spesifik
آزادی قید و بند
İlk kavga,ilk cinayet,ilk kan.
Yeryüzünde teneffüs ettiğimiz ademliğin mesabesinde,bizlere bu ilkler babamız Adem (as)mın çocuklarını,kardeşlerimiz Habil ile Kabili hatırlatıyor. Arşta bu cinayet işLendiği an kötüye,kötülüğe isim verdiğimiz kabilliğin aksi olan iyi ve iyiliğin sembolü de Habil oldu.
Rabbe teslimiyetin,kalbi safiyetin en masumene nişanesiydi Habil!
Rabbe isyanın,nefsi nankörlüğün en bariz tezahürüydü Kabil!
Ve yaşadıkça gördük ki hayat hepimize öyle bir an yaşatıyor ki kâh Habil oluyoruz ardından bir bakmışız ki Kabil oluyoruz. Kabil olduğumuz demlerde kaybetmişsek öteki yanımızı,şeytanileşen ruhumuzun bedenimizi en vahşi hüviyete bürüdüğünü fark ediyoruz.
Bu kanıya nasıl mı vardım güzel kızım? Daha birkaç gün önce izlediğim bir haber beni bu fikriyata tedebbür etti.Bir kaç kişi kast ettikleri can yetmiyormuş gibi bir fantezi üreterek akıllarında_ki bu akla kalbe aykırı bir durum_ceseti paketleyip kargolamışlar.Subhanallah!
Son zamanlarda cinayetler öyle hal aldı ki,boğazı kesilenler,yakılanlar,öldürülüp şekile sokulanlar.Çöp konteynırlarında ölü toplayan bir ülke olduk. Hayırlı ömür dileklerinin yanına hayırlı ölüm temennileri yerleştirdik.
Her üç kişiden birinin fiili olmasa bile varlığından rahatsız olduğu,ölümlerini arzuladığı bir Kabil olduk.Derken bu vahşi ölümleri gördükçe Kabile haksızlık yaptığımı düşünür oldum. Kabil ‘Sen beni öldürmek için teşebbüste bulunsan,ben sana ellemeyeceğim,seninle dövüşmeyeceğim’diyen kardeşini yok ettiğinde hemen pişmanlık yaşamış derin düşüncelere dalmıştı ‘neden yaptım,şimdi ne olacak,ne yapacağım?’ diye benliğini sorgulamaya geçmişti.
Oysa şimdi hem cinayet işleniyor hem ruhunu teslim etmiş bedenlere akıl almazlar işkenceler uygulanıyor!Kabil kadar olunamıyor yani.Ne acı kabil kadar olamamak ne acı!
Kabil hayatta olsaydı bu vahşiliğin akabinde adının anılmasına razı olmayacaktı.Kabil hayatta olsaydı tek tek dehşet yaşatılan bu cinayetleri bakışlarıyla durduracaktı.Kabil hayatta olsaydı Habili yaşatacaktı.
Artık Kabile haksızlık etmeyelim.Kabilin nedametini gömmeyelim.Pişmanlık terennümlerini de analım.Ve gerçekten hayırlı ölümler niyaz edelim yaratandan. En şereflisini isteyelim hatta.En nadide,en paha biçilmezini,şehadeti arzulayalım sessizce.O isteyin ardına gizlenen yaşlarımızı akıtırken analım kabili,nedamet yaşlarının arkadaşı olsun kabilce.
Hatta öyle olsun ki ölümler hatırlatır olmasın artık kabilliği.Şeytan kazanmasın defaatle.Gelin öldürelim kabili habilliğin gölgesinde.Kabzedelim yüreklerini kardeşçe.Kardeşlik deyince anılır olsun bu hadise.
Boğulmak mı,vurulmak mı,bir kuytuda sıkıştırılmak mı,araba çarpması,bir yangın sonrası ne bileyim okurken, yazarken tenimizi titreten her ölüm anı! Gelin bırakalım bu kanıları,ruhumuzu bilinçsizce kasvetlendirerek çekmeyelim aynı sancıları.Çok geç olmadan,dönüş bileti kaçmadan yönelelim,tevbe edelim.Bıkmadan isteyelim. İsteyene vereceğini bilerek,hissederek Rabbe dayanalım.Habil olalım.Gelin hiç değilse kabil kadar olalım!
