Demirtaş'ı kimse takmaz, kimse tanımazdı.. Erdoğan ve Davutoğlu, Demirtaş'ın polemiklerine cevap vere vere onu popüler yaptılar.. HDP'nin oyları yükseldi ise bunun sebebi, hükümetin ve CB'nının kendilerini muhatap almasıdır. Sabah akşam Demirtaş şunu dedi, Demirtaş bunu dedi diye diye adamın namını yükselttiler..
Dün yahu, daha dün... Davutoğlu terörle ilgili basın toplantısı yapıyor, Demirtaş'ın açıklamasına cevap niteliğinde yapıyor bunu.. Ula siz hiç mi siyaset okumadınız, hiç mi psikoloji bilmezsiniz? O ne derse desin kardeşim sen niye hâlâ polemiğe giriyorsun anlamış değilim.. Sen devletsin, ve devlet olarak ağzına aldığın isimleri özenle seçmen gerekir. Siyasette ''iktidar yıpranır'' diye bir kural vardır. Bu kuralın sebep-sonuç ilişkisini hiç mi merak etmez insan? Hükümetlerin yıpranması, muhalefetin eleştirilerinden ziyade hükümetin onlara verdiği cevaplardır. Polemik, muhatap aldığın kişiyi kendi seviyene yükseltir..
Yazıklar olsun!
Görün, yazın bir kenara! Demirtaş'ın bugün yaptığı polemiğe bu akşam hem Erdoğan cevap verecek hem Davutoğlu... Devlette ve hükümette siyasî-stratejik zeka diye bir şey kalmamış.
Bugünün Türkiye'sinde attığı adımların farkında olan tekbir siyasetçi var, o da malesef Demirtaş. Bu işleri aslında kendisi de bilmez lakin akıl hocaları hep DIŞARISI. Selo'ya dışarıdan ''şunu yap, şimdi bunu yap'' diyorlar.. Ortaya kellemi koyarım ki konuşmalarının her bir kelimesi dış laboratuvarlarda oluşturuluyor. Kullandığı her bir kavram, yüz ifadesi falan tek tek düşünülmüş işler bunlar.
Onun içindir ki hükümetlerin falan kalkınmada fazla bir fonksiyonu yoktur. Eğer kalkınmak istiyorsanız üniversiteleriniz adam olacak.. Aslan gibi araştırmacılar yetiştireceksiniz. Bilim yapacaksın kardeşim, bilim.. Eğer bilim üretemiyorsan o vakit seni kukla gibi oynatırlar böyle.. Sen istediğin kadar Türkiye bölünmez, böldürmeyiz de.. Herifler onu sana kendi elinle böldürür de senin ruhun bile duymaz.. Bu böyle..
Peki, bu aymazlığın farkındalar mı? Sanmıyorum, zira eğitime hâlâ el atılmıyor. Davutoğlu Ak parti seçim bildirisinia açıkladığında merakla ağzından EĞİTİM lafının çıkmasını bekledim.. Çıkmadı.. Ak parti %99'la gelse bile bir 5 sene daha el atılmayacak.. Vaziyet çok kötü, bilmiyoruz, hiçbir şey bilmiyoruz. Neyin ne olduğu ve ne işe yaradığını bilmiyoruz. Ezbere gidiyoruz. Küçük bir örnek olsun: Hiç sorguladınız mı, bir sınıfta niye 24 kişiden fazla çocuk olunca eğitim verimli olmaz? En ideal sayı 19 kişilik sınıflardır. Diyorum ya, hep ezber.. Anlamadan etmeden ezber.. Oysa bu gibi edinilmiş ezberlerin hikmeti sebebini bilse bu hikmeti hayatın her alanında kullanabilir.. Türk eğitim sahası kocaman bir ezbercilik sahasıdır.. Davar gibi önümüze konanı tüketiyor, yularımızdan çekenin arkasından gidiyoruz. En tepedekinden en mualifine kadar; en zengininden en fakirine kadar topyekün böyleyiz..
Edit: Müftiş bir maneviyatsızlık var. Nitelikler üzerinden tefekkür diye bir şey kalmamış. Hep kabukta hep dış çizgilerde gidiliyor. Yeryüzünün en materyalist toplumu biz olduk, bakmayın siz öyle maneviyatlı laflar paylaştığımıza. Bütün bu tavırlar münafıklığımızdır bizim.. Çivi çaksanız geçmez kafamıza, o derece yani! Bunu böyle olduğunun tesçili şudur ki: Tablet bilgisayarlar dağıtmak, sınıf tahtalarını modernize etmekle eğitimde reform yaptığımıza inanıyoruz.. Diyorum ya, hep dış çizgi, hep madde üzerinden yaklaşılıyor problemlere.. Eminim sonrasında, niye olmuyor, diye saçlarını başlarını yırtıyorlardır. Olmaz kardeşim, olmaz, çünkü soyut olgular üzerinden tefekkür edecek nesiller yetiştirmemişler. Bunu fark edip devlet olarak sen düzelteceksin, sen.. Bırak okulların fakr-u zaruret içinde olsun, problem değil.. Sen eğitim sistemini, şablonu ve içeriğiyle tepeden tırnağa değiştir. O fakirliği ve yoksulluğu değiştirecek olanlar, nitelikli eğitimden geçen nesiller olacaktır, sen değil..