Ankarada İki Patlama, Ölü ve Yaralılar Var...

bunların tv leri gibi aşağılık bir kanal varmıdır...... geçen gün demirtaşı çıkartıp, cici göstermeye çalışıyorlar.... bugun tv de....

Yalancı hain paralelin oyunu tutmayınca, devreye pkk terörünün kanlı eylemleri devreye girdi. Şimdi de masum ve mağdur çakalı oynayacaklar

Lenovo A3000-H cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ankara'da meydana gelen patlamalardan AKP iktidarını sorumlu tuttu:Bu devlet, barış isteyenlere miting yaptırmıyor." :swoon:




SAMANYOLU.COM:glgl

MHP Genel Başkanlığı görüşme talebini, "Sayın Başbakan Sayın Bahçeli'nin 'hayır' cevaplarına alışık olduğu için bu görüşme talebine de 'hayır' diyoruz"

Gözü dönmüş provokatölerden polise linç girişimiEskişehir'de Ankara'daki bombalı terör saldırısı protestosu yürüyüşünde sivil polisler linç edilmekten son anda kurtarıldı.

Acaip münafıklık var, son kertede münafıklık.. Barış mitingi adı altında miting yapılır, ''bu meydan kanlı meydan diye'' halaylar çekilir. Bomba patlar faturası devlete çıkartılır. Oysa ambulanslarla gelen ve yaralıları hastaneye taşıyan devleti görmezler, görmek istemezler.. Akıl tutulması! Münafıklık son kertede. Gaflet budur işte.. Devlet yıkıldığı zaman o patlayan bombalar son bulacak sanıyorlar. Hayır, tam tersine o patlayan bombalar artar, ama yardıma gelen tek bir ambulans bile kalmaz.. Hele orada duran polis olmaz, bu olaylar karşılıklı mukateleye dönüşür. Bu basit denklemi nasıl anlamıyor insanoğlu? Acaip bir şey değil mi? Allah'ım bizi bu akıl dumuruna uğramaktan muhafaza etsin. Amin..

Özeleştiri adına şunuda belirtmek zorundayım: Keşke Davutoğlu burada ölenlere de gözyaşı dökebilseydi.. Toplum bu gibi nüansları direk fark etmesede şuur altından hissediyor. Gönül meselesini hafife alıyorlar! O sıra Ak partinin oyları niye düştü sorusunu biraz da Erdoğan ile Davutoğlu arasında ki samimiyet farkında aramak lazım diye düşünüyorum. Farkındayım, bu gerçekleri dile getirmek acıtıyor. Lakin unutmayın, adı üstünde gerçekler! Gözümüzü ve kulağımızı kapatmakla ortada duran gerçekler yok olmuyor. Öyle bir manzara var ki sanki topyekün siyaset kadrosu ve sivil toplum kuruluşları ele ele vermiş karşılıklı aymazlıklar yaparak bu milleti ve ülkeyi içten içe bölüyorlar. Resmen akl-ı selim diye bir şey kalmamış.. Ya, arkadaş bir cümle, bir cümle yahu! Basın toplantısında, ''demokratik haklar çerçevesinde gösteri yapmak için gelen vatandaşlarımıza yönelik terör saldırısı.....'' şeklinde başlasaydı konuşman... Bu çok mu zor?

Geleceğimizden ciddi endişeler duyuyorum..

2 farklı şekilde bir yazı yazacağım sıradan ve basit bir yazı olmasını istemiyorum hani geçiştirmek için değilde gerçekten de duyarlılık anlamında kalplerinizi biraz okşamak istiyorum izniniz olursa inşallah izniniz olmazsa aşağıda 2 farklı yazacağım yazının ilk kalıp mesajını okumayın...

2 ci kalıp metin yazım ise olayların sonrasında ki size kısa ama anlamlı sosyal mesaj çözüm önerilerim olacak... hoş ölen insanların ardından geride kalan ailelerine dönük çözüm üretmek zor olsada bildiğim birşey var Demokraside Çareler Tükenmez...yeter ki İNSAN için olsun en azından ben böyle düşünüyorum sizleri bilemem..

