin'de karşılığı olan bir kuruluşla işbirliği kurması arzusunu ifade etti. Dünyanın her bölgesinde çin ile işbirliği yapabileceklerine dikkati çeken Aydın, ''10-20 yıl içinde Türkiye'ye 10-20 milyon turist beklediklerini'' söyledi.

''çin ve Türkiye arasındaki ilişkilerin çok eskilere dayandığını, İstanbul'u ziyareti sırasında Topkapı Sarayı'ndaki çin eserlerini gördüğünde de kavradığını'' söyleyen Vang, ''İzmir'in EXPO'yu düzenleyen ilk İslam ülkesi olmasını umduklarını'' kaydetti.

(AA)

 

yosun

Asistan
Katılım
17 Ara 2006
Mesajlar
278
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Çin ABD'yi de geride bıraktı

Dünya ekonomisinin yükselen yıldızı Çin, uluslararası piyasalarında yaşanan kredi krizine rağmen hızını kesmiyor.

Piyasalardaki dalgalanma nedeniyle IMF'nin küresel ekonomideki büyümeyi geçen yıla göre düşürerek yüzde 4.1 düzeyinde tahmin etitği bir dönemde Çin ekonomisi, ABD'yi geride bırakarark dünyanın en büyük ikinci ihracatçısı oldu.

Dünya Ticaret Örgütü'nden (WTO) yapılana açıklamada, ihracatını yüzde 27 artırarak 1.2 trilyon dolara çıkaran Çin, Almanya'nın ardından dünyanın en büyük ikinci ihracatçısı oldu.

WTO'nun 21 sayfalık raporunda, Çin'in 2006'nın bütünü itibarıyla Almanya ve ABD'nin gerisinde kalmasına rağmen aynı yılın ikinci yarısında ABD'nin önüne geçtiği belirtildi. Bu trendin, 2007'de devam etmesinin de kesin olduğu kaydediliyor. Çin'in ihracatındaki artış hızını koruması durumunda bu yıl Almanya'nın da önüne geçerek dünyanın en büyük ihracatçısı haline gelebileceği belirtiliyor.

WTO'nun raporunda, Çin'in ihracatının hâlâ çok güçlü göründüğü belirtilerek, Pekin'in başlıca ihraç kalemlerinin ofis ve telekom ürünleri olduğu, diğer yandan tekstil gibi geleneksel ürünlerle demir ve çelik mamülleri ihracatında da ciddi artış görüldüğü kaydedildi.

sekizsütun
 
Üst