Büşra BetüL
Yeryüzünde teneffüs ettiğimiz ademliğin mesabesinde,bizlere bu ilkler babamız Adem (as)mın çocuklarını,kardeşlerimiz Habil ile Kabili hatırlatıyor. Arşta bu cinayet işLendiği an kötüye,kötülüğe isim verdiğimiz kabilliğin aksi olan iyi ve iyiliğin sembolü de Habil oldu.
Rabbe teslimiyetin,kalbi safiyetin en masumene nişanesiydi Habil!
Rabbe isyanın,nefsi nankörlüğün en bariz tezahürüydü Kabil!
Ve yaşadıkça gördük ki hayat hepimize öyle bir an yaşatıyor ki kâh Habil oluyoruz ardından bir bakmışız ki Kabil oluyoruz. Kabil olduğumuz demlerde kaybetmişsek öteki yanımızı,şeytanileşen ruhumuzun bedenimizi en vahşi hüviyete bürüdüğünü fark ediyoruz.
Bu kanıya nasıl mı vardım güzel kızım? Daha birkaç gün önce izlediğim bir haber beni bu fikriyata tedebbür etti.Bir kaç kişi kast ettikleri can yetmiyormuş gibi bir fantezi üreterek akıllarında_ki bu akla kalbe aykırı bir durum_ceseti paketleyip kargolamışlar.Subhanallah!
Son zamanlarda cinayetler öyle hal aldı ki,boğazı kesilenler,yakılanlar,öldürülüp şekile sokulanlar.Çöp konteynırlarında ölü toplayan bir ülke olduk. Hayırlı ömür dileklerinin yanına hayırlı ölüm temennileri yerleştirdik.
Her üç kişiden birinin fiili olmasa bile varlığından rahatsız olduğu,ölümlerini arzuladığı bir Kabil olduk.Derken bu vahşi ölümleri gördükçe Kabile haksızlık yaptığımı düşünür oldum. Kabil ‘Sen beni öldürmek için teşebbüste bulunsan,ben sana ellemeyeceğim,seninle dövüşmeyeceğim’diyen kardeşini yok ettiğinde hemen pişmanlık yaşamış derin düşüncelere dalmıştı ‘neden yaptım,şimdi ne olacak,ne yapacağım?’ diye benliğini sorgulamaya geçmişti.
Oysa şimdi hem cinayet işleniyor hem ruhunu teslim etmiş bedenlere akıl almazlar işkenceler uygulanıyor!Kabil kadar olunamıyor yani.Ne acı kabil kadar olamamak ne acı!
Kabil hayatta olsaydı bu vahşiliğin akabinde adının anılmasına razı olmayacaktı.Kabil hayatta olsaydı tek tek dehşet yaşatılan bu cinayetleri bakışlarıyla durduracaktı.Kabil hayatta olsaydı Habili yaşatacaktı.
Artık Kabile haksızlık etmeyelim.Kabilin nedametini gömmeyelim.Pişmanlık terennümlerini de analım.Ve gerçekten hayırlı ölümler niyaz edelim yaratandan. En şereflisini isteyelim hatta.En nadide,en paha biçilmezini,şehadeti arzulayalım sessizce.O isteyin ardına gizlenen yaşlarımızı akıtırken analım kabili,nedamet yaşlarının arkadaşı olsun kabilce.
Hatta öyle olsun ki ölümler hatırlatır olmasın artık kabilliği.Şeytan kazanmasın defaatle.Gelin öldürelim kabili habilliğin gölgesinde.Kabzedelim yüreklerini kardeşçe.Kardeşlik deyince anılır olsun bu hadise.
Boğulmak mı,vurulmak mı,bir kuytuda sıkıştırılmak mı,araba çarpması,bir yangın sonrası ne bileyim okurken, yazarken tenimizi titreten her ölüm anı! Gelin bırakalım bu kanıları,ruhumuzu bilinçsizce kasvetlendirerek çekmeyelim aynı sancıları.Çok geç olmadan,dönüş bileti kaçmadan yönelelim,tevbe edelim.Bıkmadan isteyelim. İsteyene vereceğini bilerek,hissederek Rabbe dayanalım.Habil olalım.Gelin hiç değilse kabil kadar olalım!
Büşra BetüL