Böyle.

Zaman İNSAN hayatı için eşssiz ve bir o kadar değerli bir etmen....Zamanın değerini anlamını İNSAN lar olarak çok anlayamasak da bilinen bir gerçek var ki akıp giden tükenen ömür deryasında çoğumuz keşke değip de şu ana geri dönebilseydim hep demişizdir....

Öyle zamanlar hayatımızdan akıp geçmiştir ki çoğu zaman ne sevdiklerimizin değerini bilebildik nede gerçekte yaşanılan güzelliklerin anlamını anlayabildik bazen güzellikler hayatımıza hep acı gibi gözüktü ...mesela bir insana evladım bak insanları sev onlara saygı duy dendiğinde insan ne yaptı?...ta bi insan kendince bildiği ve inandığı o umursamaz tavrı sergiledi...her ne kadar hepsi olmasada bir çoğu bu yolu seçti ve bu yolun adı siyah olmaktı..

ama hayat umursayan ve umursamayan insan içinde zaman adına akıp geçiyordu...

Bugün yani dün garda olanlar sizlerden birer parçaydı ...onlar ülkenin yada ülkelerin değil İNSANLIĞIN birer ONUR larıydı....etnik köken milliyet ırk vss ne farkeder ki hepside bizden biriydi adı şivesi inancı ne farkeder ki o gün orada olan kişiler bizler gibi hayalleri olan etten kemikten her insan gibilerdi FAKAT birer MAHSUM insanlardı...

Bilinen bir gerçek vardı...ve TEKRAR söylemek gerekirse

Mahsumlardı....ve geride gözü yaşlı bekleyenler bırakıldı...

yani

MAHSUMLAR dı...

o geride hergün acılar çekecek ve hergün ağlayan gözü yaşlı bireyler olacak devamında o ölen mahsum bedenler için o geride sahipsiz kalanlar yada yalnız bırakılanlar sevdikleri için yol bekleyenler olacaklar. yol beklemek ne kadar zordur hele ki hiç gelmeyecek birini dünya için beklemek ise sıla hasretinden daha acı ve gam doludur

hayat ne kadar tuhaf değilmi??

Bedenlerimiz o kadar kararmış ve pıhtılaşmış ki İNSANLIK olarak doğruyu ve yanlışı ayırt edemiyoruz, bir tarafın acısı yüreginde varken ve yaşarken kahrolurken bir tarafta ise hangi duygu anı var o işte bilinmez dünya işte...

hayat acımasız derler ya BENCE hayat acımasız değil Sadece zorlu diyebiliriz, Aslında hayat eşssiz yaratılış güzellikleriyle donatılmış ama olaya nasıl bakıp gördüğünüzle ilgili....

Hayatı İNSANLAR adına ZORLU yapan ve körerten ise insanların VİCDAN VE KALP sahibi olmamasıdır...

Her olguyu vicdana kalbe bağlayamayalım dediğinizi duyar gibiyim??

Bağlamayalım elbet bende istemem Fakat bilinmesi gerekiyor ki insan olabilmenin en temeli kalp güzelliği ve yardımseverliktir...ki yardımseverlik ve fedakarlık diğer anlamda vicdanla ilgili bir muhasebe sonucu çıkandır.bunlar yoksa bir etmende o zaman orada güzellikleri bulamazsınız olsada yapmacık olur bu ikili insan için çok önemli o yüzden size sürekli önünüze gelir ...

biz yaratıldık ve denildi ki ....

Bu toprakların hepsi sizler Tüm İNSAN lar için oluşturuldu....içine güzelce bir döşek serildi ve bu döşeğin adıda topraktı....

sonrasında döşeklerinizde rahat olun uyuyun yalnız olduğunuzu hissetmeyin diye biz insanlığa gökyüzü aydınlatılmış vaziyette sunuldu...

eğer insanlar olarak doğru şeyleri zaman akışı içerisinde DÜŞÜNÜRSEK o zaman birbirimizi SEVEBİLİRİZ kanatindeyim....

