Yazmıyım diyordum ama ...
Gene yazdıracaklar ...
Sene gene 1900 ler ...
Ortaokul surları , konyaya yeni gelmişiz ..
Arabaşına davet edildik ama mekan ekabir sınıfı bir yer ...
Babacıgımın pek adeti degildir ama nedense o gün aşka gelmiş şekilde benim oğlanlar diye başlayan bir cümle kurmak gafletinde bulundu ...
Şöyle yerler böyle içerler ooo o neki filan gibisinden gaza geldi ...
Tabi bizde sırıtarak mukabele etmek zorunda kaldık ...
Hasılı sofraya oturduk ...
Gene takdir ki , abimle yanyana oturduk ..
Neyse başladık yemege ...
İlk hamur biraz zor olsada gitti ...
Baktım eğlenceli bir iş ..
Velakin agabeycigim kulagıma usulca " Kurbaa yutuyormuş hissi uyandımı bilader " demesiyle flim koptu ...
Kıkırdamaktan ve insanları kurbaa yiyor gibi hayal etmekten bir anda iştah kesildi ...
Hoş insanlar yemege kaptırdıklarından beni farkeden olmadı ama ...
Kurbaa vakasıda böylece gerçekleşmiş oldu ...
Hasılı Sessizlik hocam arabaşı yemek böyle bir duygu ...
Kaygan , kıpır kıpır bir hamuru luk diye yutman gerekiyor ...