İNSANLARIN İHTİYACI SEVGİ SAYGI VE MERHAMETTİR....SON OLARAK İSE BİRLİKTE BERABER YAŞAYABİLMEKTİR...AYRILMAYINIZ SAFLARINIZIN ARASINI AÇMAYINIZ BİR ARADA SIKI BİR DÜĞÜM İÇİNDE OLUNUZ VE KENETLENİNİZ ZOR ANLAR KARARLI BİRLİKTELİKLERLE AŞILABİLİNİR...

HAYATTLARINI ARZULARINI YAŞAMLARINI KAYBEDİP MAHSUM ŞEKİLDE GERİDE BIRAKANLARA ALLAH TAN RAHMET DİLER MEKANLARI CENNET OLSUN İNŞALLAH derim....ALLAH GERİDE KALAN YOL BEKLEYEN AİLELERİNE SABIRLAR VERSİN İNŞALLAH...

İNSANLIK IŞIĞI UMUTLARI KALPLERİNİZDE VİCDANLARINIZDA HİÇ SÖNMESİN UMUDUYLA İNŞALLAH...

Böyle.

Gelelim son yazımıza söz verdiğim üzere kısaca üzerinde değinmem gerekirse...

ANKARA OTOGARI giriş ve çıkış dış sahaları önü toplanma için çok müsait bu alanın Turnikelerle daraltılması devamında çıkışların dışarıdan ve içeriden girişlerin daha derli yapılması gerektiği yeni panel ve giriş yapılarının düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum...

bununla birlikte ANKARA OTOGARI ndaki KAMERA sistemleri nasıl bilemem ama burada sistemlerin MOBESA GÜVENLİK ile içeriden dışarıdan kontrol edilebilir olması gerektiğini düşünüyorum...bu sadece OTOGARDA değil HAVA ALANLARINDA Da bence olmalı...

devamında ANKRA OTAGARININ çıkışına güzelcene bir SAYGI ANITI yapmanızı sizlerden istiyorum....

Devamında

Bu anıtta yaşamlarını kaybeden 95 insanın İSİMLERİNİN Yazması çok önemli...

çünkü orada 95 İNSAN ölmedi devamında İNSANLIK ta öldü....ORAYA UYGUN bir alana İNSANLIK SAYGI ANITI yapılmasını istiyoruz..bu çok önemli....İNSANLIĞIN hatırlanabilmesi devamında VAHŞİLİĞİN VE BARBARLIĞIN hatırlanması unutulmaması devamında geride kalan acılı aileler içinde önemli bir yer diye düşünüyorum ta bi AİLELER de bunlara olumlu bakarsa yapılmalıdır diye not düşmek istiyorum...

Yapılacak İNSANLIK SAYGI ANITININ tam orta kısmına hareketli VİDEO EKRAN KONULMASINI diliyorum....burada AİLELER izin verirse ÖLEN YAŞAMLARINI YİTİREN İNSANLARIN FOTOGRAFLARI SLAYT ŞEKLİNDE DEĞİŞMELİ OLSUN istiyorum...

Bu İNSANLIK SAYGI ANITI gecede görülebilir KIRMIZI BEYAZ IŞIKLAR ile aydınlatılmasını istiyorum...

ANITLAR SADECE SOYKIRIM İÇİN DEĞİL İNSANLIK İÇİNDE DİKİLİR....bunları unutmayın derim....

ANIT orada olasıya kadar UYGUN VE GÜVENLİK OLDUĞU BİR ZAMAN DİLİMİNDE.....

İNSANLIĞIN ANKARA GARI ÖNÜNE MUMLARLA GELİP TÜRKİYE BAYRAKLARIYLA GELİP ORADA BİR VE BERABER OLDUKLARINI ÖZGÜRLÜKLERİ İÇİN MUMLARIYLA IŞIKLARIYLA GELDİKLERİNİ GÖSTERMELERİDE OLDUKÇA ÖNEM ARZEDİYOR...

EĞER İNSANLIĞA SAHİP ÇIKMAK İSTİYORSANIZ MUMLARINIZI SÖNDÜRMEYİN....IŞIKLARINIZ ELLERİNİZDE OLSUN...

Yazdıklarım sadece sonrası için yapılacaklar adına birer öneridir

Saygılarımla..

Böyle.

Failleri içerde aramak hata olur ...
Hissiyatımca Suriyeye karışma ayağını denk al mesajı idi ...
Bu tür eylemlerde bulunsa bulunsa bir kaç tetikci bulunabilir ...
Fail apaçık ortada olsa bile kamuoyuna bu deklare edilmez ...
Ama şundan eminim , fail içerden biri değil ....

PARALEL MEDYANIN ALGILI BAKIŞ AÇISI!!!!!!!!!

TRT'den pes dedirten yayın
TRT ise katliamın olduğu gün yaptığı yayınla tepki topladı. TRT, dünyadaki terör saldırılarını göstererek katliamların her yerde olduğunu ima ederek algı yapmaya çalıştı.

samanyolu.com

Pkk nın kanalı da canlı yayında ağlayan teröristi böyle yayından almıştı







Neticede karşı oldukları hedef ortak!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Demirtaş'ı kimse takmaz, kimse tanımazdı.. Erdoğan ve Davutoğlu, Demirtaş'ın polemiklerine cevap vere vere onu popüler yaptılar.. HDP'nin oyları yükseldi ise bunun sebebi, hükümetin ve CB'nının kendilerini muhatap almasıdır. Sabah akşam Demirtaş şunu dedi, Demirtaş bunu dedi diye diye adamın namını yükselttiler..

Dün yahu, daha dün... Davutoğlu terörle ilgili basın toplantısı yapıyor, Demirtaş'ın açıklamasına cevap niteliğinde yapıyor bunu.. Ula siz hiç mi siyaset okumadınız, hiç mi psikoloji bilmezsiniz? O ne derse desin kardeşim sen niye hâlâ polemiğe giriyorsun anlamış değilim.. Sen devletsin, ve devlet olarak ağzına aldığın isimleri özenle seçmen gerekir. Siyasette ''iktidar yıpranır'' diye bir kural vardır. Bu kuralın sebep-sonuç ilişkisini hiç mi merak etmez insan? Hükümetlerin yıpranması, muhalefetin eleştirilerinden ziyade hükümetin onlara verdiği cevaplardır. Polemik, muhatap aldığın kişiyi kendi seviyene yükseltir..

Yazıklar olsun!

Görün, yazın bir kenara! Demirtaş'ın bugün yaptığı polemiğe bu akşam hem Erdoğan cevap verecek hem Davutoğlu... Devlette ve hükümette siyasî-stratejik zeka diye bir şey kalmamış.

Bugünün Türkiye'sinde attığı adımların farkında olan tekbir siyasetçi var, o da malesef Demirtaş. Bu işleri aslında kendisi de bilmez lakin akıl hocaları hep DIŞARISI. Selo'ya dışarıdan ''şunu yap, şimdi bunu yap'' diyorlar.. Ortaya kellemi koyarım ki konuşmalarının her bir kelimesi dış laboratuvarlarda oluşturuluyor. Kullandığı her bir kavram, yüz ifadesi falan tek tek düşünülmüş işler bunlar.

Onun içindir ki hükümetlerin falan kalkınmada fazla bir fonksiyonu yoktur. Eğer kalkınmak istiyorsanız üniversiteleriniz adam olacak.. Aslan gibi araştırmacılar yetiştireceksiniz. Bilim yapacaksın kardeşim, bilim.. Eğer bilim üretemiyorsan o vakit seni kukla gibi oynatırlar böyle.. Sen istediğin kadar Türkiye bölünmez, böldürmeyiz de.. Herifler onu sana kendi elinle böldürür de senin ruhun bile duymaz.. Bu böyle..

Peki, bu aymazlığın farkındalar mı? Sanmıyorum, zira eğitime hâlâ el atılmıyor. Davutoğlu Ak parti seçim bildirisinia açıkladığında merakla ağzından EĞİTİM lafının çıkmasını bekledim.. Çıkmadı.. Ak parti %99'la gelse bile bir 5 sene daha el atılmayacak.. Vaziyet çok kötü, bilmiyoruz, hiçbir şey bilmiyoruz. Neyin ne olduğu ve ne işe yaradığını bilmiyoruz. Ezbere gidiyoruz. Küçük bir örnek olsun: Hiç sorguladınız mı, bir sınıfta niye 24 kişiden fazla çocuk olunca eğitim verimli olmaz? En ideal sayı 19 kişilik sınıflardır. Diyorum ya, hep ezber.. Anlamadan etmeden ezber.. Oysa bu gibi edinilmiş ezberlerin hikmeti sebebini bilse bu hikmeti hayatın her alanında kullanabilir.. Türk eğitim sahası kocaman bir ezbercilik sahasıdır.. Davar gibi önümüze konanı tüketiyor, yularımızdan çekenin arkasından gidiyoruz. En tepedekinden en mualifine kadar; en zengininden en fakirine kadar topyekün böyleyiz..

Edit: Müftiş bir maneviyatsızlık var. Nitelikler üzerinden tefekkür diye bir şey kalmamış. Hep kabukta hep dış çizgilerde gidiliyor. Yeryüzünün en materyalist toplumu biz olduk, bakmayın siz öyle maneviyatlı laflar paylaştığımıza. Bütün bu tavırlar münafıklığımızdır bizim.. Çivi çaksanız geçmez kafamıza, o derece yani! Bunu böyle olduğunun tesçili şudur ki: Tablet bilgisayarlar dağıtmak, sınıf tahtalarını modernize etmekle eğitimde reform yaptığımıza inanıyoruz.. Diyorum ya, hep dış çizgi, hep madde üzerinden yaklaşılıyor problemlere.. Eminim sonrasında, niye olmuyor, diye saçlarını başlarını yırtıyorlardır. Olmaz kardeşim, olmaz, çünkü soyut olgular üzerinden tefekkür edecek nesiller yetiştirmemişler. Bunu fark edip devlet olarak sen düzelteceksin, sen.. Bırak okulların fakr-u zaruret içinde olsun, problem değil.. Sen eğitim sistemini, şablonu ve içeriğiyle tepeden tırnağa değiştir. O fakirliği ve yoksulluğu değiştirecek olanlar, nitelikli eğitimden geçen nesiller olacaktır, sen değil..

DESIFRE' Alıntı:

Neden koymayalim

onlara Yillardir yüz veren kimler Chpliler mi ?

Genişletmek için tıkla ...

Bir patentli milli görüşçünün vahim bakış açısı fazla söze ve açıklamaya gerek yok.Örneklemeye bak bir de çıkmış soru soruyor.Örneğinde çapın kadar.Körle yatarsan böyle şaşı kalkarsın.Nasıl bir trajik vaziyettesiniz siz yahuHalk tv ye çıka çıka bu hale mi geldiniz?

KAFKAS' Alıntı:

Bir patentli milli görüşçünün vahim bakış açısı fazla söze ve açıklamaya gerek yok.Örneklemeye bak bir de çıkmış soru soruyor.Örneğinde çapın kadar.Körle yatarsan böyle şaşı kalkarsın.Nasıl bir trajik vaziyettesiniz siz yahuHalk tv ye çıka çıka bu hale mi geldiniz?

Genişletmek için tıkla ...

13 Yil Paralelin kucaginda oturanlar mi diyor bunu ?

Konu ne: Ankarada patlatılan bombalar, öldürülen onlarca insan.

Tartışmanın geldiği nokta ne: MİLLİ GÖRÜŞE SALDIRMA!

Git gide iğrençleşiyor bazıları.